İKİZİMSİN

By balness

1.6M 86K 36.4K

#Trajedi de 1 // 03.06.2018 #GençKızEdebiyatı nda 1 // 03.08.2018 #Heyecan da 1 // 19.11.2018 #Dostluk da 1... More

Benzerlik ஐ 1
Ezik ஐ 2
İkiz Kardeş ஐ 3
Yer Değişikliği ஐ 4
Yakışıklı Çocuk ஐ 5
Sen Pera Değilsin ஐ 7
Eser Yaman ஐ 8
Kıskançlık ஐ 9
Birisi Olsa ஐ 10
Bar ஐ 11
Öykü ''Erdem'' ஐ 12
Keşke ஐ 13
Şans Kurabiyesi ஐ 14
Kız Kaçırıyorlar! ஐ 15
Pişmanlık ஐ 16
Düşman ஐ 17
Pikachu ஐ 18
Dansözlerin Kralı ஐ 19
Kavga ஐ 20
Tabut ஐ 21
Düşmanımın Düşmanı ஐ 22
Baba Kız Gecesi ஐ 23
Antika ஐ 24
Sarhoş ஐ 25
Güven ஐ 26
Sevgilim ஐ 27
Teşekkür ஐ 28
Yarış ஐ 29
Senin Ne? ஐ 30
Sır ஐ 31
Geçmeyen Geçmiş ஐ 32
Ben Pera'ya Âşığım ஐ 33
Ya O Mira'ysa? ஐ 34
Tarafsız Bölge ஐ 35
Video ஐ 36
Kamp ஐ 37
İkizim ஐ 38
Mira Olduğun İçin ஐ 39
Kardeşimsin ஐ 40
Galata Kulesi ஐ 41
Çok Seviyorum ஐ 42
Pera Sancak İs Back ஐ 43
Senden İğreniyorum ஐ 44
PERA'YI ANLAYIN!
Uçurumun Kıyısında ஐ 45
Yanımda Olan ஐ 46
Abi Kardeş ஐ 47
Son ஐ 48
Çok Fazla Uyumadın Mı? ஐ 49
Seni Kaçıracağım ஐ 50
Sonunda Geri Dönüyorum
Her Şey Yolunda ஐ 51
Beklenmeyen Ayrılık ஐ 52
Hoş Olmayan Sürpriz ஐ 53
Kabus Yeniden Başlıyor ஐ 54
Esmer Fırtınanın Dönüşü ஐ 55
Sarışınların Savaşı ஐ 56
Efsun Yaman'dan Davet ஐ 57
Küçük Kız Kardeşim ஐ 58
Ölümcül Maç ஐ 59
Kaçırılma ஐ 60
Terk Edilmiş Bebek ஐ 61
Ölüm ஐ 62
Kan Kokusu ஐ 63
Aranan Böbrek ஐ 64
Narkoz Etkisi ஐ 65
Özür

Herkes Haddini Bilecek ஐ 6

26.8K 1.6K 72
By balness

Medya; Pera ve Eser

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, keyifli okumalar! ❤

***
Pera Sancak ▪

Anne karnından bu dünyaya adımımızı atmadan önce yazılmıştı kaderimiz. Ne yaşayacağımız belliydi mesela. Ne zaman öleceğimiz, kimle evleneceğimiz, hepsi belliydi. Karakter özelliklerimiz de bunların içinde yer alıyordu bence.

Benim asi bir kız olmam bilinen bir şeydi. İntikam almadan rahat nefes alamıyor olmam kaderimin belirlediği bir şeydi. Her zaman beğenilen biri olmayı istemem de önceden belirlenmişti.

Mira'nın duygusal biri olması önceden belirlenmişti. Kendini koruyamayacak kadar güçsüz olması, naif bir kız olması kaderin belirlediği bir şeydi.

Bunları değiştiremezdim. Ama Mira'ya kendimi katabilirdim. Bu şekilde yaparak hem kaderi şaşırtır, hem de intikamımızı alırdım. Evet intikamımız. Diğer yarımın ve benim intikamım.

Maşayla iri dalgalar yaptığım saçlarımı elimle karıştırarak doğal bir görünüm kazandırdım. Dolabımdan beyaz, yüksek bel yırtık şort çıkardım. Üstünede koyu renk büstiyer. Gri, salaş hırkamı da giydikten sonra topuklularımı giyerek çantamı koluma taktım. Kesinlikle şu an en paspal halimdeydim ama yapacak bir şeyim yoktu. Sude en fazla bu kadar abartmama için vermişti. Aslında bunun bile çok abartı olduğunu, Mira olmadığımın direkt göze battığını söylemişti ama umrumda değildi kesinlikle daha fazla günlük şeyler giyemezdim, bu en son noktamdı.

Nude tonlarında yaptığım makyajımı tamamladığımda son kez kendimi süzdüm. Boynuma ve bileklerime sıktığım parfüm ise kesinlikle muhteşem bir koku yayıyordu etrafa.

Çok mu güzel olmuştum? Daha iyilerini de görmüştüm ama ilk gün için bu idare ederdi.

Odadan çıkarak kahvaltı yapan annemin beline sarıldım. Babamın dediğini hatırlayınca kulağının arkasını öptüm. Kahkahası tüm odada yankılanırken sarhoş olmuş gibiydim. Babam gerçekten haklıydı; annem çok güzel kahkaha atıyordu.

"Eşek sıpası diye boşuna demiyorum ben!" diye mızmızlanan anneme gülümseyerek yerime oturdum. Gözleri, kıyafetlerime takılınca kaşları çatıldı.

"Hayrola?" diyerek üstümü süzdü. "Defileye mi çıkıyorsun?"

Kıkırdayarak kafamı salladım. "Güzel olmak istedim sadece," dediğimde annem homurdandı.

"Bunları giymeyince değilsin sanki!"

"Anneciğim ya," diyerek suratımı düşürdüm. "Heves ediyorum işte. Şimdi giymeyeceğimde, her yerim buruş buruş olup sarkıncagiyeceğim bu şortu?"

Biraz düşünen annem "Aman be eşek sıpası," diyerek gülümsedi. "Haklısın. Babam da bana giydirmezdi de bak hevesim kaldı şimdi. Sen hevesini al bari. Ayrıca nereden çıktı bunlar? Uzun zamandır alışverişe çıkmadık?"

"Sude'nin bunlar. Ama Bu hafta içinde ben de dolabımı yenilemeyi düşünüyorum."

Annem şaşırsa da daha çok sevinmişti. "Bizim kız mağarasından çıkıyor desene!"

Kıkırdayarak kahvaltıya başladığık. Biraz sonra, saatin geldiğini fark ederek, "Ooo saat gelmiş, ben gidiyorum," diyerek ayaklandım ve ağzımda ki zeytinin çiğidini çıkartıp çayımın son yudumunu içtim.

"Bu gün arabanı alabilir miyim?"

Sude sayesinde öğrenmiştim. Hiç göremediğim kıymetli dedem annemlere araba almıştı.

"Sen araba sürmesini bilmezsin ki!" diyen annemle gerilerek yutkundum. "Ne demek bilmezsin? Biliyorum ya anneciğim."

"Kız nereden biliyorsun? Saçmalama. Kaza yapacaksın falan, aman Allah korusun."

Gözlerimi yumarken derin bir nefes aldım. Ah be ikizim, niye bir ehliyet almadıysan sanki!

"Güzel annem. Öğrendim ben. Valla bak. Arkadaşlar sağ olsun, öğrettiler. Yakında da bir ehliyet alırız bana, oh mis! Şimdi izin ver de süreyim ha?"

"Saçmalıyorsun, Mira. Öyle arkadaşlar öğretti demeyle olacak iş mi bu? Enişten aylarca diretti hadi öğreteyim diye de bir gidip denemedin. İnanmıyorum şu an sana."

