NEKROKİNEZİ • Zifir

Von S-Mare

2.1M 177K 40K

~Wattys2018 Modernistler kazananı~ *TAMAMLANDI* 🔥 Çok az kaldı. Benzini döktüm ve çakmağı da ateşledim. Alev... Mehr

TANITIM
1. BÖLÜM - Her Yer Gri
2. BÖLÜM - İstenmeyen Yabancı
3. BÖLÜM - Paranoyak
4. BÖLÜM - Gökyüzünün En Parlak Yıldızı
5. BÖLÜM - Eriyen Buzlar
6. BÖLÜM - Zihin Okumak
7. BÖLÜM - Seni Affediyorum
8. BÖLÜM - Garip Yeni Çocuk
9. BÖLÜM - Ben Bir Katilim
10. BÖLÜM - Tehlike Geliyorum Dedi
11. BÖLÜM - MCA'in Mührü
12. BÖLÜM - Ölümün Soğuk Yüzü
13. BÖLÜM - Aile Kokusu
14.BÖLÜM - Tanıdık Kurtarıcım
15. BÖLÜM - Zihnimin Görüntüsü
16. BÖLÜM - Onların Çöplüğü
17. BÖLÜM - Kuzgun Gibi Siyah
18. BÖLÜM - Anlaşılmayan Sözler
19. BÖLÜM - Dost mu? Düşman mı?
20. BÖLÜM - Seni Kendime Bağladım
21. BÖLÜM - Tüm Kalbimle
22. BÖLÜM - Okyanus Kokusu
23. BÖLÜM - Farklı Bir Ben
24. BÖLÜM - Bitmek Bilmeyen Sırlar
25. BÖLÜM - Kapat Kapıyı
26. BÖLÜM - Şüphe Tohumları
27. BÖLÜM - Paramparça
28. BÖLÜM - Beni Hayata Döndür
29. BÖLÜM - Ben Bir Daha Kaybedemem
30. BÖLÜM - Karşılıklı Takas
31. BÖLÜM - Senden Kurtulacağım
32. BÖLÜM - Kurtuluşa Bir Adım
33. BÖLÜM - Elveda Karanlığın Kızı!
34. BÖLÜM - Aile Çıkmazı
35. BÖLÜM - Farklı Yollarda
36. BÖLÜM - Suçlamalar
37. BÖLÜM - Gerçek Yüzünü Göster
38. BÖLÜM - Hapisten Kaçmaya Hazır mısın?
39. BÖLÜM - Ölüm Meleği
40. BÖLÜM - Ateş ve Su
41. BÖLÜM - Sıkı Dostum
42. BÖLÜM - Sen Bir Katilsin
43. BÖLÜM - Evimize Gidiyoruz
44. BÖLÜM - İtaat Et!
45. BÖLÜM - Bana Geri Dön
46. BÖLÜM - Elveda
47. BÖLÜM - Seni Seviyorum ve Sana Geleceğim
48. BÖLÜM - Yaşıyorsun
49. BÖLÜM - Bunu Hak Ettin!
50. BÖLÜM - Av Değil Avcı
51. BÖLÜM - Özel Güçler
52. BÖLÜM - Sadece
53. BÖLÜM - Kontrol Edemiyorum
54. BÖLÜM - Dost
55. BÖLÜM - Gül Benim
56. BÖLÜM - Meleğin Cehennem Ateşi
57. BÖLÜM - Merhaba Kardeşim!
58. BÖLÜM - Cehennemin Soğuk Yüzü
59. BÖLÜM - Oyun Bozan Öpücük
60. BÖLÜM - Zehir
61. BÖLÜM - İntikamlar ve İntikamlar
62. BÖLÜM - Ölü Sevgiline Merhaba De!
63. BÖLÜM - Ölü Olmayan Ölüler
64. BÖLÜM - Ateşle Oynamayı Severim!
65. BÖLÜM - Planlar Kur ve Uygula
66. BÖLÜM - Ait Olduğu Yer
67. BÖLÜM - Geri Dönülmez Yol
68. BÖLÜM - Roller Değişti
69. BÖLÜM - Hepinizi Öldüreceğim
70. BÖLÜM - Ben Artemis'im
71. BÖLÜM - Ateşin Bol Olsun
72. BÖLÜM - Sonsuza Kadar Seninle
73. BÖLÜM - Onsuz Bir Yaşam
74. BÖLÜM - Ölüm ve Yaşam (Final)
2. Final (Part 1) - Beraber Bir Gün
2. Final (Part 2) • Su Numarası
🌟🌟🌟

