1.BÖLÜM
28 MART 1997-- KARACA AHMET MEZARLIĞI
--- KAN----
Bulut kardeşleri ile birlikte yeni bilinmeze doğru yol alırken kafasında hep anne ve babasının kafası kesilmiş cansız bedenleri dönüp duruyordu........
2 GÜN ÖNCE......
" çocuklar hadi! biraz çabuk olun, geç kalıyoruz" diye seslendi Gürkan bey oğullarına. Uzun zamandır ilk defa ailesine vakit ayırmaya karar vermişti. İşlerinin yoğunluğu ve parasına para katma derdi sevgili karısı ve çocuklarından uzaklaştırmıştı onu. Hem kendisinin hemde ailesinn nefes almaya ihtiyacı vardı. Yorulmuştu artık... çok yorulmuştu. Güç savaşları hem bedenini hem ruhunu tüketmeye başlamıştı. Son yaşana olaylar iyice tuzu biberi olmuştu herşeyin. Son zamanlarda devamlı ölüm tehditleri alıyordu. Verdiği kararın arkasında durmak bu tehtitleri bitirmek yerine daha da artırmıştı. ve bu durum fena halde canını sıkıyordu. Bir süre herşeyden uzaklaşmak istemişti. Ailesinin sıcaklığına ve yaşam enerjilerine ihtiyacı vardı. Saf ve kirletilmemiş sevgilerine ihtiyacı vardı. Gürkan Demir 4 ü erkek 1 kız 5 çocuk sahibiydi. Sevgili karısı güzeller güzeli melekle evlendikten iki sene sonra ilk çocukları Bulut dünyaya gelmişti. Her nekadar erkek çocuk soyunun devamlılığı için gerekli olsada Gürkan bey aslında kız çocuğu hayranıydı. Ve karısı hamileyken kaç kere allaha kız çocukları olsun diye yalvardığını hatırlamıyordu. Her ne kadar allahın işine karışılmasa da bu kadar ettiği duaya kayıtsız kalamayacağını sanıp daha doğmamış çocuğun bütün herşeyini pembe almıştı.....
Ama gelin görünki allah Gürkan beyin beklentilerinin aksine onlara aslan gibi bir erkek evlat vermişti. Ama Gürkan beyin aklında hep " acaba dua ederken kalbimi mi ikiledim? " sorusu vardı. çok istemişti bir kız çocuğu. Karısı gibi tıpkı melek gibi sarışın, mavi gözlü, elma yanaklı, kiraz dudaklı beyaz kadife gibi teni olan bir kız çocuğu. Oğlu olduğunu öğrendiğinde her ne kadar saklamaya çalışsada güzeller güzeli karısı onun hayalkırıklığını anlamıştı.
" üzülme sevgilim! inşallah ikinci kız olur. hem bak oğlumuz aslan gibi. tıpkı sana benziyor." demişti. Evet oğulları aslan gibiydi ve geceleri öyle bir kükrüyordu ki sabahlara kadar onları uyutmuyordu.
Güzel karısı 2. çocuğa hamile kalınca Bulut daha 2 yaşındaydı. ve yine gürkan beyi bir heyecandır sarmıştı. Bu sefer kesin kız olacaktı. Ama ikinci hatta üçüncü ve dördüncü çocukta oğlan olunca Gürkan bey artık umut etmekten vaz geçmişti. Artık çocuk yapmayacağına dair kendi kendisine söz vermişti. Çevresi oyuncak araba ve oyuncak tabancayla oynayan sürekli hır gür çıkaran, huzysuz çabuk öfkelenen, inatcı ve gururlu veletlerle dolmuştu. Oysaki ne çok istemişti bir kız çocuğunu. tıpkı annesine benzeyen. naif kibar,kırılgan. oyuncak bebeğiyle oynayıp uykusu gelince babasının kucağına kıvrılıp yatan bir kız çocuğu.
Gürkan bey bunları düşünürken, güzel karısı Melek yanına yanaşıp kucağına oturmuş. yanağına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup " hamileyim" demişti.
