Bebeğim

By happyvisionary

67.7K 4.5K 320

~Bir adet baba, bir adet yar, bir adet sevgili olmanı istiyorum.. Seni İstiyorum!~ "merhaba, boşmu?" kadın g... More

- Başlangıç -
1.bölüm - sizi istiyorum
2.bölüm - boxerın gözüküyor
3. bölüm - misafir
5. bölüm - O'ndan bana
6. bölüm - sarhoş
7.bölüm - takıntı
8. bölüm - odama bağlarım seni
9. bölüm - dengesiz herif!
10. bölüm - anlaşma
11.bölüm - deniz kirlendi
12. bölüm - sevgi
13. bölüm - aşkıma
14. bölüm - kıskanç sevdiğim
15. bölüm - saçlarımdan öptü
16. bölüm - hastane çıkışı
17. bölüm - kırgınlık
18. bölüm - rüya
19. bölüm - kavga
20. bölüm - evlenelim mi?
21. bölüm - gidiş
22. bölüm - geri dönüş
23. bölüm - koca
24. bölüm - baba dedi
25. bölüm - hazırlıklar
SON

4.bölüm - deli

2.5K 172 17
By happyvisionary

Zeynep'in ağzından

Derin bir nefes, iki bakış, tatlı bir gülüş.

Saçlarımı geriye atıp elbisemi düzelttim. Keşke süslenseydim. Bilseydim böyle olacağını o da olurdu.

Bir iki adım attım. Annem ayakkabılarını çıkartırken birşeyler söylüyordu. Peki ben dinliyormuydum? Hayır.

Arkada Erdinç abiyle yüzünde küçük bir gülümsemeyle gelen benimkini izliyordum.

Bildiklerimi kafamda birleştirmeye çalışıp, puzzle çözmeliydim. Ama tabiki benim puzzlem on parçalıydı. En küçüklerinden.

Bildiğim iki şey vardı. Birincisi kafedeki karşılaşmamız, diğeriyse bugün bizim mahallede dolaşmasıydı. İkisini birleştirince bulmam zor olmadı tabi.

İçimden sevinç çığlıkları attım.

Bir rivayete göre benden çok etkilenmiş, aramaştırmış, bulmuş ve şuan babamın gözüne girme çabalarında bulunuyordu.-Tamam biraz saçmaydı. -

Diğer bir rivayete göre beni istemeye gelmişti! -Tek başına- Olsun o da kabulümdü.

Hangisi daha saçmaydı.?

"kızııııım çekil çekil!"

Annemin şu iteklemeleri yokmu az kalsın düşecektim.Hayır yani düşmek umrumda değil, çocuğun karşısında rezil olurdum yaa.

Kenara çekildim. Herkes içeriye girdi. Sırada benimki var. Ayakkabılarını çıkartıyor.

Ahh ayakkabılarını çıkartırken bile güzel. Kimbilir bebeğimizin ayakkabılarını çıkartırken nasıl güzel olur!

Gözlerimi ondan ayırmayarak önüne terlik koydum. Başını kaldırdı. Önce gülümsemesi durgunlaştı. Ardından daha büyük bir tane yerleştirdi yüzüne. Göz kırptı.

Bana, kerem bana,  bana kerem, benimki olan, çocuklarımın babası az önce göz kırptı! Biliyordum işte etkilendi benden! OLEY!

Delice zıplayasım varrrr..

"Hoş geldin" ah pislik! Niye kekeliyorsun yaa. Rezil olacağım.

Garip baktı. Ağzımı dövdüğümü mü gördü? Offf.

"Hoş bulduk" dedi. Tişörtünü düzeltti. Sonra dibime girdi. Aramızda kaç santim var? Cetvelle ölçmek istiyoruum.  Anneciiiim! Heyecan bastı.   Annemler görmese barii.

Beyaz atlı prensim beni öpecek!

Boyu biraz uzun kaldı tabii eğildi eğildi. Hizası dudaklarımda değil, yanımda. Nereye bakıyor bu?

"boxerım gözüküyor mu?"

Ne dedi o? Kapa kulakları zeynep. Duyma, ayıp ayıp. Edepsiz. Nereden öğreniyor böyle lafları? Cık cık cık!