3. Final (Part 3) - Kutuplar (Son)

21.1K 1.9K 559
Von S-Mare

Multimedya: Ashes Remain - I Won't Run Away

Keyifli Okumalar...

🔥
Seni hissedebiliyorum
I can feel you

Her kırıldığımda
Every time I break

Ve hala savaşıyorum
Çünkü bitmedi
And I'm still fighting
'Cause it's not over

Bu dünya çok yalnız
Kurtulmak için tek umudumsun
This world's so lonely
You're my only hope to break away


🔥

Dylan ve Alice'in tenleri fazlasıyla bürüşse de sudan çıkmamış bir süre yıldızları izlemişlerdi. Birlikte doyasıya vakit geçirmişlerdi. Geri döndüklerinde neredeyse akşam olmuştu. Alice'in evinin önünde durduklarında Atilla ve Dolunay onlara veda edip ayrıldı. Alice'le Dylan da onların ardında içeri girdi.

Alice içeri girdikten sonra kapıyı kapatır kapatmaz Dylan onu tekrar öpmeye başladı. Alice'in sırtı duvarla bütünleşirken bir inilti çıkardı ve bu Dylan'ı daha da mest etti ama bu uzun sürmedi. Alice onu hafifçe itti ve yapma bir kızgınlıkla konuştu. Aslında bugün Dylan'a tek bir kez bile itiraz etmemişti. "Daha ne kadar beni öpüp duracaksın?"

Dylan ellerini duvara dayarken ona doğru eğildi. "Senin suçun."

"Hah!" dedi Alice. "Neden benim suçum olsun?"

"Çünkü beni öylesine etkiliyorsun ki kendimi durduramıyorum." Konuşurken dudakları Alice'in dudaklarına değiyordu.

"Bu... benim değil senin sorununmuş gibi görünüyor." dedi Alice. Her ne kadar onu engellese de etkilendiği sesinden belli oluyordu.

"Öyle mi?" dedi Dylan yüzünü onun boynuna gömerek. "Çünkü bana tamamen senin suçunmuş gibi göründü. Fazla çekicisin." Dylan boynunun hemen altına bir öpücük bıraktı. Fazlasıyla uzun bir öpücük...

Alice derin nefesler alırken "Dylan!" diye mırıldandı.

"Hmm!" dedi Dylan öptüğü yerin hemen altına bir öpücük daha kondurarak.

"N-ne yapıyorsun?"

"Seni keşfediyorum." Dylan çizdiği sırayı bozmadı ve bir derin öpücük daha bıraktı. "Chris'e bunun için bir ara teşekkür etmeliyim."

"Yine de..." dedi Alice ve Dylan'ın bir öpücüğü daha sözünü kesip dudaklarından bir inleme dökülmesine sebep oldu.

"Yine de ne?"

Alice yerinde kıpırdandı. "Yine de... seni yakmam için kontrolümü kaybetmeme gerek yok."

Dylan "Yapamazsın!" derken Alice'in köprücük kemiğine küçük bir ısırık bıraktı, Alice sadece kıpırdandı. "Çünkü sen beni zaten yaktın sevgilim."

Alice hafifçe titrerken Dylan bunun üşümekten olmadığını biliyordu. Dylan ondan ne kadar etkileniyorsa Alice de ondan etkileniyordu. "Dylan..." dedi Alice fısıltıya benzer sesiyle.

"Saatlerce ismimi söylemeni dinleyebilirim."

"Saat gece yarısına geliyor."

"Yani?" diye mırıldandı yine Dylan ve bir öpücük daha bıraktı hayali öpücük sırasına.

"Sana verdiğim gün bitmek üzere."

