MAFYA

By ccaglasuu

3.2M 97K 25.5K

Tanışmaları değişik olmuştu biraz.Adamın düşmanının kendisine yaptığı saldırı sonucunda,sıyrılan kurşunun bir... More

1. Bölüm : Kurşun
2. Bölüm : Yeni Okul
3. Bölüm : Kerem
4. Bölüm : Araf'ın Evi
5. Bölüm : Mert
6. Bölüm : Öpücük
7. Bölüm : Ödeşme
8. Bölüm : Sahte Sevgili
9. Bölüm : Kafes dövüşü mü?
10. Bölüm : Kaçırılma
11. Bölüm : Hastane
12. Bölüm : İkinci Öpücük
13. Bölüm : Masum
14. Bölüm : Kerem'in ekibi
🎉🎉MUTLU YILLAR🎉🎉
15. Bölüm : "Yanındayım"
16. Bölüm : "Seni Gerçekten Seviyor"
17. Bölüm : "Annem gibi kokman senin suçun"
18. Bölüm : Kıskanç Beyimiz Araf
19. Bölüm : Operasyon
❤️ÇOK TEŞEKKÜRLER❤️
20. Bölüm : "Benim sana ihtiyacım var"
21. Bölüm : "Ben de bu öküzü seviyorum"
22. Bölüm : "Seni bana hapsedesim var"
23. Bölüm : Sarhoş
24. Bölüm : İç Çamaşırı
25. Bölüm : "Sadece sen"
26. Bölüm : Ateş Atay
28. Bölüm : "Senin de beni gerçekten sevdiğini"
29. Bölüm : Dünyanın en güzel annesi
30. Bölüm : "Cehennemine hoş geldin Su Başaran"
31. Bölüm : Cehennem (Part 1)
32. Bölüm : Cehennem (Part 2)
33. Bölüm : Beni yanlış anlamamıştır değil mi?
34. Bölüm : Halil Karan öldü mü?
35. Bölüm : "Unut beni.Hoşçakal Sarışın."
36. Bölüm : Ölüm dövüşü
37. Bölüm : Hoşgeldin yaz! Hoşgeldin tatil!
38. Bölüm : Korkut belası
39. Bölüm :"Beni özlemedin mi ağabeyciğim?"
40. Bölüm : "Yine mi sen?"
41. Bölüm : "Yanımdasın"
🎊💞🎊 200K!! 💞🎊💞
42. Bölüm : "İlk kez kaybetme korkusunu yaşadım"
43. Bölüm : 6 yıl sonra...
44. Bölüm : Yeni hayat
45. Bölüm : "Tüm benliğinle benimsin gökyüzü"
46. Bölüm : Tartışma
47. Bölüm : Cinsiyet
48. Bölüm : Hoşgeldin Elis bebek!
49. Bölüm : Cenaze
-FİNAL-
SÜRPRİZ!!!
🖤❤️1 YIL❤️🖤

27. Bölüm : "Ya sen niye nefes alıyorsun ki?"

58.9K 1.8K 651
By ccaglasuu

Kelime sayısı:3915
Multimedya:Ateş Atay

Vote ve yorum atmayı unutmayın!
Keyifli okumalar.🖤

Gamze'den
Badminton antrenmanından çıktıktan sonra Su ve Alya'yı spor salonunda bıraktık.Soyunma odasına girip üstümüzü değiştirdik.Telefonum çaldığında çantamdan uzun uğraşlar sonucu buldum.Ekranda arayan kişinin adını gördüğümde heyecanlandım.
Telefonu hızla açtım.

"Efendim Berke?"

"Kapıdayım."

"Kapıda mısın?"

"Bekliyorum."
Telefon suratıma kapandığında şaşkınca çantamı omzuma taktım.Buket'e döndükten sonra;
"Ben çıkıyorum.Berke gelmiş."

"Berke mi gelmiş?"

"Evet,beni beklediğini söyledi."
Buket sinsice sırıttıktan sonra;
"Hadi bekletme çocuğu.Özlemiş seni belli."dediğinde çantamı kafasına attım ama kıvrak bir hareketle sıyrıldı.

"Yav."diyerek ofladım.Şimdi kim alacak o çantayı?

"Al ayı."
Çantamı attığında eyvallah diyerek soyunma odasından çıktım.
Eve gidip duş alacaktım ama pek terlememiştim zaten.
Bahçeye çıktıktan sonra tarih hocasının projeyi benimle birlikte yapması için görevlendirdiği çocuk yanıma geldi.Adı Murat mıydı neydi?

"Ne zaman buluşuruz?"dediğinde düşündüm.

"Bu hafta sonu olabilir."

"Tamam,haberleşiriz."
Başımla onayladıktan sonra kapüşonumu başıma geçirdim ve çıkışa yürüdüm.
Kapıdan çıktığımda etrafıma baktım.
Sağ tarafımda arabasına yaslanmış Berke beni bekliyordu.
Kaşlarını çatmış ve bir noktaya odaklanmıştı.

"Berke."
Gözleri benimkileri buldu.
"O çocuk kimdi?"

"Kim?"

"Az önce konuştuğun."

"Proje arkadaşı."dedim direkt.Kısa bir homurdanmanın ardından kapıyı açtı ve bana baktı.

"Gel hadi."
Şaşkınca ona baktıktan sonra açtığı kapıdan içeri girdim ve oturdum.Kapımı kapattıktan sonra kendisi de arabanın etrafından dolaştı ve sürücü koltuğuna geçti.

"Ne zaman geldiniz?"diye sordum.

"Bir saat önce."

"Peki nereye gidiyoruz?"

"Gidince görürsün."

"Ben sabredemem."dedim gözlerine bakarak.

