BEYAZ KUMRU

By buseedilan

363K 13.3K 2.3K

"Kaybolmuş bir ruhtum sadece ve doğru yolu bulmak için çabalamıyordum. Ben akıntıya karşı çırpınmayı seçmemiş... More

1: SÖNMEYEN ATEŞ
2: BOZUK PARÇA
3: BU AYRILIK BİR VEDA DEĞİL
4: BİLİNMEYEN KİŞİ
5: URAS ARSLAN
6: DENKLEM
7: KİLİTLİ KAPI
8: SARILMAK
9: KENDİNDEN GEÇMEK İÇİN NE HARİKA BİR GECE!
10: ÇOBAN YILDIZI
11: ESKİ BİR ARKADAŞ
12: SABAH KOŞUSU
13: NİŞAN
14: BİR TUTAM AŞK
16: GÜVENLER
17: YEMEK SAVAŞI
18: TESADÜF
19: BUSE
20: DOSYA
21: MIŞIL MIŞIL
22: AKŞAM YEMEĞİ
23: KAÇIRILMA
24: SATILIK EV
25: KÜÇÜĞÜM DAHA ÇOK KÜÇÜĞÜM...
26: KISMEN DOĞRU
27: ÇETİN VALENTINI
28: D.
29: PROVA
30: HAYDUT
31:GÖL EVİ (BÖLÜM1)
32: GÖL EVİ (BÖLÜM2)
33: DÖVÜŞ
34: AYRILIK
35:ÇALINTI BİLGİ
36:PİNOKYO
37: BAHAR ŞENLİĞİ
38: DOĞUM GÜNÜ
39:BEYAZ KUMRU
40: KISKANÇLIK
41: KASA

15: ERKEN BALAYI

8.1K 285 18
By buseedilan

Bölüm Parçası: Gnash- I hate you, I love you

Bölüm parçasının sözlerine bakmanızı istiyorum. Böylece neden bu şarkıyı seçtiğimi anlarsınız :) Keyifli okumalar :*

Olanları düşünürken bir yandan silgisini kemirdiğim kalem ile kendimi oyalıyordum. Önümdeki makaleye odaklanmam imkansızdı. Şaşkındım ve oksijen akışımı sağlamak zordu. Uras ile neredeyse öpüşücek olmam kulağa çılgınca geliyordu. Saatler öncesine ait bir anıydı fakat az öncesi gibiydi.

Kalemin silgisiyle dudaklarıma dokunduruyordum ve mutfak tezgahına bakıyordum. Salon ve mutfağın birleşik olması işimi kolaylaştırmıyordu. Tezgah görüş alanımdaydı ve her şey film şeridi gibi gözümün önünden geçerken konsantre olamıyordum.
Kaşlarım çatıldı. Onu etkiliyormuydum gerçekten? Bazı zamanlar bakışları beni nefretiyle delip geçiyordu. Bu kez mavi-grileri arzu doluydu.

Ondan etkilenmiş miydim? Ah,Tanrım! Kimi kandırıyorum ki? Saatlerdir İdil'in bir kaç dakika daha geç gelmiş olmasını diliyordum. Bunun için kendime öfkeleniyordum. Çoğu zaman bana karşı kabaydı. Tehlikeli olan başka bir yanı vardı. Güvenmemem gereken bir yanı... Sakladığı çok şey olduğuna emindim. Ona güvenmiyordum ama beni öpmesini isteyecek kadar güven duyuyordum, öyle mi?

Kafam gerçek anlamda karışıktı. Hem de çok fazla...

Salona girerken "Gözlerim yaşardı." dedi Eren, sesindeki alaycı tınıyla. "İdil KAYA, evimde ders çalışıyor." Bana doğru ufak bir bakış attı ve göz kırptı.

Kısaca gülümseyip el salladım ve atom parçacıklarıyla ilgili yazılmış olan makaleye odaklanmaya çalıştım.

İdil başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi ve  gülümsedi. "Sanada merhaba. "

"Demek sonunda sorumluluklarını yerine getirmeye karar verdin."

Sesindeki iğneleyici tonu İdil'de farketmiş olsa gerek ki "Bir mesaj çıkarmam gerekiyor mu?" diye sordu.

"Son zamanlarda fazla meşgul görünüyorsun. Yalnızca bazı şeyleri aksatmaya başladığını düşünüyordum." dedi tek düze bir ses tonuyla ve omuz silkip kanepeye uzandı.

İdil'in kaşları çatıldı. "Anlamıyorum." Sesi hoşnutsuzdu.

"Şu son zamanlarda takıldığın sarışın çocuktan bahsediyorum." Bahsettiği kişi Barlas'tı.

İdil gözlerini devirdi. "Bunu sana defalarca söyledim. Takıldığımız falan yok. Bu takılmaktan... Daha farklı bir şey."

Eren kaşlarını kaldırdı. "Yani çıkıyorsunuz." Bunu soru sorar gibi söyledi.

İdil "Hayır çıkmıyoruz." diye yanıtladı.

Eren "Seni kullanıyor." diye homurdandı.

İdil bir süre durakladı. Sakin kalmaya çalışır gibi bir hali vardı. "Onu tanımıyorsun bile."

Eren yayıldığı kanepe üzerinde kıpırdandı. "Ben bir erkeğim ve erekleri tanırım." Elindeki stres topunu hava atıyor sonra tekrar yakalıyordu

İdil duyamadığım bir şeyler mırıldandı ve masanın üzerinden bir kağıt alıp top yaptı. Elindeki kağıttan topu Eren'e fırlattı. Fakat Eren çoktan ayaklanmış ve odanın içinde yer değiştirmişti.

"Iskaladın." deyip gülümsedi.

İdil ise gözlerini devirip "Tanrı aşkına büyü biraz!" diye cırladı.

Eren yalnızca gülümsedi. "Her neyse ben duş alacağım." deyip odasının yolunu tuttu.

Ben şaşkınlıkla ikisi arasındaki gerginliği izlerken varlığımı unutmuş gibiydiler.

O odadan çıktığında İdil homurdandı: "Derdi ne bilmiyorum! Gerçekten!"

Kocaman sırıttım. "Bence derdini biliyorsun." İdil'i kıskanıyordu. Bu çok açıktı.

Gözlerini kaçırdı ve "Hayır, bilmiyorum." diye mırıldandı.

***

Bir kaç saatin sonunda projemizle ilgili ellle tutulabilecek neredeyse hiçbir şey yoktu. Kalçamın uyuştuğunu ve boynumun ağrıdığını hissediyordum. Hava henüz kararmıştı.

İdil boynunu kütlettikten sonra "Sanırım boynum tutuldu." diye söylendi.

"Evet, bendende bu kadar." Masanın üzerindeki kağıtları toparlarken "Eve geç kalıyorum. Gitsem iyi olacak." dedim.

"Saat geç oldu. Burada kalabiliriz diye düşünüyordum."

Kafa mı salladım. "Olanlardan sonra babamla işler pekte iyi gitmiyor." Nişan gecesinden bahsediyordum.

"O halde çocuklardan biri seni eve bıraksın." diye teklif etti.

Bir ihtimalin Uras olması kalbimin teklemesini sağlamıştı. Yüzüm anında kızardı ve gözleri kaçırdım. "Yoldan bir taksi çeviririm."

"Hayır,olmaz. Taksiyle uğraşma." dedikten sonra "Çocuklar." diye seslendi.

Kısa bir süre içinde Eren yanımıza gelmişti. Üzerinde geniş omuzlarını ortaya çıkaran bir tişört ve altında basketbol şortu vardı. Uykulu gibiydi.

"Derin'i eve bırakabilir misin?" diye sordu, İdil.

Eren kafa salladı. "Tabi. Ama önce üzerimi değiştireyim." dediğinde Uras salonun kapısında belirdi.

Omzunu kapının eşiğine yaslamıştı ve kollarını göğüsünün altında birleştirmişti. Siyah kargo pantolon altınada bot giymişti. Deri ceketi ve deri bilekliği uyum içindeydi.

Göz göze geldiğimizde nefesimi tuttum ve acemice gözlerimi kaçırdım.

"Ben bırakırım. Zaten çıkıyordum." dediğinde başımı kaldırdım ve tekrar göz göze geldik.

"Çok iyi olur abi ya. Uykusuzluktan ölüyorum." dedi, Eren.

