Hala Unutamadım

By etokatli

238K 8.4K 187

Birini sevmek, bu duyguyu kabullenmek ve itiraf etmek ne kadar zor olabilirdi? Asya için zordu, hatta imkansı... More

1
2
3
4
5
6
7
8
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38 - Asya'nın Mektubu
39 - Düğün
40 - Eymen'den geriye
41 - Yeni Bir Şans
42 - "Aşkla yaratıldın" (FİNAL)

9

6.3K 248 4
By etokatli

Son ders zili çaldıktan sonra toparlanmaya başladık. Maça gideceğimiz için içim içime sığmıyordu. Çünkü İsa'ların maçları her zaman eğlenceli oluyordu.

"Eymen geliyorsun değil mi?"

"Geliyorum İmran merak etme"

"Çıkışta eczaneye gidiyoruz o zaman elini sargıya alsınlar."

"Ameliyatta etsinler mi Asya?"

"Dalga geçme ciddiyim ben. Su toplamış farkında mısın?"

"Tamam tamam yaptırırız." dedi Eymen beni başından savarcasına.

Okul girişinde beklemeye başladık. Önce Murat geldi. Eymen'le arasında bilmediğim bir sorun var gibiydi. Sonrada bizimkiler geldi. Eymen ve İmran'la tanıştırdım ve yola koyulduk. Elif'in Eymen'i görünce dibi düşmüştü. Eymen'le konuşmaya çalıştı ama başarılı olamadı. 

Eczaneyi görünce çocuklara "Siz ilerleyin. Biz Eymen'le yetişiriz" dedim ve konuşmasına izin vermeden sağlam olan elini tutup eczaneye sürüklemeye başladım.

"Tamam ben iki kere yakaladım sizi ama bunlar alışkın değil" dedi İmran gülerek. 

Eymen arkasını dönüp "Gelince kafanı kıracağım. Hatırlat tamam mı?" dedi. Bende gülerek çekiştirmeye devam ettim." Hadi laf yetiştirmede gel"

Eczanede bandaj yaptırıp krem aldıktan sonra bizimkileri sakince arkadan takip etmeye başladık.

"Gerçekten buna gerek var mıydı?" dedi elindeki bandajı gözüme sokarak.

"Vardı. Elin ne kadar kızardı farkında mısın? Gördükçe içim acıyordu."

"O zaman bana iyi davran"

"Kötü mü davranıyordum ki?"

"Bunun olmasına sebep kim?"

"Üzgün olduğumu kaç kez daha söylemeliyim. O an ne oldu bilmiyorum. Kontrolümü kaybedip kapıyı öyle açtım ve boomm sonuç bu oldu işte."

Hafif öksürdüm. İsa birkaç adım ilerimizdeydi. Öksürdüğümü duymuş olmalı ki hemen yanıma geldi. Elimden hırkamı alıp üstüme örttü. Eymen ters ters bakıyordu. Ama İsa'nın bu durum tabi ki umurunda değildi.

"Prenses yine yataklara mı düşmek istiyorsun?"

"Yatak?" demişti Eymen sessizce

"Eğer bizimle geleceksen üstünden hırkanı çıkaramazsın anladın mı?"

"Tamam İsa ya"

Önden Ümit bağırdı. İsa bir bak diye..İsa yanımızda gidince Eymen bana dönerek

"Bu yatağa düşme mevzusu da ne?"

İşte şimdi mahvolmuştum. Açıkla açıklayabilirsen. Hele ki kütüphanedeki son konuşmamızdan sonra üzerine bu olay mükemmel olmuştu gerçekten..

"Aaaa Elif bir şey soracağım" deyip onların arasına karıştım. Yol boyunca kaçtım. Eymen bizimle birlikte tribündeydi. Oyuna odaklanmıştım çünkü ona verecek cevabım yoktu. Gol atınca bir anda hepimiz ayağa kalktık. Zaten Eymen'le köşede oturuyorduk. Kolumdan tuttu ve beni dışarı sürükledi. Oyun boyunca yüzüne bakmadığımdan fark edememiştim ama yine kızgındı.

"Sorun ne? Neden çıktık?"

"Hastalık mevzusu ne?"

"O mu? Biraz soğuk almıştım o kadar"

"Ne zaman oldu peki?"

"Birkaç gün önce."

"Madem birkaç gün önceydi. Neden İsa hala dikkat ediyor."

