10 ◆ Canavar

4.4K 396 393
                                    


Goldie, kendini perdelerin ardında ki yatağına gizlemişti.

Hogwarts'a geleli bir gün olmuştu. Goldie, ilk öncelikle defter ile konuşmak istiyordu. Onun nerelere gittiğini fazla merak ediyordu ancak kızların yanında açmaya cesaret edememişti.

"Merhaba!" yazdı aceleyle.

"Merhaba!" yazısı belirdi o alışagelmiş el yazısıyla.

"Kaybolmuştun."

"Evet."

"Neredeydin?" yazdı Goldie daha fazla uzatmaya ihtiyaç duymayarak.

"Ele geçirilmiştim." yazdı beyaz sayfanın üstünde.

Goldie belirsiz cümleyle kaşlarını çattı.

"Kim ele geçirdi?" yazdı bir çırpıda.

"Bilmiyorum." yazısı belirdi. Goldie, defterin ilk defa bu kadar belirsiz konuştuğunu görüyordu.

"Neler oldu?" yazdı Goldie düşünmeye ara verip.

"Bilmiyorum."

Yazan yazıya hayretle bakakaldı. Her şeyi yapan bu defter ne olduğunu nasıl bilmezdi?

"Nasıl?"

"Kapağımı sen kilitledin." dedi defter. "Benim hakkımda yeterince bilgiye sahip değilsin henüz. Kapağımı kilitlersen hiçbir şey bilemem."

"Senin hakkında ne bilmem gerekiyor?" yazdı Goldie. Daha fazla sürpriz yeteneğin gizli kalmasını istemiyordu.

"Sana itaat ediyorum. Sen beni bir başkasına teslim edinceye kadar senin sırlarını saklamakla görevliyim." yazısı belirdi süt beyaz kağıdın üzerinde.

"Peki ya teslim etmezsem?"

"O zaman yok olurum." yazıldı kağıtların üzerine. "Hayat ipliğim seninkiyle bağlı."

Goldie gerginlikle kafasını salladı. Bu defterin sırrını bir türlü çözemiyordu. Bir an Goldie'yi Harry Potter evrenine getirecek kadar güçlü olabiliyor, sonraysa kimseyi duyamayacak kadar güçten düşebiliyordu.

Aslında defterin tek yaptığı Goldie'nin emrine amade olmaktı.

Defteri kapattı ve yastığının altına sıkıştırdı. Daha fazla soru işareti istemiyordu kafasında. Bir buçuk yıldır beklemişti de ne olmuştu?

Yeterince beklemişti. Artık harekete geçme zamanıydı. Şimdi Çapulcular'a Remus'un kurtadam olduğunu itiraf edecekti.

Yatağından çıkıp ortak salona indi.

Kırmızı ve sarının birbiriyle dans ettiği bir ortak salonları vardı. Sağ tarafta bir şömine, kırmızı koltuk gurubu ve minderler vardı Salonun pencere tarafındaysa açık renkli tahtalardan yapılmış ders çalışma masaları vardı.

Goldie, şöminenin yan tarafında ki Çapulcular yanına yöneldi. Remus ve Peter koltuklar yayılmışlardı. Sirius minderlerin birindeydi ve James de onun yanına oturmuştu.

"Selam." dedi neşeli bir sesle.

"Selam!" dedi diğerleri bir ağızdan. James bir minder yana kaydı ve Sirius'un yanında Goldie için yer açtı.

"Oturmayacağım." dedi Goldie kafa sallayarak. "Konuşmamız gereken bir konu var."

"Ben yapmadım." dedi Sirius aceleyle kafa sallayarak. Goldie onun haline sırıttı.

"Biliyorum."

Dördü birbirine şaşkın şaşkın baktı. "Sorun nedir?" dedi Remus ayaklarını kanepeden sarkıtarak.

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now