34 ► Maskeler ve Gerçekler

6.1K 508 738
                                    


Goldie, bir gün için olanların fazlasıyla yorucu olduğuna emindi. Ta ki Aster Charles'ın yanına gideceğini söyleyince her şey değişmişti.

Aster ile Charles'ın tanıştığını bile bilmiyordu ki tek istediği şey olanları öğrenmekti.

Aster'ın koridordan çıktığına emin olduktan sonra Goldie usul usul indi aşağı. Neyse ki Remus ve James Patlamalı Pişti oynamaya devam ediyorlardı.

"Merhaba çocuklar." dedi Goldie heyecanla.

Aster'ı öylece takip edemezdi. Bunun için Aster'a karşı görünmez olmalıydı. Bunu da ancak Pelerin ile sağlayabilirdi.

"Merhaba Goldie!" dedi ikisi de kağıtlardan kafalarını dahi kaldırmazken.

"James, Pelerini alabilir miyim?" dedi tatlı olmaya çalışarak. İçinde koşuşturan bir at varken kibar olmak zordu..

"Pelerin mi?" dedi James kafasını kaldırarak. Yuvarlak gözlüğü burnunun ucuna düşmüştü.

"İnana bana şu an çok- çok acil bir konu var. Lütfen James!" dedi Goldie yalvarırcasına.

James Remus ile bakıştıktan sonra kafa salladı. "Yukarıdaydı." dedi kısık bir sesle.

"Biraz acele edebilir misin?" dediğinde Goldie James vınlayarak yukarı çıkmıştı bile. Goldie'nin dediği gibi aceleyle geri gelmişti.

"Teşekkür ederim." dedi Goldie Pelerin'i James'in parmaklarının arasından alırken. Ortak salonda yalnız olmalarının rahatlığıyla hızla açtı ve omuzlarına aldı Pelerini. Bu sefer asasının yanında olduğuna emindi.

"Görüşürüz." dedi el sallayarak-bunu yaparken çocukların havada süzülen bir el gördüğünden habersizdi- ve koşarak ortak salondan çıktı.

Nefes nefese Hastane Kanadı'na geldiğinde içeride kimsenin kapının kendiliğinden açılmasını fark etmemesini umarak içeri girdi.

Aster, az önce Goldie'nin oturduğu sandalyeye yerleştirmişti. Madam Pomfrey de oradaydı ve Aster bir an önce gitmesi için dua ediyormuş gibi görünüyordu.

Kimse kendiliğinden açılan kapıyı fark etmemişti.

Goldie yumuşak adımlarla içeride ilerledi. Onlara duyabilecek kadar yakın, kokusunu belli etmeyecek kadar yaklaşmıştı. Madam Pomfrey Charles'a bir iksir içirdikten sonra oradan ayrıldı.

Goldie'nin duyabildiği tek şey ise kalbinin küt küt etmesiydi.

"Ee?" dedi Aster biraz sonra. "Anlatmayacak mısın olanları?"

Charles, yaslandığı yerde huzursuzca kıpırdandı. "Pek güzel şeyler olmadı." dedi memnuniyetsiz bir ifadeyle.

Goldie o kadar dikkatli dinliyordu ki onları, nefesini tutmuştu.

"Vay! Çok açıklayıcı oldu." dedi Aster göz devirerek.

"Pekala, yapamadım." dedi hiddetle Charles. "Sevmediğim bir kızı öpemezdim zaten. O kadar pislik biri değilim."

"Neden Slytherin olmadığına bir neden daha!" dedi Aster kendi kendiyle konuşarak.

"Yine de aklı başından uçmuş görünüyordu. Burnundan öptüm." dedi Charles yarım yamalak bir gülümsemeyle.

"Bahse varım seni tatlı buldu. Aptal kız." dedi Aster gözleri parıldayarak.

"Evet -sanırım." dedi düşüneli düşünceli Charles. "Ve sonra bana sarıldı. Ben de romantik bir iki söz söyledim."

Golden Black ➳ the MaraudersWhere stories live. Discover now