SAPLANTI 2: Tehlikeli Oyunlar

By bayansalvatorre

367K 15.5K 5.8K

SAPLANTI'nın devamıdır. Lütfen başlamadan önce birinci kitabı okuyun. More

~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~
~46~
~47~
~48~
~49~
~50~
~52~
~53~
~54~
~55~
~56~
~57~
~58~
~59~
~60~
~61~
~62~
~63~
~64~
~65~
~66~
FİNAL
QUIZ
!CEHENNEM MELEĞİ!

~51~

11.4K 488 99
By bayansalvatorre

"Delfin Hanım, uyanın! Delfin Hanım, acele etmeniz lazım!!" Gözlerimi araladığımda kulağıma gelen seslerin ilk başta rüyamın bir parçası sanıyordum.

Karşımda babamın adamını görünce korkuyla panikledim. Acele etmem lazımdı.

"Her şey yolunda öyle değil mi?" Diye fısıldadığımda adam başıyla onaylayıp kalkmam için yardım etti.

Merdivenleri sendeleyerek indiğimde bir an düşeceğimi sandım. Bahçeye vardığımızda yerde bayılmış vaziyette olan korumaları görmek içimi ürpertti. Siyah bir arabaya bindirildiğimde telaşla Aras'ın odasının camına baktım. Işığı hala sönüktü, uyuyor olmalıydı. Onu bu şekilde bırakmak istemezdim ama bana başka bir şans tanımamıştı.

"Hızlı olalım." Dediğimde dört beş tane adam aynı anda arabaya bindi. Demek babamın kiraladığı adamlar bunlardı. Zaten her birinin yapılı vücutları vardı. Gecenin karanlığıyla yüzlerini tam olarak kestirmesemde onlara dönerek,

"Çok teşekkür ederim." Dedim. Bir tanesi kaşına buz tutuyordu. Beni kurtarmak için her biri acı çekiyordu. İçim acımıştı, keşke başka bir şekilde halledebilseydik bu meseleyi.

"Bizim işimiz bu" diyerek gülümsedi bir tanesi. Ona gülümseyerek karşılık vermek istesemde yapamamıştım.

Camdan dışarıya baktım. Aras'ı atlatmıştık. Artık fark etsede bizi yakalayamazdı.

Yaklaşık yarım saat sonra büyük ve kapalı bir kafenin önünde durduk.

"Delfin Hanım karşıdaki arabaya bineceksiniz, babanız sizi bekliyor. Yürümenizde yardım etmemi istermisiniz?"

"Hayır, gerek yok." Derin bir nefes alarak arabadan indim ve karşı arabada inmekte olan babama kolmaya çalışarak sarıldım.

"Baba..." Ağlamaktan konuşamıyordum.

"Geçti kızım, bulduk seni. Hadi bin arabaya, Emir'de seni çok merak ediyor." Dediğinde gülümsemeye çalışarak arabaya bindim. Arabada Kuzey'i görmeyi beklemiyordum.

"Kuzey?" Kuzey elimi tutarak yanına çekti ve sarıldı. Daha sonradan babamı fark ederek aramıza mesafe koyduk.

Yolculuk boyunca Kuzey'le fısıldaştık. Onu gerçekten çok özlemiştim, varlığı bana güven veriyordu... Eve vardığımızda Emir'e de sarıldım.

"İyi misin Delfin? Bir şey yaptı mı sana?" Dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Vücudundaki yaralar... Yalan söylüyorsun, ne yaptı o piç sana?!"

"Emir, bunların hepsi kaza sonucu oldu. Onunla alakası yok."

"Öyle diyorsan.. Bu arada Selin'de yarın seni ziyarete gelecekmiş. Kuzey'e ulaşamayınca beni aradı."

"Ben çok yorgunum, uykusuzum, bacağımdaki kesikler beni zar zor taşıyor zaten. Yarın hasret gideririz?"

"Pekala, ben odana çıkmana yardım edeyim." Dedi Kuzey. Odama çıktığımızda kapıyı arkasından kapattı.

"Delfin, aklımda beni huzursuz eden bir kaç şey var."

"Ne gibi?"

"Aras... Beni aradı, senin mutlu olduğunu, eve dönmek istemediğinden bahsetti. Onun yanında uyumasını istemişsin, onun sana yardım edebilecek tek kişi olduğunu düşünmüşsün... Kafayı yiyicem lan! Doğru mu bunlar?!"