"Annem tembihledi ondan.."

"Bir dakika bekle" deyip içeri girmişti. İsa'yı köşeye çağırıp ne zaman hasta olduğumu sormuş.  Çarşamba cevabını alınca daha da sinirlenerek yanıma dönmüştü.

"Salı günü ne oldu?"

"Anlamadım?"

"Salı Murat sana ne söyledi?"

"Bir şey mi söyleyecekti?"

"Asya beni oyalamaya çalışma."

"Cidden benden ne cevap duymak istiyorsun?"

"Hasta olmanın benimle bir ilgisi var mı?"

"Seninle ne ilgisi olsun. Bana soğuk su içmemi söyleyen sen misin ki?"

"Asya konuyu saptırmaya çalışma"

"Eymen ne yapmaya çalıştığını gerçekten anlamadım. Bahar aylarındayız. Havalar iyi diye kendime dikkat etmedim ve hastalandım. Abartmana gerek yok".

"Buna inanmamı mı bekliyorsun?"

"Gerçek bu! İster inan ister inanma" deyip içeri geçip oturdum. Onu yeterince inandıramamıştım. Ama elimden başka bir şey gelmiyordu. Ne diyecektim orada."Senin eski kız arkadaşının sınıf arkadaşın olduğunu duydum. Bir an korkuya kapıldım ve bayıldım mı?" Sonra o da niye bu kadar taktın bunu diyecekti? Bu soruya ise verecek cevabım yoktu. Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum.

Sonunda maç bitti ve dağılmaya karar verdik. Eymen'le Murat, Ben'le Elif önden ayrıldık.

"İmran iki kez yakaladım sizi demekle ne istedi?"

"Bugün yanlış anlaşılma konusunda rekor kırdım. Yanlışlıkla Eymen'in eline kahve döktüm."

"Eli o yüzden mi sargılıydı?"

"Evet. Korktum, ağlamaya başladım. Eymen beni sakinleştirmeye çalışırken İmran bizi gördü ve yanlış anladı. Sonrada eline krem sürerken gördü. El ele tutuşuyorsunuz falan dedi"

"Anladım, tamamen tesadüf"

"Aynen"

Bu sırada Eymen'le Murat arasında da benzer bir konuşma geçiyordu. Her ne kadar bunu o an bilmesem de..

"Murat bir daha Asya'ya Yeşim'le ilgili şeyler söyleyeyim deme"

"Ne oldu? Konuştunuz mu?"

"Hayır ama o olaydan dolayı ne kadar üzüldüğünü öğrendim"

"Hala bir şeylerden emin değilsin? Sadece tahmin yani"

"Kendime göre kesin delillerim var, oldu mu?"

"Eymen hatırlıyor musun? Geçen yıl bir kızdan hoşlanıyorum demiştim."

"Evet bizim alt sınıftandı değil mi? Hani şu açılamadığın?"

bir anda rahatlamıştı. Aklında başka biri var, Asya'dan hoşlanması mümkün değil diye.. Ama bu durum fazla uzun sürmedi.

"O kız bu yılın başından bizim sınıfa seni görmek için geldi."

"Ne?"

"Adını bilmeden seviyordum. Sana sormaya da cesaret edememiştim. Uzaktan izlemek geçen hafta ilk kez zor geldi ve itiraf etmeye karar verdim. Ama yanına gittiğimde bazı olaylar yüzünden itiraf edemedim ve onunla ilk olarak arkadaş olmaya karar verdim. Bu kız kim şimdi anlıyor musun?"

"Sana o kadar kendi duygularımdan bahsetmeme rağmen hala nasıl böyle konuşabiliyorsun?"

"Sen onu sınıfa geldiği zaman fark edip, hoşlanmaya başladın. Ben ise iki yıldır onu uzaktan izliyorum. Bu durumun arkadaşlığımızla bir alakası yok. İkimizde kendi bildiğimiz yolda ilerleyelim ve kimi seçecek görelim."

Eymen yolunu değiştirip biraz daha yürümek istemişti. Arkadaşı ve sevdiği kişi arasında kalmıştı. O bu düşüncelerde kaybolmuşken, ben yarına yetiştirmem gereken elektrik ödevimin derdindeydim.

Msn'e girdim. Sınıfça toplu sohbette birbirimize yardım etmeye çalışıyorduk. Durumuma "Yardım edin!!" yazdım.. 

