Kibrit (Gay)

By Gunsnpizzas

2.7M 170K 77K

DÜZENLENDİ! "Basat..." diye inlerken ellerimi tam başının olduğu noktada tişörtümün üzerine koydum. Başını ka... More

Tatsız Pazartesi
Sıra Arkadaşı?
Öğle Teneffüsü
Avantaj
Zaman Kaybı
Platonik
Anoreksia
Saç
Çirkin
Kıskançlık
Çöküş
İz
Tutuk
Öpücük
Kibrit
Hapis
Kav
Dönüş
Soğuk
Heves
Depresyon
Fotoğraf
Araba
Yükseliş
Pes
Sabah
Aşk İçin Ölmeli
Huzur
Yemek
Yemek II
Hornet
Endişe
Parmaklıklar
Sınavlar
Seyirci
Çakmak
Korku
Anne-Baba
Umut
Tedavi
Yüzleşme
Pişmanlık
Revir
Aşk
Barınak
Kilo
Maç
Mükemmel
Nah.
Etek
Turp
Grip
Güven
Asla
Görev
Batu-Cihan
Çıplak
FİNAL (Sezon Finali)
Sonsuz?
Araba
Davet
Parti
"Özledim."
Arkadaşlığı Suistimal I
"Love keeps us kind." -LP
Arkadaşlığı Suistimal II
Albüm
Utanç
Alev
İntihar
Çift
Korku Filmi
Çocuk
Özel Bölüm -1-
ÇOK ÖNEMLİ
Özel Bölüm -2-

Ev

61.1K 3K 2.9K
By Gunsnpizzas

Yürüyerek beş dakikada evi önüne geldik. Okula yakın oturuyordu. Ama evi çevreden başka bir dünyadaydı. Birkaç ara sokaktan geçmiş, o boyası dökülmüş çarpık evlerden kurtulup sırayla dizilmiş villalarla karşı karşıya gelmiştik. Yakın çevrede oturduğunu söylediğinde küçük bir evde kaldığını düşünmüştüm. Ben şaşkınlıkla etrafıma bakınırken beni yönlendirip bir villanın bahçesine soktu. Elindeki anahtarı kapıya tutması kapının kilidinin açılmasına yeterken içeri girdik. Durumumuz çok iyi olduğu halde ailem gösterişe düşkün olmadığı için bize yetecek, rahat bir dublex evde yaşıyorduk. Daha çok bahçemiz büyüktü bizim. Annem bahçede bir sürü bitki yetiştiriyordu. Bunun dışında biberini domatesini de kendi yetiştiriyordu. Sütü, peyniri, yoğurdu, yumurtayı falan da anneannem köyden yolluyordu. Bu konuda şanslı bir çocuktum. Anneannemin elinde büyümüşüm ben küçükken. Beslemiş durmuş, lise bir çağında bana göre camış gibi bir şey olmuşum. Ama yiyeceğe de doymuş bir çocuktum işte. Şimdi de onlar sayesinde sağlıklı besleniyor, yeteri miktarda yiyip kilomu koruyordum. Yani, gereğinden biraz zayıftım ama bu tamamen kendi tercihimdi.

Beyaz triplex evin mavi kapısını çaldı, bir kadın kapıyı açıp bizi içeri aldı. Ev fazlasıyla klasik döşenmişti. Fazla incelemeye fırsatım kalmadı ama yerlerin koyu renk laminant, duvarların krem rengi, avizelerin de altın sarısı olduğunu görebilmiştim sadece. Salona göz bile atamadan ahşap kahve merdivenleri çıktık, bir odaya girdik. Bu oda diğer alanlara oranla daha sade ve modern görünüyordu.

Kendi odası olduğunu anlamam, odanın ortasında mum gibi kalakalmama yetti. Suratım yavaşça kızarmaya başlarken bakışları bana dönüp odaya geçiş yaptı, birden tekrar bana dönüp sırıttı. "Ne düşünüyorsun?" Kaşlarımı kaldırdım.