"Şşt, sakin ol. Biri duyacak... Kısmen doğru." Yutkundum ve sözüme devam ettim,

"Onunla birlikte olmak isteseydim, şu an orada olurdum. Kaçmak için çabalamazdım..."

"Doğru olan ne Delfin?!"

"Evet, onun bana yardım edebilecek tek kişi olduğunu düşündüm. Çünkü ben intihara kalkıştım Kuzey. Ölüyordum, gerçekten..."

"NE?! Delfin ne demek intihara kalkıştım?!"

"Eskidende Aras beni kaçırmıştı ve o zaman yaşadıklarımı tekrar yaşamaya dayanamadım.
Beni kurtaramayacağınızı düşündüm. Kuzey, ben her geçen gün aklımı yitiriyordum. O gece beni Aras kurtardı, ve kendisininde intihardan vazgeçmesinin sebeplerini anlattı. Bana bir tek kendisinin yardım edebileceğini söylediğinde o gece gerçekten çok inandırıcı gelmişti..."

"NASIL İNTİHARA KALKIŞIRSIN? BENİ, EMİR'İ, BABANI... HİÇ Mİ DÜŞÜNMEDİN?!!!"

"Bağırma lütfen..." dedim hıçkırıklarımın arasından.

"Bağırırım Delfin..." Bir süre ikimizde sessiz kaldıktan sonra sessizliği o bozdu,

"Delfin ben sıkıldım, bu evde iki yabancıymış gibi davranmaktan çok sıkıldım... Babanın yanında seni bulduğumuz için sevinemedim, sana sarılamadım, öpemedim... Kardeşmişiz gibi davranmaktan yoruldum. Yarın her şeyi söyleyelim ne olacaksa olsun artık."

"Ne? Hayır, yani ne diyeceğiz? Biz aslında sevgiliydik falan mı?! Sonrasını düşündün mü? Babam asla izin vermez böyle bir şeye..."

"O zaman kaçarız, babandan, Aras'tan, herkesten, herşeyden..."

"Kaçmak mı? Hayatımın yarısını kaçırılarak ve bulunarak geçirmekten yoruldum... Lütfen anla beni. Hem zaten babam bulmazsa Aras bizi bulur, üstelik bu sefer babamda yanımızda olmaz. Çok güçsüz kalırız Kuzey... Aras'a karşı çok zayıfız. Burada kalmalıyız, ikimiz içinde burası güvenli."

"Delfin, Aras'a karşı zayıf falan değiliz! Sen Aras'ı gözünde çok büyütüyorsun... Eğer beni gerçekten benim seni sevdiğim kadar sevseydin Aras'ın bizim için bir engel olmadığını çoktan görürdün sevgilim."

"Kuzey, seni seviyorum. Bunu sende biliyorsun, sadece kafam karışık. Aras'ın intihara kalkışıp tekrardan karşıma çıkmasından sonra yeni düzene koyduğum hayatım alt üst oldu. Onu sevip sevmediğimi bile bilmiyorum..." Diyerek kendime kızdığımda Kuzey yüzümün üzerine düşen saçlarımı kulağımın arkasına attı.

"Aras düzelmedi Delfin, yine aynı Aras. Telefonda konuştuğumuzdaki ses tonunu ve hırsını duysaydın anlardın. Senin yanında bambaşka bir karaktere bürünüyor. Normalmiş gibi davranmaya çalışıyor. Yani onu sevmen için zaten bir neden yok..."

"Uykum var Kuzey, yarın konuşuruz?" Kuzey başını olumlu anlamda salladıktan sonra odadan çıktı. Kafamdaki düşüncelerden kurtulmaya çalışarak bi an önce uykuya daldım...

Sabah kapı tıklatıldığında yarı uykulu gibiydim. Daha sonra içeriye giren kadın konuşmaya başladı,

"Delfin Hanım, bir misafiriniz var, aşağıda sizi görmek istiyor." Selin gelmiş olmalıydı, ama niye odama çıkmamıştı ki. Belki de babam Aras olayından sonra güvenliği arttırmıştı ve herkese yabancı muamelesi yapılıyordu...

"Gelsin. Birazdan ineceğim aşağıya.." dedikten sonra kadın odadan çıktı. Hızlı bir şekilde aşağıya indiğimde aşağıda onu beklemiyordum.