Gürkan bey önce çok mutlu olsada sonra yüzünü buruşturup " yine oğlan olacak" deyince karısı kahkahayı basmıştı. Ama bu sefer yanılmıştı Gürkan bey. allah en sonunda dualarını kabul etmiş onlara mini mini bir kız evlat vermişti. Tıpkı gürkan beyin hayallerinde ki gibiydi. Doğumdan sadece 1 saat sonra gözlerini açmış babasına gülümsemiş-- pekala hayal etmiş olabilirdi-- ela gözleriyle bakmıştı uzun uzun. Gürkan bey kızının göz rengi ela diye adını hemen orada Ela koymuştu. Ela eve ve dünyaya bereketiyle gelmişti. Gürkan bey hemen o gün kurbanlar kestirip fakir fukaraya dağıtmıştı. Art arda şükür namazları kılmıştı.
Her evladını ayrı bir severdi Gürkan bey. Bulut ,Ahmet,Suat ve Hakan canı kanıydı onu. tüylerine zarar gelecek olsa yeri göğü inletirdi. Ama kızı Ela o başkaydı babasının nazlı prensesiydi.
" baba ben hazıyım" dedi incecik bir ses. Minik kızı kocaman ellerinin parmaklarını tutmuş ona boncuk gibi mavi gözlerle bakıyordu. Zamanla kızının gözleri eladan maviye dönmüş tıpkı annesine benzemişti. oğullarının gözleri tıpkı kendisinin ki gibi kopkoyu karanlık kuyulara benzerdi. sadece Ahmet sarışın ve mavi gözlüydü.
Gürkan bey eeğilip kızını kucağına aldı. " bebeğim sen herzaman sorumlu ve uysal bir çocuksun ve benim canımsın." ve bu iltifata karşı küçük kız babasına kocaman gülümsedi.Gürkan beyin onu içine sokası geldi ve sıkı sıkı sarıldı kızına.
" Gürkan... evlat ayırıyorsun. Çok ayıp." diye uyardı karısı melek onu. Yine her zamanki gibi güzeldi. Beyaz kısa bir keten elbise giymişti. Bukle bukle saçlarını omuzlarına salmıştı. yüzüne hafif bir makyaj yapmış ve Gürkan beyin bayıldığı o kokuyu sürmüştü. Bu güzellik karşısında hangi erkeğin başı dönmezdi allah aşkına.
Karısının kahkahasıyla kendisine gelen gürkan bey boğazını temizleyip. " evet ayırıyorum. Benim güzeller güzeli kızım gitmeye hazır ama senin canavar oğulların onu bekletip canını sıkıyorlar. onun canı sıkılınca haliyle benimde canım sıkılıyor. Eğer o sıpalar 5 dakika içinde burada olmazlarsa onları bir güzel benzeteceğim."
Güzel karısı melodik bir kahkaha daha atıp " sanki daha önce çok benzettinde" dedi.
" herşeyin bir ilki vardır hayatım. dedi Gürkan bey ve yine seslendi.
" çocukalar 5 dakika içinde arabada olun hemen." diye gürledi. Kucağında ki küçük kız babasının gürlemesinden ürküp kulaklarını kapatmıştı. ve " baba kuyağım patyadı. yabaşçana" diye sinirle söylendi.
" afedersin bebeğim. çok özür dilerim. ama bazen abilerin beni çileden çıkarıyorlar ne yapayım." dedi ve geniş omuzlarını silkti üzgünce. Küçük kız babasını başıyla onaylayınca annesine benzeyen bukleleri hopladı.
" ebet beni de tileden tıkayıyoylay" dedi. ve Gürkan bey kahkaha atmaya başladı.
