K.A.O.S Projesi

By MerveArslan993

469K 37.8K 25.4K

#Bilim-Kurgu'da 8 Serinin ilk kitabıdır. K.A.O.S. projesinin tek amacı, daha güçlü, daha dayanıklı ve daha s... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36: Final
DUYURU

22

8.2K 855 416
By MerveArslan993

Kaldığı küçük tesis tarzında ki binaya doğru yöneldiğinde, aklında onunla tanıştıktan sonrasını geçiriyordu. Onunla tanışmadan önce taşıyıcıları sadece avlanan birer yaşam olarak görürken şimdi onların da insan olduğunu ve yaşam hakkı olduğunu düşünüyordu. Evet ama bu işten ayrılamazdı. Eğer ayrılırsa nereye giderdi? Ne yapardı? Kendini bildiğinden beri bu işi istiyordu ve elde etmişti şimdi vazgeçmek? Bu çok zor bir seçimdi.

Moralsizce nefes verdikten sonra Kelly'yi son gördüğü anı düşündü. Ona tesisi tarif etmiş ve ona tesis hakkında az da olsa bilgi vermişti. Ama o bu bilgileri nasıl elde etmişti? Oraya gittiğini hatırlamıyordu ama bir gece uyandığında orada olduğunu hatırlıyordu. Zaten tek hatırladığı da buydu. Oraya nasıl gittiği hakkında en ufak bilgisi yoktu ama orada uyanıp, çıkıp gittiğini hatırlıyordu. Belki de alkol almıştı fakat alkolden nefret ederdi. Sürekli kahve içen birisi bir gece yarısı öylece alkol alamazdı değil mi? Onun tek tutkusu kahvesiydi.

Sürekli bir şeyler hatırlıyor ama tam net anlayamıyordu. O tesiste bir şey olmuştu, burası kesin. O anları hatırlamak istese de çok hayaliydi bu anılar

Yeniden Kelly'yi düşündü. Ona yardım etmesi normal miydi? Bilemiyordu ama iki şeyden emindi. Birincisi ondan bir şeyler hissediyordu. Diğer tüm taşıyıcılardan farklı olan bir şey. Kendisini ona çeken bir şey. Her nasıl oluyorsa her defasında Kelly'yi bulmayı başarıyordu. Bu diğer taşıyıcılarda olmuyordu sadece Kelly'de oluyordu ve bu onda bir şeyler olduğu anlamına geliyordu. İkincisi de onun Kelly'nin haklı oluşuydu. Ona anlatmıştı. Kardeşinin ölümüne neden oldukları halde onun tarafında olması doğru değildi. Ama... 

Başına keskin bir acının girmesiyle ellerini başına bastırdı. Sanki beyninin içinde bir şeyler vızıldıyordu. acı bir anda bastırdığında gözlerinin dolmasını engelleyememişti. Bunun neden olduğunu bilmiyordu ama canı oldukça fazla yanıyordu. Gözleri dolmaya başlayınca acıdan bağırmıştı. Bu kadar acı çok fazla

''Yeter!'' diye bağırdığında başının içinde ki vızıldama kesilmiş ve acı kaybolmuştu. Derin birkaç nefes aldıktan sonra anlamadan başını kaldırdı ve ellerini başından çekti. Az önce ne olmuştu?

●●●

Kız koşmaya başladı ve ''Hadi acele edin bu sis fazla dayanmaz!'' dediğinde diğerlerine bakıp ''Onu takip edin!'' diye bağırdım ve koşmaya başladım. Sislerin yoğunlaşmaya başlamasıyla bir anda beynimin içinde sanki görüntü belirmişti. Gözlerim sisli çevreyi görürken beynim bana titreşimleri göstererek nerede ne olduğunu gösteriyordu. Near yanıma geldiğinde ona baktım. Sağlıklı gözüküyordu. Hemde oldukça sağlıklı.

Ugo yanımdan geçip, iki çocukla beraber koştuğunda diğer çocuklara baktım. Arkalarından ağlar geliyordu. ''Dikkat edin!'' diye bağırdığımda bir sinek vızıldamasına benzer sesler yaklaştı ve ağ bir anda açılıp iki çocuğun üstüne düştü.

