Golden Black ➳ the Marauders

2 ► Saksı

*Medyaya elihei adlı bir youtberın videosunu koydum. Bölümle ilgisi yok ama izlemenizi öneririm. Ben çok beğendim. ^^

*Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar! 

-

Goldie, tüm vücudunun ürperdiğini hissetti. Grimmauld Meydanı'nı biliyordu elbette. Asil Black ailesinin evlerinin olduğu meydandı burası. Gözleri istemsizce 11 ve 13 numaralı evlerin arasına kaydı. Çeşitli tılsım ve büyülerle korunduğu için Goldie bu evi göremiyordu.

Elini soğuk tutan anahtara baktı tekrar. Üstünde yazan işlemeli '13' numarası artık kendisi için başka şeyler ifade ediyordu. Onu buraya getiren her kimse birçok şeyi ayarlamış görünüyordu. Ağır bavulunu tekrar ellerine aldı ve örme duvarlı 13 numaranın önüne yürüdü. Elinde ki anahtar rastgele bir biçimde gelmiş olamazdı. Tıpkı buraya rastgele bir biçimde gelmediği gibi bu anahtar da bir işe yarıyor olmalıydı.

5 basamaklı taş merdiveni kendinden emin adımlarla çıktı. Anahtarı büyük bir dikkatle kapının deliğine soktu. Sanki elinde bir metal parçası değil, ince işlemeli bir cam tutuyordu. Dikkatle anahtarı yerine oturttu. Anahtar, bu kapıya ait olduğunu anlamış olacak ki rahatlıkla yerleşti.

Goldie, anahtarı sakinlikle çevirdi. Küçük bir tıkırtı yükseldi ve büyük, metal kapı içeriye doğru açıldı. Goldie gülümseyerek karanlık koridora baktı. Ağır bavulunu kaldırdı ve içeri girdi. İçerisi garip biçimde küf kokuyordu. Birkaç cılız aydınlatma dışında koridor karanlıktı.

Koridoru geçip ilerideki kapıdan içeri girdi. Uzun bir masa salonu kaplıyordu. Odanın öteki tarafındaysa mutfak tezgahı vardı. Ancak küflü salonun aksine mutfak tertemiz ve yeni görünüyordu. Uzun masanın cilası parlıyordu. Girişteki şömine harlı bir alevle yanıyordu. Uzun pencereler tüm ışığı içeri alıyordu. Perdeler krem renkliydi ve ışıl ışıl parlıyordu.

Goldie ağzının açıldığını bile fark etmedi. Sıkış tıkış eski evinin aksine burası ferah, geniş ve yeniydi.

Kendine artık bir yük olan bavulu mutfak kapısının önüne bıraktı. Kapının hemen sol tarafından bir merdiven yukarı uzanıyordu. Kahverenginin açık bir tonuydu. Merdivenlere düz, kırmızı renkli bir hali seriliydi. Heyecanla merdivenleri tırmandı. Üst katta uzun bir koridor, koridor boyunca yaklaşık 5 kadar oda vardı. Gördüğü ilk kapıya koştu ancak kilidi tam olarak açamamasından dolayı kafasını vurdu.

İnleyerek geri çekildi Goldie ve bu sefer daha kibar bir şekilde içeri girdi. Oda kocamandı. İçeride kapıya paralel dizilmiş iki yatak duruyordu. İki yatakta da Victoria döneminden kalmış gibi görünen şatafatlı örtüler vardı. Sağ taraftaki duvarda büyük bir makyaj masası duruyordu. Kapının karşısında ki duvarda ise içeri bolca rüzgar getiren pencereler vardı. Pembe ve kırmızı yatak örtüleriyle aynı renklerde olan perdeler rüzgarın şiddetiyle dalgalanıyordu.

Goldie, kocaman bir sırıtmayla kapıyı kapattı. Koşarak ilerdeki odaya girdi. Bu oda daha küçüktü ve içinde bir de banyo vardı. Diğer odaya nazaran daha kibar şekilde döşenmişti. Yeşil ve lacivert renkleriyle bezeli bir yatak, tül perdeler ve geniş bir dolabı vardı.

Goldie bu odadan çıkıp diğer odaya gitti. Ancak diğer odaların hepsi ikinci odayla aynı döşenmişti. Kibar bir yatak, geniş bir dolap, banyo kapısı ve tül perdelerden oluşuyorlardı.

Goldie, tüm odalara baktıktan sonra tekrar aşağı indi. Tüm bunlar rüya gibi geliyordu. Harry Potter'ı okurken o dünyanın gerçek olmasını istemişti. (Voldemort gerçek olmayabilirdi, bununla sorunu yoktu.) Ve şimdi gerçekten oradaydı. Bir büyücüydü.