Oğlanlar uflaya puflaya siyah minübüse bindiler. Bulut babasına bakıp ergenliğini tam tamamlamadığından yeni olgunlaşan sesiyle " baba benim boks antrenmanım var. Ben gelmesem. Hem koç bu ara sıkı çalışmam gerektiğini söyledi. ne dersin kalsam burada" Gürkan bey oğluna baktı. Yaşı daha 16 olmasına rağmen yaşıtlarından baya uzundu. Kemikli ve iri yapılı bir çocuk olacağı şimdiden belliydi. Yüz hatları ne çocuk ne de yetişkindi şu ara. Birde şu yüzünde ki koca koca sivilcler olmasa yakışıklı bir çocuktu. Diğer üç oğlunun aksine Bulut ergenlikten dolayı isyan içerisindeydi. Her şeye ve herkese savaş açmış durumdaydı. ve bu da her söylediği Emir kabul edilen Gürkan beyin hiç ama hiç hoşuna gitmiyordu.
Gürkan bey otoriter bir sesle " hayır Bulut. dün gece uzun uzun konuştuk bu konuyu. Ailecek güzel bir tatil yapacağız. Hem 15 günden bir şey çıkmaz. "
Bulutun kara kaşları çatıldı. Omuzları dikleşip çenesi havalandı. ' işte başlıyoruz' diye düşündü Gürkan bey. 1,2,3,, başla....
" ama baba be--"
" hayır Bulut. Arabaya. Hemen."
Bulutun koyu gözleri daha da koyulaşıp sinirden çakmak çamak oldu. bir ayağını sertçe yere vurup hızla siyah minübüse bindi. Gürkan bey kucağında ki elaya dönüp gülümsedi ve göz kırptı. Ela da babasına kocaman gülümsedi.
....................................................
Üç tane aynı renk aynı modelde olan araçlar komvoy halinde yat limanına doğru yol alıyordu. Arkada ki ve önde ki araçta korumalar ortadakin de ise Demir ailesi yer alıyordu. Gürkan beyin gözü sürekli ön ve arka camlar arasında gidip geliyordu. Her hangi bir tehdit olup olmadığına bakıyordu. Tek başına olsa sorun olmazdı ama ailesi varken yanında hep tetikte olmak zorundaydı. şu anda kıbrısa sağ salim varmak dışında bir isteği yoktu. Kıbrısa gidecekleri belli olunca otele resmen bir koruma ordusu yığmıştı. her türlü tehdide karşı uyanık olmalıydı. onlar varmadan otele girip çıkanlar dahi kontrol edilecekti. Kıbrısta bulunan otel hem turizim hemde kumar tutkunları için bir cennetti. geliri mükemmeldi. ve yıllık her iki bölümden de epeyce bir para kaldırırdı. Ailesiyle orada tatil yapmaktı. Aslında Kıbrısı seçmesinin başka bir nedeni daha vardı. Kıbrıs açıklarına demirlemiş içi yük dolu bir şilep.
Anlaşma yaptığı malların son sevkiyatı bu gece gerçekleşecekti. şilep akdenizde kıbrıs açıklarında demirlemiş durumdaydı. Yarın gece Gürkan beyin küçük gemiciklerinden biri işaretleri konteynırları alacak doğruca Kıbrıs limanına orada bulunan adamları sayesinde de hiç zorlanmadan mersin limanına aktarılacaktı. Mersinde bekleyen DEMİR ŞİRKETLER TOPLULUĞU logolu tırlara konup artvine doğru yola çıkacaktı. Sevkiyatın Artvinden Batuma kadar olan kısmı Gürkan beyin sorumluluğundaydı. Konteynırlar Batum sınırında gürcülere teslim edilince paralarını alıp geri dönecekti tırlar. ve kimse hiç kimse yasa dışı silah kaçakçılığı yapıldığını anlamayacaktı.
Gürkan beyin işi buydu. Dışardan bakıldığında örnek aile babası vefalı dost, fakir babası Gürkan demirdi. Her yıl vergi rekortmeni seçilirdi. Vakıflara yüklüce bağışlar yapar, yoksullar ve evsizler için barınınaklar kurar, sokak çocukları için yurtlar, yaşlı ve yoksul hastalar için hastane ve huzur evleri açardı. Her yıl Ramazan ayında dağıtılan erzakla küçük ölcekli bir şehri aylarca besleyecek şekilde olurdu. Kurban bayramlarında neredeyse 10 düzüne büyük baş hayvan kestirir ve evlerine sene boyu et girmiyen insanların yüzünü güldürürdü. Hayır işlerinde hep birinci sırada onun adı anılırdı. Kış geldiğinde yakacak alamayanlara yakacak dağıtır, maddi zorluklarla okuyan öğrencilere burslar dağıtılırdı. Bu öğrencileri okulları bitince de açıkta bırakmaz, şirketlerinden birinde mutlaka işe alırdı. İyilik timsali örnek insan, fakir babası Gürkan Demir. İşte bu aonun aydınlıkta kalan yüzüydü.