Karşımda sırıtıyor. Tabi çocuk ezilip büzüleceğimi sanıyor değil mi? Asla, hiç kimse beni alt edemez! Bu bir zeynep kuralı!

Bebeğim, biraz sonra yapacaklarıma bakma sen, kapat gözlerini.

Onun beklemediği şekilde sırıttım. Annemlere görünmeden kapının arkasındaki köşeye ittirdim onu. Hep annem mi ittirecek? Bende ittiririm. Parmağımla göğsüne yakın bir yere bir dakika işareti yaptım.

Ve sonra yaptığımı tahmin bile edemezsiniz.

Resmen adamı elledim. Allahım sen günah yazma. Nikahıma geçireceğim ben bunu.

Yeşillerinden gözlerimi ayırmadan elimi pantalon ve tişört sınırında gezdirdim. Elimi etrafında döndürürken dut yemiş bülbüle döndü. Şaşkın şaşkın baka kaldı.

Bana bu güne bugün deli Zeynep diyorlar. Bana bu numaralar işlemez yavrum.

Bir dakika ya bu çocuk neden atlet giymiyor. Dün de böyleydi. Allah Allah üşütecek yaa.

Sırıtıp başımı gözükmüyor anlamında salladım. Sonra da içeriye kaçtım. O kadar da değil. Bende utanabiliyorum.

"kızım kerem nerede?"

"sizinle gelen çocuk mu? Lavaboda anneciğim. Heh bak geldi"  babamın yanına oturdu. Yüzünde hala şaşkınlık kırıntıları var.

"prensesim, bir sen kaldın tanışmayan. Kerem, zeynep küçük kızım."

"delimiz" annemiz şu gülen suratını dişlesem rezil olurmuyum?  Olurum tamam. Kadın deli dedi yaa.

"prensesim keremde çocukluk arkadaşımın oğlu" benim rivayetlerim tekneyle göle mi açıldı şimdi!

"dün ablanla bir pastaneye gitmişsiniz ya oranın çok önceki sahibiydi arkadaşım. Vefat edince satılmış pastane. Bu konu üzerinde konuşacağız zaten keremle" benimki başını salladı. Hiç bir şey anlamadım. Hii yoksa dünkü karşılaşmayı anlattı mı babama? Yok ya anlatmamıştır. Anlatsa ablam böyle dururmu hiç. Hoş ablam her zaman sakin ama anlatmamıştır yaa.

"işte o pastanede garson olarak çalışıyor" imayla benimkine baktı.

"bugün annenle eskileri yad edelim dedik. Oraya gittik.  Aslında eskiden daha işlek, daha canlı bir mekandı. Fazıl yüretemiyor gibi" sustu bir şey söylemedi kerem. Ayyh ne oluyor? Ne dönüyor ortada bulmam lazım.

"neyse sonra konuşuruz bunları. Orda karşılaştık ablanlarla, keremle. Biz buradan taşındılar diye biliyorduk. Ama taşınmamışlar.  Artık sık sık gidip geliriz birbirimize. "  babam sırtını sıvazlayınca gülümseyerek başını salladı.

"kızım hadi kalk, masayı kur annem"

"eliiff sana diyor annem"

"zeyneep" oflayarak kalkıp mutfağa geçtim. Hani Elif kursa ne olur? Benim orada görsel şölenim var yaa.

Neyse sakinlik. Güzel yemeklerimi ben servis edeceğim.

Eveet şimdi kaç kişilik kuruyorum masayı. Altı. Burak gereksizi gelmedi daha. Umarım geç gelir bugün. Atmosferi bozmasın.

Masayı çabucak kurdum. Yemekleri ısıttım. Suları doldurdum. Evvet hazırım!

"anneee"

"geliyoruzz"  insan bir efendim kızım der. Belki eksik bir şey var onu söyleyeceğim?  Allah Allah Elif hanımda yardım etmedi. Gözümden kaçmıyor hiçbiri.

"sen hazırladın sen servis et bari kızım" 

"tabi anneciğim"

"yemek yapabiliyor mu?"  anneme sordu. Pardon? Neden yapamayacakmışım?!!

"şimdi göreceğiz oğlum" Ayy ağzına oğlum lafı ne kadar yakıştı. Bırakma böyle güzel duruyor.

Neyse yumuşama! Kendimden emin bir şekilde teker teker kaselere çorba doldurdum. Bana da koydum ama ayakta herkesin tepkisini izliyorum.

