SAHİBİNİ KORU! (MARICHAT)

By _pearl_beautiful_

15.6K 905 3.4K

Açıklama olaraaaaaaak..................... Heh! Kendi kurgumdur! Adri chat olmuyo! CHAT ADRI OLUYOR! Chat mar... More

BÖLÜM {1}
BÖLÜM {2}
BÖLÜM 3
BÖLÜM {5}
BÖLÜM {6}

BÖLÜM {4}

2.5K 156 523
By _pearl_beautiful_

Akşam

Marinette'in kalacağı yeni evde

Marinette'in ağzından

  "Demek ikiniz de kediye dönüştüğü anda kaçıp gitti, ha?" Dedim yeni yatağımda uzanırken. Chat de yatağın merdivenlerinden tırmanıp yanıma gelirken cevapladı sorumu.

  "Evet... Ki bu bence daha iyi oldu. Sonuçta kedi formumda kendimi daha az... kontrol edebiliyorum. Yani eğer kaçmasaydı... sanırım Master'ın amacı gerçekleşecekti." Dedi ve yanıma uzandı. Aramızda mesafe vardı. Yastık değil! Yastık koysak ne farketçek lan! Sanki yastığın diğer tarafından istese bana-

  "Ş-şey... Marinette, bundan emin misin? Yani ben hala alt katta uyumak isterim doğrusu... Sonuçta sana çok yaklaşmamam gerekli. Y-yani.... y-yan yana yatmamız senin için bir sorun olmaz... mı?" Dedi endişeli endişeli. Sonra da sesli yutkundu. Elbette bana şu aralar çok fazla yaklaşmamalısın. Zaten yaraların iyileştiği için daha bile güçlüsün... Ama...

  "Hayır. Sorun olmaz. Seninle kalmak istiyorum. Ne kadar asosyal olsam da yalnız hissetmek garip bi duygu yaratıyor içimde... Ayrıca ben, senin kendini kaybetmeyeceğinden de eminim! Sadece bu gece yanımda uyusan olmaz mı?" Dediğimde sanırım biraz fazla şeker olmuştum ve bilmeden de olsa onu etkilemiştim. Alnından soğuk soğuk terler akıyordu ve kıpkırmızı olmuştu. Sonra aniden bana arkasını döndü ve kendisini iyice benden uzaklaştırıp, duvara yaslandı.

  "O-o-ooo....O-OLUR!" Dedi telaşla ama hafiften titriyordu. Ona doğru döndüm ve tıpkı onun gibi yan yattım. Sol kolum muhtemelen sabaha uyuşmuş olacaktı. Ama kimin umrunda ki? Tek dostumu, sırf kendini kontrol edememe olasılığı yüzünden, kayıp mı edeyim yani?! B-ben... B-ben onuuu..... Ben onu.... bu kadar kötü bi durumda görmek istemiyorum ve onu zor durumda da bırakmak istemiyorum.... Ama onunla aramda 1 aylığına bile olsa hiçbir mesafe bırakmak istemiyorum!

  "Ch-chat..." dedim biraz sessizce ve sağ elimi, onun yukarı bakan sağ omzuna doğru uzattım. Ama omzuna dokunamadım. Ya bi anda bi şey yaparsa? Ya kendine hakim olamazsa? Ya fark etmeden onun üstüne gidip onu,zor durumda bırakmış olursam?! Elim titriyor. Durduramıyorum! Belki de sadece arkamı dönüp yatmalıyım... HAYIR! O benim arkadaşım! Onu kötü duruma sokmam! Öyle bile olsa, isteyerek yapmadığımı bili-!

  Kalktı......... Yataktan kalktı ve aşağıya atladı....... Hemde tam omzuna dokunacakken! Dehşete düşmüş gibi bir yüzümün olduğunu farkettim ama engel olamadım. Ruh gibi bir anda yatakta oturur pozisyona geldim ve arkamı dönüp aşağıya baktım. Bana arkası dönüktü. Ama kasılan kaslarından sinirlendiği belliydi.

