Elif
Doltor elindeki raporları incelemeyi bırakıp bakışlarını topraga çevirdi
" nasıl hissediyorsunuz toprak bey kendinizi "
"İyiyim doktor bey sagolsun "
"Tamam peki elif hanım sizinle birşey konuşmak istiyorum buyrun dışarı çıkalım "
Doktorla dışarı çıktık
"Evet doktor bey benimle konuşmak istediginiz şey nedir"
Doktor önce bir nefes aldı kötü birşey söyliyecekti heralde içime bir korku düştü yüregim sıkışmaya başladı ve doktor konuşmak için gazını araladı ve o hayatımı karartıcak o sözler çıkıverdi hayatından
"Sakat kalma riski var"
"S-siz ne dediginizin farkındamısınız"
"Maalesef elif hanım ama emin olmak için bir test yapıcam "
Doktorla birlikte içeri girdik
"Toprak bey birkaç test yapmamız gerekiyo"
"Ne testiymiş bu"
Doktor elindeki kalemi eline aldı ve ayagında gezdirdi
"Birşey hissettinizmi"
"Hayır"
Busefer iğne aldı eline bacagına bastırdı
"Hayır doktor"
"Tam tahmin ettigim gibi"
"Noldu doktor "
"Toprak bey kafanıza odun düştügü için büyük bir darbe aldınız ve omuriliginiz zedelenmiş sakat kalma ihtimaliniz var "
"Sen nedediginin farkındamısın be ne diyorsun ne sakat kalması "
"Toprak bey dediklerimiz dogru kusura bakmayın bunu ben istemedim acı ama gerçek"
"Çık odadan ..çık "
Doktor aceleyle dışarı çıktı
"Sende biliyormuydun dogru mu doktorun dedikleri "
Cevap vermedim çünkü dicek birşeyim yok
"Biliyomudun dedim sana "
"Y-yeni ö-ögrendim "
Aglayarak odadan çıktım ve lavobaya girdim daha sonrada mescide gittim namazımı kılıp geldim
Birkaç dakika sonra topragın yanına gittim yatagın boşlukta kalan yerine oturdum ve yanagına öpücük kondurdum kıpırdanmaya başladı bende koltuga geçtim gözlerimi kapadım
Gözlerimi açtıgımda bir çift kara gözle karşılaşmayı düşünmüyordum bu kekelememe sebep oldu
"T-toprak uyandın mı"
Benimki de soru ama napayım kalkar kalmaz onun gözleriyle karşılaştım hayır yani ne sorucaktım başka
"Uyandım sen git hadi elif bu hastane köşelirinde iyice çöktün "
"Hayır toprak senin bana iht-"
Vazgeçtim söylemekten ne diyorum ben böyle
"Evet sana ihtiyacım var muhtacım sana çünkü bu halimle bana kimse bakmaz sende bak- "
hızla yanına gittim ve sarıldım
"Ben sana hertürlü bakarım topragım ben seni dış götünüşünle sevmedim kalbini yüregini o tatlı ve bazen gıcık sözlerini gözleri sevdim nolur deme bana bidaha öyle birşey çünkü ben ölürüm "
Beni kendinden ayırdı ve yastıga geri yattı
Kapıyı çarpıp çıktım ve yemek haneye gittim
Ve elimdeki tepsiyle odaya geri döndüm topragın yanına oturup tepsiyi bacaklarının üstüne koydum
"Eveet şimdi biraz yemek yiyelim ha ne dersin"
"İstemiyorum "
"Çorbada çok güzel gözüküyor gerçi biraz tuzsuzdur ama "
"Elif uyucam "
"Geçenlerde yedim Allahım ya çok kötüydü tövbe tövbe "
Kaşığı çorbaya daldırdım ve topraga uzattım
"Sıcak sıcak ye bakalım"
"Aç degilim"
"Ekmek dogramamı istermisin"
Elimdeki tepsi büyük bir gürültüyle yere düştü ve herşey yerlere saçıldı
"İstemiyorum diyorum sana neden anlamıyorsun "
Yere egildim ve etrafa saçılan kırılmış parçaları toplamaya başladım
"Olsun ben şimdi toplarım bunları "
"Kes yeter bana acıyıp durma iyide davranma anladınmı bak ben artık yarımım"
Onu dinlemiyordum bile sanki başka bir alendeydim o ne derse tersini yapıyordum küçük cam kırığınıda alırken elime battı ve kesildi
"Canın acıdı mı"
"Sen beni nasıl önemsiyorsan bende seni önemsiyorum "
Aglayarak dışarı çıktım ve lavaboya gittim daha sonrada hastanenin bahçesine çıkıp ordaki banklardan birine oturdum elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve gökyüzündeki yıldızlara bakmaya başladım mugladayken yıldızların hemen hemen hepsi gözüküyordu ama burda tek tük gözüküyor hava biraz serğnleyince odaya geçtim toprak uyuyordu ben de koltuga oturup uzandım
Sabah namazımı kılmak için koltuktan kalktım ve odadaki lavobaya girdim ve abdestimi aldım tekrardan odaya girip yerler temiz olmadıgı için karton serdim ve onun üstünde namazımı kıldım sagıma ve soluma srlam verdim bir elimle karnımı tuttum ve öbür elimle yerden destek alarak dogruldum toprakta uyanmış etrafı izliyordu
"Toprak ne zaman uyandın canım uyusaydın ya azıcık daha"
"Şimdi"
Sesi çok soguktu ama olsun
İçeri doktor girdi ve taburcu olabilecegimizi söyledi bende doktorla birlikte odadan çıktım ve işlemleri halledip hasta bakıcıyla odaya geri döndüm hasta bakıcı tekerlekli sandalyeye topragı taşıdı yüzündeki ifadeyi anlayabiliryordum utanç vardı yüzünde
Hastane çıkışına geldik dışarda mert bekliyordu topragın yanına gelip sarıldı
"Geçmiş olsun abi"
Toprak kafa salladı ve arabaya binip eve dogru yol aldık
Elimde bir sıcaklık hissettim ve otarafa baktım toprak bana bakıyordu gülümsedi gülümsedim
Mert arabayı durdurdu ve topragın eve taşıdı
Önden geçip kapıyı açtım ve içeri geçtim evimi çok özlemiştim
"Mert topragın yukarı çıkarırmısın "
"Gerek yok kardeşim ben burda kalıcam "
"Ama toprak "
"Elif seninle bi anlaşma yapalım yoksa ben gerçekten deliricem benim hakkımda ben ne diyorsam o olucak anladınmı"
Kafamı salladım ve yukarı üzerimizde degiştirmek için merdivenlere doğru ilerledim ve başımın dönmesiyle sendeledim
"Yenge iyimisin "
Kafa salladım ve merdivenlerden yukarı çıktım kapıyı kapatıp sırtımız duvara yasladım ve yavaşça aşagıya indim elimi karnımda götürdüm çok ağır geliyordu herşey ve toprak çok canımı yakıyordu ama olsun sabretmeliydim benim yüzümden olmuştu ve ben burda onu suçluyordum tam bir saçmalık banyoya girip üzerimi degiştirdim ve merdivenlerden aşagıya indim toprak televizyon izliyordu hemen mutfaga geçtim ve çorba için kettle su koydum ve fişi prize taktım mutfaktaki koltuklara oturdum
Birkaç dakika sonra fişi prizden çıkardım ve kettle tencereye boşalttım dolaptaki hazır çorbalardan birini açıp boşalttım ve karıştırmaya başladım hazır olunca tabaga boşalttım ve tepsiyle bir kaşık ve iki ekmek koyup odaya geçtim toprak televizyondan bakışlarını çevirip bana baktı yanına geçip oturdum kaşıgı tabaga daldırdım ve karıştırdım sıcaktı elimdeki kaşıgı topraga yzattım ve oda içti
"Sen yemek yedin mi"
Cevap vermedim dogrusu canım hiç istemiyor tekrardan kaşığı çorbaya daldırdım ve topraga uzattım
"Bana bak elif"
Bakmadım ve ayaga kalktım biraz dinlenmem lazım sancım da var biraz gitmek için yeltendim ama bir el bunu engelledi
"Özür dilerim elif inan benim için çok zor bir durum sana baktıkça kendimdrn nefret ediyorum ben sana kızımıza nasıl bakıcam he elbet birgün kızımız büyüyecek ve benden utanacak herkes kızını omuzlarında taşırken ben .."
Devamını getirmedi aslında merak ediyorum aslında elimi bıraktı bende yukarı çıkmak için merdivenlere yürüdüm o sırada kapı çaldı kapıyı açtım ve gördüğüm kişiyle resmen şok geçirdim
Salona tekrardan geri döndüm
"Elif noldu kim gelmiş"
Toprağın bakışları arkamdaki kişiye sabitlendi ve kocaman açıldı
"Anne"
"Toprak oğlum noldu sana böyle "
Canan hanım beni ittirerek topraga koştu ağlamamak için kendimi zor tutuyorum
"Anne sana kim haber verdi"
"Kim verdiyse verdi hep bu ugursuz kız yüzünden oldu demi bırak dedim sana ayrıl dedim "
Gözyaşlarımı sildim ve merdivenlere doğru yürüdüm
"Şuna bak ya kocası burda bu haldeyken bide uyumaya gidiyor"
"Elif buraya gel canım"
"Hayır toprak siz konuşun ben yukarı çıkıcam sancım var biraz"
"Elif buraya gel dedim "
Onun sözlerine uyarak topragın yanına gittim ve oturdum
"Anne sen niye geldin buraya"
"Burda kalmaya geldim toprak"
"Neee"
Topraga baktıgım da oda şaşkın dı
"Ee oglum elif hamile seni kim indirip kaldıracak bir düşün oglum"
Toprağa gözlerimle yalvarıyordum kalmaması için
Kesin bu kadın bir tilkilik peşinde ...
Bölüm geldi yorum ve votelerinizi bekliyorum keyifli okumalar...😁😁😁