"Biliyorum.Ama sabredeceksin."
Oflayarak cama döndüm.
Sabırsızca beni götüreceği yeri bekliyordum.Antrenmanlar uzun sürünce yorgun olduğumdan beş dakika sonra gözlerim yavaşça kapanmaya başladı.
Veee kapandı.

Berke'den
Arabayı durduktan sonra Gamze'ye döndüm.Gözlerini kapatmış uyuyordu.

"Gamze."dedikten sonra onu yavaşça dürtmeye başladım.Ona güzelim dediğimde bundan çok hoşlandığını söylemişti.

"Güzelim."

Yavaşça gözlerini açtı.
Gözlerini açtıktan sonra bana döndü.

"Geldik mi?"
Boğuk çıkan sesine karşılık sırıtarak cevap verdim.

"Geldik."
Gözleri parladı.Hızla başını cama çevirdi ve etrafı taradı.Daha sonra çığlık atarak bana döndü.

"Oha,inanamıyorum!"

Gülerek arabadan indim.Gamze de hızla arabadan indikten sonra beline elimi attım.Küçük bir çocuk çocuk gibi görünüyordu.Onun için kapattırdığım pastanede her türlü çikolata,pasta,kurabiye vb. ne isterse yaptırmıştım.İçeri girdikten sonra şaşkınca etrafa baktı.

"Berke,burası-"

"Hepsi senin."diyerek ona göz kırptım.
"Teşekkür ederim!"diyerek boynuma atladığında ellerimi beline sardım.

"Sende ye."dedikten sonra elimden tuttu ve masalara konulmuş çikolataları yemeye başladı.Banada uzattığında elime almadan onun elinden ısırdım.

"Ya kilo alacağım."

"Ne olur kilo alsan?"diye sordum.

"Evde kalırım."
Gülerek elime çikolata aldım ve ona uzattım.

"Kilo al,kimse beğenmesin seni."
Kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ben seni beğenirim."dedikten sonra dudağının kenarını,çikolata bulaşmış yeri öptüm.Gamze şaşkınca bana bakarken gözlerimle masaları taradım.

"Hadi ye."diyerek etrafa baktım ama o hala bana bakıyordu.

"Gamze.Seni buraya beni izlemen için getirmedim."

"Sen,beni öptün."
Üzerinde bıraktığım etkiye gülümsedim.
"Ye artık.Yoksa gideceğiz."

"Tamam tamam yiyorum."
          ***

Gamze'den
Berke ile çok eğlenmiştik.Baya abur cubur yedirdikten sonra beni önce bovlinge,şimdi de lunaparka getirmişti.

"Dönme dolapa binelim."dedim Berke'ye.

"Tamam gel."
Uzattığı eline elimi uzattım ve birleştirdim.Elim elinde kaybolmuştu.
Heyecanlandım be ya.
Dönme dolaba bindikten sonra,akşam olduğu için ışıklarla aydınlanan şehir manzarası harikaydı.Gülerek manzarayı izlerken Berke elimi öptüğünde gözlerimi gözlerine diktim.Karşı karşıya oturmuştuk.

"Yaklaş."

Dediğini yaparak biraz öne eğildim.
O da eğildi ve yüzlerimizi hizaladı.
Elini kaldırarak yanağıma koydu.Daha sonra belimden tutarak beni yanına çekti.

"Ne yapıyorsun?"diye sordum şaşkınlıkla.Belimdeki elini sıklaştırdı.
Burnunu burnuma sürttüğünde kalbim çok hızlı atmaya başladı.Ay,ölüyorum.

"Berke-"

"Şşh."dedikten sonra hafifçe dudaklarını dudaklarıma sürtünce başımı sola çevirdim.Berke bana şaşkınca bakarken bende aynı şekilde ona bakıyordum.
Ne yapıyordu?

"Berke neler oluyor?"

"Gamze,sana karşı hissettiklerimi sana karşı söyleyemiyorum."

"Sorun o mu,bir kutu hıyar turşusu alsan anlaşırdık."

"Anlatamadıklarım dediğimde ne geliyor aklına,anla işte kızım.Seviyorum."

"Bende seviyorum.Yani hıyar turşusunu kim sevmez ki?"

Sabır dilercesine yukarı baktı.
"Söyleteceksin değil mi?"

Şirince sırıtarak gözlerine baktım.
"Seni seviyorum."

"Tamam,bu sefer oldu."dedim gülerek.
Bir dakika lan.Çocuk beni sevdiğini söyledi ben şok olmalıyım.

"Şimdi beni öp."dedikten sonra konuşmama izin vermeden beni öpmeye başladı.Ben gözlerimi kocaman açmış ona bakarken o gözlerini kapatmıştı.
Ayrıldıktan sonra gözlerini açtı ve şaşkınca bıraktığı Gamze'ye,bana baktı.

"Sana sormayı unuttum,beni seviyor musun diye ama hala sormayı düşünmüyorum.Benden başkasını sevemezsin zaten."

"Kusura bakma,yatağım,hıyar turşum,nutellam ve Dylan'ım bana yeter."diyerek sırıttım.

"Dylan kim lan?"

"Benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Dylan mylan dinlemem gider-"

"Kes be,sanırım hayatımda yeni bir kaç değişiklik yapmam gerekecek.Yeni cins bir hıyar eklemek gibi."

Alya'dan
Gözlerimi kırpıştırarak açtım.Yaklaşık sekiz saattir uyuyordum ve bu benim için yeterli değildi.Araf'a baktığımda uyuyordu.Şöyle kalktığımda,yanımda kaslı,yakışıklı,muhteşemmel bir yaratık görünce mutlu oluyorum ben ya.
Ama bu şimdi uyanmaz ki.

"Araf."diyerek kolunu dürttüm.
"Araf."

"Kocacığım."

"Sevgilim."

"Yavrum."

