Bölüm şarkısı:Majeste "aşk dediğin" iyi okumalar...multi "takım elbiseli bir Ateş :) "
"Ya Ateş salakmısın senn? mal bırak beni, yaa nereye??" diye bağırdım.
Çalışanlar bize bakarken onları takmamaya çalıştım. Biran durdu. "salak dönerciye gidiyorum aç değilmisin sen?" bağırmayı kestim
"haa iyi o zaman ama kolumu!!!" bıraksan hani " böyle dediğime şaşırdı ve kolumu bıraktı.
" Bilseydim önceden dönerci derdim kulağımın içine ettinde" Arabanın açılma sesi geldi. Dalga geçerek "Vayy Bee altımızda araba şekil, sen takım elbiseli biz dönerciye gidiyoruz"
Arabanın kapısını açarken yandan gülümseyerek," İstersen akşam yemeğine çıkalım ama sen elbise giy" demişti.
"Nah diye bir söz var bizim oralarda bilirmisin? Hem ben elbise giymem!"
" Serhat hocaların orda giydiğin şalvardı zaten"
Birden atılıp "orası ayrı bikere" dedim.
gülümseyerek " fiziğin güzeldi itiraf edeyim"
"sapıklaşma" dedim sinirlenerek. Sonra konuyu değiştirmiştim.
"Hadi atla açım ben "
Yolda giderken bizim kızların hangi tiplere yavşadığı geldi aklıma,tabi her erkeğe bakmaları aşk,hapşuu anlamına gelmiyor ama, benim bir erkekle konuşmam bana çok saçma geliyor. ben aşka,hapşuu inanmıyorum ağbi yaaa çok saçma insanları aşkmı bir araya getiriyor sanki? insanları sevdiren aşktan daha fazlası olmalı. Aşk varsa böyle filmlerde anlatıldığı kadar güzel imkansız ve olağanüstü mü? Kim kaç kez aşık olduki böyle anlatılıyor?gerçekten yaşananları anlatsalar aşkı seveceklermiydi? Bir yandan kolumu kaşırken, düşünmeye devam ettim.
Benim çevremdeki insanların çoğu bu duygu yüzünden üzgün, Aşk bu kadar insana acı verirken nerde bu adalet? Hep mutlu olmayı hak edenler mi aşk acısı çekiyor? Düşüncerimi bölen Ateşin "geldik" demesiydi. Arabadan indiğimde kapıların kilitlenme sesi geldi. Yanıma geldiğinde gülmeye başladım. Ne yani durum komikti!
"Çok resmisiniz Ateş bey bir holding sahibinin oğlu olmak bunu gerektirir herhalde dönerciye takım elbise ile gelmek!! "
Dediklerime ateşte gülümserken "çok yorgunum cidden sekizden beri uyanığım ve sadece kahve ile beslendim babamın işleriyle uğraşmaktan kendime zaman ayıramadım. Sabahtan beri toplantıdan toplantıya koşuyorum eve gidip uyumak tek amacım" demişti.
Biran acıdım çocuğa tamam dalga geçmiycem. etrafa bakıp yeniden güldüm ama şuraya bak yaa tabure var.
Geldiğimiz yer Minik bir yerdi. şark köşesine benzeyen bir bölme vardı. Duvarlarda Halılar asılıydı değişik süsler vardı tıpkı çay bahçesi gibiydi. hoş bir yerdi. Bir amca altmışlı yaşlarda olsa gerek gülümseyerek, ki şaşkındıda ama neden? "Aslanım benim hoşgeldin." Ateş sarılırken amcaya "hoşbuldum semih amca" dedi. Sonra bana dönüp "Sende hoşgeldin hanım kızım" demişti. Yüzündeki samimi gülümseme ile.
Bende gülümseyerek "hoşbuldum" dedim. Semih amca bize bakıp sonra ateşe hitaben konuşmuştu.
"Ateş, senin yanında ilk defa bir kız görüyorum şaşırdım buraya ilk defa bir kızla geldin" dedi. Oha dedim içimden. Hiçmi?
