110.000 KİŞİ OLMUŞUZ SİZİ ÇOK SEVİYORUM ÇOK TEŞEKKÜRLEEEEEEEEER :)
YAZAR NOTU ; Geçen bölümün yorum sınırı geçilmemiş olmasına rağmen yeni bölümü yayınladım.Fakat kısa yayınladım sınır geçilmediği takdirde bu sekilde olacak.Bu arada 2 haftada 1 bölüm gelebilir artık.Sınav haftalarım peş peşe gelmeye başladı lütfen biraz anlayış..
SINIR ; 25 YORUM VE 90 VOTE
-28-
Sabah burnuma gelen omlet kokularıyla gözümü aralayıp yataktan kalktım.Çağatay odada yoktu.Duvardaki antika saate baktığımda saat 1'e geliyordu.Yanlış mı acaba ? Kaç gündür zaten uyurken simdi nasıl bu kadar fazla uyumuş olabilirdim ki.Tabi dun fazla yorulmuştum.Çağatayı hala nasıl affedeceğimi bilemez bir halde onunla sevişmiş olmak canımı sıkıyordu.Aslında aynı tutku, aynı heyecan vardı ama aynı aşk ? İşte bundan emin olamamıştım.Odadaki diğer kapıya yürüyüp kapıyı araladım banyoyu bulmuştum.Aynada kendimi gördüğümde ürktüm.Korkunç gözüküyordum.Dolaplarda havlu arasamda bulamamıştım.Çağatay gelmeden giyinir çıkardım herhalde.Üzerimdeki eşyalarımı çıkarıp duşa girdim.Su çok akmasada tenimle buluşmasına çok sevinmiştim.Yalnızca bir sabun vardı.İç çekerek sabunu aldım hem saçlarımı hemde vücudumu onunla yıkayıp durulandım.Hiç çıkmak istemesem de her an Çağatay gelebilirdi.Suyu kapatıp kabinden cıktım adımı mı attığım her yerde küçük su gölcükleri oluşuyordu.Kapıyı açıp banyodan çıktım.Ben çıkar çıkmaz odanın kapısı açıldı elinde kahvaltı tepsisi ile içeri Çağatay girdi.Ben gözlerimi pörtletio olduğum yerde kalırken onu gözleri tüm vücudumu bastan aşağı süzmekle meşguldü.Yutkunarak boğazını temizledi.Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.Beni daha once bir çok defa çıplak görmesine rağmen karsısında bu şekilde durmaya utanmıştım.
"Ee, be..be..ben sana hav..lu vereyim"
Çağatay gözlerini benden ayırarak kahvaltı tepsisini makyaj masasının üzerine bıraktı.Dolapları karıştırırken ellerinin titrediği buradan görebiliyordum.Hem kekelemesi hemde titremesi hem komiğime hem hoşuma gitmişti.İcimde ona karsı olan yumuşamaya engel olamamıştım.Kafası kapıdan tarafa çevirerek bana havluyu uzattı.
"Sağol"
Diyerek banyoya geri girdim.Elimin altındaki kalbim gümbür gümbür atıyordu.Havluyu göğüs hizamdan bağlayarak derin bir nefes alıp odadan çıktım.Çağatay yatağı toplamış camdan bakıyordu.Yatağa oturup kahvaltı tepsisini önüme çektim.Muhteşem bir omlet bir kaç papatya ve harika hazırlanmış kahvaltı önümde duruyordu.
"Onlar senin için" dedi ve o da yanıma oturdu.
"Teşekkür ederim hem havlu için hem bunun için"
Ben tek basıma kahvaltımı yaparken o hazırlarken yediği için telefonunu alıp oturma odasına geçti.Bağıra bağıra birileriyle konuşuyordu.Biraz atıştırıp tepsiyi alıp mutfağa götürdüm Çağatayın elinde yine telefon vardı ama bu defa mesaj yazıyordu.Hala havluyla olduğumu fark ettim.
"Kahvaltı için teşekkürler çok güzeldi her şey" dedim gülümsemeye çalışarak.
"Afiyet olsun beğenmene sevindim"
Ben tedirgin tedirgin ona bakarken nihayet telefondan kafasını kaldırıp bana odaklanabilmisti.
"Bir sey mi oldu Gizem?"
"Çağatay benim annemi aramam lazım meraktan deliye dönmüşlerdir şimdiye" sesim oldukça telaşlı çıkıyordu.