O büyü birden bozuldu. Dylan başını hızla kaldırıp gözlerini Alice'in gözlerine çevirdi. Bir kaç saniye onu süzdü. "Cevabını..." dedi tereddütle. "Cevabını duymak istiyor muyum?"

"İstesen de istemesen de bunu geciktiremezsin." Bu cevap Dylan'ın ürpermesine neden oldu. Muhteşem bir gün geçirmişlerdi ve Alice'i geri dönmeye ikna ettiğini düşünmüştü ama şimdi onun ses tonu sanki tam tersini iddia ediyordu.

"Sensiz geri dönemem." dedi Dylan neredeyse acı çeken bir sesle. "Senden tekrar ayrılamam."

"Dylan..."

"Seni seviyorum. Sende beni seviyorsun."

Alice gözlerini kaçırdı. "Zorlaştırma Dylan."

"Neden?" diye neredeyse fısıltıyla. "Bugün..."

"Bugün çok güzeldi." dedi Alice. Gözleri onu buldu yine ama bu Dylan'ı ilk kez mutlu etmedi. "Ama sadece bu kadar, sana söyledim. Biz ateş ve suyuz."

"Saçmalık." dedi Dylan elini saçlarından geçirirken. "Ben yanmaya hazırım Alice. Sen hala boğulmaktan mı korkuyorsun?"

"Hayır korkmuyorum. Korktuğum şey başkalarını yakmamız ya da boğmamız." diye sesini yükseltti Alice. Saat o an gece yarısını vurdu ve ikisinin de bakışları önce saati sonra birbirlerini buldu. "Bitti." dedi Alice.

"Alice yapma!" dedi Dylan yalvarırcasına. "Bunun geri dönüşumü yok. Bu son köprü. İkimizi de karanlığa sürükleme."

"Söz vermiştin Dylan. İstemezsem gidecektin." dedi Alice ve yutkundu. "Ve ben gitmeni istiyorum. Geri... Seninle geri dönmeyeceğim."

"Alice!" dedi Dylan. Sesi yalvarır gibiydi ama Alice'i etkilemedi bile.

"Git Dylan!"

Dylan bir an gözlerini yumdu ama gözleri tekrar açıldığında ne ısrar etti ne de onu vazgeçirmeye çalıştı. Bunu faydasızlığının farkındaydı ve tek bir soru sordu. "Seni son kez öpebilir miyim?"

Alice burukça gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı. Dylan onu uzun uzun öptü, beyni sanki bu anın her saniyesini kayıt altına alıyordu. Bu öpücük sevdiği kadını son öpüşü müydü yani? Onu kollarında son tutuşu muydu?

Nerede hata yapmıştı bilmiyordu. Bunu sorgulayacak zamanı da yoktu. Bunlar onunla son anlarıydı. Onu kendisine çekip sıkıca sarmaladı. Son anında onu hissetmek istedi ve dudaklarını tadını yıllar geçse de hatırlamayı umdu. Bu tadı asla unutmak istemiyordu. Onu doya doya öpmek istedi ama bunun için ömrü yetmezdi, o yüzden bir süre sonra zorlukla geri çekildi. Sonra tek kelime etmeden kapıdan çıkıp gitti.

🔥

Dylan arabadan indi ve Washington'daki evinin önünde bir süre durdu. Öylece eve baktı. Sanki son bir kaç saatte birkaç yıl yaşlanmıştı. Yoğun bir acı içinde kol gezerken birazdan içeri girecek ve onlara başarısız olduğunu söyleyecekti. Alice artık yoktu. Bunun düşüncesi bile onu öldürüyordu. Hayır, ona verdiği sözü tutamayacaktı. Hayatına devam edeceğini söylemişti ama şimdi düşünüyordu da bunu nasıl yapacaktı?

Alice'siz...

Hayatı sanki o an durmuştu. Her şey devam ediyordu ama o, o kapıdan çıktığı an donmuştu. Yaşadığını hissettiği bir günden sonra şimdi de yavaş yavaş öldüğünü hissediyordu.