Çocuklar korkuyla çığlık atıp ''Yardım edin!'' dediğinde durup onlara döndüm. Onlara yardım etmek için yanlarına gideceğim sırada ağ bir anda geriye çekilmiş ve çocuklar sisin arkasında gözden kaybolmuştu. Bir süre geriye doğru küçük adımlar attıktan sonra arkamı dönüp koşmaya başladım. Kısa süre sonra vızıldama sesleri çoğalmış ve yaklaşmaya başlamıştı.Bir anda hemen önümden bir ağ, kayalıklara çarptığında geriye doğru kendimi atmıştım. Ağ beni son anda ıskalayarak kayaları yakalamıştı. 

 Korkuyla ağa bir süre baktıktan sonra Near'ın sesiyle kendime gelmiştim. Near hemen ağın diğer tarafından bana sesleniyordu. 

''Kelly arkanda!'' demesiyle bir şey ayak bilerlerimi sarmış  ve beni hızla çekmişti. Saniyeler içinde yüz üstü yere düştüğümde Near ve diğerlerinden uzaklaşmaya başlamıştım. Near korkuyla elini bana uzatsa da elini tutamayacak kadar uzaktaydım. Birkaç saniye sonra sislerin içine karışmıştım. Yere tutunmaya çalışsam da beni tutacak sağlam bir yer yoktu.

Zorlukla sırt üstü döndüm ve doğrulmaya çalışarak ayak bileklerime yapışmış olan ipi çözmeye çalıştım. Ben daha ipe uzanamadan geri düşüyor ve yerde sürüklenmeye devam ediyordum. Yere tutunmaya çalışırken bir şeyin kükremesiyle başımı sağa çevirdim. Bir şeyin titreşimlerini hissediyordum ve bana yaklaşıyordu. Bir anda sisin içinden bir şey kükreyerek fırladı ve dişlerini ipe sapladı. İplerin kopmasıyla sürüklenmiyordum artık. 

Karşımda ki şey ağzını aralayarak dişlerini bana gösterdi ve hırlamaya başladığında yavaşça doğruldum. Karşımda ki şey metalden yapılmışa benzese de gerçek bir hayvanın tüm fiziğine ve görüntüsüne sahipti. 

Ayağa kalktığımda karşımda ki hayvandan ses gelmişti. 

''Kelly acele et!''

Bu o kızın sesiydi. Yerimden kalkıp geldiğim istikamete doğru koşarken o metal şey de benim  peşimden koşmaya başlamıştı. Bir süre sonra diğerlerini görmüştüm. Kız bana bakıp ''Acele edin!'' dediğinde metal şey ani bir hareketle yönünü değiştirip onlara yönelmiş bende peşinden koşuyordum. Kızın elinde ki  telsize benzer şeyi fark ettiğimde kız telsizi ağzına yaklaştırıp bir şeyler demişti. O sırada metal şey bir anda geriye kıvrak bir şekilde döndü ve üstümden sıçradı.  Koşarken başımı çevirip metal şeye baktığımda gelen başka bir ipin önüne atlamış ve beni korumuştu. İpi dişleriyle parçaladığında bana yaklaştı ve peşimden koşmaya başladı. 

Bir süre sonra sonunda Ugo, Near ve diğerlerinin yanına yaklaşabilmiştim. ''Buradan sağa gideceğiz.'' diyerek sağı işaret etti ve bize baktı. ''gideceğimiz yer benim gizli yerim korkmanıza gerek yok. Bizi bulamazlar. Güvenin bana.'' dediğinde Ugo bana baktı. Ugo'nun gözlerine bir saniyeliğine bakıp ''Tamam götür bizi.'' dedim ve sağa doğru yürüdüm. 

Herkes koşarken kız durdu ve yıkılmış evlere doğru yaklaştı. Bize elini sallayarak işaret ettiğinde hepimiz nefes nefese ona yaklaştık ve başında durduğu yere baktık. Bir sürü tahta ve kaya parçaları vardı. Kız tahtaları kaldırırken metal şeyde kayaları kafasıyla itiyordu. Birkaç dakikalık uğraşın ardından kız yerdeki rögar kapığının bir köşesinden tutup kaldırdı ve geri çekilip hadi merdivenlerden aşağı inin.'' dedi. Bir süre herkes merdivenlere baktıktan sonra Ugo derin bir nefes alıp merdivenlere yaklaştı ve inmeye başladı. Ardından geriye kalan çocuklarda merdivenleri inmeye başladıklarında Near'da merdivenlere yöneldi. Hepsi merdivenlerden inerken ben merdivenlere bakıyordum. Ailem öldürüldükten sonra oraya kaçmıştım ve orada uzun bir süre kalmıştım ve şimdi oraya yeniden dönecektim. Hayır oraya geri dönmek istemiyorum! Yeniden çocukların çığlıklarını duymak istemiyorum... Ama kurtulmanın tek yolu bu. Ama...