  "Neden?.... NEDEN ZATEN KENDİME ZOR HAKİM OLUYORKEN ÜSTÜME GELMEYE ÇALIŞIYORSUN?! AYNI ŞEYLERİ TEKRARDAN YAŞAMAK, TEKRARDAN TEDAVİ İÇİN AYLARCA PSİKOLOGA GİTMEK Mİ İSTİYORSUN?!'' Elleri yumruk olmuştu ve bana çok kötü bağırıyordu. Gözlerim dolmuştu. Çenem çok feci titriyordu ve hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendimi çok ama çok zor tutuyordum. Sertçe bana doğru döndü. Gözlerini göremiyordum çünkü başını biraz öne eğdiğinden dolayı saçlar kapatıyordu ve gözleri gölgede kalıyordu.

  ''O halde ben de kendimi tutmam.'' Hayır!

  Hızla yatağa; üstüme doğru zıpladı ama son anda kendimi merdivene doğru fırlatabildim ve merdivenden yuvarlanarak odamın ortasına düştüm. Chat hiç vakit kaybetmeden direk üstüme doğru zıpladı ama ben yine kaçtım. Alt kata inen merdivenin kapağını açtım ve merdivenleri atlaya atlaya indim. Chat peşimden çok hızlı geliyordu ve merdivenlerden direk aşağıya atladı. Hızla koltukların arasına koştum ama o koltukların üstünden zıplayıp yanımda bitiverince sendeleyerek geri düştüm. Yerde arka arkaya ondan uzaklaşırken oysa bana yavaş yavaş yürüyerek geliyordu. Gözlerini göremiyordum hala ama yüzündeki psikopatça sırıtış gayet netti o anlık. BENİM YÜZÜMDEN SAPIĞA BAĞLADI VE MANYADI!!!!

  Hızla arkamı döndüm ve emekleyerek mutfağa doğru ilerledim. Hala peşimden yavaş yavaş geliyordu ben de tökezleye tökezleye ayağa kalktım ve çatal bıçak takımlarının olduğu çekmeceyi açıp büyük bir bıçak aldım. Sonra hızla ona doğru döndüm ama döndüğüm gibi tek hareketiyle bıçağı koltukların oraya fırlattı. Aynı hatayı yapmış olamam! Yine aynı şeyler olamaz! O zaman daha küçüktüm! Ve 2 yılda kendimi savunmayı gayet iyi öğrendim! Tekrardan aynı şeyleri yaşayamam!!!

  ''B-Bak Chat... Özür dilerim, tamam mı?! Sen kışkırtmak istememiştim! Nolur kendine gel! Sen haklısın! Hep haklıydın ve hep olacaksın! Ve ben de hep haksız!... Nolur affet beni! Tekrardan aynı şeyleri yaşayamam!'' Yaslandığım tezgahın kenarlarını aşırı derecede sıkıyordum. Ve küçücük bir umutla kendine gelmesini bekliyordum... Sonra elleri ellerimi kavradı ve benim üstüme doğru eğildi. Telaşla hafif eğdiğim başımı hızla kaldırdım ve sımsıkı kapattığım gözlerimi açtım. Gözlerimden azar azar yaşlar akıyordu. Artık yüzünde o sırıtış yoktu. Üzgün gibi duruyordu ve gözlerini görebilsem bile bana bakmıyordu. Özür dileyecek gibi duruyordu. Ama hala üstüme üstüme geliyordu! Kaçmam gerektiğini hissediyordum ama özür dileyecek gibi duruyordu. Ayrıca ELLERİMİ DE TUTUYORDU!!!! Yani itemezdim....

  ''Hepsi........'' hala yaklaşıyordu ve git gide arkaya doğru eğiliyordum. Şu an belime kadar bana yapışmış durumdaydı! Ayrıca biraz daha eğilirsem belim kırılacak durumdaydım!!!

  ''Senin.......'' dirseklerimle fayansa abanıyordum ve canım birazcık bile olsa yanıyordu. O da daha fazla bana yaklaşıyordu. Nasıl kaçabilirim ki?!?!?!

  ''SUÇUN!'' aniden yine o sırıtış yüzünü kapladı, o kedi gözleri vahşice bakmaya başladı ve dudaklarıma yapışmaya çalıştı! Son anda ayağına sertçe bastım ve ellerimi bırakınca da onu geri itip kaçtım. Tam kapıya gelmiştim ki beni tutup kapıya yapıştırdı ve sımsıkı tuttu. Kafamı duvara çarpmamın etkisiyle bi anlık gözlerim sımsıkı kapandı. Ama içimi bir ürperti kaplayınca gözlerimi hafif araladım. Ve bu çok kısa sürdü ÇÜNKÜ CHAT'İN DİBİME GİRDİĞİNİ GÖRMEMLE GÖZLERİM PÖRTLEDİ!!!!!

(yazdıkları umrumda bile değil ben kendim yazıcam)

  ''Marinette...'' daha da yaklaştı. Kalbim deli gibi çarpıyordu! Çünkü korkuyordum! Tekrardan aynı şeylerin olmasına izin vermem! VEREMEM!!!!

  ''Özür dilerim...'' OH BEEĞH! İçim rahatladı.... Biliyordum. Bir daha asla böyle bir şey yapmayacağını biliyordum!

  ''Böyle olmasını asla istemem....'' Eeeeeee....... Neden hala bırakmıyor?... Ehehe....

  ''Ama sen kaşındın.'' HİİH!!!! Hızla onu tekrardan ittim ama farkında olmadan kapıya doğru itmişim! Bu durumda çıkış yolum da kapanmış oldu! Hemen odama geri çıktım ve kapağı kapattım. Ama ben kilitleyemeden önce kapıyı sertçe açtı ve içeri atladı. Korkup arka arkaya düştüm. O da hemen üstüme çıktı! Bu sefer bacaklarımın üstüne oturduğundan ona tekme de atamıyordum ve ellerimi de tuttuğundan dolayı -çok sıkarak ki canım acayip acıyordu- itemiyordum da... İyice bana doğru eğilmeye başladı.

  ''C-Chat... c-canımı... acı-...tıyorsun...'' ne dersem diyim artık çok geçti! Ve hepsi benim suçumdu! Şimdi benim yüzümden 2miz de tekrardan acı çekecektik! En çok da o!!!!

  ''Chat... Nolur bırak! Kendine gel! 2miz de çok pişman oluruz! Ben şimdiden pişmanım! Ke-keşke.... KEŞKE SENİ HİÇ ZOR DURUMDA BIRAKMASAYDIM!!!! NOLUR KENDİNE GEL!

  ''Ben... Zaten kendimdeyim.'' DEĞİLSİN! KAHRETSİN Kİ DEĞİLSİN! VE HEPSİ BENİM SUÇUM!

  Yo yo yo yo yo! Hayır! Sakın! Chat yapma! Nolur! Lüt-

  B-Beni... Öptü... BENİ... ÖPTÜ! HEMDE YİNE! YİNE KENDİNE HAKİM OLAMAMASINA NEDEN OLDUM! ŞİMDİ NAPICAM BEN?! HAYATTA BIRAKMAZ Kİ ARTIK!

  Sonunda, bırakınca ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Ve bana iğrenç bi şekilde sırıttı. Artık tamamen kendinde değildi! Ve yine aynı şeyler olucaktı! Biliyordum! Tıpkı önceki sefer gibi!

FLASHBACK BAŞI

  ''Bu da ne demek oluyor, Tom?! Ne yani?! Bi kedinin bunları yaptığına inanmamı mı bekliyorsun?! KIZIMIZIN HER YERİ YARA İÇİNDE! BİR KEDİNİN TIRNAKLARI NASIL BU KADAR KESEBİLİR Kİ?! ÜSTÜNDEKİ ELBİSEYİ GÖRDÜM! ELBİSELİKTEN ÇIKMIŞ! 2 PARÇA KUMAŞ KALMIŞ GERİYE! O UPUZUN SAÇLARINI GÖRMÜYOR MUSUN, HA?! NERDE BUNLARIN UZUN KISMI?! BİR TUTAM SAÇI KALMIŞ! OMUZLARINA BİLE GELMİYOR! KULAKLARINA ZOR GELMİŞ! VÜCUDUNUN HER YERİNDE DİŞ İZLERİ VAR! VE SEN GELMİŞSİN BANA DİYORSUN Kİ 'HEPSİNİ CHAT YAPMIŞ'! KÜÇÜCÜK Bİ KIZIN SÖYLEDİĞİ SÖZE Mİ KANIYORSUN YANİ?! HER KİM BUNU YAPTIYSA KESİN KENDİSİNİN KİM OLDUĞUNU KİMSEYE SÖYLEMEMESİ İÇİN TEHDİT ETMİŞTİR! BUNLARI DA MI DÜŞÜNEMİYORSUN?! HEMEN POLİSİ ARA VE-''

  ''Anne kimse yapmadı........ Ben fark etmeden Chat Noir'ın üstüne gidip onu kızdırdım... Gerçekten özü dileri-''

  ''SEN SUS MARİNETTE! YALAN SÖYLEDİĞİNİ ANLAMADIĞIMI MI SANIYORSUN?! NEDEN BİZDEN SAKLAMAYA ÇALIŞIYORSUN?! BİR DAHA KİMSENİN SANA ZARAR VERMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ ZATEN! ÇOKTAN 1 DÜZİNE KORUMA TUTTUK BİLE! NEDEN HALA BİZE DOĞRUYU SÖYLE-''

  ''Sabine, yeter. Asıl sen görmüyor musun? Nasıl da korkmuş. Ağzını zor açıyor. Yüz ifadesi 2 gündür hiç değişmedi ve gözünü bir kere bile kırpmadı. Bağırmayı kes de daha da fazla kötüleşmesin. Ve şunu bil! Ben de en az senin gibi endişeleniyorum!''

FLASHBACK SONU

  HAYIR! BİR DAHA ASLA!

  Bir kerede tasmasındaki zili ağzımla yakaladım ve tasmayı çekip kenara fırlattım. Sonucunu bilmiyordum çünkü babam asla tasmasının çıkarılmaması gerektiğini söylediği için daha önce hiç çıkarmamıştık. Taa ki şimdiye dek... En azından kaçabilmek için zaman kazanabilirim diye düşünmüştüm... Ama o anda Chat, siyah ve yeşil ışıklarıyla çevrelenmeye başladı. Ve gözüm kamaştığından dolayı kısarak bakabiliyordum. Tabii yine de bir şey göremiyordum... O anda ellerimi çektim ve gördüğümle donup kaldım!

  ''C-Chat... s-s-se-sen.... A-a-a-ama n-na-na-nasıl?... Y-ya-ni s-sen veee.... b-bu sen...'' bana anlamaz gibi baktı. A-ama nasıl?! Y-Yani o... ş-şimdi?! WTF?!?!?!?!?!?!?! 404 EROR!!!!!

  ''Marinette b-ben özür dilerim! N-ne yaptığımın farkında d-deği-değildim! Ç-Çok özür dilerim! AĞH! TANRIM! BİR DAHA ASLA SANA DOKUNMAYACAĞIMA DAİR SÖZ VERMİŞTİM! VE YİNE YAPTI-'' üstümde yatmaktan vazgeçip direk doğruldu ve bu sefer de üstüme oturdu... Ama ağırlığını vermiyordu. Elleriyle yüzünü kapatıp ağlamaya başladığı sırada elimle ağzını kapattım ve konuşmasını kestim. Diğer elimle de ellerini yüzünden indiriyordum. Bana endişeyle baktı.

  ''S-sana zarar mı verdim?'' dedi korkarak. Benimse nutkum tutulmuştu. Konuşamıyordum bile! BU nasıl olabilirdi ki?!

  ''Sen değil... Ben yaptım... S-Sana bir şey yaptım...'' dedim şaşkınlıkla. Oysa dediğimden hiçbir şey anlamamıştı. Sonunda üstümden kalktı ve önce ellerine sonra da kollarına baktı. Pençeleri gitmişti ve eldivenleri de yoktu... Sonra üstüne baktı. Kostümü yoktu. Normal giysiler vardı... Arkasına baktı. Kuyruğu yoktu...

  ''B-bu da... ne?.... Olamaz! KULAKLARIM!'' Hızla köşedeki aynanın yanına koştu. ama oda karanlık olduğundan dolayı pek bir şey göremiyordu. Ben de koşup odanın ışığını açtım ve onun yanına yaklaştım.

  ''Noldu bana?... T-T-TASMAM NERDE?!?!?!'' bi eli boynunu tuttu ve tasmasının yokluğundaki boşluğu doldurdu.

 ''Y-Yerde... onu son çare olarak fırlatmam gerekti. Başka bir şey b-bulamadım... Aksi takdirde b-biz... BİZ TEKARDAN- AAAAĞHAHAHAAAAAAĞH!'' Kendimi daha fazla tutamadım ve patladım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Chat hızla dönüp bana sarıldı ve saçlarımı okşadı.

  ''Özür dilerim, prenses... Çok özür dilerim! Hepsi benim suçumdu! Kendimi daha da iyi kontrol etmeliydim! Çok çok çok çok ama çok üzgünüm... Ben olmasaydım... ya da en azından kendimi kontrol etmeyi becerebilseydim, bunların hiçbiri olmazdı! Nolur affet beni...'' dedi ve saçlarımın arasına küçük küçük öpücükler koymaya başladı. Ama ben sakinleşemiyordum. O benim saçlarımı ne kadar öperse o kadar daha da çok bağırıyordum. Gerçekten de işe yaramaz bencilin tekiyim! Onun kendini tekrardan suçlamasına neden olan bir aptalım! Daha kötüsü olabilir miydi ki?!?!?!

  ''SONUNDA! YILLARDIR ŞU ZİLİN İÇİNDEN ÇIKMAYI BEKLİYORDUM! ARTIK AÇLIKTAN ÖLÜCEM! BANA CAMEMBERT VERİİİİN!!!!!'' Gelen sesle ikimiz de olduğumuz yere çivilendik. Hemen arkamdan bir ses geliyordu. Ağlamam anında kesilmişti. Sırtımı sıvazlayan Chat'in eli olduğu yerde kalakalmıştı. Chat'in boynuna doladığım kollarımı geri çekip ellerimin tersiyle göz yaşlarımı sildim. Sonra da Chat'in heyecanla bakan gözlerinden korktum ve endişelendim.

  ''C-Chat... noldu?'' dedim ve arkamı döndü- OHA!!! BU KİM?! YA DA NE?!

  ''Lanet... olsun...'' dedi Chat havada uçuşan siyah fare-böceğine bakarak.

  ''Olucak zaten... Ama öncee....... BABANA CAMEMBERT VEEEEER!!!!!!!!'' diye bağırdı bi anda ve yanımıza doğru uçtu.

  ''GAAAAAAAAAAAAAĞH!'' Direk Chat'in arkasına geçtim ve onu kalkan gibi kullandım. Ona sımsıkı sarıldım ve gözlerimi yumup başımı sırtına yasladım. Sonra da deli gibi bağırdım.

  ''CHAAAAAAAAAAAAAAAAAAT! Öldür o nasıl konuştuğunu bilmediğim fare-böceğiniiiiii!!!'' Ben böyle bağırınca Chat refleksen ellerini başının üstüne getirdi ama kulaklarının artık orda olmadığını hatırlayınca ellerini kafasının iki yanında gezdirip kulaklarını aradı ve bulunca da tıkadı. Ben sözümü bitirdiğimde de hala havada uçan fare-böceğine bakarak konuşmaya başladı.

  ''Olucak derken?'' dedi ellerini indirerek. Fare-böceği ise küçümser gibi baktı.

  ''Ha? Senden hoşlanan sahibinin bana 'Fare-Böceği demesinden sonra söyler miyim sanıyorsun?! Aşık olduğun kızın çenesini kapatmayı bilsen iyi edersin, çocuk! Yoksa siz iki muhabbet kuşu istediklerinizin hiçbirini elde edemeyeceksiniz.'' HAAAAAAAA?!?!?!?!?!?!?!?!?!?! NE DEDİ BU FARE-BÖCEĞİİİİİ?!?!?!?!?!?!?!?!?!?!?!?!?!

  ''NE DEDİĞİNİ SANIYORSUN SEN, KOKUŞMUŞ YARATIK?!?!?! GERZEK PİÇ KURUSU!!!! BİZ ARKADAŞIZ, DOSTUZ VE BEN(!) ONUN SAHİBİYİM!!!!! SAÇMA SAPAN KONUŞUP DURMAAAA!!!!!'' Diye odanın dört bir yanında onu kovaladım. Ama çoooooooooooooooooooooooooooooooook hızlıydı... Sonunda nefes nefese kalınca durdum ve koltuğa oturdum.

  ''O fare-böceğini..... öldürücem....'' dedim zar zor nefes alırken. Sonra gıkı çıkmayan Chat'i farkettim ve ona baktım. Yüzü domatese dönmüştü ve donup kalmıştı. Yoksa o......... YOK CANIIIM! NE ALAKAAA!!!!............... Ama... acaba olabilir mi? Bu olasılığı 3 yıl önce düşünmüştüm.... Ama sadece bir anlık... Sonra o olay oldu ve o fikir tamamen uçtu gitti. Yani 2 yıldır bu şey aklımın ucundan bile geçmemişti. Ki geçmesi de çok mantıksızdı. Hala da öyle! Ne düşünüyorum ben?!

  ''Heey! Ne dediğimi duymadınız mı?! CA-MEM-BERT! ŞİMDİ! Ayrıca bu koşuşturma da beni epeyce yordu... Yani artıdan 3 kat fazlasını istiyorum!'' Bu..... varlık.......artık...... canlı değil!

Yarım saat sonra

  ''Şimdi tıka basa doluyum işte! Eeee.... Sorularınızı alayım. Ama önce sen kedi çocuk.'' Dedi camembert şekline bürünmüş midesini ovuşturarak yatağımda yatan fare-böceği. Ve bana tiksinircesine baktı. Chat ve ben de yatakta oturuyorduk.

  ''Lanet derken neyi kastettin? Ben neden bu haldeyim ve nasıl normale dönebilirim?'' Gerçekten mi, Chat? Soracağın başka bir soru olmadığına emin misin?!?! 'BU FARE-BÖCEĞİ DE NE' GİBİ?!?!?!?!?!?!?!?!

  ''Yavaş ol koca kedi! Teker teker sor....... İlk olarak kendimi tanıtayım: Ben Chat Noir mucizesinin Kwami'si olan Plagg'ım. O elindeki yüzüğü görüyor musun? İşte o senin mucizen! Normalde pek bir işe yaramaz... Ama sen kilidin mührünü bozdun -yani tasmanı çıkarttın-. Bu yüzden de Papillon Mademoiselle (Matmazel Kelebek), senin ve mührü bozanın -tasmanı çıkaranın- peşine düşecektir. Çünkü mühür kalktı ve mucizen devreye girdi. Papillon Mademoiselle, Papillon mucizesinin sahibidir. Ve diğer tüm mucizeleri kendisine istiyor. Normalde sadece Chat Noir ve Ladybug'ın mucizesini alsa zaten hedefi olan Tanrısal Güc'ü elde etmiş olurdu. Ama yüzyıllar önce Ladybug mucizesi bu durumu önlemek için yok edildi. Ve Tanrısal Güc'ü elde etmek isteyen kişi zor yolu, yani Chat Noir mucizesi ve geri kalan tüm mucizelerin yarısını toplamak zorunda kaldı. Tabii binlerce mucize var ve tam olarak sayısı bilinmiyor... Bu yüzden Papillon Mademoiselle tüm mucizeleri eline geçirmeye çalışıyor. Eğer mührü bozmazsan Kwami'n ortaya çıkmaz ve mucizen etkinleşmez. Ama artık çok geç çünkü etkinleşti ve Papillon Mademoiselle senin mucizenin gücünü hissettiği anda siz ikinizin de peşine düşecektir!................. Kısacası en yakın zamanda lanet olacaktır.'' Beynimin yanması normal bir şey bence...... Keşke ses kaydına alıp anlayana kadar tekrar tekrar dinleseydim. Offf!

  ''Peki bu mucizeler ne işe yarıyor?'' Ya Chat! Sen neden bu kadar mantıklı sorular soruyorsun?!?!?! İnsan bi 'Anlamadım garrşim, tekrardan anlatabilir misin?' diye sorar!

  ''Sana özel güçler verilir. Tabi bu güçleri her defasında 1 kez kullanabilirsin. Her kullanımdan sonra 5 dakika içinde kedi formuna dönüşür ve benim bir süreliğine tasmandaki zilin içinde dinlenmemi beklersin... Bu işe yarar.'' Ben hala anlamıyoooom!

  ''Hey! Cadaloz! Bana biraz daha camembert getir!'' Ha? Bağa mı didin?

  ''Ne bakıyorsun hala?! Hadisene! Konuşmak beni yordu!'' RAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAĞH!!!!!!! Kalkıp aşağıya indim ve dolaptan biraz daha camembert getirdim. Ne gariptir ki Chat'i camembert kokusuyla anında uyutabiliyorum. Her ihtimale karşın yanıma almıştım. Az önce kullanmak aklıma bile gelmedi..... Bi tabağa birkaç parça daha camembert koyup odama geri çıktığımda Chat normal haline dönmüştü ve tasması da boynundaydı.

  ''N-N-Nasıl?.... BEN HİÇBİR ŞEY AN-LA-MA-DIM!!!'' Dedim ve ilerleyip tabağı masaya koydum. Sonra da yatağıma çıkıp Chat'in yanına oturdum.

  ''Tasmayı çıkardığımız için öyle olmuş. Bir bakıma sihir gücümsü bi şey işte. Çıkarttığımda senin gibi bi insan olmuş oluyorum. Ama takınca normale geri dönüyorum.'' diye benim anlayabileceğim bir dilde anlattı. Ben de 'Hee' dedim ve anladığımı belirttim.

  ''BULDUM!'' diye bir anda bağırmaya başladım. Ve Chat bana garip garip bakıyordu. Plagg bozuntusu da hala masadaki peynirleri yiyordu....

  ''Nasıl koruma bulacağımızı buldum! Yani daha doğrusu korumamı buldum.'' dedim ve imalı imalı sırıttım. Ama o bana aval aval bakınca hüsrana uğradım ve hemen açıkladım.

  ''SENSİN! Bi düşünsene! Babamlar seni tanımıyor! Yani insan halini... Eğer seni bi başkası olarak tanıtırsaaak... O ZAMAN BABAM DA SENİ BENİM KORUMAM YAPAR VE FAZLADAN BİR KİŞİYE DE GEREK KALMAZ!'' Bu fikrimin karşısında epey bi şaşırmıştı. Ama hala biraz anlamadığı belliydi.

  ''Peki onu nasıl yapıcaz?'' Diye sordu merakla. Bende cevapladım hemen.

  ''Tabi ki de şu şekilde olucak:''

Continue Reading

You'll Also Like

415K 42K 61
Taehyung iki yıllık ilişkisini ayakta tutmaya o kadar odaklanmıştı ki yanı başındaki gerçek aşkını fark edememişti bile. |omegaverse| |omegatae&alfak...
21.8K 1.3K 35
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
103K 6.5K 36
Malfoy ve Black iki ezeli rakip ve birbirlerinden nefret eden iki küçük çocuktur. Black'in 4. Sınıfta Harry'nin yerine arayıcı olmasından sonra Malfo...
398K 36.4K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...