SAHTE MELEZ

Door light_moon-

67.1K 5.2K 1.7K

08.06.18 #5 Yüzünü görmediğiniz birine aşık olabilir misiniz? "Sana uykuya dalar gibi aşık oldum, önce yavaş... Meer

*karakterler*
1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
6. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10. bölüm
11. bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15. bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. bölüm
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22. bölüm
23. bölüm
24. bölüm
25. bölüm
26. bölüm
27. bölüm
28. bölüm
29. bölüm
30. bölüm
31. bölüm
32. bölüm
33. bölüm
34. bölüm
35. bölüm
36. bölüm
37. bölüm
FİNAL
soru-cevap

38. bölüm

708 88 27
Door light_moon-

"bir yansıma aynadan çıkarsa ölür, yansıma da senindi değil mi Elizabeth?" victor'a öfkeyle baktım.



...



"ne ima ediyorsun yine sen?" beni kışkırtarak ne yapmaya çalışıyordu?



"Elizabeth sakin ol ve victor'dan uzaklaş" babamın uyarısı üzerine ona baktım.



"beni kışkırtıyor! Amanda' nın yerini bana söyleyen de o!" nasıl sakin kalabilirdim ki



"sakin kal, ona istediğini verme, sen güçlüsün" annem gülümseyerek beni sakinleştirmeye çalışıyordu.



"saçların güzel olmuş" babam konuyu değiştirdiğinde ister isteme gülümsedim.



"biliyorum" dedim ve saçlarımı geriye attım.



Annem gülerek beni kapıya yönlendirdi. Bende burdan çıkmak istiyordum. Darklie ölmüş müydü? Benim yüzümden...



"anne?" ona ilk defa anne dediğim için afallamıştı.



"amanda öldü lanet de gitti mi?" annemin gülümsemesi büyüdü.



"evet, ama şunu belirtmeliyim ki tam bir baş belasısın" gülerek odama girdim. Daniel odamda oturmuş yatağıma bıraktığım telefonumla uğraşıyordu.



"Daniel ne yapıyorsun?" telefonu hemen yanına koydu, hiç görmedik artık telefonumu karıştırdığını.



"senin gelmeni bekliyordum, durduğun yerde durmuyorsun ki!" sesin az da olsa kızgınlık vardı.



"pekala kan getirdin mi?" konuyu değiştirdiğimi frak edince göz devirdi.



Elinde tuttuğu kan paketini uzattı, ne zamandır kurt kanı depo ediliyordu? Orlin olmak zor iş. Sakın orlin olmayın.



Kanı alıp içmeye başladığım da gözlerimin renginin değiştiğini hissediyordum.



"Elizabeth ben kimliğimi saklarken daha yakın değil miydik?" Daniel'in söylediği şeyle öksürmeye başladım.



"b-bilmem, bence bir fark yok" kaşlarını çattığında yutkundum.



"emin misin?" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım.



Cidden şuan sevgili olmamıza rağmen öncekinden daha soğuktuk birbirimize. Yeni tanışmış gibi.



"başımıza o kadar çok şey geldi ki, bence birbirimize vakit ayıramıyoruz"



"zaman yaratabilirdik" Daniel neden her zaman bu kadar haklıydı?



Kapının kırılırcasına açılmasıyla bakışlarımız oraya döndü. diana gülümseyerek elinde tutuğu elbiseleri gösterdi.



"parti veriyoruz, hadi hazırlanalım. Daniel çık sende. Hem sen ne arıyorsun burada. Bak hala bakıyor çıksana dışarı!" diana tek nefeste konuştuğun da kaşlarımı çattım.



"diana, nefes al ve tek tek anlat. Ne partisi?" elindeki elbiseleri yatağımın üstüne koydu.



"of yarın yıl sonu balosu var ya, ondan önce parti verelim dedik. Zaten sıkılmıyor muyduk kızım? Al sana eğlence. Daniel sen hala burda mısın?" Daniel teslim olur gibi ellerini kaldırıp odadan çıktı.



"şimdi giyinelim sonra makyaj saç falan of çok iş var. Hadi hadi. Elizabeth niye hala oturuyorsun. Bak hala oturuyor kalk Elizabeth kalk!" yatağımın üstünden aldığım yastığı yüzüne bastırdım.



"yemin ederim seni boğarım diana, salak salak konuşmayı bırak ve sakince konuş" yastığı çektiğimde tek gözünü açtı.



"öldüm mü?" göz devirdim. Bu kız neden bu kadar aptaldı?



"evet, diana artık akşam parti de senin ölümünü kutlarız. Dylan'ı ben teselli ederim merak etme. Senin yokluğunu hissettirmemek için ben ona yeni sevgili de bulurum" koluma vurdu ve ayağa kalktı. Siyah bir elbiseyi elime tutuşturdu.



"saçmalama hadi giyinelim!" elime tutuşturduğu elbiseyi üstüme tuttu.



"bu kesinlikle senin elbisen çok yakıştı!" bende beğenmiştim.



Siyah straplez elbisenin eteklerinde hardal renginde danteller vardı. çok hoş duruyordu. diana dolabımı açıp hardal renginde bir topuklu ayakkabı çıkardı.



"saçlarını da dalgalı yaparız, seni hallettik te ben ne yapacağım?" gülümsedim ve elimdeki elbiseyi yatağımın üstüne koydum.



"sen benim elbiselerimi beğenmezsin ama bunu beğeneceğinden eminim" dolabımdan çıkardığım beyaz elbiseyi üstüne tuttum.



Beyaz kalın askılı elbise krem renginde işlemelerle zarif bir hava katıyordu. Bunun ona yakışacağından emindim.



"oha bu benim olmalı, Elizabeth bunu bana ver nolur ya nolur???" gülüp dolabımdan krem renginde bir topuklu ayakkabı çıkardım.



"senindir" sevinçle ellerini çırpıp bana sarıldı.



"bu kadar sevineceğini bilseydim daha önceden verirdim" dedim geri çekildi ve elbiseyi elimden hızla çekip ayakkabıyı da aldı.



"bunu üstüne saçımı dağınık topuz yaparız! ya keşke büyü yapabilseydik be!" söylene söylene banyoya girdi bende üstümü değiştirme fırsatı bulmuştum.



Elbiseyi giydikten sonra ayakkabılarımı giydim, bu kız nerde kalmıştı?



"diana hadi çık artık, gören de gelinlik giyiyor sanacak!" diana banyodan çıktığında elbisenin ona çok yakıştığını gördüm.



"Elizabeth bak bu elbise beni sıktı, giymesem mi yırtılır falan. Dylan sonra beni de seni de öldürür" yırtılırsa çok gülerdim ama Dylan'ın güleceğini hiç sanmıyorum.



"yok yırtılmaz ya, hadi benim saçımı yap" makyaj masasının önüne geçtim. Diana saçlarımı yaparken bende siyah ojelerimi sürüyordum.



"saçların bitti, makyajını kendin mi yapacaksın ben mi yapayım?" hala kurumamış ojelerimi gösterdiğimde göz devirerek eyelinerı aldı.



Diana'nın bu kadar güzel eyeliner çektiğini bilmiyordum. Onu şuan çok kıskanmıştım. Ben olsam berbat ederim. Ardından ruj ve rimel sürdüğünde makyajım tamamlanmıştı.



"ojelerin kuruduysa saçımı yap hemen, geç kalıcaz" ojelerim kurumuştu.



Diana'da benim gibi beyaz ojelerini sürerken bende onun saçını topuz yapmaya çalışıyordum. Bittiğini düşünerek geri çekildim ve karşıdan görüntüsüne baktım. Güzel olmuştu çünkü ben yaptım!



"diana şu parti nerde?" diana gözlerini kaçırdığında kaşlarımı çattım.



"cevap versene kızım!" sıkıntılı bir nefes alarak bana döndü.



"senin evinde" kafasına sertçe vurduğum da kafasını tuttu.



"ya napıyım Elizabeth? Evin muhteşem, havuzu falan var ama sen tapınakta yaşıyorsun ne yapmamı bekliyordun? Hem çoktan hazır herşey" göz devirerek rimeli aldım.



"şeytan diyor rimeli ağzına yüzüne bulaştır" söylene söylene diana'nın makyajını halletmiştim.



"he sen çok biliyon!" beni itekleyerek büyük aynanın karşısına geçti.



"ay ben çok güzelim!" kulaklarımı kapatarak diana'nın sevinç çığlığını duymamaya umdum.



"ne ses var be! Kulaklarımı mahvettin"



"kes be! Salak ne kadar güzelim görmüyor musun?" göz devirdim, telefonumu alıp cebime koydum. Elbisenin cebi olması çok büyük fırsattı!



"gidelim hadi!" diana kolumdan çekiştirerek odamdan çıkardı.



"diana ayağımda topuklu var, yavaş!" kaç kere tökezledim bilmiyorum ama umarım düşmem. Victor'u gördüğümüzde diana yavaşladı.



"Elizabeth bekle!" victor'un sesini duyduğumuzda ikimizde durduk. Diana yanımda olduğunu belli edercesine sıktı. Gözlerimi birkaç saniye kapattım ve açtım. Sakince konuşacaktık. Arkama yavaşça döndüm.



"evet?" sakin kal, seni kışkırtmasına izin verme.



"yoluma çıkma, yoluma çıkarsan sizi yine ortadan kaldırmak zorunda kalırım" yine aynı şeyi yapmakla tehdit ediyordu.



Diana'nın kolunu çektirdim ve orlin hızımla koşup victor'u duvara fırlattım.



"beni tehdit edecek kadar güçlü olduğunu sanmıyorum!" ayağa kalkmaya çalıştığında karnına tekme attım.



"sana bir şey yapmıyorum diye beni güçsüz görme, asıl Dylan'a ve bana yaptıklarından sonra seni öldürmediğimize şükret Victor!" gülümsedim ve eteğimi düzelttim.



"hadi gidelim diana!" diana bana şaşkınca bakarken onu sürükleyerek tapınaktan çıkardım.



"Elizabeth ne yaptığının farkında mısın?" sadece biraz hırpalamıştım ya.



"ne yapmışım?"



"Elizabeth bazen seni tanıyamıyorum" güldüm ve koluna girdim.



Evime ulaştığımızda içerideki yüksek sesler dışarıya taşıyordu. Saçlarımı geriye attım ve diana ile kapıya ilerledik. Zile bastıktan birkaç saniye sonra kapı vampir okulundan bir kız tarafından açıldı.



"geciktiniz, sizin grup sizi bekliyordu" kızı onaylayıp içeri geçtik.



"Elizabeth sen otur bir yere, bende bizimkileri bulayım" bir şey demeden alkollerin bulunduğu bölüme gittim.



"fazla içme" diana cevap bekliyordu cevap vermeyeceğimi anladığında yanımdan uzaklaştı.



Bir bardak alıp tek seferde bitirdim.



"bugün biraz dağıtalım" dedim kendi kendime. Buna ihtiyacım vardı.

Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

808 131 9
" Ahlakın güzellik standartları vardır. Bir böceği öldürürsen bir kahraman, bir kelebeği öldürürsen bir katil ilan edilirsin." Normalde okuduğunuz re...
211K 16.6K 71
Peyton’ın bir ailesi yok. Anne ve babası bir araba kazasında öldü, büyükanne ve babası ise uzun zaman önce öldü ve o sadece bir çocuktu. Hayatı boyun...
1.2K 146 21
İçten içe biliyordu genç kadın çıktığı bu eve bir daha dönemeyecekti,yine de adımını atarak,ardına bile bakmadan çıktı o kapıdan.Arabasına yaklaştığı...
28K 1.2K 16
Bir vampirin kucağına düştüm. Burada kalmam için her şeyi yapabilecek bir vampir... Bir gece ansızın duyulan o ses Kulağımı tırmaladığında, Ne olacağ...