Ateş duymamazlıktan gelerek, "bize iki döner ver ağbi sen,iki de ayran." Deniz sen ne istiyorsun? Ketçap mayonez katma da, patatesde olmasın. Bildiğin döner işte dedim. Ateş hafiften gülümseyerek semih amca da gülümserken " aynı Ateş evladım gibi tamda birbirinizi bulmuşsunuz " diyerek yanımızdan gitti. Ateş ve ben aynı anda "Allah korusun" derken geçip oturduk.
Şaşkına uğradığım şeyi dile getirdim.
" İlk defa mı bir kızla geldin böyle şirin bir yere? "
"aslında seni kız olarak saymıyorum ama neyse" o gülerken ben sakinleşmeye çalıştım. gözlerini başka tarafa çevirdi. Garson siparişleri getirirken teşekkür ettim. 14-15 yaşlarında vardı. Garson giderken biz afiyetle dönerlerimizi yiyorduk. Hiç konuşmadık. Açız yani. Bir süre sessizce tıkındık.
Son lokmamı da yerken. O Birtane daha söylemişti cidden güzeldi döner. Ayımısın ya dedim "hayır açım" sonra kendimi fazlalıkmış gibi hissedip "ben gidiyim ya" dedim.
"Saçmalama burdan nasıl gitmeyi düşünüyorsun?" Öf yaa dedim. Ateş ikinci dönerinide bitirirken ben paramı çıkardım. Ne yaptığıma bakar gibi bir hali vardı.
" Ne var ?" dergibi baktım. Oda bana "sen hayırdır "dergibi baktı. Öff para vericem sana ödetecek halim yok ya dedim. Sonunda Saçmalama ben yanımda bir kıza para ödetecek tipleremi benziyorum? dedi ve bana çok pis bakarak semih amcanın yanına gitti. Parayı verdi. Semih amca almam desede zorlamıştı Ateş. Güle güle kızım. Ateş, kızıma iyi bak. Ben hemen lafa atladım yoo ne bakması bakmasın bana biz sevgili - Ateş oldu ozaman diyip beni çekiştirirken ya bi dursana yanlış anladılar dedim. "Boşver "
Emirden....
Toprağın kollarını tutarken şimdide ben gülüyordum.
"ee nasıl bir duygu üstünde birinin olması?"
"üstümde biri yok Emir bir ayı var" gülümsedim ya ne kadar inatçı bir kızdı ona mesaj vermeye çalışıyordum. Ama o anlamıyor bana sinirleniyor en acısıda beni arkadaş olarak görüyor. Onu Doruk denen çocukla gördükten sonra nasıl kıskanmıştım onu sevdiğimi, sahiplendiğimi, daha iyi anlamıştım o zaman. o çocuk ona sarılıp öperken ben nasıl onunla konuşurken heyecanlandığımı ve sarılamadığımı düşünüp kendime kızıyordum. Ama şimdi ona sarılıyordum, konuşuyordum onu paylaşamazdım o benimdi. Ama bana sevgili olmadıklarını söylemişti acaba Doruk pelini sevdiği İçinmi böyle bir oyun oynamışlardı? Ama o kız sürtüktü bildiğin. böyle bir kandırmacaya gerek yoktu ki kafam almıyordu. Bunları düşünürken Toprağın yüzüne ne kadar derin baktığımı farkettim. Yüzünü her zerresine kadar incelerken mavi gözlerinde hapis oldum iki mavi göz, ikiside kenetlenmişti. Onu sevdiğimi bilse bana nasıl bir tepki verirdi? Varsın dövsün hatta sövsün ya umrumda değil en iyisi söylemek. ama benden uzaklaşırsa işte bunu düşünmek dahi istemiyordum ben, onu seviyordum bikere. Hala üzerinde olduğumu farkettim aslında memnundum ben
