Golden Black ➳ the Marauders

By adelaidediyebiri

437K 32.5K 33.3K

Marigold 'Goldie' Ripley Londra'da yaşayan sıradan bir kızdır. Ancak hayatı sürpriz bir biçimde karşılaştığı... More

karakterler ⋅ birinci perde
1 ► Grimmauld Meydanı
2 ► Saksı
3 ► Diagon Yolu
4 ► Hogwarts Ekspress'i
5 ► Patronus
6 ► Harita
7 ► İtiraf
8 ► İksir
9 ► Gece Yarısı
10 ► Böcürt
11 ► Doğum Günü
12 ► Balık
13 ► Kitap
14 ► Beşinci Çapulcu
15 ► Hogsmeade
16 ► Şaka
17 ► Defter
18 ► Bela
19 ► Tehdit
20 ► Unutkan
21 ► Plan
22 ► Enayi
23 ► Şans
24 ► Özür
25 ► Quidditch
26 ► Dumbledore
28 ► Teklif
29 ► İki Seçenek
30 ► Griffinhorn Partisi
31 ► Gecekuşu Okurları
32 ► Öpücük
33 ► Saldırı
34 ► Maskeler ve Gerçekler
35 ► Af
karakterler ⋅ ikinci perde
1 ◆ Forestiera Street
2 ◆ Kutlama
3 ◆ Öğrenci Başkanları
4 ◆ Masa Olayları
5 ◆ Kabul
6 ◆ Seçmeler
7 ◆ Zindanlar
8 ◆ Hırsız
9 ◆ Ölüm Yiyen
10 ◆ Canavar
11 ◆ Obliviate
12 ◆ İlk Hamle
13 ◆ Teklif
14 ◆ Longlive
15 ◆ Köstebek
16 ◆ Balo Aşkları
17 ◆ Editler
karakterler · üçüncü perde
1 ■ Altın ve Siyah
2 ■ Düğün
3 ■ Voldemort
karakterler · dördüncü perde
1 ● Aile
[perde kapanıyor]
ek bölüm; Charles Hawthrone

27 ► Barış

6.6K 560 473
By adelaidediyebiri


Goldie, Kara Göl'ün yanında ki kavak ağacının altında bekliyordu. Onu oraya çağıran Çapulcular'dı ve beş dakika geç gelmesine rağmen hiçbiri ortalıkta görünmüyordu. Onları gördüğünde neden bu kış ayında onu dışarı davet ettiklerine dair uzun bir konuşma yapacağına emindi.

Goldie'nin kavak ağacına giderken açtığı patikanın ucunda dört çocuk belirdi. Potter, başına süslü bir bere takmıştı. dördü de sıkı sıkı giyinmiş, atkılarını takmıştı.

Goldie, onları gördüğünde -yoksa Sirius'u gördüğünde mi?- duruşunu düzeltti ve istemsizce saçlarının nasıl durduğunu düşünmeye başladı. Bu sırada diğerleri de yanına gelmişti.

"Merlin adına Goldie, buraya gelmene çok sevindim." dedi James çekingen fakat neşeli bir sesle.

"Vay, Ripley'den Goldie'ye teşrif etmişiz. Harikasınız." dedi Goldie bıkkın bir tonda. Onları öylece affetmeyecekti. Dördünün de yaptıkları kendini o kadar üzmüşken onların burnunun sürtmesini canı gönülden istiyordu.

"Pekala, sanırım neden çağırdığımızı biliyorsun." dedi James. Dörtlünün sözcüsü gibiydi.

"A- evet," dedi Goldie. "Soğuktan ayaklarım donsun diye getirdiniz. Tam beş dakika oldu ve hatırlatırım buraya beş dakika da ben geç geldim."

"Evet, evet! Biliyorum fakat yolda Sullivan lafa tuttu. Biliyorsun, başlayınca susmuyor."

"Hı hı." dedi Goldie umursamazca.

"Tamam Goldie, son birkaç haftadır yaptığımız tek şey kabalıktı. Öyle bakma- suçlunun kendin olduğunu söyledin." dedi James sonlara doğru sesi kısılırken.

"Evet?" dedi Goldie kollarını bağlayarak.