"Annen ufak bir okul gezisinde olduğunu biliyor zaten canım" dedi gülerek.
Ağzım yine açık kalmıştı.Beni kaçırmak için ne zamandır bu planları kuruyordu acaba ? Ben gözleri önünde kahrolurken de aklından bunlar mı geçiyordu? Gizem halsiz düşer ben yokken bende kaçırırım onu Amerikaya iki güzel söz ateşli bir gece ve yatağa getirilen sabah kahvaltısı.Bu kadar kolay affedilebilir bir sey değildi onun yaptığı.Canımı ne kadar çok yaktıgının farkında değildi belki de.
''Çağatay bu böyle olmaz'' ani çıkışım yüzünden şaşırsada bu tepkiyi bekliyordu sanırım.
''Ne böyle olmaz canım?'' ah böyle yapmacık davranması beni çıldırtıyordu.
''Hiç bir şey olmamış gibi davranamayız bu çok, çok can sıkıcı''
''Hiç bir şey olmamış gibi davranmıyorum ! Eğer öyle davranıyor olsaydım yapmacık romantik adam rolünü oynayıp yatağına kahvaltı getirmezdim.Veya seni çırıl çıplak gördüğümde sırf utanıyorsun diye bakmamak icin kafamı cevirmez o an dudaklarına yapısıverirdim'' söylediklerinde haklı olsada... hayır ben haklıydım iste.
''Ama-''
''Simdi kapat ceneni ve yatağın üzerine bıraktıgım kıyafetleri giy.Sana yeni esyalar almak icin alısverise cıkıcaz''
Her zamanki gibi ağzım bes karıs açılırken sesimi bile çıkaramamıstım.Hem barısmak icin kendini affettirmeye calısıyor hemde macolugundan ödün vermiyordu.Oflayarak odaya gidip yatagın üzerindekileri üstüme geçirmeye koyuldum.Bir kot ve kısa kollu buz mavisi bir tunik vardı ve spor ayakkabılar.Etrafta hic makyaj malzemesi göremeyince canım sıkılmıstı.Ruh gibi etrafta geziyordum.Ve Amerikalı kızların yanına ezik kalacaktım.Hemde Çağatay varken!
''Ben hazırım'' diyerek odaya girdiğimde agzım acık bir sekilde Çağataya bakıyordum.
Ağzım bu aralar pek açık kalıyordu yalnız.Altında New Lakers'den bir basketçi sortu uzerinde -üstüne yapısan- beyaz bir sporcu atleti ve new lakers sapkasıyla harika gözüküyordu.Bir de bana bakın harika!
''Ne oldu cok begendin heralde beni, öyle süzdügüne göre'' dedi sırıtarak.
''Hah! New Lakersmıs.En yakın chicago bulls mağazasında gidiyoruz önce'' dedim benden kapıdan çıkarken.
''Tam sana uygun aslında.Kızgın, kırmızı atesli bir boğa''
Kahkaha attıgı sırada ona kızmam gerekse de böyle gülmesini özlemistim.Dediğim gibi önce Chicago Bulls mağazısa gittik ve bayan reyonundan kendime bir basketçi sortu aldım.Üzerimede bir butikten beyaz bir sporcu atleti ve Chicago Bulls sapkası.Rakip takımların formalarıyla Amerika sokaklarında el ele yürüyorduk.İste simdi hic bir sey olmamıs gibi geliyordu.5.Caddeye vardıgımızda New Yorkta oldugumuzu yeni anlıyordum.Burası dünyanın en büyük alısveris caddesiydi.Ellerimi cocuk gibi cırparak Çağatayı o mağazdan o mağazaya sürüklüyordum.Mangoya girdiğimizde bir türk satıs elamanıyla karsılasınca sasırsamda kıyafetleri karıstırmaya basladım.Yesil fakir kol dar vücuda oturan ve dizlerimin 4 parmak kadar üzerinde biten bir elbiseyi elime alıp kabine kostum.İste tam bana gore yapılmıstı resmen.Kabinden cıkınca Çağatay ve türk olan satıs elemanı birbirlerine ölümcül bakıslar atıyorlardı.
''Hey nasıl olmusum'' diyerek dikkatlarini kendime cektim.
''Bu elbise sizin icin tasarlanmıs olmalı.Tam vücut hatlarınıza göre'' dedi oradaki satıs elemanı.