*Ya anne," diyerek ses tonumu alçattım. "Aslında eniştem bana senden gizli ders veriyordu. Biz sana sürpriz yapmak istemiştik ama ben dayanamadım. İnanmazsan ara sor."

"Gerçekten mi?"

Bir anlık şaşkınlığından faydalanıp, "Evet!" diye direttim. "İnanmıyor musun yoksa bana?" Suratımı düşürüp önüme döndüğünde, "Öyle diyorsan öyledir, sana niye inanmayım? Ne zaman yalan söyledin sanki bana."

"O zaman veriyorsun?"

Heyecanın annemin kesin bir dille, "Olmaz," demesiyle son buldu. "Kaza yaparsın."

Suratımı düşürerek gerisin geri oturdum sandalyeye. Hadi bakalım Pera Sancak. Göster babandan aldığın tüm marifetleri. Kullan şu mimiklerini!

1.Aşama; yavru bir kedi gibi davran.

Kollarımı göğsümde bağlamış, ıslak kedi yavrusu gibi önümdeki masayı inceliyordum. İstediğim zaman mimiklerimi kontrol edebilen birisiydim ve bu iş şimdiye kadar çok yaramıştı. Annemin duraksadığını farkedince içten içe sırıttım.

2.Aşama; duygu sömürüsü yap.

"Haklısın," dedim ikinci darbeyi vurmaya hazırlanırken. "Sonuçta kaza falan yaparım. Arabaya bir şey olur. Boşu boşuna masraf! Onunla mı uğraşacaksın?"

"Kız o nasıl laf?" diyen anneme dönerek "Öyle ama!" dedim ağlamaklı bir sesle. "Araba benden daha önemli!"

"Mira," dedi annem sinirlenerek. "Saçmalıyorsun."

3.Aşama; Söylediklerinle kafasını karıştır.

"Bana, bilmiyorsun diye kızıyorsun ama sen arabayı vermezsen ben nasıl öğreneceğim?" diyerek, son aşamayıda uygulamış olarak beklemeye başladım. Eğer bu da işe yaramazsa bu tarihe bir ilk diye geçecekti.

Annemin derin bir nefes aldığını duydum. Daha sonra yerinde kıpırdandı.

"Vestiyerin çekmecesinde," diye mırıldandığını duyduğumda hızlıca anneme döndüm. "Dikkatli ol ama!" Sözünü bitirmesine izin bile vermeden oturduğum yerden kalkıp üstüne atladım ve sıkı sıkıya sarıldım.

"Dur kız, boğulacağım!"

"Sen en güzel annesin, bir tanesin!" diye bağırarak salondan çıktım. Anahtarı alıp kapıdan çıkarken "Seni seviyorum!" diye seslenerek kapıyı örttüm.

Arkamı dönmemle burun buruna geldiğim Sude'den korkarken, "Ben de seni seviyorum," diye dalga geçti.

"Ay, günaydın," dedim nefes alarak.

"Günaydın da... Ne bu heyecan?"

Elimdeki anahtarı kaldırarak sırıttığımda, gözlerini kısarak "Hadi be!" diye soludu. "Şaka yapıyorsun değil mi? Teyzem sana arabasını vermiş olamaz..."

"Oldu bile güzelim!" diye böbürlendiğimde, "Nasıl ya?" diye şaşkınca sormasını umursamadan kolundan tuttuğum gibi garajdaki arabaya götürdüm.

Benim bebeğim kadar gösterişli değildi ama kullanan kişi ben olduğum için bayağı havalı olacaktı.

(Buradan sonrasını RED- Star Again ile okuyun.)

Sude'nin tarifiyle gittiğimiz okulda, kendi okulumda çok fazla yapmadığım bir şeyi yaparak patinaj çekerek arabayı durdurdum. Çıkan yüksek fren sesiyle bahçedeki tüm gözler bize dönerken Sude gerilmişti.

"Herkes bize bakıyor," diye fısıldadığında dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı.

"Benim istediğim de oydu zaten."

Havalı bir şekilde arabadan inip, güneş gözlüklerimi çıkarttıktan sonra kapıları kilitleyip sert ve kendinden emin adımlarla topuklularımı vura vura ilerlemeye başladım. Sude yanımda ilerlerken, rüzgarın vurduğu saçlarım her adımımda beni desteklercesine havalanıyordu. Bu, daha da cool görünmeme sebep olurken keyfim iyice yerine gelmişti.

"İşte oradalar," dedi Sude keyifli bir edayla. "Tam karşında ki bankta."

Gösterdiği yere baktığımda, ikisi sarışın biri kızıl üç kızın şaşkınlık ve kıskançlıkla karışık bana baktığını gördüm. Bu, daha da keyiflenmeme sebep olurken onları hiç takmadan önlerinden geçerek, yanlarında ki banka oturduk.

"Hey! Ezik! Buraya gel!"

Adının Gizem olduğunu öğrendiğim kızın seslenmesini umursamadım.

"Duymuyor musun sen? Buraya gel dedim!"

Bacak bacak üstüne atmış, bahçeyi izlerken diğer öğrencilerinde şaşkınlıkla bizi izlediğini görüyordum.

"Mira!"

Dudağımın kenarı hele şükür der gibi yukarı kıvrılırken yavasça kızıla döndüm. Tek kaşımı kaldırdığımda, "Buraya gel diyorum, duymuyor musun?" dedi.

"Duyuyorum." dedim sakin bir sesle. "Ama umrumda değil."

Kaşları çatılırken "Allah Allah," dedi. "Beni umursamayacak kadar delirdin mi?"

"Seni umursayacak kadar delirmedim," dedim tane tane.

Birini sinirlendirmek istiyorsanız sakin kalın. Zira sizin sakin halleriniz onu çileden çıkaracaktır. Şimdi olduğu gibi...

"Bak sen... Bizim küçük ezik bu gün yürek yemiş de gelmiş. Ama ben o yüreği sökmesini bilirim!"

Banktan ayağa kalkıp hızlı adımlarla yanıma geldi. Tam önümde durduğunde suratıma tokat atmak için elini kaldırmıştı ki, ani bir refleksle elini yakaldım.

Şükür ki reflekslerim kuvvetliydi.

"Ağır ol bakalım," dedim, elimde ki elini sıkarken. "Bana vurabilecek kadar cesur olduğunu sanmıyorum."

Bahçeden yükselen "Oha!" "Bu kıza ne olmuş böyle?" "Vay be!" "Sonunda biri şu kıza haddini bildirecek!" "Bu hali daha seksi!" sesleri egomu daha da tatmin ederken bileğini sıkarak ayağa kalktım. Göğsünden iteleyerek bahçenin ortalarına sürükledim.

Herkesin bizi net görebileceği bir yer de durduğumda "Bundan sonra," diye konuşmaya başladım, tehditkâr bir tavırla. "Kimse benimle uğraşmayacak. Herkes haddini bilecek!"

"Hadi ya? Ya bilmezsek?"

Alayla konuşan kişinin Seher olduğunu tahmin ediyordum. Omuz silkerek "Bildiririm o zaman," dedim ve göz kırptım.

"Bu cesaret nereden geliyor küçük ezik?" diyen Gizem'e döndüm. "Bana nasıl karşı çıkabilirsin?"

"Valla güzelim," diyerek kollarımı göğsümde bağladım. "İngiliz Kraliyet ailesinden gelen soylu bir prenses değilsin. Ya da bir Rihanna değilsin. Söylesene, senden korkmam ya da saygı duymam için bir sebep var mı?"

Araya Riri'yi sıkıştırmasam kesinlikle rahat edemezdim. Rihanna'nın hayranıydım. Bayılıyordum o kadına. Bana göre tek kraliçe oydu.