Bunu geciktirmenin manası yoktu. Zaten kendiside Ella'yı görmek ve Alice'in gözlerine bakmak istiyordu. Anahtarı çevirip içeri girdi. Salonda Cara, Chris, Jamie, Ian, Vera ve Anna'yı buldu. Onu fark ettikleri an tüm gözler onun üzerine çevrildi. "Dylan..." dedi Chris ayağa kalkarken.

"Üzgünüm!" dedi Dylan. Nasıl söyleyeceğini bilemedi. En iyisi bir seferde her şeyi söyleyip buradan uzaklaşmaktı. "Onu getiremedim. Biliyorum söz verdim..."

"Ama..." dedi Chris onu durdurarak.

"Sadece bir kaç saat bana izin verin." dedi Dylan. "Sonra istediğiniz kadar başarısızlığımı yüzüme vurursunuz."

"Dylan..." dedi bu kez Cara. O da ayaklanmıştı.

"Lütfen!" dedi Dylan. "Kimse tek kelime daha etmesin." Ardından kimsenin konuşmasına izin vermeden üst katın merdivenlerini tırmandı. Ella'nın odasına yönelirken en azından Alice'in bir kopyasının yanında olduğunu düşündü. Yine de bu çektiği acıyı hiç azaltmadı. Canı çok yanıyordu. Canı bundan sonra hep yanacaktı.

Eksik hissediyordu kendini. Aslında Alice'den ayrıldığı andan beri bir daha tamamlanamayacağını da biliyordu.

Ella'nın odasının önünde durdu. Derin bir nefes verdi ve yüzüne sahte bir gülümseme oturtmaya çalıştı. Bunu hep başarırdı ama bu kez olmadı. Kapıyı acı içinde araladı.

Ve olduğu yerde öylece kaldı.

Birbirine benzeyen iki yüz... Bal rengi gözler, bembeyaz pürürsüz bir cilt, omuzlarına dökülüp beline uzanan dalgalı siyah saçlar, vücudunu sıkıca saran mavi bir elbise ve ince topuklu ayakkabılar...

Alice kucağındaki bebekten bakışlarını ona çevirdi. "Geç kaldın!"

Geç mi kalmıştı?

Beyni durmuş gibiydi. Tek kelime edemedi. Sadece ona baktı.

"Yolculuğun nasıldı Sevgilim?" dedi Alice o konuşmayınca. "Hmm! Ben çok rahat geldim. Keşke sen de şu Alice Harikalar Diyarı şakasını yapmasaydın da benimle gelseydin. Eh! Ona biraz kızmıştım."

Dylan bir an koridora baktı. Sonra tekrar Ella'nın odasına. Belki de uçakta uyuyakalmış ve şimdi rüya görüyordu. Ama hayır, burası kendi eviydi. "Tanrım!" diye mırıldandı istemsizce. "Bu gerçek mi?"

Ella kıkırdadı ve elindeki oyuncağı Dylan'a fırlattı. Renkli oyunca Dylan'ın bacağına çarptığında hafif bir acı duydu Dylan. Bu...

Bu gerçekti! O gerçekten buradaydı.

"Sen," dedi zorlukla. "Sen gerçekten buradasın."

Alice güldü. Onun bu halinden oldukça eğleniyor gibiydi.

Dylan ona birkaç adım atacak gücü sonunda kendinde bulduğunda, "Geri gelmeyeceğini söylemiştin." dedi.

"Yanlış!" dedi Alice. "Geri gelmeyeceğim demedim. Seninle geri gelmeyeceğim dedim." Alice Ella'nın yanağına bir öpücük kondurup Dylan'a baktı ve kötücül bir şekilde gülümsedi. "Bu benim intikamım! Beni o suya atmayacaktın."

Dylan mutluluktan ne yapacağını şaşırırken sadece "Çok acımasızsın." diyebildi. Aynı anda alt kattakiler odaya doluştu. Aralarında ise iki farklı kişi vardı. Atilla ve Dolunay...

Bunların ne işi vardı burada? Ne önemi vardı ki? Alice buradaysa hiçbir şeyin önemi yoktu?

"Başlayalım mı?" dedi Cara Chris'e dönerek.

"Başlayalım." diye onu onayladı Chris.

Neye başlayacaktı bunlar?

"Yeni başlangıçlara." dedi Cara sanki Dylan'ın iç sorusunu duymuş gibi. Cara Dylan'a doğru yürüdü ve tam yanından durdu. "Hokus pokus! Başa dönüyoruz." dedi ve büyü yapar gibi ellerini oynattı.

"Nerelerdeydin?" dedi sesini kalınlaştırarak. "Lanet olasıca telefonu ne diye taşıyorsun?"

Dylan gözlerini en sonunda Alice'ten çekip Cara'ya çevirdi. Bu sözleri hatırlıyordu. Asıl soru Cara o günü, Alice'i ilk gördüğü günü nereden biliyordu? O an anladı ki şu an tatlı bir oyunun içindeydi. Bu oyunun planlayıcı ise bizzat kalbini hızlandıran kadındı.

Chris muzip bir ifadeyle Alice'i işaret etti. "Geç kalmanı sebebi bu mu?"

Dylan o an kahkaha atmak istedi ama bunun yerine Alice'e döndü ve oyuna katıldı. "Tanıştırılmadık. Ben Dylan." Elini yüzündeki gülümsemeyle Alice'e uzattı. Bu Cara'nın söylediği gibi yeni bir başlangıçtı.

Alice gülerek başını iki yana salladı ve Ella'yı tutan elinin birini salarak Dylan'a uzatıp elini tuttu. Dylan'ın elinden tüm vücuduna tatlı bir ürperti yayıldı. Tüm vücudu bir elektrik verilmiş gibi kasıldı.

"Hangi ismimi duymak istersin?" dedi Alice içini ısıtan bir gülümsemeyle.

"Duymak istemiyorum." Alice'i tutuğu elinden kendine çekti. "İsimsiz kız." dedi Alice'in gözlerinin içine bakarak. "Çünkü adının önemi yok. Sen benim Işığımsın."

Alice gerçekten ışık saçan bir gülümseme sundu ona ve Dylan o gülümsemeyi kendi içine çekti. Alice'i öperken sanki karanlık hayatı tekrar aydınlıkla hayat buldu. Ruhu yenilendi. Hayatı boyunca kendini ilk defa böylesine canlı hissediyordu. Hayır Alice yanındayken hep canlıydı o. Yaşadığını her hücresiyle, onu her hücresiyle hissediyordu.

Ama bu yetmiyordu. Her gün, her saat, her dakika, hatta her saniye onu öpse yine de ona doyamayacağını biliyordu ve ömrünün sonuna kadarda ona doyamamak istiyordu.

"Buna daha fazla bakamayacağım." dedi Atilla.

Vera iç geçirdi. "Çok romantik!"

"Ah, hadi ama!" diye sesini yükseltti Chris.

"Rahat dur Chris! Sanki sen Dylan'dan farklısın." dedi Cara imalı sesiyle.

Dylan etraflarında sesler duyuyordu ama algılayamıyordu, her şey silikleşmişti sanki. Sadece o ve Alice vardı.

Ne kadar süre birbirlerine doyduklarını bilmiyordu ama Alice en sonunda nefes nefese ve acı bir iniltiyle geri çekildi. Dylan huzursuz olarak ona baktığında gördüğü şey onu kahkahalara boğdu.

Ella elini Alice'in saçlarına daldırmış şiddetle çekiyordu ve yüzünde öfkeli bir ifade vardı.

"İşte benim kızım!" dedi Chris ve Cara onun karnına dirsek indirdi.

Alice yine acı bir çığlık attı. Ella bu öfkeli ifadesiyle tıpkı ona benziyordu. Minik dudakları aralandı ve söylediği şeyle Dylan yine bir kahkaha attı.

"O BENİM!"

Odadakilerin kahkahası etraflarını doldururken Dylan da gülerek Ella'nın ellerini Alice'in saçlarından çözdü. Chris ise gülmeyip homurdanan tek kişiydi. Aynı anda Ella Alice'e kötü bakışlar atıp ellerini Dylan'a uzattı. Dylan onu kendi kucağına çekerken Alice şaşkın bir ifadeyle Ella'ya bakıyordu. Sonra o da Ella gibi kaşlarını çattı. Hafif eğilip Ella'ya yaklaştı.