"Araf."
Oflayarak düşünmeye başladım.
Araf'ı itekledikten sonra,yatakta sırtüstü ve düz bir şekilde uzanmasını sağladım.
Baklavalarının üstüne oturduktan sonra göğsüne yavaşça vurmaya ve sürekli adını sayıklamaya başladım.

"Araf."

"Araf."

"Araf."

"Lan uyansana!"

'Ölmüş mü bir bak.'
İç sesim haklı olabilir.
Yavaşça yüzüne yaklaştım ve yüzüne eğildim.Tam nefesini kontrol edecekken beni aniden altına almasıyla kısa çaplı bir şok yaşadım ve ardından çığlık attım.

"Ne yapıyorsun sabah sabah?"dedi boğuk sesi ve yarım yamalak açık gözleriyle.Şu an çok sevimli ve öpülesi duruyordu.
Töbe.

"Uyandırmaya çalışıyordum."

Üstüne bir şey giymediği için gözüm sürekli baklavalarına kayıyordu.Kendime engel olmaya çalışıyordum.Göz teması kurduktan sonra sırıttı.

"Üzerimde ve bana eğilmiş bir halde.Amacın neydi?"

Yüzünü yüzüme yaklaştırırken kaşlarımı çatarak konuştum.

"Bir kere yanlış anladın.Şimdi ben uyandım.Sen uyuyordun böyle.Adını yaklaşık..ımm neyse işte çok kez adını söyledim.Sen uyanmayın-"

Dudaklarıma örttüğü dudaklarıyla cümlem yarıda kalırken ağırlığını üstüme verdi.Sanırım bu onun dilinde 'Kes,anladık.' demekti.
Ayrılmadığında omuzlarından onu ittirmeye çalıştım ama bir işe yaramadı.
Sonunda başını çekti ve göz kırptı.

"Güne böyle başlamak güzel."

"Sen bir sapıksın."dedim kelimeleri teker teker söyleyerek.

"Eyvallah güzelim.Şimdi in ve kahvaltı hazırla.Çok istiyorsan birlikte banyo da yapabiliriz."

"Hiç gerek yok canım."diyerek güldüm.
"Artık üstümden kalksan."

"Böyle iyiydi ama,akşam devam ederiz."deyip dudaklarıma kısa bir öpücük koyup geri çekildi.

"Araf."dediğimde banyoya girmeden önce bana döndü.
Ona orta parmağımı kaldırarak "Nah."dedim ve sırıtarak ona bakmadan,hızla odadan çıktım.

Aşağı indikten sonra kahvaltı hazırlamaya başladım.Kızlar,dün sevgilileri ile takılıp özlem gidermişlerdi.Gamze'yi aradığımda ise heyecanla ve mutlulukla olanları anlatmıştı.Onların adına seviniyordum.
Onları mutlu eden sevgilileri vardı.
Tıpkı benim gibi.
Masayı kurduktan sonra pencereden karşıdaki eve baktım.
Can ve Burak kesin uyanmamışlardır.

"O eve bakmayı kes."

Araf'ın ani sesi ile irkilirken ona,arkama döndüm.

"Nedenmiş?"

"Otur ve ye."

"Üstümü giyinip geleceğim."

"Yardım edeyim mi,iç çamaşırlarını ben seçebilirim mesela."

"Ah,bu kadar kibar olduğun için teşekkür ederim ama gerek yok."

Masanın yanından geçerken arkama şaplak atmasıyla omzuna vurup "Sapık!"diye bağırdım.

"Benim değil mi?"dedi gülerek.

"Pislik."
Kaşlarımı sinirle çatıp odama çıktım.Kızlar,erkeklerle birlikte Araf gilin evindelerdi.Biz uyuyunca kapıyı açan olmamıştır tabi.
Havaya baktım.Şubatın ortalarındaydık ve havalar yavaş yavaş ısınıyordu.
Bugün de hava açıktı.
Ama havaya aldanmadım.
Dolabımın karşısına geçip siyah dar paça bir kot ve siyah,omuzları yırtık ve göbeğimin azıcık üstünde biten kısa kazağı üzerime geçirdim.
Saçlarımı salık bırakıp nemlendirici sürüp çantamı omzuma aldım.
Odadan çıkarak aşağı indim ve mutfağa girdim.Araf telefon ekranına bakarken bir yandan da kahvaltı ediyordu.
Karşısındaki sandalyeye geçtim ve titreyen telefonuma bakmadan kahvaltı etmeye başladım.Telefonum bir kere daha titrediğinde meraklanıp arka cebimden çıkardım.

Gönderen:0532...
'Okulun partisine benimle partner olacak geleceksin.'

Gönderen:0532...
'Seni 19.30'da alırım.'

Kaşlarım istemsiz bir şekilde çatılırken başımı kaldırdım.Bu kim?

Gönderilen:0532...
'Kimsin?'

Salatalığımı çatalla ağzıma attıktan sonra yeni bir mesaj geldi.Baya hızlıymış.

Gönderen:0532...
'Atay.'

Ateş neden benden bunu istemişti?
Şaşkınlığımı gizleyemediğim ortada olacak ki Araf bana soran gözlerle baktı ve ardından telefona bakarak konuştu.

"Ne iş?"diye sordu.

"Hiç."diyerek gözlerimi kaçırdım.
Ayağa kalktıktan sonra önüme geldi ve eğildi.Yüzünü yüzüme yaklaştırdıktan sonra beni öpeceğini anladım ve gözlerimi kapattım,ancak tam o sırada telefonu elimden çekti.

"Fırsatçı!"

"Bir de bana sapık dersin."diyerek sırıttı.

"Araf,bak sonra şey etme.Sinirlenme.Yani-"diyemeden telefon ekranındaki gözleri benimkileri buldu ama keşke hiç bulmasaydı.
Çok sinirli bakıyordu.

"Mesajlardan da gördüğün üzere benim ilgim alakam yok."