"Biz özür diliyoruz- öhöm- ve barışmak istiyoruz." dedi James diğerlerine kaçamak bakışlar atarken.

"Aklınızın başınıza gelmesi çok güzel." dedi Goldie.

"Yani bizi affediyorsun?" dedi Peter sevinçle.

"Her biriniz özür dileyin." dedi Goldie. Sirius'un özür dilemesini duymak için karnı karıncalanıyordu. "O zaman affedebilirim."

Dördü de birbirine gergin gergin baktı.

"Pekala, Goldie. dedi Remus. "Seni öylece suçlamamalıydım. Özür dilerim." Goldie'ye utangaç bir gülücük sundu. Goldie de ona geri gülümsedi.

"Evet, özür dileriz." dedi Peter. Goldie ona kafa salladı.

Bir sessizlik oluştu. Sirius, sıranın kendisinde olduğunu bildiği halde ellerini cebine koymuş oldukça ilgi çekici olmayan kar birikintilerini izliyordu.

James, dirseğini Sirius'un karnına geçirdi. "Pati, hadi." dedi James dişlerinin arasından. Daha fazla karda bekleyip kendini üşütmek istemiyordu.

"Hı -ne?" dedi Sirius her şeyden habersiz gibi. Goldie onun haline tek kaşını kaldırmakla yetindi.

"Eevet, özür dileriz falan Goldie." dedi Sirius.

"Anlayamadım?" dedi Goldie tek kaşını indirmeden Sirius'un yüzüne baktı.

"Anladın işte. "dedi Sirius ona dönerken.

"Yo- anlamadım."

Sirius, James'ten bir dirsek daha yediğinde sevimsizce gülümsedi. "Özür dilerim, Goldie."

İkisi arasında bir bakışma müsabakası oldu. Goldie, Sirius'un gözlerine bakarken gülümsememek için kendini zor tutuyordu. Gözleri çok güzeldi.

"Bu korkutucu olmaya başladı." dedi Remus.

"Gitsek iyi olur, değil mi Patiayak?" dedi James. Bakışma onun çekiştirmesiyle durdu.

"Bir dakika," dedi Goldie patikaya girmiş olan Çapulculara. "Sirius'la konuşmam gereken bir konu var."

"Siz gidin, ben geliyorum." dedi Sirius Remus'un omzuna dost bir edasıyla vurarak. Ardından birkaç adımda geri döndü Sirius.

"Efendim?"

Goldie, James'in yeterince uzaklaşıp uzaklaşmadığını kontrol ettikten sonra Sirius'a döndü.

"Susan Coldwell'in süpürgesini bozduğunu Charles Hawthrone'a ben söylemedim." dedi Goldie. "O zaman onu tanımıyordum bile. Eğer bunun yüzünden-"

"Biliyorum." dedi Sirius omuz silkerek. "Biraz sinirliydim, o yüzden öyle demiştim sana."

Goldie alnını kırıştırdı fakat bir şey söylemedi.

"O gün Charles bir sıra arkamızda oturuyordu. Büyük ihtimal konuşmalarımızı duydu." dedi Sirius. "Ve biliyorum, kötü bir arkadaşım."

"Evet, öylesin." dedi Goldie göz devirerek.

"Sen de pek iyi sayılmazsın."

"Senden iyiyim." dedi Goldie kaşlarını çatarak.

"Her neyse, bu işin bitmesine sevindim." dedi Sirius. "Artık intikam planlarına geçebiliriz."

"Ne?" dedi Goldie. Sirius'un intikam planları kurduğunu bilmiyordu.

"Ah, günlerce alnımda 'Enayi' yazısıyla gezdim Goldie. Aynam bile küstü bana. Bu işi öylece bırakacak değilim." dedi Sirius alaylı bir gülüşle.

Goldie, onun gülüşünü özlediğini fark etti.

"Biraz ara versen? Sömestrden sonra alabiliriz intikamı."

"Alabiliriz?" dedi Sirius. "Yoksa bu işe karışacak mısın?" yüzünde yarım yamalak bir gülüş vardı.