"Hayır, o benim!"

Dylan içi öylesine ısındı ki sanki birden alev alacaktı. Tekrar uzandı ve Alice'i öptü ama bu kez acıyla geri çekilen o oldu. Ella Dylan'ı öyle sert ısırmışı ki kolu yoğun bir acıyla yanıyordu.

"Aynen öyle kızım!" dedi Chris. "Ayır onları."

Cara neredeyse gülmekten ölecekmiş gibi dursa da gelip Ella'yı Dylan'ın kucağında aldı. "İkinizden birini öldürmeden şu minik şeytanı alayım."

Ella huzursuzluk çıkarıp gitmek istemese de Cara, Chris ve onu odadan çıkardı. Diğerleri de onları yalnız bırakmak istemiş olacaklar ki Chris ve Cara'yı takip ettiler. Sadece Jamie tereddütle biraz duraksadı ama ardından başını iki yana sallayarak dışarı çıktı.

Onlar çıktıktan hemen sonra Dylan ve Alice'in gözleri tekrar birleşti ve birkaç saniye sonra ikiside kahkahalara boğuldu. En sonunda Dylan kendini toparladı ve kollarını Alice'in beline dolayıp onu kendine yasladı.

"Bu minik şeyin seni kıskandığına inanamıyorum." dedi Alice hala yüzündeki gülümsemeyle.

"Ne diyebilirim?" dedi Dylan. "Kadınlar bana dayanamıyor."

Alice onun göğsüne ufak bir yumruk indirdi. "Egon göz kamaştırıcı."

"Senin kadar değil." dedi Dylan ve onu tekrar öptü. Hala burada olduğuna inanamıyordu ve hayal görmüş olmaktan korkuyordu ama onu hissediyordu. Buradaydı ve yanındaydı. Kalbindeki bu sıcaklığın başka bir açıklaması yoktu.

"Geri geldin." dedi Alice'in gözlerinin içine bakarak.

"Düşündüm ki..." dedi Alice ve dudaklarını ıslattı.

Dylan onun dudaklarına hafif bir öpücük bırakıp "Düşündüm ki ne?" diye sordu.

"Tüm eğlenceği kaçıramazdım ve sen aptalın tekisin Dylan. Ben olmadan her şeyi eline yüzüne bulaştırırdın."

"Sağ ol ya." dedi yapma bir sitemle. "Gururum okşandı."

Alice güldü. "Bana ihtiyacın olmadığını söyleyemezsin."

Dylan yüzünü onunkine hizalayıp "Sana ihtiyacım var." diye fısıldadı. "Sadece sana ihtiyacım var."

"Sence..." dedi Alice. "Seni sevdiğimi söylesem Ella beni dişleriyle parçalar mı?"

"Ah!" dedi Dylan neredeyse kalbinin sesini duyarak. "Bu büyük bir ihtimal ama seni ondan korurum." Sustuğu an beklentiyle ona bakmaya başladı. "Hadi!"

"Ne?" dedi Alice anlamadan gelerek.

"Hadi söyle."

"Neyi?"

"Ella'yı kızdıracak o iki kelimeyi."

Alice başını hafifçe yana yatırdı ve ona arsız bir bakış attı. "Kesinlikle beni öldürtmeye çalışıyorsun."

"Yemin ederim, seni ondan korurum."

"Hmm!" dedi Alice. "Biliyor musun, sana güveniyorum." Ellerini Dylan'ın yüzünün iki yanına koydu ve Dylan'ın aklını başından alan o iki kelimeyi söyledi.

"Seni seviyorum."

Dylan onu tekrar öpmeden kalbinden geçen iki sözcüğü dillendirecek fırsatı buldu. "Seni seviyorum."

Onları bölen ise Cara'nın panik dolu sesiydi. "Ah, Tanrım! Sanırım başınız büyük belada çünkü bu minik şeytanı durduramıyorum."

Koridordan ise Chris'in sesi yankılandı. "Bitir onları kızım!"

Dylan ve Alice bakışlarını kapıya çevirdiklerinde Cara'nın önünde yerde öfkeyle kendilerine bakan Ella'yı buldular. Ella ikisine de öfkeli çatık kaşlarla kısaca baktı ve ardından yeni yürümeye başlamasına rağmen neredeyse ışık hızıyla gelip Alice'in bacağına dişlerini geçirdi.

Dylan kahkaha atarken Alice "Yalancı!" diye bağırdı. "Beni koruyacağı söylemiştin."

Dylan hafifçe öksürüp "Evet, söz sözdür." dedi. "Sevdiğim kadını yiyemezsin Ella." Ella'yı geri çekip Cara'nın kucağına bıraktı ama Ella öfkeyle Dylan'ı da ısırdı.

"Aman Tanrım Ella. Kolumun bir parçası dişlerinde kaldı galiba."

Alice ofladı ve Dylan'ı geri çekti. "Demiştim. Bensiz her şeyi eline yüzüne bulaştırırsın. Şu durumda ben seni koruyacağım." Sarı bir ışık odada parladı ve Alice Dylan'ı çekti.

"Hadi!"

Ella öfkeyle çığlıklar atarken "Nereye?" dedi Dylan.

Alice sinsice sırıttı. "Yarım bıraktığımız işi tamamlamaya."

Yarım bıraktıkları iş? Tanrım!
Bu kızın amacı Dylan'a kalp krizi geçirtmekse birazdan bunu başaracaktı.

Dylan buna itiraz edeceğine çarmıha gerilmeği yeğlerdi. Alice'in elini kavradı ama Alice geçidin önünde durup ona döndü.

"Ne oldu?" dedi Dylan.

"Hadi söyle!" dedi Alice.

"Neyi?"

"Az önce söylediğini tekrarla."

Dylan bir kaç saniye sonra ne demek istediğini anladı. "Sevdiğim kadın..." dedi gülümseyerek. "Hadi kaçır beni!"

"Sihirli sözcükleri söyledin sevgilim." dedi Alice gülümseyerek ve geçide girdi. Aynı anda eli uzanıp Dylan'ın yakasını kavradı ve onu çekip dudaklarını birleştirdi.

Cara kıkırdarken arkalarından "Nereye gittiğinizi söyleyin bari." diye bağırdı.

Dylan başını geçitten çıkartıp "Alice Harikalar Diyarına!" dedi ama Alice onu hızla geri çekti.

"Tam bir şapşalsın Dylan!"

Alice Cara'a tüm dişlerini göstererek gülümsedi ve "Kutuplar." deyip göz kırptı. "Kutupları eriteceğiz."

🔥

Bitttiiiiiii!

Aman Yarabbim, sonunda harbiden bitti 😫😭 İlk hikayem, gözbebeyim...
Hayır, ağlamıyorum gözüme romantizm kaçtı 😢

Eh! Mutlu son demiştim. Yazar mutlu sonları sever 🤗

Son olarak...

Alice yeri...

Dylan yeri...

Nekrokinezi'nin her bir karakterinin yeri...

Son olarak yorum yapan, oy veren ve güzel varlığını her zaman hissettiren, bu süreç boyunca beni yalnız bırakmayan herkese sonsuz teşekkürler 😍 Sizi seviyorum psişik ailesi ♥♥♥

Der ve S.Mare Nekrokinezi defterini kapatarak kaçar 💃🏻

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

730K 17K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
116K 11K 39
Not: Kukla serisinin ikinci kitabıdır. Önce ''Kukla: Y.E.M'' adlı hikayeyi okuyunuz. Yeraltı iyice karıştı. Seçim günü YAK saldırıya uğradı ve kaçırı...
76.4K 3.5K 30
Bir berdel hikayesidir.. Havin sevdiğinden ayrılırken nerden bile bilirdi evleneceği adamın kuzeni olduğunu herşeyden habersiz berdeli kabul etmişti...
4.6M 61 1
Kendi kurduğu iki hayat arasında sıkışmıştı. Gece bir kedi kız gündüz dört göz bir inekti. Aşık olduğu adama Alp'e sırlarını anlatamazken hiç hesapta...