"Atay kim?"dedi bana sinirle bakıp.
Derin bir nefes aldım.

"Okulun sahibinin oğlu,Ateş Atay.Aynı sınıftayız."

"Yürü."dedi keskin bakışlarının ardından.
Son anda sandalyeme astığım çantamı omzuma aldım ve birlikte evden çıktık.
Sevdiğim siyah BMW'sinin kilidini açtıktan sonra karşı kapıdan Can ve Burak çıktı.
Yanıma geleceklerken sesimi yükselterek konuştum.

"Okulda görüşürüz."

"Tamam."
Önüme dönüp arabaya bindim.
Araf kaşlarını çatmış Can ve Burak'a bakıyordu.Can'a karşı kanı biraz kaynamıştı ama bu,kıskanç yanını köreltmemişti.

"Araf,hadi gidelim."
Dediğimin ardından arabayı çalıştırdı.
Bende Buket'e okul için yola çıktığımızı haber verdim.Atay lisesinde,dört tane 11.sınıf şubesi vardı.12.sınıf şubesi daha çoktu.
Ve dokuz.Okul zaten fazla büyük değildi.
11.sınıflardan A,B ve C şubesi 25'er kişiydi.D sınıfı ise açılan son şubeydi ve biz gelmeden önce orada 13 kişi vardı.
9 kişi oraya girdiğimizde 22 kişilik bir sınıf olmuştu.Zaten istemesek bile o sınıfa girecektik hepimiz.

Okula geldikten sonra,Araf arabayı okulun arka otoparkına park etti.
Arabadan indiğimizde okulun giriş kapısına yakın bankta,Ateş ve Merve'nin çetelerinin birlikte oturduklarını gördüm.
Ateş gözleri ile etrafı tararken sigarasını içiyordu.
Gözleri beni bulduğunda sigara dumanını üfledi ve yanımdaki Araf'a keskin bakışlarını gönderdi.

"Yürü."
Araf bileğimden tutup sinirli suratıyla içeri yürümeye başladı.Kapıdan girdiğimiz an kızların gözleri hızla buraya döndü.Kaşlarımı çatarak Araf'ın kolunu kaldırdım ve kolunun altına girdim.
Araf gözlerini bana dikerek piç sırıtışını sergiledi.Gözlerimi devirerek önüme döndüm.Araf şu an Ateş'i arıyordu ama ben ona bahçede olduğunu söylemeyecektim.Kim olduğunu kendi bulsun az.Şimdi hiç kavga etmesini izleyemem.
Sınıfın önüne geldikten sonra Araf kapıyı açtı.İçeri girdikten sonra gözleri yaklaşık on kişinin olduğu sınıfı taradı.

"Ateş Atay kim?"
Bağırarak ve hiddetle söylediği cümlenin ardından herkes ona döndü.
Araf istifini bozmadan sinirle sınıfa bakarken arkadan gelen;

"Benim."sesi ile yavaşça arkasına döndü.
Ateş,Araf gibi tamamen siyah giyimiyle karşısında dikilirken çetesi arkasındaydı.
Ateş arkasına döndü ve çetesine bakıp başıyla,kapıyı hafifçe işaret etti.
Çetesi sınıftan çıkarken içeri Merve girince gözleri şaşkınca Araf'ı buldu.
Seni yolarım sürtük!

"Mesajların hesabını kesmeye geldim.Bir de kendimi tanıtmaya."
Araf konuştuktan sonra Ateş sırıttı.

"Sen kimsin ki hesap soruyorsun benden,Alya'ya attığım mesajlar seni neden ilgilendiriyor?"

Araf sırıtarak Ateş'e doğru bir adım attı.
Elini ani bir hareketle Ateş'in yakasına atıp kendine çektiğinde Ateş neye uğradığını şaşırdı ve karşılık vermeye kalmadan Araf kafayı gömdü.
Sınıfın salak kızları çığlık atarken Araf,Ateşin üstüne eğildi ve konuştu.

"Onun adını bir daha ağzına almayacaksın bu bir."

Bir yumruk çaktıktan sonra tekrar konuştu.

"Onunla hiçbir şekilde iletişim kurmayacaksın ve ona yaklaşmayacaksın bu da iki."deyip son yumruğu indirdi.

Ateş ani bir hareketle elini tutup kafa atacakken Araf,refleksleri iyi olduğu için kafasını geri çekti ve tekrar bir yumruk indirdi.
Kavganın uzamaması için Araf'ın omzuna dokundum.

"Araf yeter!"

Bir yumruk daha attıktan sonra ayağa kalktı.Beni elimden tutarak sınıftan çıkardı.Sinirle solurken bahçeye çıktık.
Hızla arabaya yürüdü ve kapıyı açıp beni içeri ittirdi.
Kendisi de sürücü koltuğuna geçip kapıyı kapattı.Kafasını geriye atıp gözlerini kapattı.

"Araf."
Gözlerini yavaşça açtı ve başını bana çevirdi.

"Neden sınıftan çıktık?"

"Sınıftan çıkmasaydım cesedi çıkardı."

Yutkunarak gözlerimi yere diktim.
Kavga etmesini istemiyordum.
Zaten sınıftan çıkarken Ateş'in bana attığı bakışlar hiç de iyi bakışlar değildi,yaralanmıştı.
Burnu kanarken dudağı ve kaşının kenarı patlamıştı.Ayrıca yüzünde bir kaç yer eminim moraracaktı.

