SAHTE MELEZ

By light_moon-

67.1K 5.2K 1.7K

08.06.18 #5 Yüzünü görmediğiniz birine aşık olabilir misiniz? "Sana uykuya dalar gibi aşık oldum, önce yavaş... More

*karakterler*
1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
4. bölüm
5. bölüm
7. bölüm
8. bölüm
9. bölüm
10. bölüm
11. bölüm
12. bölüm
13. bölüm
14. bölüm
15. bölüm
16. bölüm
17. bölüm
18. bölüm
19. bölüm
20. bölüm
21. bölüm
22. bölüm
23. bölüm
24. bölüm
25. bölüm
26. bölüm
27. bölüm
28. bölüm
29. bölüm
30. bölüm
31. bölüm
32. bölüm
33. bölüm
34. bölüm
35. bölüm
36. bölüm
37. bölüm
38. bölüm
FİNAL
soru-cevap

6. bölüm

2.2K 169 34
By light_moon-

Dolabımda 10 tane KURT KALBİ vardı!!

Odamda deli gibi dolaşıyordum. Bir yanda da ağlıyordum. Gizemli yabancı hemen beni odama çıkarmıştı. Şuan benim yatağımda oturuyordu. Biliyorum bu kadar yakın olmamalıydık ama kendim de bile değildim.

“birde bunu buldum” dedi elindeki siyah zarfı göstererek.

Ona doğru yürüdüm ve bende yatağıma oturarak hızlıca zarfı açtım.

“bu olayı fazla kurcalayan zeki meleze uyarı amaçlı bir hediyemdir…” yazıyordu.

Sinirle zarfı attım. Ağlamaya devam ediyordum. Gizemli yabancı  –evet bundan sonra ona öyle diyeceğim- attığım zarfı alıp okuduktan sonra buruşturup avucunun içinde tuttu. Birkaç saniye sonra kağıt yanmaya başladı.

“tüm bunlar olayı çözmeye çok yaklaştığın için mi? Ama sen olaya çözmeden önce suçu sana atmıştı” dedi.

“tahminim doğruymuş 2 kişiler” dedim sesim titrerken.

“hey, ağlamaya devam edersen nasıl güçlü görünmeyi düşünüyorsun?” dedi.

“ayrıca oda zeki olduğunu kabul ediyor bak, seni tehdit olarak görüyor, bu yüzden seni uyarı amaçlı korkutuyor” dediğinde gülümsedim.

“sen kimseyi görmedin mi? Ben gelmeden önce burdaydın” dediğimde ayağa kalktı.

“benim yaptığımı mı düşünüyorsun?” dedi.

Ondan şüphelenmem normal değil mi? Onu tanımıyordum! Spor salonunda da onu gördüm. Kimliğini saklıyor! Haklıyım! Ama sesi… çok kırgın çıkmıştı.

“öyle olsun! Sana yarım etmeye çalışan da suç zaten! Sen değer verilmeyi hak etmiyorsun” dedi ve ortadan kayboldu.

Onu durduk yere suçlamamalıydım! Eğer o olsa neden hala burda olsundu ki! dikkat çekmemek için olabilir miydi? İçimden bir ses ona güvenmemi söylüyordu.

Babamın bana verdiği ve sürekli taktığım kolyeyle oynamaya başladım. Uyku ağır basmıştı, ağlamak hep beni yorgun düşürüyordu. Onun topladığı saçı bozmak istemediğimden saçımı açmadan yattım. Ve hayatımda asla anlam veremeyeceğim cümleyi mırıldandım;

“umarım tekrar gelirsin çünkü ben sana gelemiyorum gizemli yabancı”

Sabah kalktığımda saçım başım dağılmıştı, ama dünki onun saçımı topladığı toka hala saçımdaydı. Tokayı saçımdan çıkardığımda tanıdık geldi.

Bu benim çok sevdiğim tokam da ama bunu birkaç ay önce kaybetmiştim? Bir dakika ben yastığımı da kaybetmiştim. Yastık nasıl kaybolur şimdi anladım. Gizemli yabancı alıyormuş!

Bana gerçekten değer veriyordu sanırım… ben onu olmayan bir şeyle suçlamıştım. Sıkıntıyla bir nefes verdim. Ona bağlanmamam gerekiyordu, yapma Elizabeth bunu kendine yapma. Onu sadece dün gördün!

Düşünceleri kafamdan atıp saçımı o tokayla toplayıp banyoya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra boynumdaki işarete baktım. Her sorduğum da bana bunun doğum izim olduğunu söylüyorlardı. Böyle belirgin doğum izi olur mu ki?

Gizemli yabancı doğum izimin kimsenin görmemesini söylemişti. O farklıydı. Benim 6. Hissim diğerlerinden güçlüyü ve onun iyi ve bana zarar vermeyeceğini hissediyordum.

Belki de ona bu kadar çabuk bağlanmamın nedeni de buydu. Daha fazla düşünmemeliydim, düşünme, düşünme!

Üstümü değiştirip ceketimi giydim çantamı da alıp evden çıktı. Okula gitmeye planlıyordum. Gizemli yabancı güçlü olmamı söylemişti ve bugün asla yapmayacağım şeyi yapacaktım.

Adımlarımı hızlandırdım. Heyecanlıydım. Şuan sırtımda bir ton ağırlık taşıyormuş gibi geliyordu. Telefonum çaldığında zorda olsa açtım.

“efendim?” dedim.

“nasılsın tatlım?” dedi annem neşeli sesiyle.

“ımm iyi miyim? İyiyim iyiyim” dedim gülerek.

“eve gelir misin canım? Seninle konuşmak istiyoruz” dedi

“ah pekala emriniz olur efendim” dedim göz devirerek.

“sen nerde kalıyorsun?” dedi annem.

“sokakta” dedim alayla.

“ciddi olamazsın, hemen eve dönüyorsun!” dedi annem.

“anne ciddi değildim zaten, geliyorum ama geçici olarak.” Dediğimde derin bir nefes aldı.

“tamam” dedi ve kapattı.

Ben tüm türleri taşıyan biri olarak çantayı taşımakta zorlanıyordum! Vampir hızımla koşarak eski evime geldim.

Kapıyı çalmadan erica kapıyı açtı. Gözleri kolyeme takılmıştı. Aslında bu birkaç yıl önce babamın bana hediyesiydi. Daha yeni mi fark etmişti? Ah aptal.

“o kolyeyi bana versen?” dediğinde kaşlarımı çattım.

“hayır tabii ki benim o” dedim.

Annem ve babam sesimizi duymuş olacaklar ki yanımıza gelmişlerdi.

“ben istediysem vericeksin!” dedi ve kolyemi çekti.

Kolyem boynumdaydı ve boynumdan çekiyordu kolyeyi! Kolyenin zinciri koparak yere düştü. Ve kolyenin kırmızı olan muhteşem taşı ortadan ikiye ayrıldı. Kırmızı taşın içinden siyah bir duman çıktı. Ve kolye ortadan kayboldu.

Anlamamıştım ki hiçbir şey babam baktığımda erica’ya hiç te sevecen bir şekilde bakmıyordu. Eğer bakışlarıyla öldürebiliyor olsaydı erica’nın tek parçasını bile bulamazdık. O kadar yani

“ne yaptığını sanıyorsun erica!!” diye resmen kükredi babam.

O kadar şiddetliydi ki masanın üstündeki vazo düşmüştü. Burdan şunu çıkarıyoruz ki babamı sinirlendirmemeliydik!

“b-be-ben…” dedi erica ama gerisini getiremedi.

Ağlayarak odasına çıktı. Ben hala kolyeyi arıyordum. Bildiğin kolye yok olmuştu.

“baba neden o kadar tepki verdi-“ sözümü kesti.

“sus!” dedi sakin olmaya çalışarak.

Elimle ağzıma hayali bir fermuar çektim. Annem koşarak yukarda ki kata çıktı. Biraz sonra elinde Latince bir şeyler yazan bir kutu ile geldi.

“bu kolyeler neden büyülü?” dedim babama.

“seni koruyorlar, tüm kötü amaçlı kişilerden” dedi.

Eğer öyleyse gizemli yabancı kötü değildi! Ah yine bu konu:(  bir hata yaptım ve bunu sürekli kendime hatırlatıyordum. Kendime eziyet ediyordum.

Babam kutuyu açtı ve içinden siyah taşı olan bir kolye çıkardı.

“bu neden farklı?” dedim.

“çünkü…” dedi annem. Babam onun sözünü kesti.

“çünkü bu kolyenin büyüsü daha güçlü.” Dedi kolyeyi boynuma takarak.

Saatime baktım, şimdi çıkmazsam geç kalacaktım.

“ben gitmeliyim, görüşürüz” dedim annemi ve babamı öperek.

Ah, biz küstük ama of Elizabeth of! Bir şey demeden çantamı da alıp koşarak okula doğru gitmeye başladım.

Herşey planlandığı gibiydi. Vampir ve kurt okulundaki herkes konferans salonunda bekliyordu. Konferans salonuna girdim. Herkes beni görünce sustu. Herkesi görebileceğim bir noktada durdum. Boğazımı temizledim ve gür bir sesle konuştum.

“lerysa sürüsünün yarsından fazlası katledilmiştir. Ve bu katliamcı ben yapmışım gibi gösteriyor, bu katliamcı yada katliamcılar şuan aramızda, kimse şimdi çıksın eğer ben bulursam insaflı davranmayacağıma yemin ederim” dedim herkes birbirine baktı.

Herkes konuşmaya başladığında kürsünün yanında duran çantamı aldım ve yine kürsüye geçtim. Herkes susmuş beni izliyordu. Çantamın fermuarını açtım ve ters çevirdim.

Sabah koyduğum kurt kalpleri yere düşmüştü. Lerysa sürüsü yani benim sürüm ayağa kalkmıştı. Evet benim sürümdü ben onların lideriydim her ne kadar geçici de olsa.

Vampir ve kurt kızlar çığlık atıyordu.

“kim bunları benim dolabıma koydu?! Eğer bulursam bunları kendi ellerimle yedireceğim” dedim bir anlık cesaretle.

Herkes hayretle bana bakıyordu. Kendime güvenmeliydim artık. o ezik Elizabeth yok karşılarında.

“pekala ben bulurum o zaman, ama her kimseniz emin olun ki elimde kimsenin bilmediği büyük deliller var!” dedim ciddi bir tavırla.

Delil falan yoktu. Katliamcı yada katliamcılar bu yemi yutarlarsa evime delilleri aramaya geleceklerdi.  Eğer eve gittiğimde evim de bir değişiklik varsa kesinlikle bu salondan biriydiler.

Ben yemi attım sıra katliamcının yemi yutmasını beklemekteydi.

Sıkıcı geçen bir gündü. Tek fark herkesin konferans salonunda yaptıklarımı anlatıyordu. Ve bu da çok sıkıcıydı. Acaba gizemli yabancı gelecek miydi bugün?

Niye o olmayınca bir şeyler  eksik gibi hissediyordum? Onu sadece dün gördüm! Ona bu kadar çabuk alışmamalıydım.

Her seferinde bunu diyordum ama değişen bir şey olmuyordu ve ben sanırım… onu özlemiştim.

O muhteşem ses tonunu duymak istiyordum artık. Yine yanımda Daniel vardı. Sıraya başını koymuş uyuyordu. önümdeki kağıda gizemli yabancının portresini çizmeye başladım. Zaten zor değildi. O kapüşonundan sadece dudakları görünüyordu.

Göz rengini bilmiyordum. Sadece çenesinden sert yüz hatlarına sahip olduğunu anlaşılıyordu. Bende kapüşonuyla çizmeye karar verdim. Sonunda bittiğinde çizdiğim resim yavaş yavaş silinmeye başladı. ben yapmıyordum etrafıma bakındım kimse bana bakmıyordu zaten bir vampir bunu nasıl yapacaktı?

Kağıtta bir yazı belirdi. “özlemişsin” yazıyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

7.3M 346K 61
"Geçmişin bana ait," dedi ve kulağıma yaklaşarak fısıldadı. "İstesen de beni unutamazsın." Geçmiş can yakar. Yıllar sonra karşılaştığında bile. Faka...
323K 17.7K 40
Her zamanki gibi bir gündü. Yatağımda açtığım dizinin yeni sezonuna geçmiştim. Bir anda bir kağıt parçası belirdi. İşte her şey o zaman başladı. ~Tam...
6.2M 331K 57
Ben Zümra Akça... Bu dünyadaki bütün acıları tadan, ufacık kalbinde sarılacak bir yara bırakmayan kadınım. Bu dünyadaki en hissiz olduğum kadar en h...
411K 35.1K 31
we don't need permission to love omegaverse alfa jungkook omega taehyung