Sadece bana aitti kimseye ait olamazdı . izin veremezdim. Başkasına ait olma düşüncesi bile yok beni çileden çıkarırken ben tıpkı bir uyuşturucu bağımlısı gibi ona bağlandığımı fark ettim. Ona sarılamamam, öpememem, dilediğim gibi konuşamam ilk başta adını "Arkaşız!" Dediğimdendi hay benim dilimi eşek arıları s*ksin" Toprak sana birşey söyleyeceğim toprak dediğimde gözlerine bakarken devamında dudaklarına kaymıştı bakışlarım. Siz arkadaşsınız dedi iç ses takmadım. Ve söyledim "ben artık arkadaş olmak istemiyorum" ne dediğimi anlamaya çalışır gibi baktı. Na.. nasıl? Yani artık arkadaş değilmiyiz ama neden? Biz çok iyi arkadaştık Emir gözleri dolmuştu. Allah kahretsin! Ben ne demiştimki? İşte beni sadece arkadaşı olarak görüyordu. Hızlıca kalktı o giderken tek yapabildiğim arkasından bakmak olmuştu.Ne yapacaktım ben sadece arkadaşmıydık ?? Beni sevmiyordu sevmeyecekti, biz hep arkadaşmıydık yani? Ufacık bir umut ufacık ya beni sevdiğini bilsem zerre beklemem yanına kimseyi yaklaştırmazdım, korurdum ama bana anlatmadıkları bir şeyler vardı. Ve bu beni çileden çıkarıyordu. Ama bende ona hiçbir şeyi söylememiştim.
Eflinden...
Neden azıcık gülsem sanki beni hissizleştirecekmiş gibi geliyordu. Annem ve babamın ölmesi benim doğumum yüzündendi. Eğer benim doğum günüm olmasaydı o kaza olmazdı. Annem ve babamda yaşıyor olurlardı, biz belkide mutlu olurduk beraber. Ozaman ben niye yaşıyordum ki? Ben niye ölmüyorum? Kalkıp üzerimi değiştirdim. Mutfaktan börek kokuları geliyordu. Formalarımı giydim hemen, saçımı açık bıraktım rimel sürüp zıplayarak merdivenlerden indim. Tontişiiimmm gün-meriçi karşımda görmemele daha sessiz bir şekilde "aydın "diye devam ettirdim cümlemi. Sanada günaydın kuzum. Meriç ise gülümseyerek günaydın dedi. Masada yerimi alırken tıkınmaya başladım. Harika olmuş tontişim ellerine sağlık. Meriç ise" teşekkürler efendim "demişti. Kahvaltımız bittikten sonra okula geç kalacağımızı fark ettim. Tontişim biz kalkalım artık geç kalıcaz yoksa dedim. Peki kuzum benim, dikkat et kendine dedi.
....
Meriçle evden çıkmıştık dedikoducu teyzeler yukarıdan Şefikaaa kıız düğün var düğün diye bağırdı. Ne düğünü melahaatt dedi o da kız bak Eflin takmış koluna yakışıklıyı yakında evlenirler dedi. Çekirdek çitleyenlerden biri de "düğün nezaman gııız?? " dedi. Ben de "ne düğünü ya Şefika teyze, Melahat teyze ben daha okuyorum" diye itiraz ettim. Gaçırma bu çocuğuuuu dedi ayıplar gibi. Meriçe döndüm bende Meriç bişey desene diye çıkıştım. "Teyzem düğünümüz olursa en önden size yer ayırırız dedi talibim çok benim, ama biz geç kalıyoruz izninizle "dedi. Talibi çokmuş! Heh" arabada giderken hiç konuşmadım kırılmıştım biraz ama neden? Biz taşınıyoruz artık dedi Meriç "Neden?" diye sordum bende zaten bir ay kalacaktık burada eski evimize taşınma zamanımız geldi dedi. "Kendi eviniz annelerin yanımı?" Hayır Ateşle bizim evimiz. Annem ve babam ayrılar dedi. Şok olmuştum ciddimisin? Diye sordum şaka yapacak halim yok ya dedi. Ben afedersin yani şey o anlamda-"Biliyorum Eflin "okula gelince teşekkür edip indim arabadan Meriçle bizimkilerin yanına gittik herkes sınıftaydı Meriç kendi sınıfına giderken Ateş emire bişeyler söyledi emir puflayarak kalktı Toprağın yanından sen buraya otur Eflin dedi. Neden? Diye sordum boşver dedi. Toprak ve Denizle konuşuyorduk Ateş ve Emir dışarı çıktılar. Toprak: Emirin dediklerini neler yaptıklarını anlattı ben ise sabah olanları anne ve babalarının ayrı olmasını anlattım. Denizin anlattıklarını duyunca şok olmuştuk adeta Toprakla. Ne!!!asansörde kaldınız, döner yemeğe gittiniz seni eve bıraktı. kızım bu harika birşey dedik Toprakla. Deniz bizi azarlarken ders başlamıştı.
Denizden...
Müzik odasına gittim dersimiz resim /müzikdi Eflin resimdeydi. Toprak ve ben müzikdeydik.
.....
Ders başlamıştı. Emire baktığımda Toprağa baktığını fark ettim. Çaktırmadan deftere "Emir sana bakıyo yazdım" Toprak heyecanla Emirlerin tarafa baktı ve mal mal gülümsemeye başladılar. Sonra birden yüzü düştü sanırım arkadaş olmayalım dediği gelmişti aklına. saç tokamın gevşediğini fark ettim.
Hocayı dinlerken saç tokamı çıkardım saçlarım omzuma dökülürken saç diplerim ağrımaya başlamıştı ağrıyı umursamadan tekrar bağladım. Hoca "evet arkadaşlar okulumuzda bir şarkı yarışması yapmayı düşünüyoruz. Emir? Toprak? Sizin isimlerinizi yazdırdım bile itiraz istemiyorum"
peki hocam demişti Toprak,ne kadar uzaklaşmaya çalışır gibi göstersede toprak ben biliyordum yapmıyordu. Emir ise kafa sallamıştı. Deniz? "Evet hocam? " seninde katılmanı istiyorum. Net bir sekilde "hayır hocam teşekkürler bu konuda ne düşündüğümü biliyorsunuz " peki fikrini değiştirirsen elemeler perşembe günü yapılacak. Emir Toprak siz çıkışta gitmeyin çalışalım " zil çaldığında annemden mesaj vardı
Gönderen :annemm
Canım kızım bu akşam biraz işim var saat sekizde geleceğim seni seviyorum.
Öff çok çalışıyordu ve bu benim canımı sıkıyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. Kafamı telefondan kaldırdım ve birine çarptım.
Ateşten...
Tamam baba yaa. Amk neden her işi ben yapıyordum? ee tabi babamı ben seçmiştim Meriç değil. Telefonu kapatıp denizin neden şarkı söylemediğini düşündüm. Sesi de güzeldi Denizin biliyordum. O gün müzik sınıfına gidiyordum biraz gitar çalıp rahatlamaktı amacım ama öyle olmamıştı. İçeri girdiğimde bir kız piyano çalıyordu ve söylüyordu.
Sonradan fark etmiştim Deniz olduğunu sonra ayağım takılmıştı ve o muhteşem ses kesilmişti. Dışarı çıkmıştım bende. İçeri öğretmen girince fazlada önemsememiştim. Derste saçını bağlamıştı. Neden bağlıyordu ki saçlarını? ona açık olması daha çok yakışıyordu ben nezamandan beri izler olmuştum onu? Sınıftan çıkmıştım son dersti zaten daha işe gidecektim bu yorgunlukla.
Deniz kimle konuşuyordu? Şu geçen konuştuğu çocuktu bu neydi adı?Herneyse çokta tın yanlarından geçip gidecekken koluna çarptım o çocuğun, çocuk bana diklenerek önüne baksana kardeşim dedi. Bakmıyorum kardeşim ne yapacan dedim. Deniz Ediz boşver o biraz katıksız öküzdür anlamaz dedi. Bide o çocuğun kolunu tutuyordu çocuk Denize bakarak hatta gülümseyerek oğlum bana ne oluyordu içimdeki bu tuhaflık da neydi? Denizin hatırı var diye susuyorum dedi, Ediz piçi. gel lan susma dedim üstüne yürüyerek.