Omzuma bir elin dokunmasıyla yerimden sıçramıştım ve hızla omzumda ki eli sıkıca tutup, arkamı döndüm. tuttuğum eli bükerek omzunu tuttum ve onu hızla yere çarptım. Kız bana şaşkınlıkla bakarken hırlayan metal şeyi fark ettim. Her an sıçrayıp parçalayacakmış gibi duruyordu.

Kız ''Sakin ol tamam mı? Korkmana gerek yok.'' dediğinde onun yüzüne bakıyordum. ''Ben korkmuyorum.'' deyip onu bıraktım ve doğrulup yerde ki deliğe baktım. ''O zaman neden gözlerinde korku görüyorum?'' dediğinde donmuştum. Dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım ve ona bakmadan ''Her şey daha kötü olacak ve artık korkuya yer olmamalı.''deyip merdivenlerden inmeye başladım. Kız da bir süre yukarıdan bana baktıktan sonra arkasını döndü. yukarıdan bir parlama geldiğinde kızda merdivenleri inmeye başladı. 

Merdivenlerin sonuna geldiğimde merdivenden indim ve arkamı döndüm. Tünel boyunca tavanda flörosanlar asılıydı ve ileride bir kapı vardı. kız merdivenleri indiğinde koşarak kapıya yöneldi. Bizde kapıya doğru ilerlerken duvarlara baktım. Duvarların dipleri biraz yosun tutmuştu fakat yerde çok az su vardı.  Kapının önüne geldiğimizde kız kapının üstünde ki tuşlu kilit sisteminden rakamlara hızlıca bastı. Yeşil bir ışık yandığında kilidin açılma sesi duyuldu ve hemen ardından kapı açıldı. Kız kapı kulbunu tutup içeri doğru kapıyı açtıktan sonra bize baktı ve ''Benim sığınağıma hoşgeldiniz!'' dedi.

Hepimiz sırayla içeri girdiğimizde gördüklerimle şok olmuştum. Bu lağım bir ev gibi dizayn edilmişti. Koltuklar, bir masa, küçük bir mutfak, bir yatak vardı. Herkesten hayran olmuş mırıldanmalar yükseldiğinde ''Rahat olabilirsiniz. Ve sizin için bir duş yerimiz bile var. Hemen şu soldaki kapıdan girin. Oraya sıcak su bağlamıştım. Oradan duş alabilirsiniz. Ben size kıyafet getireceğim.'' dediğinde çocuklar kahkaha atarak kapıya doğru koşmaya başladı. Near da çocukların peşine takıldığında Ugo  kıza baktı ve ''Harika! Bizi kurtardığın için teşekkürler.''dediğinde kıza döndüm. 

Kızın yüzünü sonunda görebilmiştim. Gözleri kocaman ve maviydi. Beyaz bir yüzü vardı ve başına mikrofonlu bir kulaklık takmıştı. Saçları kısaydı ve yakın bir zamanda kesilmiş olduğu çok belliydi. Saçları omzuna bile gelmiyordu, hafif dalgalıydı ve koyu kahveydi. Üstünde askılı bir atlete benzeyen bir şey vardı altında ise kot bir şort vardı. Ayağında da bota benzeyen bir ayakkabı vardı.

''Ben Rubby.'' diye gülümsedi ve elini bana doğru uzattığı anda Ugo hızla kızın elini tuttu ve heyecanla sallayarak ''Bende Ugo.'' dedi. Kız hafif bir kahkaha attığında ''Tanıştığıma sevindim Ugo.'' dedi ve bana bakarak elini yeniden uzattı. Kızın göz bebekleri büyüdüğünde elini tuttum.

"Adım Kelly. "

Kızın elini tuttuğumda kızın gözleri bir anda parlamıştı. Korkuyla hızla elimi geri çektim ve geriye doğru bir adım atıp ''Nesin sen?!'' diye sordum.

Kız neyden bahsettigimi anlamış olmalı ki sakince ellerini sallayarak "Sakin ol. Diğer çocukları korkutacaksın. Sana ne olduğumu açıklama şansı ver bana." dediğinde "Taşıyıcı mısın? "dedim. Benim için önemli olan tek şey buydu.

"Evet elbette. Bak sana ne olduğumu söyleyeyim. Ben tam anlamda bir teknoloji manyağıyım. Ve deneylerden sonra ki gücüm,  benim yöneldiğim şey doğrultusunda gelişmiş. Yani bu benim kişilere dokunduğum anda onlar hakkında bilgi edinmemi sağlıyor.  Sadece doğru soruyu sormam yeterli. Bir tür bilgisayar giniyim.  Temas ettiğim andan itibaren o kişinin zihninin en uzak köşesine attığı,  umutulmaya yüz tutmuş bir anıyı bile görebilirim.  Ve bu gördüklerim beynim sanki bir mikro çipmiş gibi kaydeder.  Bunları asla unutamam.  " dediğinde gözlerimi ondan ayırmadan "Bana dokunduğunda neyi öğrenmek istedin?" diye sorduğumda "Neden korktuğunu." dedi.

Soğuk bir sessizliğin ardından konuyu değiştirip "Burayı tek başına mı yaptın? " diye sordum. Gülerek "Evet. Aslında burayı 3 arkadaşım ile inşa etmeye başladık.  Burası bizim her şeyden uzaklaştığımız yer olacaktı.  Ama olaylar oldu ve onlar buraya ulaşmadan vuruldular. Bense buraya ulaşmayı başardım ve işte buradayım. " dedi.

Near'ın sesini duyduğumda başımı kaldırdım, Rubby'nin arkasında bize dönmüş,  üstünde sadece havlu olan Near'a döndüm.  Göz göze geldiğimizde yüzü yavaşça kızardı ve "Kıyafetler nerede?" diye sordu. Rubby hızla koşarak "Bekle. " dedi ve bir kapıyı açıp içeri girdi. Bir süre bulunduğu odadan dışarı eşyalar fırlatıldıktan sonra elinde bir sepetle geldi ve yere koyup sepetin kapağını açtı. Near'a bakıp "Burada kendine uygun bir kıyafet bulursun mutlaka." Dedi ve yanimiza geldi. Ugo'ya bakıp "Yeteneğin ne?" diye sordu. Ugo başını kaşıyıp "Ben duvarlara tırmanabiliyorum. " dediğinde Near pantolonunun fermuarını Ne yani? Sen Örümcek Adam'ın gerçek hali misinin? " diye heyecanla sordu. Ugo ona baktı ve "Şey... hiç böyle düşünmemiştim. Sanırım evet. Ama ben ağ atarak uçmuyorum. " dediğinde Rubby'nin Near'a bakışını farkettim.  Sanki bir şey görmüş gibi dikkatle bakıyordu.

Rubby'ye yaklaşıp "Bir sorun mu var?"  dediğimde sorum hiç sorulmamış gibi davranarak Near'a "Boynunda ki de ne?" diye sordu.  Near'a baktığımda cidden boynunda tadmaya benzer ince ve siyah  bir kayışın olduğunu farketmiştim.  Bunu önceden nasıl farked etmemiştim bilmiyorum.

Rubby sanki vahşi bir hayvanı ürkütmemeye çalışırmış gibi Near'a son derece dikkatli yaklaşıyordu.  Near'ın önünde diz çöküp ve elini kaldırıp "Ne olduğuna bakmama izin verir misin?" diye sordu sakince.  Near'ın gözleri yavaşça dolmaya başlamıştı ama belli etmemeye çalışarak gözlerini kırptı ve başını yukarı aşağı salladı. 

Rubby elini tasmanın üstüne koydu ve "Bana ne olduğunu göster." ya da ona benzer bir şey mırıldandığında birkaç saniye öylece kalmıştı.  Ardından ise aceleyle geri çekildi ve bana dönüp "Bu şeyden kurtulmalıyız." dedi.  Onlara yaklaşıp "Ben halledebilirim." deyip elimi kaldırdığım anda Rubby hızla ileri atıldı ve kolumu hızla indirip "Onu sökme yoksa Near ölür." dediğinde donmuştum.

"Ne?"

Continue Reading

You'll Also Like

777K 50.1K 47
Yakın gelecekte öngörülebilen teknolojilerin peşine düşen ülkeler, bir güç yarışına girer. Ülkelerin tehlike getiren icatları, dünyaya sunulması konu...
321K 19.1K 17
Bedenimizi değiştirdiler. Boyumuzu, saçımızı, göz ve ten rengimizi... Bizi mükemmelleştirdiklerini söylüyorlar. Ama onlar kim? Hiçbir şey bilmiyoruz...
YANSIMA By Gizme

Science Fiction

5.1K 426 28
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...
416 319 11
Ben Kayra. Bu kitabı kendini zaman kavramının içinde kaybedenlere hediye ediyorum. Umarım bir gün "Hayatımın en güzel zamanıydı" dediğiniz günler gel...