Elif
Sabah topragıma dört kolla sarılmış şekilde uyandım demek o kızın peşinden çok koştun ha amann boşver geçmiş geçmişte kalır kimi kandırıyorum kalamaz ya dışarıdan börek kokuları geliyordu hemide ıspanaklı oyy hemen yataktan kalktım ve tahta kapıyı açtım her yer gıcır gıcır ötüyordu tahta oldugu için mutfaga dogru ilerdedim biri saçın üstünde gözleme yapıyordu heralde ayşe halamdır
"Hayırlı sabahlar halacım "
Kadın yüzünü hızla bana döndü bu ayşe halam degildiki gencecik bir kızdı
" Gül gızım yaptın mı gözlemeleri aa elifim ne işin var senin burda "
Bence bana degil bu kıza sorulmalı o soru
"Kokulara uyandım halacım"
Son sözü bastıra bastıra söyledim
"Gül senin işin bittiyse sen gidebilirsin gali gızım annende çagırıyordu zati seni"
Gül ellerindeki unu silkeledi ve kalktı heyt maşallah saçlara bak nede güzel kız ya oturup aglıyacagım şimdi off toprak kesicem artık seni
Gül yanımdan geçerken omzuma çarptı bilerek yaptı kesin
"Elifim geç otur bakam şöyle sen karnını doyur yavrum bizim toprak köye geldimi uyur durur "
Halamı başımla onayladım ve gösterdigi yere oturdum
"Hala bu gül kim"
" gül mü bizim köyün kızlarından biri işte "
Gözlememden bır ısırık aldım ve konuşmama kaldıgım yerden devam ettim
"Toprak tanıyor mu bu gülü"
"Ahh kuzum sen topragımı kıskandın merak etme o küçüklükten kaldı topragı unutmuştur o"
Demek cemilin dedikleri dogruydu hırsla ıspanaklı gözlememden bir ısırık daha aldım
Gözlemlememi bitirip topragın yanına gittim hala uyuyordu dengesiz yataga dogru gidip oturdum şu an şaçlarını tek tek yolasım geliyor ya yandaki yastıklarından birini aldım ve topraga dogru yavaş yavaş indirmeye başladım tam suratına bastıracaktım ki kapı açıldı
" elif kızım ben tarlaya gidiyorum sende gocanı kaldır gali garnınıda doyur"
Halam kapı çekip çıktı bende havada kalan yastıgı yere indirdim ve topragın dürtmeye başladım dayanamayıp kolunu ısırdım toprak bu hareketimle yerinden sıçradı ehehheh😈canıma deysin
"Elif nabıyon kızım ya delirdinmi"
Isırdıgım kolunu ogluyordu
"Napayım toprak baktım kolun çok boş duruyordu bende saat yaptım bakayım aa ama çok güzel olmuş 😆"
"Elif gel yavrum sen bakalım buraya bende sana saat yapayım hem ödeşmiş oluruz"
Neyy hemen yerimden kalkdım hadi kalkıyor neden kalkamıyom ben ya yanıma baktıgımda toprak kolumdan tutuyordu
"Ya toprak ben saat felan istemiyorum ya bırak kolumu"
"Allah Allah ya kıza bak ben sanki çok istiyordum sen napmaya ısırdın beni madem"
"Ben mi"
Sabah gülün geldigini söylemem lazım eşşegin aklına durduk yere niye karpuz kabıgı sokayım demi
"Bir an boşluguma geldi ısırdım aa ama toprak kalk hadi sabahtan beri uyuyon kalk artık "
İyi yırtmıştım ama
"Sen lafı degiştir ben sana bunune hesabını sorarım merak etme"
Topraga dil 😛çıkarttım ve odadan çıktım evleri çok güzeldi bir odada camın önünde sedir vardı oraya geçip oturdum manzarası çok güzeldi bir el belimi sardı ve o muhteşem koku yayıldı ortamda kafamı topragın gögsüne yasladım
"Çok güzel toprak burası "
"Evet çok güzel hadi yemegi yiyelimde gezelim bu güzel yerleri"
"Gerçektenmi hadi sen ye yemegini ben sabahleyin erkenden yedim "
Toprakta kafasını sallayıp mutfaga geçti bende manzarayla baş başa kaldım
"Ee hadi elif "
"Geldim toprak az sabır et "
Hıh dış kapıyıda kilitledim tamam hazırım
Topragın elinden tuttum ve bu güzel köyün sokaklarında dolaşmaya başladık
"Halamlar nereye kayboldu"
"Onlarmı tarlaya gittiler"
"Cidden mi gel hadi bizde gidelim ne zamandan beri tarlayada gidemiyorum "
Başımla onayladım toprak elimden tuttu ve arabaya bindik
Zeytin tarlasına geldik her yerde zeytin agaçları vardı
"Ya toprak çok güzel burası bir tane zeytin yiyebilirmiyim "
Topragın bir sey demesini beklemeden bir tane zeytin kopardım dalından
"Elif onlar daha olmadı ac-ıd-rr"
Toprak son laflarını tek tek söylüyordu bense zeytini çoktan agzıma atmıştım topragın yüzüne baktıgımda gözleri kocaman açılmış beni izliyordu
"Nee"
Toprakta bir tane zeytin aldı dalından ve agzına attı agzına atmasıyla çıkarması bir oldu
" bu ne ya çok acı bu sen nasıl yedin bunu elif"
Yoo hiçte acı degildi
"Oyy benim kuzulam gelmiş hoşgeldiniz yavrulamm"
"Hoşbulduk halacım"
"Gelin bakam şöyle cemill "
"Efendim ana oo toprak paşam sen buralara gelirmiydin ya"
"Cemill kendi len şamatayı git yengene bir tane tabure getir otursun gızım "
"Yok halacım zahmet etmesin bende yardım edeyim toplamaya "
Toprak bana sert bir bakış attı
"Saçmalama elif otur oturdugun yerde kusura bakma hala yardım etmesini bende isterdim ama biliyorsun hamile "
"Ne kusuru oglum dogru söylüyon"
Bak ya ikisi bir olmuştu affediyordum ama benimde canım sıkılıyor
"İyi madem bende oturayım "
Cemilin getirdigi tabureye oturdum ve topragı izlemeye koyuldum ama bu tabure hiç rahat degil ki
"Hala kilim varmı bu tabure hiç rahat degilde"
"Var tabi gızım motorun kasasında vardı cemil getirir şimdi"
Cemil bir koşu gidip hemen getirmişti kilimi yere serdim ve oturdum kafamı da agaca yasladım
Oyy şu tatlılıga bak ya nasıl da topluyor zeytinleri her haliyle karizmatik benim kocam
Ellerimi karnımda birleştirdim ve gözlerimi kapattım
"Elifim eliff"
Topragın sesiyle gözlerimi açtım ama ben daha yeni kapatmıştım gözlerimi
"Efendim canım"
"Gel hadi sana bir sürprizim var "
Meraklı gözlerle topraga bakıyordum toprak elindem tuttu ve agaçların arasında bir yere dogru yürümeye başladık koskacaman bir agacın dalına salıncak kurulmuştu
Bu burcunun vurdugu günü hatırlattı gözümden yaş akmaya hemen hazırdı
"Gel hadi sultanım "
Başımla onayladım ve salıncak oturdum
"Toprak daha hızlı salla ya"
"Saçmalama elif agacın dalı kırılır bide"
"Ne yani sen bana şişkomu demek iatiyorsun "
Aglamaya başladım bu hamilelik beni hepten sümüklü yapmıştı
Toprak salıncagı durdurdu ve önüme geçti
"Aa elifim ben öyle demek istemedim aglama ama elif "
"Banane ya şişko dedin sen bana "
"Demedim çakırım ya "
"Dedin toprak "
"Sen nerden duydun len "
Cemilde bana hak veriyordu
"Bak cemil de öyle diyo"
"Ben o cemilin varya "
Cemil hızla yanımızdan uzaklaştı toprakda bana sımsıkı sarıldı ve alnıma bir öpücük kondurdu
"Sen şişko degilsin balım hem ben seni her halinle begeniyorum "
"Gerçekten mi"
"Gerçekten"
Kollarımı topragın boynuna doladım oda ellerini benim belime
"Hadi kalk bakalım cadı eve gidicez daha halamlar çoktan gitti "
Topragın elinden tuttum ve arabaya dogru yürüdüm
"Hala bugün düzgün varmış "
"He var ahmet evleniyor hani şu senin küçükken çok kavga ettigin çoçuk"
"Aa omu hadi ya iyi madem bizde gelelim "
Topraga hayranlıkla bakıyordum şuandâ gözlerimden yıldızlar fışkırıyor
"Evet hala bizde gelelim"
Halamda kabul etyi ve bizde odaya geçip hazırlanmaya başladık gerçi ben sadece feracemi giyecektim bir eşarp ama toprak çok şık olmuştu
Mavi bir ceket beyaz gömlek ve pantolan ya şimdi bu köyün kızlara bakmazmı ya
"Toprak ben vazgeçtim gitmeyelim"
"Neden aşkım "
"Çünkü burdaki kızlar sana bakarlar bende cinnet geçiririm"
"Yapma ya"
Toprak üstüme üatüme geliyordu
"Sen beni kıskanıyonmu cadı"
"Toprak gelme ya üstüme halanlar var içerde "
Toprak o kaslı kollarını belime dolardı ve başımın üstünden öptü
"Benim güzel karım benim gözüm senden başkasını görmez "
Bende ona sarıldım
"Zaten göremez birine bir bak bakalım noluyo"
Toprak ben halam cemil hepimiz evden çıktık ve köyün meydanına geldik meydan büyüktü ve heryerde masalar vardı toprakla biz bir masaya oturduk halamlarda başka masaya oturdu biri bizim masaya dogru geldi
"Toprak naptın ya hoşgeldin"
"Çıkaramadım"
"Ahmet ben ya nasıl tanımadın az kavga etmedik"
"O ahmet kardeşim nabıyon hayırlı olsun bu arada "
"Sagol kardeşim yenge sende hoşgeldin"
Bende baş selamı verdim
"Neyse toprak görüşürüz yine "
"Tamam kardeşim"
Toprak tekrar sandalyesine oturdu masalara ikramlar dagıtıldı ve gelin damat geldi dansonra etmeye başladılar
"Evet damadın arkadaşlarını piste çagırıyoruz"
Toprakda kalktı ve oynamaya başladı müzik bitti ve toprak masaya gelip ceketini bana verdi
Damatlar karşılıklı zeybek oynamaya başladı gelde hayran olma sen bu adama Allahım bütün kızlar topraga bakıyordu affediyordum toprak ya ...
"