"Kerimcim, nasılsın?" Dedim ona sıkıca sarılarak. Çok özlemiştim Kerim'i. Aras'ın intiharından sonra görüşememiştik. Koskoca bir yıl olmuştu, o da büyümüştü.

"Delfin Ablası başınızdan geçenleri biliyoruz, tekrardan başınız saolsun. Eğer Kerim'le terapiye devam etmek istemezsenizde anlarız ama abisi olarak söylüyorum; Kerim gerçekten sizi çok özlüyor..."

"Bende onu çok özlüyordum, çok iyi yapmışsınız buraya gelip. Ne söyliyeyim size? Çay? Kahve? Limonata?"

"Ben limonata!!" Diyerek bağıran Kerim'in yüz ifadesine karşılık kahkaha attım. Daha sonra abisine dönerek yanıt vermesini bekledim.

"Bende limonata alırım." Natalia'dan üç tane limonata getirmesini rica ederek tekrardan yanlarına döndüm.

"Aras Barkın.." Diyerek söze başladı Kerim'in abisi. Deniz neden her seferinde Aras'la ilgili sorular soruyordu?!

"Evet?"

"Sevgilinizdi, öyle değil mi? Başınız saolsun." Diyerek dikkatlice yüz hatlarımı incelemeye başladı.

"Aslında... Her neyse, boşverin. Aras'ın ölümü beni üzdü, bu yüzden ofise de gidememiştim. Size haber vermeye hiç vaktim olmadı, kendimi odaya kapatmıştım.."

"Yani Aras Barkın öldü mü?" Dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Siz Aras'la daha önceden tanışıyor muydunuz? Aras'la ilgili bu kadar soru sormanız, ilginç."

"Tanışıyorduk! Unutamayacağım bir isim o, hayatımı mahvetti kendileri..." Dediğinde içim ürperdi. Aras'ın Kerim'in abisiyle ne gibi alıp veremediği olabilirdi ki?! Aras'ın yaşadığını bilseydi ondan intikam almak ister miydi acaba?

Limonatalarımız geldiğinde konuyu değiştirmeye çalıştım...

"Eee Kerim benim yokluğumda ne yaptın? Hayat nasıldı?"

"Güzeldi, sanırım. Yani senin bilgisayarına indirdiğimiz oyunları evde abimle oynadım.." Dediklerine karşı kahkaha attım. Kerim'e hayat denilince aklına gelen ilk şey bilgisayar oyunları oluyordu...

"Kerim seni gerçekten çok özledim, ama ofise dönmeye cesaret edemiyorum. Ben kendime güvenemezken nasıl senin güvenini kazanayım?"

"Ama Kerim'in size çok ihtiyacı var, benimde öyle, yani benim derken, Kerim benim için çok önemli..."

"Delfin Abla, lütfen?" Dudaklarını büzerek tatlı bir şekilde konuştuğunda onu daha fazla kırmak istemedim.

"Bakarız Kerim, ama şu an ofise dönmem güvenli değil..." Dedikten sonra yutkundum. Güvenli değil lafından ne çıkaracaklardı..? Kahretsin, durumu nasıl kurtaracaktım?! O sırada merdivenlerden aşağıya inen Kuzey'in sesi yankılandı.

"Güvenli değil derken demek istediği Aras'ın ölümünden sonra Delfin kendini toparlayamadı. Kendine yardımcı olmakta zorlandı ve şimdide bunu sana yansıtmaktan korkuyor. Yani senin için güvenli değil." Dediğinde derin bir nefes verdim.

Kuzey son anda durumu kurtarmıştı. Ona minnettar bir bakış attığımda bana daha dikkatli olmam için gözlerini kısarak işaret etti.

Kerim'in elinden tutarak Emir'in odasına götürdüm. Emir kulaklığı takmış bizi fark etmiyordu... Kulaklığı arkasından çekerek gülümsedim. Bu hareketime Kerim kahkaha atmıştı, Emir ise olayı anlamaya çalışıyordu.

"Ne oluyor?"

"Kerim, bak bu Emir abin. En az senin kadar asosyal ve bütün gününü şu gördüğün oyun konsollarıyla geçiriyor... Seninle ilk tanıştığımızda Emir'lede tanıştırmak için can atıyordum..."

"Bir dakika, KingEmir98 abi bu sensin dimi? İnanmıyorum!" Emir kullanıcı adını duyunca şaşırdı ardından gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.

"Hayırdır, benim bilmediğim ne var?" Diyerek göz kırptım.

"Aynı oyunu oynuyoruz, kardeşin dünya listesine giren sayılı Türklerden. Hatta bence en iyisi.
Çok şanslısın, istediğin zaman onunla oyun oynabilirsin. İmzanı alabilir miyim Emir Abi? Kanalındaki videolarının hepsini izledim. Son videon efsaneydi, ben denedim yapamadım..."

Emir kahkaha atarak Kerim'in saçlarını okşadı. Ben ise hala Kerim'in neden Emir gibi işsiz birinden imza istediğini anlayamamıştım..

"Emir madem bu kadar ünlüsün neden bana bahsetmedin hiç?"

"Bahsetseydim anlamazdın zaten Delfin. Ama Kerim anlıyor sanırım.." Kerim hayranlıkla Emir'in her hareketini izliyordu. Onunla tanıştığına hala inanamıyor gibiydi. Bu halleri beni gülümsetti, o ikisini biraz yalnız bırakarak aşağıya indim.

Karşımda bi anda Deniz'i görünce korktum.

"Korkuttuysam özür dilerim. Telefonunu burada unutmuşsun bulamazsın diye sana getiriyordum."
Telefonumu karıştırıyoruz olabilir miydi? Yok canım daha neler!Aras'tan sonra iyice paranoyaklaşmıştım.

"T-Teşekkür ederim."

"Kerim ne yapıyor?"

"Kerim... Emir'le çok iyi anlaşıyor. Ondan imza bile istedi, inanabiliyor musun?" Diyerek alayla gülümsedim.

"Emir kim? Kardeşin mi? Aynı yaştalar mıymış?"

"Yok, Kerim 15 yaşında, Emir'de 19. Ama aynı yaşta olan çocuklar bu kadar iyi anlaşamazlardı sanırım. Gidip izlesene onları, demek istediğimi anlarsın..." diyerek gülümsedim.

"Rahatsız etmiyeyim onları, bana kendinden bahseder misin biraz? Kardeşimin psikoloğunu tanımak istiyorum."

"Kardeşinin psikoloğu olarak mı yoksa Aras'ın eski sevgilisi olarak mı?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Aras'la ilgili bir şeyler olduğunun farkındaydım ve daha fazla salak taklidi yapamayacaktım.

"Ahaha tamam yakaladın beni! Hem o yüzden, hemde dediğim gibi..."

"Aras'la aranızdakileri anlatır mısın?"

"Anlatırdım, ama hatırlamak ve gözünde küçük düşmek istemiyorum." Dediklerine karşılık sessiz kalarak kendime su almaya gittim. O sırada arkamdan bağırmaya başladı,

"Biliyor musun? Ben hala Aras'ın öldüğüne inanmıyorum. Yani bu kadar kolay olamaz..." Suyu ağzımda tutamayarak öksürdüğümde beni izlemeye başladı.

"Saçmalamayın Deniz Bey, Aras Barkın'da olsa dirilecek hali yok..." Diyerek yalandan kahkaha attım. Benden şüpheleniyordu sanırım, yalan söylediğimin farkında olabilir miydi?

"Hem siz merak etmeyin, ben Aras'la onu çok iyi tanıyacak kadar çıkmadım. Hatta onu sevdiğim bile söylenemez. İsmi 'Aras Barkın' kim olsa çıkardı zaten. Yani ben onun hakkında pek bir şey bilmiyorum. Eğer amacınız benden bir şeyler öğrenmekse size diyebileceğim tek şey büyük bir zaman kaybı..."

Daha fazla konuşmamak için Emir'lerin yanına çıktım. Onların oyununu izliyor gibi yaparken aklım hala Aras ve Deniz'deydi. Az önce yalan söyleyerek neredeyse cehennemi boylamıştım. Aras'ı korumaya çalışarak doğru mu yapıyordum..?

Continue Reading

You'll Also Like

8.9K 137 2
Ünlü, zengin, mafyayla anlaşmalı evlilik... Düş hayatının aşkı Hazar ile evleneceği gün , Hazar onu nikah masasında terk eder. Arkasından koşup hesap...
3.5M 129K 71
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
82K 3.3K 27
TAMAMLANDI ☆ Geçmişin hayaletleri peşinizi asla bırakmaz. Sizi en zayıf anınızda yakalarlar. Hayallerinizle gardınızı alır ve onlara savaş açarsınız...
147K 8.3K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...