16.BÖLÜM---TEKRAR

40.9K 1.1K 59
                                    

ARKADAŞLAR BÖLÜMÜ GÖREMEYEN ARKADAŞLAR VARMIŞ BU NEDENLE BÖLÜMÜ TEKRAR YÜKLÜYORUM İYİ OKUMALAR...ALEX

       Kemal, bankta oturmuş ameliyathanenin kapısına bakıyordu. İçerden kimse çıkmadığı gibi kimsede girmiyordu. Beklemek onu  deli ediyor ama elinden hiçbir şey gelmiyordu. O kapının ardında kalbi ölümle pençeleşiyordu ama Kemal sadece oturup bekliyordu. İsterdi…Onun yerinde olup o acıları çekmeyi isterdi. Her kim ona bu zulmü reva gördüyse önce bütün kemiklerini kıracak ardında zevkle derinsi yüzecekti.

     Yemin etmişti Kemal… Ona kim ateş ettiyse önce ateş eden eli tek tek kıracak, parçalayacak  sonra ateş ettiren şerefsizi gebertecekti.  Zal Kohen bunu her kim yaptırdıysa bulmak için işe koyulmuştu. Hastaneden ayrılalı yarım saat olmuştu ve hala Dolunay ameliyattan çıkmamıştı. Bir tarafı ameliyathaneye girip doktorun başına silah dayayıp acele etmesi için teşvik etmek isterken, diğer yanı ayaklarına kapanıp onu daha hızlı kurtarması için yalvarmak istiyordu.

      Canı yanıyordu Kemalin…İçi acıyor kalbi patlayacak gibi oluyordu. Ruhu ve bedeni uyuşmuş tek bir kasını dahi hareket ettiremiyordu. Aklı beyni ruhu Dolunayın yanındaydı. Allaha inanmayı ve dua etmeyi bırakalı yıllar oluyordu. O dolapta anne babasının ölmemesi için ettiği duaların boşa gittiğini gördüğünde vazgeçmişti Kemal dua etmekten … Ama şu anda tam dört dilde dua ediyordu. “Allahım “ dedi Kemal. “Eğer bu olanlar , işlediğim günahlarımın kefaretiyse yalvarırım ona dokunma… Beni al “ yutkundu “Biliyorsun… Onun bendeki yerini biliyorsun Allahım. Bana bağışla onu yalvarırım” gözlerini kapattı ve bir damla yaş yanaklarından süzüldü.

 “Kahve iyi gelecektir” dedi tok bir ses ve burnunun içine kahve kokusu süzüldü Kemalin. Yavaşça sanki bunu yapmak çok zor bir hareketmiş gibi gözlerini açtı  ve yine aynı yavaşlıkla karşısında duran Aslanın uzattığı kahveyi aldı titreyen elleri ile.

    Aslan, Kemal kahveyi alınca yana kaydı ve bankın diğer köşesine de o oturdu. Kahvesinden bir yudum aldı Kemal ve Aslanın sözleri ile usulca gülümsedi “ Biliyor musun… Birisi seni böyle göreceğimi söylese siktir git der kahkahalarla gülerdim” omuz silkerek konuştu Aslan

“Bazen başımıza ne geleceğini bilemiyoruz Aslan..” yutkundu Kemal ve acıyla titredi” Onu ilk gördüğümde,  güne bakan çiçeği gibi yüzünü güneşe dönmüş  ve o muhteşem dudaklarında harikulade bir gülümseme ile güzel gözleri kapalı oturmuş huzurun tadını çıkartıyordu… Ve ben o anda ondan o kadar nefret etmiştim ki kelimelerle anlatamam. Annemin, babamın ve bizim geleceğimizin katilinin kanını taşıyan bir… bir…” sustu Kemal o an sonra devam etti. “… onu parçalamak bize yaşattıklarının kat be kat fazlasını onun üzerinden Hikmet Kareyele yaşatmak istedim. “ Gülümsedi Kemal “ Ama o gözlerini açıp bana baktı ve Bummm her şey… aklımdaki tüm düşünceler… tüm o planlar bir anda yerle bir oldu. “ kafasını iki yana sallayıp kıkırdadı “ Tek düşüncem o muhteşem dudaklarının tadına bakmaktı.” Gözlerini kapatıp başını geri yasladı derince içini çekti “ Çok direndim Aslan… öyle çok direndim ki ona yaklaşmamak için neredeyse olduğum yere kök salacaktım. Ne ölüm nede aşk istedim dudaklarından…” Omuz silkti belli belirsiz “ ama başaramadım… Eğer yeterince direnseydim şimdi onun yerinde ben olurdum ve kalbim paramparça olacak diye acı çekmezdim. O ölümle pençeleşmez ve hala o güneşe bakan huzurlu yüzü ile kalırdı öylece…” Durdu dudaklarını yaladı “ Bende kendi zift karası hayatımda boğulurdum”

HUZUR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now