"Ne?"

"Kıpkırmızı oldun yine." dedi dişlerini gösteren bir gülümsemeyle. Anında bakışlarımı kaçırıp tv ünitesinin alt bölümündeki cdlere yanaştım, yere çöküp incelemeye başladım. Ailem haftada en fazla bir film izlememe izin veriyorlardı. Bu da onların kontrolündeydi. Gizli gizli shameless izlediğim bir dönem olmuştu ama annem bir anda odaya dalmış, izlediğim diziyi araştırıp beni bir güzel 1 hafta teknolojik aletlere dokunmamak, telefonumu kendisine teslim etmekle cezalandırmıştı. Bir daha da cesaret edememiş, dizinin baharında bırakmak zorunda kalmıştım.

"Film mi izlesek?" diye mırıldandım fırsattan istifade. Yaklaşıp arkama oturdu, elini omzum üzerinden uzatıp parmaklarını cdlerin isimleri üzerinde gezdirmeye başladı. Sıcak nefesi hafif hafif enseme vururken irkilip elimi enseme attım. Bu elinin duraksamasına sebep oldu. "E-ensemin açık kalmasına alışamadım." diye kekeledim. Başımı aşağı eğerken hafifçe yutkundum, elimi çekip kucağıma indirdim.

"Nasıl filmlerden hoşlanıyorsun?" diye mırıldandı başını başımın yanından uzatıp kısık gözlerle filmlere bakmayı sürdürdü. Takılmamış olacak, söylediğim şeye cevap vermedi.

"Romantik." derken sesim kısık çıkınca boğazımı temizledim. "Dram da olur." Yüzünü yüzüme çevirip güldüğünde yakınlığından çekinip kıpırdandım.

"Sıkıcısın. O dediklerini burada bulamazsın." Bakışlarımı cdlerdeki isimlerde gezdirmeye başladım. Bu isimler çok şey gibiydi... Gözlerim irileşirken geriye kaçmamla çöktüğüm yerde kucağına düşmem bir oldu. Bunlar hep porno filmiydi!

"A-abaza!" diye bağırıp kalkmaya yeltendiğimde elini belime atıp beni durdurdu. Başını başım yanından uzatmış, bana bakıyordu şimdi. Dudağının tek tarafı yukarı kıvrılırken ben yutkunmaya korkuyordum. Kahretsin, tam yerine düşmüşüm! Sanki yanmak için tek şansım olan bir video oyunu oynuyomuşum da, kıpırdadığım an yanacakmışım gibiydi. Eğer kıpırdarsam ve etkilenirsem, o da bunu fark ederse asla yüzüne bakamazdım!

"Abaza mı?" dedi gülerek. "Ben miyim abaza?" Kendinden emin görünüyordu ama olmamalıydı. Benim böyle bir cd vitrinim olsa annemle babam beni evlatlıktan reddederdi.

"Bir dünya porno filmin var. Abazasın tabi!" Yine dişlerini göstererek güldü. Sık görmediğim bu gülüşün ona ne kadar çok yakıştığını da yeni yeni fark ediyordum. Dişleri çok düzgündü ve uzundu. Her zaman uzun dişli insanları daha çekici bulmuştum. Ve bu çocuğun aynı anda nefesi de güzel kokuyordu ve dişleri bembeyazdı.

"Cinsel açlık yaşayan sensin ama." dedi kaşlarıyla kucağımı işaret edip. Gerçi doğru, abazanın cinsel açlık yaşayan insanlara dendiğini düşünürsek, bu gerizekalı istediği an birini buluyordu. Yine de ben genelde cinsel açlık yaşamayan, sağ elini seven...

Bir tık ağır sahneler içeriyor. Gerçi çoğu kişi smut okumayı seviyor ama benlik olmadığı gibi hassas kişilerin de hoşlanmayacağını düşünüyorum. Göze alıyorsanız okuyun. Çok bir şey kaçırmazsınız.