Birde karanlık tarafı vardı Gürkan beyin. O tarafını ise karısı ve birkaç iş yaptığı kişiden başka kimse bilmezdi.
Herşey askerden geldikten sonra başlamıştı. Askerde tanıştığı tertibi Hikmet Karayelin abisi Kemal Karayelin yanında işe başlamıştı. Hikmetin abisi Kemal karanlıktı. Uyuşturucudan,silah kaçakçılığına, beyaz kadın ticaretinden, göçmen ticaretine, kumardan teröre, tetikçilikten gaspçılığa yok yoktu. Başlarda bu durum Gürkanın hoşuna gitmesede, köyde yaşayan ana babasına yüklüce paralar göndermeye başladığında işin rengi değişmişti. Aldığı para günler geçtikçe artıyor, bunun sonucunda gürkan işine dört elle sarılıyordu.
yıllar yılları kovalamış Gürkan ve Hikmet 25 yaşlarına gelmişlerdi. Kemal abileri ikisini bir birinden ayırmamış, bir gece pavyonun birisini kapatıp yaş günlerini kutlamıştı. O zaman pavyon kapatmak çok havalı gelmişti iki kafadara ve sabaha kadar dansözler ve konsimatris kadınlarla eğlenmişlerdi. oluk oluk para akıtmıştı o gece Kemal abileri. Akla gelebilecek her türlü eğlenceyi ve lüksü yığmıştı önlerine. Sabah karşı pavyondan çıkıp kadınlarla birlikte otele gideceklerken sokağın ortasında pusuya düşmüşler ve sevdikleri Kemal abilerini bu hayin saldırıda kaybet mişlerdi. o gece üstlerine yağmur gibi kurşun yağmış ve şans bu ya Gürkan ve Hikmet yaralı kurtulmuştu. Olaydan sonra 1 ay hastanede yatmışlar ve çıktıkları ilk gün Kemal abilernin canını alan Ramazan Doruktan intikamlarını almışlardı. Artık istanbulun tek hakimi Hikmet ve Gürkandı.
İşlerine Kemal abilerinin kaldıkları yerden devam ettirmişler Gürkan kazandığı her kuruşun kıymetini bilip yatırımlar yaparken Hikmet har vurup harman savurur olmuştu. Kurmarda karıda kızda eğlencede yemeye başlamış ve abisinden kalan malları bir bir satar olmuştu.
Gürkan yabancıya gitmesin hesabı Hikmetin sattığı bütün malları alıyor, eğer satılan malın cinsi hisse ise çoğu yüzdesini kendi üstüne geçiriyordu. Zamanla hikmet kendi yerinde bir sığıntı küçük ortak olmuş Gürkan ise büyük patron....
Gürkan 30 yaşına geldiği gün kutlamak üzere gittiği pavyonlarından birinde pavyona yeni getirilmiş konsimatrisler içinde güzeller güzeli bir kız gördü. Sarışın mavi gözlü, hokka burunlu, elma yanaklı, kiraz dudaklı, beyaz kadife gibi teni olan bir kız. Yüzüne yapılan onca boyaya rağmen o kadar güzeldi ki; gürkanın nefesi kesildi.
" işte evleneceğim kadın " diye düşündü ve ertesi gün gerçek adı melek olan konsimatris okşanı nikahına alıp karısı yaptı. melek artık sadece onundu.