İlk ablam,  bir kaşık içti sonra bir şey oldu anlayamadım Erdinç abiyle kalkıp gittiler koştura koştura. Ağzını neden tutuyordu ki? Ayyy ablamın baharata alerjisimi var acabaa?

Erdinç abiyi ablamla eledik. Sıra babamda. Bitanem bir kaşık yedi duraksayıp bana baktı ve bir tane daha yedi. Kesin çok güzel oldu! Huhhhuu!

Eveet babamda sırasını savdı. Sıra benimkinde. Derin bir nefes aldım.

Allahım lütfen beğensin, lütfen beğensin, lütfen beğensin..

Yeşilleri ışıl ışıl bana baktı önce. Akabinde kaşığı ağzına getirdi. Ayyh hayatım ağır çekimde gibii.

Yuttuğunu boğazından anladım. Yüzünü buruşturdu. Sadece yarım limon atmıştım yaa. Annemle bakıştılar. Anneciğim tuhaf bir bakış atıp tedirgin bir şekilde kaşığı çorbaya daldırdı.

Eee masadaki herkes neden durdu yaa. Niye çorbalarını içmiyorlar.

"yaa beğenmediniz mi?" dudaklarımı büzdüm.

"Elif biraz rahatsız ben onunla ilgilenip geliyorum hemen" erdinç  kaçtı!

"biz en iyisi sıradaki yemeğe geçelim bebeğim"

"off peki" tenceredeki karnı yarıkları getirdim. Annem gülümseyip ayağa kalktı.

Bir tencereye bir bana bakıyor.

"çabuk mutfağa!" kolumu cimcikledi.  Acıdı yaa.

Peşinden tıpış tıpış mutfağa gittim. Teker teker tencerelere baktı.

"çorbayı nasıl yaptın kızım?"

"neden ki? Baharatı fazla mı geldi anne yaa"

"çorbayla alakası yok bunun kızım. Köyde  hayvanlara yalak yaparlar onlara mı özendin anlamadım ki"

"off . Senin dediğin gibi yapmıştım halbuki"

"ne demişim ben anlat bir kızım"

"anlatayım mı?"

"anlat. Anlat da nasıl bir anneyim öğreneyim"

"şimdi tencereyi ocağa koydum. Pirinç,"

"ne??! Pirinç mi?"

"pirinç işte anne."

"hay Allahım. Anlat devam et kızım"

"işte pirinç koydum. Salça koydum. Soğan,  baharat falan pişirdim onları. Sonra su ekledim. Kaynayınca da yarım limonu kesip içine attım. En son blenderdan geçirdim."

"mercimek çorbasını pirinçle  mi yaptın  kızım? Üstüne birde yarım limonu blenderdan geçirdin. İnanamıyorum sana!"

"nasıl yapacaktım ki? Off doğruydu yaptığım yaa"

"mercimek çorbasını, mercimek yerine pirinçle yapıyorsun birde doğru diyorsun bravo . Alkışlıyorum seni"

"offf"

"hadi yürü rezil olduk zaten çocuğa"

"karnıyarığı alsaydık"

"tepemi attırma zeynep. Terlik gelecek bir taraflarına.!  Karnıyarık tencerede mi olur?! Birde içini doldurmuşun.  Anneciğim, boşu boşuna mı karnıyarık, mercimek çorbası demişler. Sen nasıl okul okuyorsun anlamıyorum ki"

"pilavı alsak"mırıldandım. Şimdi ona da bir şey bulur bu kötü kalpli cadı. Oysaki herşey çok güzel olmuştu.!

"püre"

"hı?"

"pilav dediğin püre gibi olmuş zeynep. Ne kadar su koydun buna"

"bir buçuk sürahi"

"Ayy şimdi öleceğim"

"ama anne pirinçler çoktu"

"Bir daha yasak. Mutfağa girmeyeceksin! Ne yapsak seni yemek kursuna falanmı göndersek? Ama sen şimdi kurabiyeyi mikserle yapıyoruz der gelirsin"

"o kadar da değil. Kurabiye yoğrulur. Ya da çırpıyormuyduk gerçekten?"

"zeyneeep!"

"şişşh şişşh bağırma. Duyacaklar anne"

"Ayy Allahım. Tatlı  ne yaptın kızım?"

"şeyy"

"şimdi baklava yaptım de.  Öleyim şuracıkta"

"yok, aslında keşke onu yapsaydım yaa. Ama puding yaptım sadece. Artık bir dahaki sefere"

"sakın güzel kızım. Aman!" ofladım. Göz devirdim. O kadar da değil yani.

"hadi al pudingleri gidelim."

"yemek yemeyecekmiyiz?"

"hangi yemek zeynep! Deli etme beni!"

"off ama ben çok özenmiştim tamam mı?! Güzel olacaklardı" yemeklerime bakıp iç geçirdim. Ne olmuş karnı yarığı tencerede pişirmişsem? Belki böyle daha güzel olur.

İki kase aldım elime. Yıllardır en güzel yaptığım şey puding. Neden diye sormayın lütfen.

Annemde iki kase aldı içeriye geçtik. Zaten dört kişiyiz masada. Pis enişte kaçırdı ablamı!

"kusura bakma keremciğim . Elimizde bir tek puding kaldı."

"sorun değil Sevda hanım. Aç değildim zaten" yaa sen onu benim külahıma anlat.

"prensesim, otursana"

"baba yaa" dudaklarım büzük, babamın yanına geçtim. Başımı boynuna gömdüm. Hep ben kötü yapayım zaten. Herkes iyi yapsın!

"tamam suç senin değil. Öğrenmen zaman alıyor sadece" tabi tabi. Yıllardır öğrenemedim.

"puding çok güzel olmuş ama ellerine sağlık" hii konuştu. Hemde gözlerime bakarak. Yerim seni yaa yeşillim benim.! 

Başımı kaldırdım. Onun sıcak gülümsemesine karşı gülümsedim bende.

"afiyet olsun"

..Herkes oturunca  bende onun karşısındaki koltuğa oturdum. O babamla konuşuyor onu izliyorum. Annemle konuşuyor onu izliyorum. Ve sonunda annem gelip izleme zevkimin ortasına ediyor.

"zeynepciğim burak geldi"

"gelsin anne" dedim başımdan savıp. 

Burak geldi içeriye.  Bir tuhaflık var bu çocukta ama neyse.

"iyi akşamlar efendim" akılsız. Efendimmiş.

"iyi akşamlar oğlum" sanırsın bu evin milletinden değil.

"ben kızınızı beş dakika alabilirmiyim  fatih bey"

"buyur al Burak" kızınız? Hangi kız. Ben mi? Alamaz yaa. Bir şey izliyoruz şurada be!

"deli'm bi gelsene benimle"otumduğum koltuğun kenarına oturdu. Kafamdan öptü. Ne öpüyorsun be! Çocuk bize bakıyor şuradan!

"olmaz" omuz silktim. Kerem de başını çevirdi zaten.

"hadi aşkım ya" benimki yine bize baktı. Ayyh bir şeyler oluyor bana.  Ne diye garip garip bakıyorsun ki?  Kıskanıyormusun yoksa? Hiii ayy burağı sevgilim sanmasın bu!

"sevgilim değil!" bağırdım. Herkes bana döndü. Kerem şaşkın şaşkın bakıyor. Yeşilini yerim senin.

"yani babacığım. Burağı diyorum tanıtsan ya misafirimize"

Rezil ola olmaya şükür ki  bitiriyorum  akşamı. Yeşilim bizimle vedalaşırken göz kırpıyor bana. Yüzünde hep tatlı bir gülümseme var nedense.

Şimdi de annemle vedalaşıyorlar kapı ağzında. Meraktan değil ama mutfağın kapısından onları izliyorum. Hiiç merak etmedim. 

"yine gel keremciğim. Söz bu sefer yemekleri ben yapacağım"

"kızınızınkilerde güzel olmuştu sevda hanım. Ona göre fazla bile" ona göre?

" aa ne hanımı kerem! Abla, teyze daha samimi şeyler söyle. Hanım mesafeli. "

"peki sevda abla" gülümsedi yerim yaa

"Heh güzel tercih. Teyze kadar yaşlı değilim"  boyunca üç çocuğun var anne.

"kesinlikle, iyi geceler."

"sana da oğlum" sarıldılar. Bana sarılmadın ama pis yeşil! Bir gram kokunu koklasaydım ne olurdu ki?!