--------------------------------

ekara: Ne oldu? Ne konuda yardım gerekiyor" yazdı.

asyadinc: Elektrik ödevim var. Ama kaynak bulamıyorum

ekara: Konu ne?

--------------------------------  

Bundan sonrasında ise bana sadece beklemek düştü. Sayfaların linklerini attı.

--------------------------------  

ekara: Bunları düzenlersen tamamdır.

asyadinc: Vay! O kadar aradık bulamadık. Süpersin ;)

ekara: Biraz öyleyimdir.

asyadinc: Bu arada senide uğraşırdım. Kusura bakma.. Bu arada elin ne durumda tekrar krem sürüp, sargıyı çıkarsaydın.

ekara:  Tek başıma yapmam çok mümkün görünmüyor.

asyadinc: Yardıma mı geleyim?

ekara: Hiç fena olmaz;)

asyadinc: Ablandan rica et ya da annenden..

ekara: Sabah sen yapacaksın ama

asyadinc: Cidden bana acı çektirmeye, vicdanımı sızlatmaya çalışıyorsun değil mi?

ekara: Hayır, sadece hastayım. Bu yüzden ilgi bekliyorum.

asyadinc: Ben derse dönüyorum. Sabah görüşürüz.

--------------------------------    

Bu çocuk bir an beni sinir krizine sokuyor, bir ansa o kadar sevimli oluyor ki. Yatağa uzandığımda bugünkü olanlar bir bir aklıma geldi. İlk defa onun kalbini bu kadar yakından dinleyebilmiştim. Sadece benim kalbim değildi öyle tepki veren. O da aynı durumdaydı. Kalplerimizin böyle neden tepki verdiğini ise düşünmek istemedim. Alacağım cevaptan korktum ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

****************

Yağmur yağdığından tören yapılmadı. Onu sırada görme fırsatım olmadı..Sınıfa çıktığımda ise karşımda duruyordu.

"Sen neden buradasın? "

Elindeki sargı bezi ve kremi gösterdi.

"Ciddi misin?"

"Evet"

"Tamam" deyip merdivenlerin oraya geçtik. Merdivenlere oturduk ve elini sarmaya başladım. Ben eline o ise bana bakıyordu. Kalbim yine istemsiz deli gibi çarpıyordu. "Bitti..Şimdi doğru sınıfına" dedim gülümseyerek.

"Henüz zil çalmadı"

"Bizim katı çok sevdin herhalde."

"Onun gibi bir şey."

"Ahh hadi saçmalamada git. Öğleden sonra çalışmada görüşürüz" deyip sınıfa gittim.

Canan, Elif, Bahar yanıma gelip "Sabah sabah bu olanda ne?" dediler hep bir ağızdan.

"Vicdan azabı çektirmeye çalışıyor. Olan bu." dedim suratımı buruşturarak.

Öğle arasında haftaya yapılacak sınavlar hakkında konuşmaya başlamıştık. Tüm notlarım Elif sayesinde tamdı. Ama çalışmaya istekli biri yoktu. Hele ki matematiğe... Hocamız 2-3 örnek yazdırıp camdan dışarı bakıp "Ne kadar güzel manzara değil mi? Çekinmeyin bakın" deyip yarım saatini dışarı seyrederek geçiriyordu. 'Bu adamın sorunu ne? Tüm okul olarak bilmiyoruz'. 

"Matematiği ne yapacağız. Anlatmaya gönüllü kimse var mı?" dedi İsa bana dönerek.

"Benden aklımdan onu geçiriyordum. Elif sen çalıştın mı?"

"Yok ya, hele şu türev-integral beni felaket korkutuyor."

"Ne yapacağız ya?"

Eymen'le Murat'ı gördüm. Buraya gelin dedim elimle.. Bizimkilere ise "Aranan kan bulundu" dedim. Onlarda kendilerini tutamayıp gülmeye başladılar.

"Eymen, Murat size bir soru.. Bize türev- integral anlatmaya ne dersiniz?"

"Sınavlar yaklaştı. Doğal olarak tutuştunuz değil mi?"

"Biraz öyle oldu."

"Benim matematiğim çok iyi değil. Bu konuda Eymen'e güvenebilirsiniz." dedi Murat üzgünce.

Eymen'e döndü kafalar "Ne zaman çalışmak istersiniz?" dedi gülümseyerek.