Son zamanlarda yaptığı uyuşturucu işinden vaz geçmişti gürkan bey. Vaz geçmesinin sebebi ise oğlu Bulutun uyuşturucu aldığını anlamış olmasıydı. Bir gecehep beraber sofradayken Bulut kafası güzel bir şekilde sofraya oturmuştu ve Gürkan bey o gece delirmişti. O geceye kadar uyuşturucunun neler yaptığını umursamamıştı. Kişi kendinden mesuldür politikası gütmüştü hep. " ben getiriyorum diye onların alması şartmı " derdi. " herkesin seçme şansı vardır hür irade" deyip vicdanını rahatlatırdı.
Kendisi sigara dahi içmez içkiden ise ayada yılda bir kadeh alırken oğlu uyuşturucu tuzağına düşmüştü. Bilmeden kendi canından kanından birini zehirler olmuştu. Ertesi gün bütün komiteyi toplayıp uyuşturucu işini bıraktığını duyurmuştu. Tabi başta Hikmet olmak üzere bu durum kimsenin hoşuna gitmemiş en iyi akan para musluklarının kesilecek olmasından dolayı canları sıkılmıştı. Ne olursa olsun kararının kesin olduğunu söyleyip konuyu kapamıştı gürkan bey ama o günden sonrada ölüm tehditlerinde baya bir artış olmuştu. Kararının arkasında duruyor asla ama sla taviz vermiyordu. Zamanla biter geçer bu durum demişti ama yanılmıştı. her geçengün azalacağına katlanarak artıyo ve bu durum Gürkan beyin canını sıkıyordu.
Ailem asla fakir olmayacak diye girdiği işlerde, dünyanın sayılı zenginlerinin arasına girmişti. Şimdiye kadar kazandığı her kuruşu yaptığı her yatırımı, aldığı her gayrimenkulü evlatlarının üzerine yatırmıştı. Bu dibi delik dünyanın ne getireceği meçhuldü. Kendisine birşey olsa bile çocuklarının her birine bir imparatorluk bıraktığı için gözü arkada kalmayacaktı. Kendisi çocuklarının yanında çalışan maaşlı bir elemandı sadece. onların işlerini şirketlerini idare eden müdürleri. Bu durumdan birtek çok güvendiği avukat muhsin ve karısı meleğin haberi vardı.
zamanı gelince bu işelerden elini eteğini çekecekti. Çocukları asla onun gibi karanlığa adım atmayacaktı.
Bu kadar ölüm tehdidine karşı kafasında illaki bir eylem planı vardı. Zamanı gelinceye kadar kimse ama hiç kimse karısı ve çocuklarına asla ama asla dokunamayacaktı.... sonrası...sonrası onların bileceği işti. Kendisi gibi kötü yolla sapmamaları için cehennemde yanmaya rağzıydı. Hoş bu kadar günahla cennete giremeyeceği kesindi ama cehennemin hakkını verecekti.
limana geldiklerinde Gürkan bey ve ailesini 50 kişilik koruma koruma birliği karşıladı. Ailesini arabadan indirmeden önce limanı gözleriyle taradı Gürkan bey. korumaların şefine bir kaç soru sorup olumlu yanıt alınca, önce annesinin kucağında uyuya kalmış kızını aldı kucağına. onu omuzuna yerleştirip karısına elini uzattı. karısı da inince oğlanlar sırıyla 22 metreklik gelin gibi bembeyaz olan GÜZEL MELEK adlı tekneye koşarak çıktılar. Birtek büyük oğlu Bulut babasına ters ters bakıp ayaklarını yere vurararak tekneye çıktı. Gürkan beyin kaşları hafifçe çatılıp " derdi ne bunun?" diye karısını fısıltıyla sordu küçük kızını uyandırmamak için
" senin oğlun. tıpkı sana çekmiş, senin gibi huysuz ve inatçı."
Gürkan bey yüzünü buruşturup " tamam huysuzum ama inatçı değilim " dedi
" inatçısın" dedi karısı.
" değilim" dedi Gürkan bey dişlerinin arasından.
" ah tabi ki... hala inatçı olduğunu kabul etmemek için inat ediyorsun" dedi
" hayır etmiyorum " dedi Gürkan bey karısı kafasını iki yana sallayıp gülümseyerek tenkneye çıktı.