Sigara pakedini cebinden çıkardıktan sonra bir dal ağzına götürdü.
Çakmakla yaktıktan sonra gözlerini kıstı ve dumanı üfledi.
Sigarasını içtikten sonra kapısını açtı.
Sanırım sakinleşmişti.
Bende kapıyı açtığımda yanıma geldi.
Otoparka giren bizimkilerin arabalarını görünce arabaya yaslandık.
Onlarda geldikten sonra sürü halinde sınıfa ilerlemeye başladık.
Gamze hanımlar da pek bir mutlular.
Sınıfa geldikten sonra Ateş ve çetesi yoktu ama bizim kızıl sürtük en yakın arkadaşıyla,hareketli hareketli bir şeyler konuşuyordu.
Araf ile benim sırama geçtiğimizde,Merve'nin yanında bulunan adını unuttuğum kız dirseği ile Merve'yi dürttü ve gözleri ile Araf'ı gösterdi.
Merve heyecanla Araf'a döndüğünde,Araf'a baktım.
Dirseğinin birini masaya yaslamış,diğer elinde telefon vardı.
Araf'ın çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım.
Gözlerini telefon ekranından bana çevirdiğinde konuştum.

"Araf sen sınıfa doğru sırtını dönsene."

Ben duvar kenarında oturuyordum.
En arkadaydık.

"Neyin peşindesin,sınıfa sırtımı dönerek nasıl oturmamı bekliyorsun sarı?"

"Ya ne bileyim işte,arkalara dönme.Siyah kapüşonlu hırka giy artık.
Geçir kafana mafana,görmesinler seni.Bir dakika neden kızıl sürtükle aynı havayı soluyorsun,ya sen niye nefes alıyorsun ki?"

Küçük bir sırıtışın ardından yavaşça arkasına döndü.Merve'ye baktığımda Araf'a göz kırpmasıyla ayağa kalktım.
Araf gülerek elimden tuttu ve sıraya oturtturdu.

"Şşh,sakin ol."

"Bırak beni.Ona gününü göstereyim."

"Güzelim,sakin ol dedim.Seni kavgadan ayıracak halim yok.Ama beni kıskanman hoşuma gitti."

Gözlerimi devirerek Merve'ye sadece ağzımı oynatarak 'önüne dön sürtük.' dedim.Daha sonra ise başını sıraya gömmüş Araf'a baktım.
Buket ve Demir bizim önümüzdeki sırada,Su ve Bora onların önündeki sırada,Gamze ve Berke de onların önündeki sıradaydı.

Buket bana döndükten sonra konuştu.
"Voleybol antrenmanı var mı bugün?"

"Hayır yok."

"Badminton antrenmanı da yok.Bir şeyler mi yapsak?"

"Benim planım eve gidip uyumaktı."

"Araf ile demek istedin sanırım."

İşaret parmağımı dudaklarıma bastırarak 'sessiz ol.' işareti yaptım.
Araf duyarsa kesin sapıtırdı.
Mert,bugün Emre gili görmeye gitmişti.
Sahilde voleybol oynadığımız arkadaşları ile.Bu yüzden biraz gecikecekti.
Zaten Araf ve ekibi bizimle oldukları için sorun yoktu.

Ateş'in bana attığı mesajda okulun vereceği bir partiden bahsediyordu.Çağla kesin bilirdi.

"Çağla."diyerek adını seslendim.Melis ile sohbetini kestikten sonra bana döndü.

Ayağa kalktıktan sonra yanıma geldi.
"Günaydın."dedi sevecen ses tonuyla.

"Günaydın."diyerek karşılık verdim.

"Okulun düzenlediği bir parti falan mı var?"

"Gelirken panoya asılmış olan afişleri görmediniz mi?"diyerek telefonunu cebinden çıkarttı.
Daha sonra ekranını bana tuttu.
Fotoğrafını çekmişti.

"Cuma günü,yani yarın."

"Aynen öyle."

"Okul daha yeni açıldı,sizce de erken değil mi?"

"Ateş istemişse erken değildir."
Anlarım dercesine baş salladım.

"Teşekkürler."

"Rica ederim,şey.."dedikten sonra derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Mert yok mu?"

İşte aradığım soru.
"Mert okula biraz geç gelecek."

"Anladım.Ama gelecek?"

"Gelecek merak etme."
Gülümsedikten sonra sırasına geri döndü.
Hoca sınıfa girdiğinde ofladım.
Güne matematikle başlanır mı ya?

                                  ***
Öğle arasındaydık.
Çağla,Melis,Buket,Gamze,Su ve ben geniş masanın etrafında dizilmiş atıştırarak sohbet ediyorduk.
Araf ve diğerleri ise beden hocasına bakmaya ve basketbol takımına girmek için kendilerini göstermeye gitmişlerdi.
Araf,Demir ile baskette iyiyken,Bora ve Berke de futbol da iyiymiş.

Kantine giren Mert ile gözlerim Çağla'ya kaydı.

"Çağla."
Bana döndüğünde gözlerimle kantinin girişini işaret ettim.Mert'i gördüğünde adeta gözleri parlamıştı.
Mert salağı hala bizi göremediğinden elimi kaldırarak buraya gelmesi için salladım.
Sonunda beni gördüğünde yanımıza geldi.
Çağla ile göz göze geldikten sonra gözlerini kaçırmadan yanıma sandalye çekti ve oturdu.Gözlerini ilk kaçıran Çağla olmuştu.

"Selam."dediğinde Melis hızla "Selam."dedi.Daha sonra Çağla'ya bakarak muzipçe sırıttı.
Bunlarda bir şeyler var ama,neyse.

Mert gözlerini Çağla'dan çekip bana dikti.
"Okulun partisine geliyor musunuz?"

"Götümüzü yırttık o kadar.Sonunda Araf izin verdi.Gideceğiz tabiki."

"İyi."deyip önüne döndü.Merve'nin en yakın arkadaşının adı neydi,şimdi hatırladım.Hande'nin bize doğru geldiğini görünce Çağla kaşlarını hafiften çattı.
Hande geldikten sonra Mert'e bakarak konuşmaya başladı.