''Bende senin vücut hatlarını ortaya cıkartmak icin biraz makyaj yapıcam sana''
Çağatay adamı ensesinden tutup magazan dısarı sürüklerden bana dönüp ''Bu arada elbise harika duruyor üzerinde'' dedi.Sonra adamdan gelen cıglık seslerini duydum.
Sonuc olarak bizi mağazadan atmıslardı adam Çağatayı sikayet etmesin diye yalvarmıstık resmen.Çağatay cocugu nasıl pataklamıssa mağaza sorumlusu cocuga 1 haftalık izin verdi.Elbiseyide alamadım zaten.Eve girerken oldukça öfkeliydim.Posetleri bir kenara atıp ellerimi de belime koyarak Çağataya döndüm.
''Aptal mısın sen ? Amerikadayız ! Ve sen kendi ülkenden olan adamı herkesin önünde dövüyorsun.Sonra vay efendim Türkiye niye avrupa birliğine giremiyor!''
''Ahaha avrupa birliği mi ? Özür dilerim aşkım.Benim kıskançlığım yüzünden AB'ye giremeyeceğiz'' o gülerken dayanamamış bende gülmeye başlamıştım.Sonra birden durdum.
''Ne dedin sen?''
''Avrupa birliğine kıskanclıgım yüzünden giremeyecegiz dedim''
Aşkım ha ? Sanırım birlikte olmaya başladığımızdan beri bana ilk defa aşkım demişti.İlk zamanlar ondan nefret ederken ne kadar da imkansızdı benim için.
''Gizeeem, burada mısın ? Tamam bak aşkım dedim hadi kendine gel.Dünyadan Gizeme''
***
-Yazarın Ağzından-
Genç adamın dudaklarında buluşturdu Gizem dudaklarını.Öpüşmeleri gitgide artıyordu Çağatay Gizemi kanepede altına almış sporcu atletinin üzerinden açıkta kalan yerleri öpüyordu..Sonunda çarpa çarpa Çağatay sevgilisini odasına getirdi.Gizemi kapı ve kendi arasına alıp kafasını boynuna gömdü.Gizem ise bu sırada Çağatayın basketçi sortu ile cebelleşiyordu.
Herşey okadar farklıydı ki..
Yatağa geldiklerinde Gizemin üzerine doğru bırakmıştı kendini. O ise boynumu emiyordu o sırada. Elleri Gizemin atletinin üzerinden göğüslerini oksarken emirin vücudu çoktan uyarılmıştı, sortunu cıkarıp bacakları altından camasırına uzanıp zar zor cıkatmıştı, cildi gibi kandınlığıda pürüzsüz ve tertemizdi.Dudaklarının arasından biraz dilini yuvarladıktan sonra asağılara, inmişti Çağatay.. Gizemin Duyduğu zevk ile ucları cıkmıs fındık boyutuna gelmişti ağzına aldığında ise Gizemin inlemeye başlaması bir olmuştu..
Uzun süre göğüsleri ile ilgilenip baldırlarını kıpkırmızı yapana kadar sıkmıştı Çağatay.. Simdi ise beline ordan kasıklarına ve odak noktaları olan vajınaya kadar gelmiş, bacaklarının arasına yerleşmişti.
-Çağatayın Ağzından-
Dilim ve öpücüklerim ile onu uyarırken, bende ufak hırıltılar halinde dil darbelerimi onun en derinlerine gönderiyordum, o ise bu anın bitmemesi için başımı biraz daha bacak arasına ıttırıyordu. O ilk orgazmını yaşarken, ben daha fazla dayanamamış Onun içine girmek için gerekli pozisyonu aldıktan sonra içine girmiştim.Simdi zevkten inleyip ellerini tüm vücudumda gezdirıyordu. Uzun süredir hızlı bir şekilde içine işlemeye devam ediyordum.Ama ikimizde çok yorulmuştuk sabahın ışıklarına kadar sevişmiştik neredeyse içine boşaldıktan sonra sonkez o narin dudaklarına öpücük bırakıp içinden çıktım.Pikeyi üzerimize örtüp huzurlu bir uykuya gözlerimizi kapattık.Uykuya dalacağım sırada Gizemin dudaklarından dökülen ''Aşkım'' kelimesini duydugumda ise dünyalar benim olmustu.