Bakışlarım kucağıma indiği an pantolonumda belirginleşen organı fark etmemle aşağı bakarak sırıtan Basat'ı itmeye çalışıp ayaklandığımda beni yakalayıp kendine çevirerek itti, sırtımı vitrine gömdü. Gürültüyle sarsıldı ünite, iki yanımdan cdler yerlere devrilirken baştan çıkarıcı(!) kapakları gözler önüne serildi.

Bakışlarımı o alandan çekip Basat'a baktığımda, kararmış bakışlarıyla gözlerime baktığını fark ettim. Dahası, şimdi kalçamda az önce kucağında otururken hissettiğimin en az iki katı şişkinliğinde bir baskı vardı. Siktir.

Dudakları boynuma temas ettiği an irkildim, kafasını yakaladığım gibi hızla boynumdan ayırdım. "Ailem öldürür!" Kahkaha attı.

"Ailen burada da ben mi göremiyorum?" dedi sinirli bir sesle. Kaşlarımı çattım.

"Boynumdaki izi görürler. Hem, ben seninle yatmam." Belimin iki yanına doladığı kollarından kurtulmaya çalıştığımda bana direnip havalandırdı, sırtımı duvara gömdü. Kürek kemiklerimin duvara çarpmasıyla yüzümü buruşturmam bir oldu.

"Beni arzuladığının farkında olmadığımı mı düşünüyorsun?" dedi sıcak nefesi kulağıma vururken. Titrek bir nefes alırken bu kanın aşağılara pompalanması için yetmişti. Tabiki fark etmişti. Her temasımızda kızarıp bozaran bendim. Organı organıma baskı yapmaya başladığında siktim kendini geri çekme çabalarını. İstiyorum işte, gerisinin ne önemi var?

Gerçi... Böyle birden karar vermek başıma bela olurdu ama... Erkeğim işte. Alt taraf çalışırken üst taraf varlığını yitiriyordu.

Dişlerimi hırsla boynuna geçirmemle inledi, ilk defa duyduğum seksi kıkırtısı kulağıma vururken elleri belimi kavrayıp beni tekrar havalandırdı. Bacaklarımı kaldırıp beline doladım, kendimi yukarı itip hissettiğim alanı genişletmeye çabaladım.

"İstemeyen çocuğa bak." dedi uğultulu bir sesle, beni bırakıp kendini çekti, bakışlarını suratımda dolandırmaya başladı.

"Ne yapıyorsun?" dedim her adımımda geriye kaçan çocuğa. Dudaklarında piç bir gülümseme oluştuğunda, adım attıkça canımı yakan kabarıklığımı görmezden gelmeye çalışıp onu kapıya ittim, üzerine abanıp ellerimi kalçalarına atıp kendime doğru çektim. İnlerken eli pantolonuma gitti, tek çekişte belimden kaydırdığı pantolon ince bacaklarımdan kurtulup ayak bileklerime düştü.

Şanslıydım ki o gün kalçalarımı sarıp biraz yukarıda kalarak altta açıkta bıraktığı kısımları fazlasıyla seksi gösteren siyah bir baksır giyinmiştim. Eli kalçamın tek lobunu yakalayıp kıstırdı, bakışlarını gözlerime dikip sırıttı. "Rüyalarımdakinden daha yumuşak." Ben ne dediğini idrak edemeden o beni kapıyla arasına almış, kendini kalçama yaslamıştı. Hazırlıksız yakalanan bedenim kaskatı kesilirken kapıya doğru büyük bir inilti bıraktım, hızla ağzımı kapattım. "Ses geçirmez." diye inledi beni rahatlatmak istercesine.

Elim arkamdaki pantolona ulaştı, siyah kemeri titreyen parmaklarımla görmeden açmaya çalıştığımda başarısız oldum, arka tarafım resmen kasılmaya başlamışken bağırarak küfür edip kapıya yumruk atarak pes ettiğimi ilan ettim. Gülerek enseme küçük öpücükler bırakırken eli kalçamla üyesi arasına girip bir saattir çabaladığım şeyi birkaç saniyede halleti.