"Selam Mert."
Mert ona döndü ama cevap vermedi.

"Şey,okulun partisine birlikte gidelim ister misin?"dedikten sonra cilveleşmeye başladı.Bu kızı da gözüm tutmamıştı zaten.

"Gelemem.Bir partnerim var."dediğinde Mert'e sorarcasına baktım.

"Ama-"

"Üzgünüm Hande.Şimdi gidebilirsin."
Hande somurtarak gittiğinde Gamze konuşmaya başladı.

"Hande'nin adını nereden biliyorsun?
Tanışıyor musunuz?
Neden onu reddettin?
Peki partnerin kim?"

"Gamze nefes al."dedi Mert.

"Hande iki gün önce yanıma geldi.Zorla zor kendini tanıttı.Adımı sorup durdu.Söylersem gideceğini söylediğinde adımı söyledim.Partnerim ise belli değil."

"Bir nevi,Hande'yi başından savdın yani?"dediğimde başıyla onayladı ve gözlerini Çağla'ya dikti.

"Okulun partisine benimle gelmek ister misin?"dediğinde gülümsedim.

Çağla'nın adeta gözleri parlamıştı.
"Evet! Yani neden olmasın,yani olabilir."

Mert gülümsediğinde Araf'lar kantine girdiler.Çağla ve Melis sınıfa çıkarken bizimkiler geldiler.
Araf yanıma oturup kolunu omzuma attı.
Gergin gibi görünüyordu.

"İyi misin?"
Bana döndü.Başıyla onayladıktan sonra sigarasını çıkarttı.

"Okulda mı içeceksin?"

"Evet."
Sigarasını yaktığında gözlerini kısarken çok yakışıklı oluyordu.
Kızların gözleri bizim masaya kayıp duruyordu.Başımı Araf'ın omzuna koyup gözlerimle kantini taradım.
Ateş ve ne zaman geldiğini bilmediğim ekibinin de odak noktası burasıydı.

Ateş de sigarasını içtiğine göre okulda sigara içmek yasak değildi sanırım.Ya da sadece götü yiyenler içebiliyordu.
Araf sigarasını söndürdükten sonra,

"Baban bizimle konuşmak istiyormuş."dedi bana bakarak.

"Neden?"

"Bilmiyorum."

"Ne zaman?"

"Okuldan sonra."

"Tamam,gideriz o zaman."
                                 ***
Kapıyı çaldığımızda,Aysel abla bizi içeri buyur etti.İçeri girdiğimizde Araf'ın babası da buradaydı.
Araf belimdeki elini çekmeyince babama bakmaya utanmıştım.
Araf'ın babasına sevgili rolü oynamıştık ve o hala bizi sevgili sanıyordu ama benim babam bilmiyordu.Araf'ın babası normal bir şekilde otururken babam yavaşça ayağa kalktı.

Önce,Araf'ın belimdeki eline kaşlarını çatarak baktı.Daha sonra da bize adımladı.
Önümüze geldiğinde beklenti ile ona baktım.

"Olanlardan haberdarım.Halil'in oğlu olmasan belki de şimdiye..,kısaca sana karşı olan tavrım fenaydı.Halini düşünemiyordum."

Araf dikkatle babamı dinlerken aynı şekilde babamın gözlerine bakıyordum.

"Yaşadıklarınızı da duydum."
Başını aşağı yukarı salladıktan sonra bana döndü.

"Ne yapacağını ve kimlerle takılacağını bilirim.Bu durumdan şüpheli değilim.Gözüm arkamda kalmayacak."dedikten sonra Araf'ın koluna,destek olurcasına iki kere yavaşça vurdu.Yüzümde hafif bir sırıtma oluşurken,gözlerimin parladığına emindim.
Araf bana bakarak göz kırptığında gülümsedim.Daha sonra birlikte,babamların karşısındaki koltuğa geçtik.
Babamın suratı işte şimdi asılmıştı.
Gergindi.
Sanırım yeni sorunlarımız vardı.

"Buğra Miraz."dedi direk babam.Sorarcasına baktım.

"Öldürmüştüm."
Araf konuştuğunda ona döndüm.

"Öldü.Bu doğru.Ama onu büyüten üvey babası intikam istiyor."

Bir bu eksikti.

"Üvey babası mı?"diye sordum.
"Buğra'nın öz babasını herkes tanırdı.Çok kibar ve efendi bir adamdı.Karısını da çok severdi.Buğra doğduktan sonra karısı kansere yakalanmıştı.Karısını kanserde kaybettikten sonra çok değişti.Her akşam depoda,çoğu kişiye işkence çektiren psikopatın teki olmuştu.En iyi dostu da,Buğra'nın üvey babası olacak kişi,Erdem Özdemir'di.
Birgün,depoda bir çatışma çıkmıştı.
Zafer,yani Buğra'nın öz babası,Erdem'in hayatını kurtarmıştı.
Erdem'in o gün Zafer'e bir can borcu olmuştu.Daha sonraki günlerde,tekrar bir çatışma çıktığında Zafer ağır yaralandı.
Hayatını kaybetmişti.Orada,Erdem'e söylediği son sözler de oğluna iyi bakmasını söylemek olmuştu.O günden sonra Buğra'ya Erdem bakmıştı ama Buğra,bir gün kendi üvey babasını kurşunla vuracak kadar acımasız ve düşüncesiz hale geldi."

Babamın dedikleri ile şaşkınca ona bakarken bir yanım Buğra için üzülmüştü.Annesini doğduktan sonra kaybetmesinin ardından babasını da kaybetmesi yüzünden böyleydi belki de.
Hatta %90 eminim ki bu yüzdendi.Konuşmamızı bölen telefonumun zil sesi olmuştu.
"Hemen geliyorum."

Odayı terk edip kapının önüne çıktım.
"Efendim Mert?"

"Kızım bana yardım et,Çağla ile ne yapacağım?"
Kıkırdadım."Gelince konuşuruz.Babamın yanındayım."

"Tamam ama çabuk ol."

"Tamam."
Telefonu kapattıktan sonra arka cebime koydum.Arkamı döndüğümde babam dikkatle konuşuyordu ama ne diyordu?
Ben yanlarında olsam böyle şeyler demezdi,buna eminim.

"Üvey babası Buğra'nın ölümünü duymuş ve şimdi ise intikam için geliyor.Çok dikkatli olmalıyız.Araf,yarın bizim en büyük depoya geleceksin.Orada,en güçlü mafya babaları ile bir toplantı olacak."
Ne?! Nasıl?! Ne mafya babası?
Benim babamın ne ilgisi var?
Araf başıyla babamı onayladı.
"Gidebilirsiniz ama dikkatli olun."
Telefon konuşmam daha yeni bitmiş gibi içeri girdim.

"Hadi gidelim."
Araf böyle deyince başımla onayladım."Görüşürüz baba."

"Görüşürüz güzel kızım."

Evden çıktık."Araf babam da mı bu işlerle ilgileniyor?"

Araf bıkkınca bir nefes verdi."Bizi duydun değil mi?"

"Evet."

"Baban bu işlerle fazla olmasa da alakadar.Ama fazla değil."

Dudak büzdüm.Neden bunları sonradan öğreniyordum? Bu nasıl bir şey? Ah,diyecek kelime bulamıyorum ki.
Peki acaba Kerem'e ne oldu?
"Araf."

"Söyle."

"Kerem'e ve ekibine ne yaptınız?"

"Boşver."

"Söylesene ya!"

"Güzelim akıl sağlığın adına susmalıyım."
Gözlerimi devirdim.Arabaya bindikten sonra tekrar ona döndüm.Ağzımı açtığım an,"Sus."dediğinde dudak bükerek kollarımı kovuşturdum.

"Dudaklarını bükme yoksa seni öperim."

"Söylesene ya!"

"Uzatma."deyip arabayı çalıştırdı.Bizimkiler,Araf gilin evindelerdi.Bizde oraya gidecektik.

"Biz sizin eve geçelim."dediğinde ona döndüm.

"Bilemiyorum,kızlara-"

"Geçeceğiz."
Oflayarak telefonumu çıkarttım.
Buket'i aramaya başladım.

"Efendim Alya?"
Arkadan gelen müzik sesi ile kaşlarımı çatarken sordum.

"Neredesiniz siz?"

"Bara geldik birlikte."

"Yarın ki okul partisi için elbise bakarız diye düşünmüştüm."

"Okulun yarısını ekeriz."

Kıkırdadım.

"Tamam,Araf ile ben bizim eve geçiyoruz.Can ve Burak'ı da çağırın yarın için."

"Tamam,görüşürüz."

Telefonu kapattığımda Araf radyoya bastı.
Chainsmokers ve Coldplay grubu çalmaya başladığında dinlemeye başladık.
Bu gruplara bayılıyordum.Eve geldikten sonra arabadan indik.Ben anahtarları çantamdan çıkarmaya uğraşırken bir yandan kapıya yürüyordum.

"Yeni komşular.Üç kız."

Başımı hızla Araf'a çevirdim.
Baktığı yere baktığımda,bir karamel saçlı,iki çakma sarışın gördüm.

"Bakmasana onlara be!"

Gülerek bana döndü.
"Neden?"

"Neden mi,sen benim sevgilimsin hatırlarsan.Ama birilerini dikizlemek serbestse bende bizim okuldaki oğlanların amigo takımına girebilirim."

"Bu kadar kıskanç olmamalısın,seni çirkef sarışın."

Sağ ayağımı sertçe yere vurup arabaya yürümüştüm ki beni belimden tuttu.
Ay bir de gülüyor!

"Bırak beni ya!"

"Şşh,sessiz ol.Komşularımız rahatsız olacak."

"Komşuların ağzına sıçarım!"
Öyle bir bağırdım ki Araf bile şaşırmıştı.

"Git sen onlara yardım et.Beni siktir et Araf."

Gülümsemesi genişlerken çenemden tutup ona bakmamı sağladı ama gözlerine bakmıyordum.

"Gözlerime bak."
İnat değil mi?
Bakmayacağım.

"Gözlerime bak dedim."

"Hayır!"

"Beni uğraştırma."
Gözlerimi sinirle gözlerine diktim.
Belimden kendine çekti ve bir elini belime koydu.Baş parmağıyla belimi okşarken "Seni bırakmam,bırakamam,aldatamam."dedi.

"Gözüm senden başkasına kaymaz.Senin çirkefliğini bir ben çekebilirim zaten."

"Araf,ne değişik konuşuyorsun?"

"Anlayana normal."

"Kimseye normal değil."

"İleride anlayacağını umarım.Şimdi,artık eve girelim.Bana yemek yap."

"Bana yardım etmezsen aç kalırsın."

"Aç artık şu kapıyı."
Gözlerimi devirdim ve sırıtarak kapıyı açtım.Ceketimi vestiyere bıraktıktan sonra Araf'ın da ceketini astım.

Araf içeri geçerken kolundan tuttum.
"Hiçbir yere gitmiyorsunuz beyefendi.
Bana yardım edeceksin."

"Yorgunum ben.Uğraştırma işte."

"Araf hadi ya."diyerek dudak büktüm.
Dudaklarıma bir öpücük kondurup "Yürü."dediğinde gülümsedim.
Birlikte mutfağa girdiğimizde Araf'a döndüm.

"Araf sen ne yemeyi seversin?"

"En sevdiğim yemek mantı."

"Mantı,o zaman mantı yapalım."

"Bence,sen yap,bende seni izleyeyim.Ne dersin?"