"Bilmiyorum." dedi Goldie. Charles'ın kendisinden dilediği özür ve söyledikleri aklından çıkmıyordu. Hal böyleyken, ona karşı bir hareket ihanetten farksızdı.

"Fikir babalığını yapabilirsin." dedi Sirius Goldie'nin saçlarını karıştırarak. "Orada bir yerlerde beynin olduğunu biliyorum."

Goldie, Sirius'un elinden kendini kurtardı. "Fikir anneliği olacak, Sirius." dedi gülerek. "Ayrıca saçlarımı bir daha karıştırırsan sana ancak fikir katilliği yapabilirim."

Sirius, içten bir gülüş kopardı. "Senden nefret ediyorum ama gerçekçi olursak, kendini özlettin."

"Ben mi, özlettim?" dedi Goldie ellerini saçlarından çekerken. "Her şey şanstı Goldie. Şansını zorlama Goldie." dedi Sirius'u taklit ederken.

Sirius sırıttı.

"Hala unuttum sanma." dedi Goldie "Bu özür sadece %50 affetmeme yol açtı."

"Kalbimi kırıyorsun." dedi Sirius yalancı bir dudak büzmeyle.

"Olmayan şeyler kırılmaz, Black." dedi Goldie sırıtarak.

"Seni cidden özlemişim." dedi Sirius bir kolunu Goldie'nin omzuna atarak.

İkisi dar patika boyunca sallana sallana şatoya döndü.

*

16 Aralık Perşembe günü Goldie ve arkadaşları Büyük Salon'a kahvaltıya inmişlerdi. Goldie, bir süre daha tavrından ödün vermeyip Çapulcularla kahvaltı etmek yerine Lily ve Marlene ile takılıyordu.

Kahvaltının ortalarına doğru Büyük Salon her sabah olduğu gibi baykuşların saldırısına uğradı. Lily, Marlene ve Goldie'ye doğru üç baykuş uçuyordu. İki tanesi cüce baykuşken diğeri onlardan büyük ve kahverengi bir baykuştu.

Cüce baykuş ve büyük baykuş Marlene'in masasına kondu. Diğer cüce baykuş ise Lily'nin yanına konmuştu.

"Slughorn!" dedi ikisi aynı anda cüce baykuşların ayaklarını çözdüklerinde.

"Yine mi toplantı?" dedi Goldie lokmasını yutarak.

"Hayır," dedi Marlene mektubu incelerken. "Her yıl olduğu gibi Noel partisi düzenliyor."

"Sirius'u davet edeceğin parti." dedi Goldie somurtkan bir bakışla. Çatalında ki patatesleri adeta ağzına tıktı. Sirius'un Marlene ile partiye gidebileceği kanına dokunuyordu.

"Evet," dedi utangaç bir tavırla Marlene.

"Sen Lily, kiminle gidiyorsun?" dedi Marlene. Bu arada diğer baykuştan aldığı mektubu açıyordu.

Lily, kafasını hafif çevirip Ravenclaw masasına baktı. "Felix ile gidebiliriz ya da tek giderim."

"Yani sevgili olacağız diyorsun." dedi Marlene şeytani bir sırıtmayla.

Lily'nin yanakları kızardı. Goldie, onun kalbinin yakında James Potter için çarpmasını umuyordu.

"Öyle bir şey demedim."

"İma ettin."

Lily ona gözlerini kısarak baktı. "Neden benle uğraşıyorsun, Marlene?"

"Eğlenceli." dedi Marlene omuz silkerek. Lily ona karşı sabır dilenmekle yetindi.

*

Akşam vakti ortak salon hiç olmadığı kadar kalabalıktı. Sınavların yakında başlayacağından dolayı herkeste bir telaş vardı. Goldie de bu telaştan nasibini alan kişilerdendi. Lily ile İksir dersi çalışıyordu.

Dersler çoğu kişide olduğu gibi Goldie'nin de arkadaşlarıyla bağını azaltmasına neden olmuştu. Susan Coldwell az ötesinde Jack Sullivan ile antrenman sayısını tekrar düzenlemesi hakkında uzun bir konuşma yapıyordu. Bu sene onların F.Y.B.S. senesiydi ive herkesten çok çalışmak zorundalardı.