O da pantolonundan kurtulurken sertliği kalçamda hissedebiliyordum. Kendini bana doğru baskıladığında kalçamı ona doğru ittirip inledim. O ise inlemek yerine derin derin nefesler alıyordu. Eli tişörtümün eteklerini tutup tek hamlede üzerimden sıyırdı, yerle buluşturdu.

"Dayanamıyorum." diye mırıldandım istemsizce.

"Çok iradesizsin." diye homurdandı. Bu yanaklarımın kızarmasına sebep olurken beni görmediği için mutluydum. Birden beni yerden havalandırdı, yatağa sırt üstü attığı gibi üzerime yerleşti. Şaşkınlıkla ona baktığım sırada gülümsüyordu. Elimi boynuna dolayıp dudaklarına yaklaştığımda beni engelledi. "Öpüşmek istemiyorum." diye mırıldandı, boynuma inip dilini dolandırmaya başladı. Öylece tavana bakarken buldum kendimi. Ne demek öpüşmek istemiyorum ya? Biyolojiciyle bile öpüşmüştü! Yok ya, bu çocuk bana platonik falan değil!

Düşüncelerimden ayıran şey sağ göğsüm üzerinde hissettiğim ıslak, sıcak dil oldu. Anında elim saçlarından geçerken başımı geriye atıp inledim. "Siktir!" Dudakları tamamen göğsüm üzerini örtüp vakumlar gibi emmeye başladığında alt tarafın sızısını unutmuştum bile. Bana en saçma gelen şeylerden biri göğüsten tahrik olmaktı ve bunca zaman dokunmayı denemeyi reddetmiştim ama bu his...

Dudakları ve dili usta bir şekilde göğsümde lekeler bırakırken elleri kalçalarımı yakalayıp havalandırdı, kendini bana yaslayıp iterek tüm bedenimin yatakta hareket etmesine sebep oldu. Çıldırtıcı bir yavaşlıkla aynı şekilde hareket ediyor, kendimi ona sertçe bastırmaya çalışma çabalarımı görmezden geliyordu. Yavaş yavaş sınırıma yaklaştığımı fark edince homurdanmaktan alıkoyamadım kendimi. "Bir an önce şu işi halletmezsen iç çamaşırıma boşalacağım." diye homurdandım.

Gerilen dudaklarından gülümsediğini anlarken gözlerimi devirdim ama ben de kendimi gülümsemekten alıkoyamadım. Kendini çekti, beni baştan aşağı yavaşça süzdü, dudaklarında memnun bir gülümseme oluştu. "Kibrit." diye mırıldanıp ayaklandı. Yine aynı kelimeyi kullanmıştı ve çıplaktım. Kaşlarımı çattım.

"Zayıflığımla alay etmeyi bırakır mısın? Zorla yat benimle demedim!" diye bağırdım dolapları karıştıran çocuğun arkasından. Cevap vermek yerine elinde şampuanla geldi. Gözlerim irileşirken geriye kaçtım. "Siksen olmaz! Krem bul!" Araştırmalarıma dayanarak söylüyorum ki, o şey kalçama değdiği an hiçbir şey sürmeden girmiş olmasını tercih ederken bulacaktım kendimi.

Göz devirip köşeye attı elindeki kutuyu. "Krem yok amına koyayım!" Yanıma geldi, sönmeye başlayan uzuvlarımızı tekrar alevlendirmek adına hareket ettirmeye başladı. Baksırımı kalçamdan ayırdı, tam kendine uzanırken duraksadı. "Bu ne?" Eli kasıklarımın biraz aşağısındaki eğik kesik izlerine gidince titredim. Titremem gözünden kaçmamış olacak, önümde eğilip ordan öptü birde.

"Yeter!" diye bağırdım sonunda. "Biraz daha beklersen kendimi tuvalete kilitleyeceğim." Gülümseyerek baksırından kurtuldu, yatak başlığına sırtını verip gözlerini bana dikti.

"Sen hallet. Bekliyorum." Kaşlarımı kaldırdım.