Deniz aramıza girdi ve ikimizinde göğsüne elini koydu. Sağ tarafa ben solda o vardı. Saçmalamayı kesin bu ne yaa!! dedi sinirle sinirlenince çok tuhaflaşıyordu bunu da anlamamıştım. Denizin kolunu tutarak hadi gidelim dedi. Bende diğer kolunu tutarak gitmiyorsun dedim.
Deniz kollarını kurtarıp gelmiyorum lan ikinizlede dedi. Ve gitmeye başladı çocuğa kıl kaptığımdan "bir daha seni burada görmeyim horoz kılıklı" dedim. Denizin kolundan tuttuğum gibi kucağıma aldım Deniz bağırırken nereye yaa dedi. Şımarmanın cezası dedim. Arabaya bildirirken. çocuğa piçimsi bir gülüş attım nedense hoşuma gitmişti. Aslında şımarmamıştı ama neyse. bende son model arabama bindim.
Deniz "sen malmısın yaa? Eve gidicem ben" dedi. "İşimiz var" dedim. "Benimle ne alakası var ki bunun?" dedi. Helikopterle iniş yapacaktım diğer holdingin üssüne arabayla bu saatte İstanbul hiç çekilmezdi. Bizim şirkete geldiğimizde arabadan indim. Deniz inmemişti gidip kapısını açıp çıkardım. tamam çektim. Kafası göğsüme çarparken "yavaş ya" diye söyleniyordu. Arabayı kilitleyip hızlı adımlarla şirkete girdik asansöre bindiğimizde gelen mesajı açmıştım. Hazırdı helikopter. En üst kata çıkınca asansörden indik. Burası neresi yaa dedi. Üsse çıkınca helikoptere bakarak bu ne alaka dedi. Diğer şirkette işim var dedim. Saat beşti ve biz okuldan üçte çıkmıştık. Helikoptere binecekken
"b... ben binemem" dedi. Korktuğu belliydi. "Neden?" diye sordum.
" B..ben yüksekten kork.. uyorum." Deniz olmasa işlerim birtürlü bitmiyorduki kafam dağılıyordu. "Ben yanındayım bişey olmaz" dedim.
" Sorunda o ya sen yanımdasın." Sinirlenmiştim kollarının altından tutup bindirdim helikoptere. Kapıları bi adamım kapatırken. pilota çalıştır emri verdim. Helikopter ses çıkarırken Denizin kollarını belime sardığını kafasını boynuma gördüğünü fark ettim." Yaa uçmayalım durdur ne olur Ateş ne olur" diye bağırmaya başladı. Sana bir soru soracağım dedim." Bana bişey sorma indir beni!!!" diye bağırdı.
" Güzeel diyerek gülümsedim bana söz vereceksin şarkı yarışmasına katılacağız ve şarkı söyleyeceğiz."
" Olmaz hayatta olmaz "dedi. O zaman inmiyoruz diye direttim.
" Tamam ya tamam söz "dedi. Çenesinden tutup kaldırdım manzaraya bak! Gözlerime bakıp
" ı ııı olmaz" dedi. Biraz sallanınca cırlayarak boynuma sarıldı. "İnelim lütfen lütfen İnelim" sesi kulağıma çarparken daha gelmediğimizi biliyordum. Ne yapsam rahatlardı?aklıma şarkı söylemek geldi. Ellerimi beline sarıp fısıldayarak, "şarkı söyleyelim" dedim.
Drag me down./One direction
I ve got fire for a heart, I'm not scared of the dark
Bir kalp için olan bu yangın,karanlıktan da korktuğum yok.
"Zaten yalnızdım ben anne sevgisinden mahrum kalmış annesi başka bir adamla evlenmiş bir çocuktum ben Meriç hala o kadının yanına gidiyordu salaktı koca bir salak!
You've never seen it look so easy
I got a river for a soul and baby you're a boat
Baby, you're my only reason
Hiç bu kadar kolay olabileceğini görmemiştin.
Bir ruh için olan bu akıntı ve bebeğim sen içinde olan bir teknesin.
Bebeğim sen tek nedenimsin.
If I didn't have you there would be nothing left
The shell of a man that could never be his best
If I didn't have you I'd never see the sun
You taught me how to be someone, yeah
Sen olmasaydın geriye hiçbir şey kalmazdı.
Hiç en iyisini yapamamış bir adamın kabuğu
Sen olmasaydın asla güneşi göremezdim.
Nasıl bir "kişi" olunacağını öğrettin bana?
Devamını Denizde söylemeye başlamıştı.
"aslında denizin beni değiştirdiğini
söyleyebilirdim ne nezamandır bara gitmiyordum başka kızlar ilgimi çekmiyordu. Onunla atışmak bana zevk veriyordu "
All my life you stood by me when no one else was ever behind me
All these lights they can't blind me
With your love, nobody can drag me down
All my life you stood by me when no one else was ever behind me
All these lights they can't blind me
With your love, nobody can drag me down
Bütün hayatım boyunca yanımdaydın,kimse beni desteklemezken bile
Bütün bu ışıklar beni kör edemez.
Senin aşkın ile,kimse beni yıkamaz.
Bütün hayatım boyunca yanımdaydın,kimse beni desteklemezken bile
Bütün bu ışıklar beni kör edemez.
Senin aşkın ile,kimse beni yıkamaz.
Nobody, nobody
Nobody can drag me down
Nobody, nobody
Nobody can drag me down
"beni kimse yıkamazdı hayır bunu yapamazlardı bir kız bile olsa asla ben anne dediğim kadından sonra birdaha hiç bir kadına inanmayacağıma yemin etmiş bir adamdım ağlamazdım"
I've got fire for a heart, I'm not scared of the dark
You've never seen it look so easy
I got a river for a soul and baby you're a boat
And baby you're my only reason
Kimse, kimse
Kimse beni yıkamaz.
Kimse, kimse
Kimse beni yıkamaz.
Bir kalp için olan bu yangın,karanlıktan da korktuğum yok.
If I didn't have you there would be nothing left
The shell of a man who could never be his best
If I didn't have you I'd never see the sun
You taught me how to be someone, yeah
Peki ya o Deniz? O bunu nasıl yapıyordu aşka inanmamasının nedeni çevresinde olanlar ve yaşadıklarıydı fazlamı umursamazdı? Yoksa içine mi atıyordu?
"
All my life you stood by me when no one else was ever behind me
All these lights they can't blind me
With your love, nobody can drag me down
But you're love, nobody can drag me down
Hiç bu kadar kolay olabileceğini görmemiştin.
Bir ruh için olan bu akıntı ve bebeğim sen içinde olan bir teknesin.
Bebeğim sen tek nedenimsim.
Sen olmasaydın geriye hiçbir şey kalmazdı.
Hiç en iyisini yapamamış bir adamın kabuğu
Sen olmasaydın asla güneşi göremezdim.
Nasıl bir "kişi" olunacağını öğrettin bana
Bütün hayatım boyunca yanımdaydın,kimse beni desteklemezken bile
Bütün bu ışıklar beni kör edemez.
Senin aşkın ile,kimse beni yıkamaz.
Nobody, nobody
Nobody can drag me down
Nobody, nobody
Nobody can drag me down
All my life you stood by me when no one else was ever behind me
All these lights they can't blind me
With your love, nobody can drag me down
All my life you stood by me when no one else was ever behind me
All these lights they can't blind me
With your love, nobody can drag me down
Kimse, kimse
Kimse beni yıkamaz.
Kimse, kimse
Kimse beni yıkamaz.
Bütün hayatım boyunca yanımdaydın,kimse beni desteklemezken bile
Bütün bu ışıklar beni kör edemez.
Senin aşkın ile,kimse beni yıkamaz.
Bütün hayatım boyunca yanımdaydın,kimse beni desteklemezken bile
Bütün bu ışıklar beni kör edemez.
Senin aşkın ile,kimse beni yıkamaz.
Nobody, nobody
Nobody can drag me down
Nobody, nobody
Nobody can drag me down
Kimse, kimse
Kimse beni yıkamaz.