Bana doğru tehditkâr bir adım attı. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp "Var," dedi fısıldayarak. "Gördüğüm her şeyi, herkese anlatırım."

Mira'nın bir sırrı olduğunu ve bu yüzden onlara karşı gelemediğini Sude söylemişti. Her ne kadar sebebini bilmesemde, Sude'nin 'Mira haklı ama Gizem'in doğruları anatmamasından korkuyor' demesine güvenerek omuzlarımı dikleştirdim.

"Bekleme," dedim umursamaz bir tavırla. "Anlat."

Bunu beklemiyormuş gibi gözleri büyüdü.

"Ama, olanları anlattıktan sonra ortadan kaybolsan iyi olur. Zira seni bulduğum zaman, ölmek için dua ediyor olacaksın."

Suratında ki duygu geçişlerini zevkle izledim. Bir yandan ona karşı gelmeme şaşırıyor, diğer yandan söylediklerimi yapma ihtimalimden dolayı tedirgin oluyordu.

"Hiçbir bok yapamazsın," dedi ama bu dediğine kendi de emin olamıyormuş gibiydi.

"Deneyelim," dedikten sonra ona bir adım attım ve sağ elimle tam ense kökünde ki saçları kavradım. Kafasını geriye iterken yay gibi gerilen beline tekme attım. Acı çığlığı bahçeyede yankılanırken ekürileri bana doğru hamle yaptılar.

Dövüş sporlarına her zaman merakım olmuştu. Özellikle de boksa. Dört yıl boyunca özel ders almıştım. Bu konuda iyiydim yani. Bir keresinde, dövüş hocamın ısrarıyla kendimi denemiştim; tam 4 kişiyi tek başıma halledebiliyordum. Dörtten fazlasında zorlanırdım ama şu an da üç kişilerdi ve bu, benim kazanacağıma işaretti.

Karnıma yumruk atmaya kalkışan Seher'in elini sol elimle sertçe tutarken Gizem'i yere attım. Tıpkı o gün, ikizimin yere düşüşü gibi düştü dizlerinin üstüne. Elini tuttuğum Seher'in bileğini bükerek ani bir hareketle arkasına doladığımda, sırtını göğsüme yasladım. Acı çığlığı kulaklarımı zorlarken "Bırak! Elim kırılacak gerizekalı!" diye bağırdı.

Tam o an da, diğer kızın arkamdan saldırıya geçeceğini hissederek ani bir hareketle, Seher ile yer değiştirdim ve bingo! Kızın sırtıma atmayı umduğu tekme, Seher'in karın boşluğuna gelmişti.

Nefesi kesilen Seher'i de arkadaşına doğru iterek ikisinin üst üste düşmesini sağladıktan sonra yerde yatmış, şaşkınlıkla beni izleyen Gizem'e yürüdüm.

Alayla sırıtırken "Eee," dedim. "Bir bok yapabiliyor muyum bari?"

Gizem'in öfkeden kızaran suratına bakarken birden ciddileşerek doğruldum ve tüm bahçeyi gözlerimle taradım.

O sırada, bir bankta oturan dörtlü erkek grubundan biriyle göz göze geldim. Koyu kahve haraleri ufak bir parıltıyla beni izliyordu. Yüzü şaşkından çok, memnun olmuş gibiydi. Göz göze geldiğimizde gözlerinde ki duygu hızla kaybolurken kafamı sallayarak bahçedekilere döndüm ve sesimi yükselterek sakin ama ürtkütücü bir tonla bağırdım.

"Yaptıklarım, yapacaklarımın teminatı olsun. Bundan sonra, herkes haddini bilecek! Aksi bir durumda başınıza geleceklerden sorumlu kişi ben değilim."

***

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, sizi seviyorum! ❤

Continue Reading

You'll Also Like

479K 36.1K 12
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
1.7M 61.2K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
682K 30.6K 18
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
1.7M 54.8K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...