"Ciddi misin?" Başıyla onayladığında göz devirip elime tükürdüm, arkama götürmemle bana baktığını fark edip duraksadım. "Bakma bari." diye mırıldandım. Ne, utanmak da mı suç? Beni izlerken kendimi parmaklayacak değildim! Ofladı, beni kucağına çekip elini ağzıma soktu.

"Em." Kızarsamda komutunu yerine getirip üç parmağını emmeye başladım. Biraz bekletti, kalçam altındaki şişkinlik yukarı doğru yükselişe geçerken elini çekip birini kalçamın girişine dayadı. Yavaşça içeri ittiğinde gözlerimi kapatıp başımı omzuna yasladım, derin bir nefes aldım. O da aynı şekilde titrek nefesler alırken ikinci parmağı da içeri yolladı. Makas yaparak beni genişlettiği sırada kısa bir an oda kararıyor sandım, dudaklarımı aralayıp omzuna doğru bir inilti bıraktım. "Beni hazırla." diye komut verdi dişlerini sıkıp tıslayarak. Onu taklit edip elime tükürdüm, elimi kalınlığa sarıp ağır ağır ileri geri hareket ederek kayganlaşmasına yardım ettim. Üçüncü parmak da içeri girdiğinde hafif bir sızıltı baş gösterdi. Ama sızıltıya ağır basan bir şey varsa, o da zevkti.

Parmaklarını içimden çektiğinde o hiç dokunmadan ben kendim üzerine yerleşip yavaşça içime almaya başlamıştım bile. Karnı erkekliğime baskı yapıp duruyordu. Bakışlarım kısa bir an oraya kayınca anlamış olacak, elini önüme atıp beni çekmeye başladı.

Tamamen üzerine yerleştiğimde alışmak üzere beklemeye başladım. Bu sürede mümkünmüş gibi biraz daha genişliyor, nefes alışverişleri hızlanıyordu. Unutmuş olacağım, belimi tutup beni havaya kaldırana kadar öylece bekledim. Hareketin verdiği zevkle titredim, yavaş yavaş aşağı inip yukarı kalkmaya başladım. Hareketlerimiz hızlanırken beni bir anda altına aldı, ellerini yatak başlığına dayayıp hareketlerini hızlandırdı. Yatağın gıcırtısı odada gürültüye sebep olurken "Kahretsin!" diye bağırdı, ellerini çekip dizlerini yatağa bastırıp maksimum hızla hareket etmeye başladı. Zevk dorukta sanıyordum ama, yanılmışım. Asıl zevk doruğu o anlarda geldi, içime yayılan bir sıcaklık ve son hızda tenime çarpan bir tenle birlikte sırtımı yataktan ayırarak inledim, tekrar yatağa devrildim. Kendini üzerime bıraktığında gözlerim hızla kapanırken ne yaptık, neden yaptık bilmiyordum.

Sadece hayatımın en zevkli anıydı ve tek bildiğim çabuk verilen bu kararın sonunda pişman olmak istemediğimdi.

İkinci bir not, bölümü ben yazmadım, sadece düzenledim. Filemafobiğim ve gerçek hayatta böyle kitaptaki kadar kolay olmuyor :d (bölüm olayları anlatmak ve ilerde detay vermek üzere yazıldı, amaç size zevk vermek değildi.)

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 86.8K 47
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
2.6M 154K 40
Benim hikayemde kötü kraliçe, saf kral, masum kız, beyaz atlı prens gibi ilgi çekici karakterler yok. Bu benim, sıradan mahallemde aşkı bulma hikâyem...
8.8K 1.1K 4
Kader diye bir şey yoktu. Kader, asıl yönetimi bilmeyen insanları kandırmak için uydurulan rivayetten başka hiçbir şey değildi. Kimsesiz doğan çocuk...
ZAAF By Khalesi

Teen Fiction

3.5M 196K 37
[TAMAMLANDI] Sinan homofobikti, ama Karan onun zaafıydı.