Kimse, kimse
Kimse beni yıkamaz.
Şarkıyı nasılda söylemiştik öyle sakinleşmişti bu daha iyiydi sesi harikaydı. Helikopter durmuştu. Pilot geldik diyince hadi iniyoruz dedim.
Önce ben indim sonra Denize döndüm. Gözlerini kapattı hala korkuyormuydu? Tutup inmesini sağladım yoksa ineceği yoktu. İndirince önce gülümsedi "Ateşş" şaşkınlıkla yüzüne bakarken ne oldu lan kıza beyinimi yandı diye düşündüm. Sonra sağlam bir tokat yedim. Tamam bunu haketmişttim bağırarak" seni aptal çok korktum kalpten gidiyordum" dedi. Gülümserken "hâlâ yüksektesin" bunu dememle durmuştu. "Hadi iniyoruz" diyerek kolundan çekiştirdim.
Denizden....
Salaktı bu ya nasıl korkmuştum. Salak çocuk beni niye getirmişti ki buraya? Saat kaçtı? Saat kaç diye sordum altı dedi. Merdivenleri inerken sadece iki saatim var annem gelecek "Sorun yok bana yardım edersen işimiz daha erken biter" ya bide ona yardım mı etmemi istiyordu?
"Hayır "dedim. "o zaman saat on bir gibi eve bırakırım seni"
" tamam yaa tamam "dedim. Koridorda yürürken.
Topraktan....
Emirle şarkı söyleyecektik!! Bu harikaydı ama benimle arkadaş olmak istemiyordu. Keşke Denizde söylese ama inat işte i.. nat söylemez o salak kız. Bu gün salıydı iki gün vardı. Perşembeye
Emir kolunu omzuma atıp yanağımı öptüğünde, donup kalmıştım hareket edemiyordum beynim uyuşmuştu sanki, konuşma yetimi kayıp etmiştim. Hoca gelip başlıyoruz gençler demişti. Provaya başlamıştık bile fena değildik aslında. Şarkımız süpriz olsun.
Eflinden...
Zil çalmıştı resim sınıfından çıkarken. Adımın söylenmesi ile durdum.
Naber prenses?
Batu diyerek sarıldım. Sen? Bir ay erken bitti askerlik dedi gülümseyerek. Bu akşam bunu seninle kutlasak? Bilemiyorum dedim.aklıma Meriçin, Batunun onunla sevgili olduğumuzu söylediği gelirken. Gözüm merdivenlerden inen Meriçe kayarken. Bizi görünce şaşırmıştı. Gelsene Meriç dedim gülümseyerek.
Meriç yanımıza gelirken " sahil kenarına gidelimmi?" dedi Batu, bunu akşam sorabilirdim ona " olur" dedim ama içimde garip bir his vardı.
"O zaman seni alırım evden sekizde". O gidince Meriç "o çocuk seni seviyor biliyorsun değil mi?" Diye sordu.
"bende zaten öğrenmek için kabul ettim "dedim. Okulun çıkışına yürürken." Onun beni sevmesi tuafmı Da bu kadar karşısın Batuya? "
" yoo karşı değilim" dedi." Sadece gözüm tutmadı. " istersen seni eve bırak- gerek yok zaten bizim mahalleden de taşınacaksınız işlerin filan vardır ben giderim eve teşekkürler yinede" dedim ve uzaklaştım.
....
Sonunda eve gelmiştim. Tontişimi öpüp olanları anlattım. İzin almıştım odama çıkıp hazırlanmaya başladım.
Üzerime gri renkli Adidas yazan tişört, kot şort ve beyaz kenarları siyah çizgili ayakkabılarımı giymiştim sahilde gezmek için en iyisiydi bu gri sırt çantama telefonumu, cüzdanımı ve olmazsa olmaz saç tokamı koydum saçlarımı salık bıraktım ince bir eyelinar çektim. Bu kadar hazırlık yeterdi. Tontişimi öpüp evden çıktım. Toprak ve Emirin müzik için okulda kaldığını öğrenmiştim ama Denizden haberim yoktu. Sahile geldiğimde Batu beni bekliyordu. Selam diyerek yanına gittim. Ayağa kalkıp selam dedi ve sandalyemi çekti. Ben Otururken teşekkür ettim.
"Ne yiyelim? "diye sormuştu. Tedirgin gibiydi" bir sorunmu var? "diye sordum" yoo herşey yolunda sıkıntı yok merak etme sen "dedi. Pek inanmadım ama üzerine gitmedim.
Siparişleri verdikten sonra" aslında sana sormam gereken bazı sorularım var "dedim. "Tabi " siparişler gelince susmak zorunda kalmıştım. Sakin bir şekilde yemeklerimizi yerken nasıl soracağımı düşünüyordum. "Eflin?"
"evet" dedim. "biraz yaklaşsana ne oldu ya!" dedim. "Saçında bişey var"
"Ne.. Ne o, o ne? "dedim telaşla. gülümsedi" sakin ol "yaklaşıp elini saçıma getirdi.
Meriçten...
Eflini eve bıraktıktan sonra direk eve gittim. Üzerimi hızla değiştim. Siyah kapüşonlumu giyip evden hemen çıktım haftasonu eşyaları boşaltacaktık fazla birşey almayı düşünmüyorduk bir kaç eşya ve bazı kitaplar. Evden hemen çıkıp Eflinlerin evinin önüne geldim. Eflini beklerken henüz evden çıkmamasını umdum. Tamda düşündüğüm gibi Eflin evden çıkarken. Uzak mesafeden onu izliyordum. Sahile geldiğinde. Oturdular. O sırada Batu bişeyler dedi ve Eflin yaklaştı Batuya ne oluyor lan? Gülümsüyorlardı. Öpecekmiydi o Kızı? Fırladım hemen Batuyu tutup kaldırırken sen ne yapıyorsun lan!! Sesim soru sorar gibi çıkmamıştı. Aksine bu onu birazdan öldüreceğim anlamına geliyordu. Eflin Meriç yapma bişey olmadı yaa dedi. Ama batu bana yumruk atınca tüm sinirimi çıkararak bir yumrukda ben çaktım suratına.
Etrafta insanlar bize bakarken Batuyu ittirdim.kulağına doğru birdaha seni bu kızın yanında görürsem çok fena yaparım dedim. Eflinin kolunu tutarken Batu Meriç dedi. Durup ona döndüm ve yumruk yedim. Yumruk yememle Eflini ittirmem bir olmuştu. Eflin suya düşerken çevredekilerin bağırdığını duymuştum. Eflin yüzme biliyordu ama şimdi yüzemiyordu ne olmuştu ona Batu suya atlayacakken kolundan tutup ittirdim hırkamı çıkarıp suya atladım. Efline doğru yüzerken gözlerinin kapanmış olduğunu gördüm. Belinden kavrayıp kendime çektim. Ve yüzü denize girmeyecek şekilde tutup yüzmeye başladım. Kıyıya çıkarırken nefes alıyomu diye kontrol ettim. Su yutmuş olmalıydı Batu yanıma gelirken. Bir adım daha at seni dövmekten beter ederim dedim. Eflin ayılmayınca burnunu tutarak dudaklarına eğildim bu durumda başka ne yapılırdı ki!!
Evweeeeettt arkadaşlar bugün tüm cumartesimi bu bölüme harcadım saat 08:10 da kaldırıldım ve uyuyamadım bende yeni bölüme başlıyım dedim 23:10 da bölüm anca bitti diyebilirim benim içime çok sindi bir sonraki bölüm biraz komik olacak diye düşünüyorum hatalarım varsa söylerseniz düzeltmeye çalışacağım. Eflin ve Meriç, Ateş ve Deniz, Emir ve Toprak ikilileri sizce nasıl? Sanırım çok soru sordum :) arkadaşlar eğer aklınızda hikayede yapmamı isteğiniz birşeyler olursa yoruma yazarsanız beğendiğimi hikayemde kullanabilirim sizi seviyorum iyi geceler...