"Süpersin" deyip bir anda elini tutmuştum. Fark ettiğimde ise hemen çektim.

"Hafta sonuna ne dersiniz? Cumartesi uygun mu?"

"Bana uyar ama saat 4'e kadar size katılabilirim. 5'te kursum var."

"Tamam o zaman. Nerede çalışacağız peki."

"Biz karar verelim, sana mail atarım olur mu?"

"Tamam" deyip yemeklerimizi yiyip dağıldık. 

Ben, İmran ve Eymen yine kütüphanedeydik. Artık konuşmaları tamamlama zamanıydı. Haftaya ezberlerimizi yapıp ondan sonraki hafta ilk yarışmaya gidecektik. Aralarda sınıfa çıktım. Kader "bir şey konuşabilir miyiz?" dedi.

"Tabi ne oldu canım."

"Şu dün maçta yanında oturan çocuk var ya"

"Evet. Ne olmuş Eymen'e?"

"Çıktığı var mı?"

"Yok bildiğim kadarıyla ne oldu ki?"

"Ondan hoşlandım, acaba benim hakkımda ne düşünmüş sorar mısın?"

"Tamam ama seni hatırlamayabilir. Ben onu alıp kantine ineyim, sende oralarda dolan tamam mı?"

"Tamam"

Bu lafları söylemiştim ama başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Kız daha dün gördüğü çocuğa bugün çıkma teklifi ediyor ya!. Bu nasıl bir cesaret!. 

Banane ya.. Çıksınlar isterlerse hem bana ne oluyor ki!!!

"Eymen bir dakika gelir misin?"

"Ne oldu?"

"Bir şey konuşacağım seninle"

"Çekinmeyin ben çıkayım isterseniz"

"İmran!!"

"Tamam tamam ikinize de takılmaya gelmiyor."

Kantine indik. Bu kez meyve suyu alıp önüne koydum.

"Bir kez daha yakmayayım seni diyorsun"

"Hatırlatmasan olmaz değil mi?"

"Elime düştün bir kere"

"Ciddi bir şey konuşacağım seninle"

"Dinliyorum"

"Kız arkadaşın var mı?"

"Hayır. Ama neden soruyorsun?"

"Şu yanımızdan geçen kızı görüyorsun değil mi?"

"Evet"

"İşte o bizim sınıftan Kader. Senden dün hoşlanmış ve acaba benim hakkımda ne düşünüyor sorar mısın? dedi"

"Başkasından laf yollayacağına kendi karşıma geçip konuşsun."

"Yüzüne söylese kabul edeceksin yani" dedim sinirle.

Bir anda verdiğim tepkiye şaşırmış ve gülmeye başlamıştı. O kadar ki resmen boş olan kantin inledi

"Kabul etsem üzülür müsün?"

"Ne üzüleceğim ya. Kıza diyorum siz konuşun. Ben İmran'ın yanına çıkıyorum tamam mı?" deyip masadan kalkıyordum ki elimden tutup

"Benim yanımda olmasını istediğim kişi yanımda. Başkasına gerek yok." dedi gözlerimin içine bakarak.

"Çıktığım yok demiştin" dedim kekeleyerek.

"Ama sevdiğim yok demedim" deyip göz kırptı. Kalbim yine dört nala koşmaya başlamıştı.

"Siz konuşun" deyip koşarak yanından ayrıldım. Yanaklarım yanıyordu.

Offf offf gözümün içine bakıp o lafı demesi mi gerekiyordu şimdi?

 "Benim yanımda olmasını istediğim kişi yanımda. Başkasına gerek yok"

Continue Reading

You'll Also Like

9.6K 1.1K 6
Kapıları kapatırken hâlâ aklı Hediye'de, Serhat'ın. Üç aydır, düzenli devam ediyor salona. Bu güne kadar kimseyle konuştuğunu, hatta selâmlaştığını b...
13.9K 841 47
Kırıldım, Sevdiğim adam beni paramparça etti dedi kadın.. Adam korkuyorum diye cevap verdi.. Bütün sevdiklerimi kaybettim. Bir kırgın kadın bir korka...
560K 25.8K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
27.6K 2K 13
Uraz hayranlıkla kızı dinlemişti. Kendini öyle güzel ifade etmişti ki doğrusu bu kadarını beklememişti. Basit bir istektir diye ummuştu. Şimdi öyle o...