"Olmaz derim."
İki tane önlük çıkarttıktan sonra birini kendime bağladım.Araf'a baktığımda küfrederek önlüğü bağlamaya çalışıyordu.
Gülerek yanına ilerledim.
Önlüğünü bağladıktan sonra yanağından öptüm.Önce dolaptan un çıkardım.
Daha sonra yumurta da çıkartıp,tezgahın üzerine büyük bir kap koydum.

"Bak,burada sana ihtiyacım olacak."dediğimde yavaşça yanıma yaklaştı.Ellerimizi yıkadıktan sonra yumurta,su ve tuzu kaba koyup karıştırdım.

"Ben unu eklerken sende yoğuracaksın.Bu kasları boşuna yapmadın."

"Bu kasları kızları etkilemek için yapmıştım güzelim.Sen ise ne için kullanıyorsun?"

"Araf,kes sesini."
Ben unu eklerken o yoğurmaya çalışıyordu.

"Sikeceğim şimdi."

Kahkaha atarak ellerinden tuttum.

"Öyle değil."
Beni tezgahla arasına çekti,sırtım yine göğsüne temas ediyordu.Ben ona arkamı dönüktüm.Ellerim kabın içindeyken,ellerimin altına ellerini koydu.

"Göster o zaman."
Başını omzumun üstüne koyduğunda sırıttım.

"Bak böyle."dedikten sonra birlikte yoğurmaya başladık.
Yoğurma işlemi bittikten sonra hamuru biraz dinlenmeye bıraktık.

"Dolaptan kıyma,maydanoz ve bir tane soğan ver."

"Emrin olur."dedikten sonra buzdolabına ilerlemeye başladı.
Arkadan bakılınca,aslında bende Araf'ı arkadan kesmeliyim.
Töbe töbe.

Hamur beklerken Araf birden belimden tutarak beni tezgaha oturttu.Kendisi de bacaklarımı açarak belime sarıldı.
Ellerimi boynuna sardım.
Bunu aniden yapması şaşırmama neden oldu.
Başını kaldırdıktan sonra da ellerimi omuzlarına koydum.

"Yemek yapmanın eğlenceli yanları da varmış."

Gülerek tek kaşımı kaldırdım.
"Yani,seni tezgahta öpmek gibi."

Tam bir şey diyecekken kapı çaldı.
"Erken geldiler sanırım."dediğimde arkasına döndü.Ben tezgahta otururken bir kız sesi duyunca tezgahtan adeta uçarak indim ve Araf'ın yanına geldim.

"Fazla ağır da,yardım edebilirsiniz belki."
Kızın ince ses tellerini koparıp başka bir yerlerine monte edecektim.
Bu kız Araf'tan yardım mı istiyor şimdi?

"Kusura bakma canım.Onun benimle çok daha önemli işler var."dedikten sonra kapıyı kızın suratına kapattım.
Bu soğukta,tamam belki çok soğuk değil ama her yeri meydandaydı.O Ne kadar dekolte be?
Araf muzipçe sırıtarak bana döndü.

"Daha önemli işlerimiz?"

"Mantı yapmak gibi."

"Sanırım yeni komşularımıza yardım etmeyi yeğlerim."

"Bende bugün Can'a sarılıp uyuyacağım zaten."

"Hayal dünyana bayılıyorum."

"Bende senin."diyerek gülümsedim.
Hamur bekledikten sonra masaya un serptim ve hamuru üzerine koyup tekrar un serptim.

"Başına da çiçekli bir örtü geçir."dedi Araf.Gözlerimi devirdim.

"Merdaneyi versene."diyerek üçüncü çekmeceyi gösterdim.
Merdaneyi verdiğinde hamuru yoğurmaya başladım.
Hamuru keserken önüme gelen saçıma üfleyip duruyordum.

"Araf,şu saçımı kulağımın arkasına al."
Saç tutamını kulağımın arkasına aldığında bende işime devam ettim.
Sonunda hazırladığım mantı kuruduğunda haşlamaya başladım.
Önlüğümü çıkardıktan sonra sesi çıkmayan Araf yüzünden mutfağı gözlerimle taradım.
Mutfakta değildi.
Oturma odasına baktığımda koltukta uyumuş olduğunu gördüm.
Yukarı çıkarak bir pike aldım ve aşağı inip üzerine örttüm.Yanağından öpüp mutfağa geçtim.Masayı hazırladıktan sonra uyuyan Araf'ın yanına eğildim.

"Araf."

"Araf."
Yavaşça dürttüğümde,uykusu derin olmadığından gözlerini açtı.

"Hadi,masayı hazırladım.Yedikten sonra yatarız."

Başıyla onayladıktan sonra dikeldi.Ayağa kalktıktan sonra birlikte mutfağa geçtik.
Masaya oturduktan sonra yarım yamalak açık gözleri ile yemeğini yemeye başladı.
Bu hali çok sevimliydi.
Telefonu çaldığında kulağına götürdü.

"Ne var Furkan?"

"...."

"Yarın koçum."dedikten sonra kapattı.
Yedikten sonra masayı topladım.
Birlikte yukarı çıktık.
Araf tişörtünü çıkardığında ben yatağa girdim.
Arkama geçip beni belimden kavradı ve kendine çekti.
Başını omzuma koyduktan sonra boynumdan öptü.

"İyi geceler güzelim."

"İyi geceler."

Vote ve yorum atmayı unutmayın!
🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

Continue Reading

You'll Also Like

759K 34.7K 27
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
MAFYA By Su

ChickLit

3.2M 97K 55
Tanışmaları değişik olmuştu biraz.Adamın düşmanının kendisine yaptığı saldırı sonucunda,sıyrılan kurşunun biri denk gelmişti genç kıza. Yan komşuları...
327K 17.8K 43
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
105K 6.5K 29
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen