Spor salonuna geçtik ve o kadar yakışıklı olup bana sahadan el sallayan Suga'ya baktım.
Beni kendimden geçiriyordu. Kalbim yine dengesiz atıyordu.
En ön sıraya geçtik ve ben bana vermiş olduğu Suga'nın telefonundan canlı yayın açtım.
Önce ön kamerayı açtım ve yanımda Hari ile konuşmaya başladık.
"Selam~~ Bugün Suga'nızın maçı var ve benden çekmemi rica etti. Umarım eğlenirsiniz." dedim ve arka kameraya ayarladım.
Önce kamerayla Suga'yı takip ettim. Kalbim hala tektük atıyordu fazla yakışıklıydı. Kamerayı farkedince döndü ve iki aegyo yapıp şirince zıpladı. İstemsiz kahkaha attım ve de o bana sırıttı.
O.
Bana.
Sırıttı.
Kalbim kendine gel...
Biraz da Jimin'i çektim. Yorumlar Jimin için coşuyordu.
'Jimin senin kaslarını yerim.'
'Al beni Jimiğğğn'
'Oppaaaaa Saranghae ㅠ.ㅠ'
"Jimin sana aşk yorumları geliyor." diye bağırdığımda kahkaha attı. "Bende onları seviyorum deyip el salladı.
Zoomu kesip kamerayı yan çevirdim. Maç başlamıştı.
Suga saçlarını savurarak koşuyordu ve çok yakışıklıydı. Kalbim... Patlama.
İyi de ben neden böyleydim ?
Suga arada kameraya el sallıyor , sonra profesyonel şekilde basket atıyordu.
İyiydi gerçekten. Profesyoneldi.
◆◆
Maç bittiğinde kamerayla birlikte soyunma odalarının oraya gelmiştim ve geçen kişileri selamlayarak Suga'nın gelmesini bekliyordum.
Geldiğinde kamerayı komik bir şekilde ona yönlendirdim.
"Maçınız çok beğenildi , siz ne düşünüyorsunuz Suga-sshi ?"
Suga şaşırdı ve gülümsedi. Ardından 'kkaep jjang' a benzer bir şekilde hareket yaptı ve gülerek soyunma odasına girdi. (bknz.medya)
Canlı yayını sonlandırdım ve telefonu elimde tuttum. Kalbim sakin kalmalıydı.
O terli saçları , kafamdan çıkmıyordu.
Ah Tanrım , sanırım bir psikologa görünmeliyim.