Uras'la yalnız kalıcağımı düşünmek paniklememe sebep oldu.

İdil yanağıma kocaman bir öpücük kondurduktan sonra "Yarın görüşürüz bebeğim." dedi. Uras'ın yanından geçerken duraksadı ve kısa bir bakış attı. "Kızıma nazik ol." diye uyardı.

Uras gülümsedi ve "Merak etme. Seni karşıma almak gibi bir niyetim yok." deyip göz kırpttı.

İdil kıkırdadı. "Akıllı çocuk."

Yüzündeki tebbessüm benimle göz göze geldiğinde silindi ve ciddileşti. "Çıkalım mı?" diye sordu.

Ondan tarafa bakmamaya özen göstererek başımı salladım.

***

Yol boyunca aramızdaki tuhaf sessizliği gölgeleyen tek şey radyoda çalan şarkı olmuştu. Müzik bile gerginliğimi almaya yetmemişti.

Araba ön bahçeye yanaşıp durduğunda "Teşekkür ederim." dedim onadan tarafa bakmadan. Kapı kolunu bulmaya çalışmakta acele etsemde başarısızdım.

Eli bileğime değdiği anda vücudumda bir ürperti hissettim.  Başımı kaldırdığımda göz göze geldik ve elini çekip saçlarına götürdü.  "Konuşabilir miyiz?" diye sorduğunda devam etmesi için başımı salladım. Nefesim düzensizdi. Bir an önce temiz havanın suratıma çarpmasını istiyordum.

Yutkundu. "Bugün olanlar..." Bana bakmayı sürdürmemişti. "...olmamalıydı."

Bunu duymak beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Yaptığı şey için pişmanlık duymuştu. Bu beni incitmişti. Başımı salladım. "Evet. Saçmaydı. Aklımdan çıkmıştı bile." diye yalan söyledim.

"Sorun yok yani?" diye sordu kaşlarını kaldırarak.

Gerçekçi olmasını umarak gülümsedim ve  "Tabikide sorun yok." dedim. Hayal kırıklığına uğramıştım.

"O halde sonra görüşürüz."

Başımı salladım. "İyi geceler." deyip hızlıca arabadan indim.

Eve girdiğinde babam salonda spor kanallarından birini izliyordu. Salonun kapısının önünden geçekken beni durdu.

"İdil'le proje ödevi yaptığınızı sanıyordum." dedi tok sesiyle.

Kapının pervazına yaslandım ve gözüm basketbol maçındaydı. "Öyleydi." dedim kısaca.

"Seni eve bırakan kimdi?" diye sordu.

Gözlerimi devirdim. "Eren." diye yalan söyledim. Uras hakkında konuşmak istemiyordum.

"Cem Bey'in oğlu mu?" diye sordu.

Yalnızca kafamı salladım.

"Ceyda nişan hediyesi olarak bir seyahat planlamış. Bu yüzden yurt dışına çıkacağız. Zehra Hanım iki gün sonra burada olacak."

Başımı kaldırdığımda göz göze geldik. Zehra Teyzeyi özlemiştim. Onun tanıdık sesi beni evimde hissettirecekti. "O gelene kadar tek evde tek mi kalacağım?"

Azarlarcasına "Keşke sana o kadar güvenebilseydim." dedi.

İtiraz etmek için ağzımı açtım fakat araya girdi.

"Rıfat ile konuştum, Sorun olmayacağını söyledi." Berkay'ın babası, Er-Gü Kimya'nın ortağıydı.

"İdil burada kalabilir." diye önerdim.

"Seçeneklerin bununla sınırlı." dedi tekdüze ses tonuyla.

Gözlerimi devirdim. İstesem de istemesemde iki gün boyunca Berkay ile yaşıyacaktım. "İyi geceler."

***

Bölümü oylayıp lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın. İlgi gösteren herkese teşekkür ederim :)

Continue Reading

You'll Also Like

141K 7.6K 50
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...
1.1M 15.9K 39
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
5.6M 292K 98
Gökyüzünde özgürce uçan bir kuş ve o gökyüzüne ateş eden bir savaşçının hikayesi. Leyla özgür bir kuş, Ercüment vatanı için dağlara, taşlara gerekir...
2M 119K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.