Ortak salonun sessizliğini bir öksürük sesi böldü. Goldie, sesin Sirius Black'e ait olduğunu anlamıştı.

"Evet, herkes buraya bakabilir mi? Buradayım, kırmızı koltukta!"

Tüm masa ne olduğunu anlamak için Sirius Black'e baktı. Sirius ve James kırmızı koltuğun üstüne çıkmış öğrencilerin dikkatini çekmeye çalışıyordu.

"Hey, öylece bakmayın! Buraya gelin! Tabi Slughorn'un partisine katılanlar ve beşinci sınıftan küçükler gelmese de olur!" dedi James sesi sonlara doğru kısılırken.

Tüm salon onların etrafında daireler oluşturmaya başladı. Gryffindor'lar Çapulculara alışmıştı. Onların delilikleri eğlenceleri hoşlarına gidiyordu. Lily, Goldie ve Marlene de bu kalabalığa karışmışlardı.

"Biricik İksir profesörümüz okul genelinde bir parti yaptığı çalındı kulağımıza. Ancak Slughorn bizi davet etme inceliğini göstermemiş görünüyor." dedi Sirius.

"Ve biz de düşündük ki, parti için neden Slughorn'a ihtiyaç duyalım?" dedi James onu tamamlayarak. "Slughorn 24 Aralık Cuma gecesi kendi odasına özel olarak topladığı öğrencilere bir parti verecek. Biz Gryffindor'lar ise o sırada kendi partisinde eğleniyor olacak."

"McGonagall Gryffindor partisine izin verdi, sayın Öğrenci Başkanlarım. Tek bir şartı ise partinin sınırı aşmaması." dedi Sirius meydan okurcasına Öğrenci Başkanlarına bakarken. Cabot, erkek Öğrenci Başkanı, kalabalığın önünde kollarını bağlamış duruyordu.

"Tabi biz bu partiye bazı ayrıntılar katmayı düşündük. İlk öncelikle partinin adı Griffinhorn partisi. Evet, bunda hemfikiriz."

"İkincisi ise Slughorn'un partisine davet alan kimse Griffinhorn partisine katılamaz." dedi James kocaman sırıtmayla.

"Merlin!" dedi Goldie'nin yanında ki Marlene. Yüzünden düşen bin parçaydı. Goldie, onun Slughorn partisi için kurduğu planları biliyordu. İstemsizce gülümsedi ve gülümsemesini gizlemek için kulağının arkasına sıkıştırdığı bir tutam saçı saldı.

"Yukarı çıksak iyi olur." dedi Lily katı bir sesle. Marlene somurtkan bir yüz ifadesiyle kafa salladı. İkili kalabalıktan sıyrılırken James Potter'ın gözleri Lily Evans'ın üzerindeydi.

"Üçüncü kural ise," dedi Sirius üç parmağını kaldırarak. "Katılan öğrenciler en az beşinci sınıf öğrencisi olmalıdır." Kalabalıktan bir inleme yükseldi.

"Hadi ama!" dedi Sirius. "Kıç kadar ortak salona nasıl sığacağız? Bu kural olmak zorunda."

Yaklaşık on kadar kişi söylene söylene kalabalıktan ayrıldı. Goldie ise gözlerini ayırmadan ikiliyi izliyordu.

"Dördüncü ve son kuralımız ise," dedi James dört parmağını kaldırarak. "partiye bir eş ile gelmeniz."

Öğrenciler arası bir uğultu oluştu.

"Hadi ama arkadaşlar!" dedi James bıkkınlıkla. "Dans pistimizin boş kalmasını istemiyoruz. Evet, bu kural da kesin. Eğer tüm kurallara uyuyorsanız, 24 Aralık gecesi burada buluşacağız. Resmi cüppelerinizi giymeyi unutmayın!"

Goldie'nin karnında bir kelebekler uçuştu. Partiye Sirius onu davet edebilirdi. Goldie, hayallerinde istemsizce kendini Sirius ile düşünürken ederken kalabalık sohbet ede ede dağılıyordu.

Goldie, dağılan kalabalığı yara yara Çapulcuların yanına yürüdü. Kırmızı koltukta oturuyordu James ve Sirius. Remus ise ayaktaydı. Peter ortalarda görünmüyordu.

"Bir parti düzenliyorsunuz ve herkesle beraber haberim oluyor." dedi Goldie bıkkın bir tonda.

"Hayır, Goldie. Lütfen tekrar başlama. Yalvarıyorum." dedi Sirius iki elini dilek diler gibi birleştirirken.

Goldie, kendinden memnun bir gülüş fırlattı. "Pekala, pekala! Harika bir fikir bulmuşsunuz ama."

"Tek sorun," dedi Lupin. "Bir eş getirmek."

"Aylak, bu işin eğlenceli kısmı." dedi Sirius yalancı bir sitemle.

"Eh, bu şartı öne sürdüğünüze göre kimi davet edeceğinize karar vermiş olmalısınız." dedi Goldie şeytani bir gülüşle. Elbette söyledikleri her şeyin kelimesi kelimesine değerlendirecekti.

"Lily-çiçeğim Slughorn'un partisine gideceğine göre bu konuda biraz kafa yormam lazım. Yoksa beşinci sınıflardan birini mi davet etsem? Ne dersin Pati?" dedi James çenesini sıvazlayarak.

"Ben yönetim kurulu üyesi olduğuma göre tek gelmek sorun olmayacaktır." dedi Sirius. Sonra gözleri ortak salonu taradı. "Tabi bu durumda tekliflerin hepsini reddetmem gerekir."

Goldie, onun baktığı yöne döndüğünde birkaç alt sınıfın kendilerine baktığını gördü. Hepsi Sirius'un olduğu tarafa bakarak kıkırdıyorlardı. Goldie, onlara tehditkar bakışlar gönderdiğinde kızlar irkildi ve Goldie'ye baka baka yatakhaneye kaçtı..

"Tüm talihimizi kapatıyorsun, Goldie!" dedi Sirius isyan edercesine.

"Talihinizi mi kapatıyorum?" dedi Goldie sinirli bir tavırla. Kollarını bağlamıştı. "Sizin talihsizliğiniz benim suçu mu oldu şimdi?"

"Kızların kaçışını tek ben-"

"Dalga geçiyor, Goldie." dedi Remus Sirius'u bölerek. İkisinin tartışmalarına daha fazla dayanamıyordu. "Sirius'u ciddiye mi alıyorsun?"

"Hey!" dedi Sirius Remus'a dönerek.

Remus omuz silkmekle yetindi.

"Ben gidiyorum," dedi Goldie. "Talihinizi daha fazla kapatmayayım."

"Her şeye alınıyorsun, Goldie." dedi Sirius kaşlarını çatarak.

"Acaba neden?" dedi Goldie yüz buruşturarak. Sirius'un cevap vermesine kalmadan yatakhanesine yönelmişti bile.

"Sizce neden böyle yapıyor?" dedi Sirius çattığı kaşlarını gevşetmeden.

"Pelerin olayına hala kızgın, Sirius." dedi James. "Fazla üstüne gitme."

"Hah!" dedi Sirius. "Bu kızların unutma yetenekleri cidden kayıp."


*

Bu bölümü goldenblack şipperlarına ithaf ediyorum.

ehhehe

-bu gif neden çok hoşuma gidiyor?-


Continue Reading

You'll Also Like

47.5K 3.9K 12
James Potter takıntılarının ve saplantılarının arasında yeni bir yol çizmeye çalışıyordu ve bu yol Maureen McGonagall'ın kalbinden geçecekti.
14K 1.3K 45
Ejderha serisinin ikinci kitabı 🔥 Okulunun ilk yılı zorluklarla ve yeniliklerle geçen Bloom, artık daha sakin ve huzurlu yeni bir okul yılına hazırl...
271K 11.8K 48
"İnsan kim olduğunu seçemez. Ne sen onun kızı olarak doğmayı seçtin, ne de ben bir Black olarak doğmayı." ~Bir Çapulcu Masalı
29.2K 1.9K 32
Okurken bütün duyguları yaşayabilirsin... Bölümlerin bazıları çeviri bazıları ise bana aittir. #1 - hayalet ⋆⋆⋆⋆ Başlangıç: 06.06.2021