"hadii herkese iyi geceler ben kaçıyoruum.."  merdivenden çıkarken bağırdım. Burak'ın arkamdan seslenişlerini yarına bırakıyorum.

Odama geçtim. Tweety'li pijamalarımı üzerime geçirip, kalem ve kağıdımı alıp ablamın odasına ilerledim. Söylemeden geçemeyeceğim en sevdiğim çizgifilm karakteri tweety!

Bir kez kapıya tıkladım. İkincisinde odaya daldım. Benden başka hareket beklenemezdi ama. Hemde bu kadar telaşlıyken.

Ayy çifte kumrularım sarılmış uyuyorlar. Yavaşça yatağın üzerine çıktım. Aralarındaki minicik yere bıraktım kendimi. Aynı anda zıpladı ikiside.

"S*ktir! Ne oluyor lan!"

"merhaba enişteeem"

"zeynep?"

"böcüşüüüm." Yanağından öptüm. Ablam benim uykuluyken ne kadar da tatlı.

"Hadi enişte git enişte kışş kışşşş!" ayaklarım ve ellerim sayesinde Erdinç beyi yataktan atabildim. Kadın gücü adına!

"Allah'ım, seni bana sayıyla mı verdiler lan! Deli!"

"ablaa deli dedi banaa"

"ama haklı ablacığım. Ne işin var gece gece yatağımızda"

"vayy Elif hanım seni de kafalamış bu enişte. Yaa sen gitsene. Evine git! Ablam burada kalacak. Ben ablamla uyuyacağım!" sımsıkı sarıldım. Artık asla ayıramaz bizi.

"Eliiff !"

"aşkım hadi sen git zeynepin yatağında uyu. Bu gece son yarın evimize döneriz. Lütfen"

"söz ver.! Yarın evimize döneceğiz."

"söz"

"sizi anneme söylerim.  Pislikler!" enişte bey sayıp, söverek çıktı odadan. By canım!

Doğrulup yatağın ortasına oturdum. Not defterimi ve kalemimi çıkarttım.

"hadi böcüğüm bana yardım et!"

"ne konuda?"

"yeşilimi elde etme adımları top 10!"

.. Çantam , gözlüğüm,telefonum tamamım. Elbisem,ayakkabılarım saçlarım süperim-mükemmelim-güzelim!

Pastaneye iki metre kaldı. Bildiğimiz iki metre!

Ablamın söylediğini yapacağım. Kendime güvenip, karşısına çıkıp çatır çatır onu sevdiğimi söyleyeceğim! Benim gibi bir kızı reddecek hali yok ya.

Derin bir nefes aldım. Saçlarımı düzelttim. Bugün her zamankinden farklı olarak dalgalı saçlarım, aralarında da bandana. Ablam böyle daha güzel olduğunu söyledi. Umarım prensim de beğenir. 

Bebeğim, annene şans dile!

Dış kapıdan girdim. Yavaş yavaş etrafı gözetleyerek yürüyorum. Yeşilim nerede acabaa?

Arkadan gördüm onu. Kurulan standın önünde o günkü çocukla konuşuyor. Arkasından bile tanırım onu.! İlerledim yanına geldim. Tam sesleneceğim aramızda bir metre var duraksadım.

"ee ne oldu senin şu kıvırcık? Lan resmen kız yedi seni bahçede"

"yüzünde morluk istemiyorsan kes sesini okan"

"neden? Ne oldu?"

"kes dedim sana o kız hakkında doğru konuş!" sanırım havalara uçacağım!  Beni koruyor ya! Dedim işte etkilendi!

"aşık mı oldun kıza yoksa?"

"gerizekalı hasta bir kıza mı aşık olacağım! Kız gidik!" hasta?

"ne demek gidik?"

"babam babasıyla arkadaşmış. Dün yemekte onlardaydım. Kızın aklı çocuk gibi. Saf akıllı. Evde deli deyip duruyorlar buna."

"akılsız diyorsun yani"

"yani hasta kızlar ilgimi çekmez diyorum."

Kalbimi eline alıp kayalıklara attı!

Continue Reading

You'll Also Like

38.9K 3.5K 17
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...
36.2K 6K 28
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.
121K 11.1K 21
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedicated to the person I had to leave. |08.02.24|
65.2K 13.6K 13
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting