Ateş'in İzleri

By loneriders

932K 32.3K 1.8K

Cesaretli Kadınla İnatçı adamın hikayesi.. Sizi en yakın arkadaşınızla aldatan eski sevgilinizden nasıl intik... More

Giriş..
1 -Tanışalım o zaman- +18
2 -Beklenmedik Misafir-
3 -Nirvana kulübü-
4 -Mutsuzluk-Mutluluk- +18
5 -Karşına çıkmayacağım..-
6 -Masum öpücük-
7 -Bebek-
8 -Yıldızlar avuçlarımda-
9 -Kırık kalpler-
10 -Keşke burada olsaydınız-
11 -Yalnızlık-
12;part1 -hedefimiz dedenin evi-
12 Part2: Kalpsiz Adam
13 -Sevdiğim kadın mı?
14 -Çünkü aşık oldum-
15- Hayattan mutluluk çalmak..
16.. -Seni İstiyorum-
17- Masal düğünü
19.. -Kız kaçırma-
20. -Kaçamak mutluluk-
21.Korku.
22.. Sarıl ki unutayım.
23.. -Sevilmediğimi duymak istiyorum-
24.. Pişmanlık
25.. Özür dilerim..
26.. Bu aşk benim mi?
27.. Çünkü aşığım..
28.. Ne olur ölmesin..
29.. Veda..
30..Kırık..
31.. Kimsem yok
32.. Gidiyorum
33.. Acı
34.. Değişen hayatlar..
35.. Kavuşma..
36.. Evleniyoruz..
37.. Oğlum için!
38.. Eriyen buzlar..
39.. Oğlun evlenmemizi istemiyor!
40.. Mutluluğun ismi Mehmet!
Yazar susmuyor)
41.. Geri dönüş.
42-Final- Mutlu yarınlara...
Kırık
Doğum günü...
Özel bölüm-Son
Gökyüzünün yalnızlığı

18.. -Aşk yok Sevişmek yok-

18.5K 661 33
By loneriders

Caaanlaaar yeni bölüm geldii 💞 bir sürü yorum istiyorum.. Size iyi okumalar! Bölüm hakkında iyi ya da kötü tüm yorumlarınızı ya özelden ya da buradan mutlaka iletin 😘

Elinde titreyen telefonunun ekranına bakınca "Sahile gel.." mesajı yazıyordu.

Gitmekle gitmemek arasında büyük kararsızlıklar yaşarken tereddütle annesine bakıp "Anne siz gidin, Ela'nın odasında yüzüğüm kalmış onu alıp evime geçeceğim." dedi.

Günün yoğunluğu, mutluluk ve hüzün duygularının hepsini aynı anda yaşamanın verdiği yorgunluktan dolayı ayakta zor duran annesi "Tamam, kendine dikkat et." dedikten sonra arabanın arka koltuğuna geçip oturdu.

Leyla hızlı adımlarla havuz kenarından geçip otelin arka hissesine doğru yürürken ayakkabılarının içinde şişmiş ayaklarının ağrısını daha fazla hissediyordu. Kumsala geldiğinde daha fazla dayanamayıp ayakkabılarını çıkararak hangi yöne gideceğini bilmez halde etrafına bakındı.

Aynı anda yeniden telefonuna mesaj geldi. Mesajı açınca "Sağ tarafa doğru gel." yazdığını okuyunca adımlarını sağa çevirdi.

Bir kaç adım atışının sonunda Mert gülerek ona bakıyordu. Leyla ayakkabıların yere bırakıp Merte doğru bir kaç adım daha attı. Tam karşı karşı dayandıklarında Leyla hiç düşünmeden Mert'e sarıldı. Bu haraketi karşısında Mert gayet memnun bir şekilde gülümserken Leylayı daha sımsıkı sarmıştı.

Leyla geri çekilip "Can gelir yine." diyince Mertin ağzının içinde küfür savurduğuna yemin ede bilirdi.

Kına gecesi geldi aklına..

2 gün önce...

"Siz burada ne yapıyorsunuz?" diye soran tanıdık sesle Leyla utançtan Mertin arkasına saklanırken Mert öfkeli bakışlarını Canın üzerine dikmişti.

"Ne istiyorsun Can?" diye sordu gayet ciddi ve sinirli bir ses tonuyla.

"Sizin burada ne yaptığınızı öğrenmek istiyorum mesela?" Canın sesi eğlendiğini belli eden bir tondaydı. Yüzünden her an güleceğini vaad eden bir ifade vardı.

"Seni ilgilendirmez, kardeşim."

"Nasıl ilgilendirmez o kız benim kardeşim sayılır?"

Daha fazla dayanamayan Leyla saklandığı yerden çıkıp "Ya gıcıklık etmesene, mahalle kabadayısı mısın? Git yoksa bana işin düşdüğünde yaptıklarını ödetirim sana." diye tehdit etti.
Can kahkaha ata ata çıkışa doğru yürürken, adım atmayı bırakıp Merte döndü. "Eğer onu üzersen yakana yapışan ilk kişi ben olurum." dedikten sonra ıslık çala çala dışarı çıktı.

Hatırladıklarıyla Leyla gülümserken Mert yeniden sinirlenmişti. Leyla Mertin sinirlendiğini anlayınca elini uzatıp Mertin yanağına okşadı.

Mert derin nefes alıp "Sen bana napıyorsun diye sormaktan yoruldum ama cevap bulamıyorum. Bildiğin tek şey seni istemem.."

Leyla bakışlarını Mertten çekip denize çevirdi. Karşısındaki adama deliler gibi aşıktı. Duyguları karşılıklı olmasa bile bu adam onun için çok değerliydi.

Ama yeniden kendini ona teslim ede bilir miydi?

Bakışlarını yeniden Merte çevirsede gözlerine değilde gömleğine bakıyor düğmesiyle oynuyordu.

Titrek bir sesle "Mert, bu yaşadığımız şey çok güzel ama.." dedikten sonra yutkunma isteği duydu.

Mert ona değilde düğmeye bakan Leylanın çenesinden tutup bakışlarını gözlerinde sabitledi.

Gözleri mi dolmuştu? Yoksa onu istemiyor muydu?

Sabırsızca "Ama ne?" diye sordu.

"Ama ben seninle birlikte olamam, yani bir daha öyle bir şey yapamam. Kendimi geçtim aileme bunu yapamam."

Mert duyduğu karşısında rahat bir nefes verip Leylayı kendine çekti. Leyla buluştuğu sert göğüste kendini mutlu hissediyordu. Sanki ait olduğu tek yer burasıymış gibi hissediyordu.

"Ben senden öyle bir şey istemedim.." Leylayı kendinden uzaklaştırıp gözlerinin içine bakıp "demek istediğim o ki, bir şeylerin ne olduğunu anlamamızı beklememize gerek yok. Sadece bileyim ki, elini tutacağım benimsin diye bileceğim.." dedi.

Leyla duyduklarının yanlış olmamasını diliyordu içten içe. Gözlerini kırpıştırarak Merte bakıyordu.

Mert sakin bir tavırla "Aşk vaat edemem. Sevgi vaat edemem ama sadakat vaat ederim.." dedi.

Leyla aşk duyunca içinin acıdığını hissediyordu. Aşık olduğu adam ona aşık olamayacağını söylüyordu.

Ama Leyla aşıktı. Olsundu.

Leylanın aşkı ikisinin ilişkisine de yeterdi, değil mi? Belki de kendini kocaman bir yalanın içine atıyordu. Ama yaşamadan bilemezdi ki. Eğer isterse karşısındaki adamı bal gibi de aşık ederdi! Evet evet ederdi!

Gülümseyerek baktı Merte.
"Tamam aşk yok ilişki var." sonra aklına gelen şeyi tüm cesareti ile Mertin gözlerinin içine bakarak söyledi. "Aşk yok sevişmek yok."

İçindeki sürtük kış uykusundan uyanmıştı.

Mertin duyduğu şeyle keyfi bozulmuştu. Takıldığı nokta sevişmek yok değildi, aşk yoktu demek Leyla ona karşı bir şeyler hissetmiyordu.

Leyla alt dudağının dişlerinin arasına almış gülmemek için  büyük çaba gösteriyordu çünkü Mertin asılan suratını görmek onun için küçük ama güzel bir zaferdi.

"Yapma öyle." dedi Mert huysuz bir tavırla, kaşları çatılmıştı. Ama kızdığından değil Leylanın bu haraketi onu çıkılmaz yollara salıyordu.

Leyla şaşırmış bir şekilde "Neyi?" diye sordu.

Mert omuz silkip Leylayı kendine çekti. Hava soğumuştu, hele deniz sahilinde rüzgar daha çok esiyordu.

"Gidelim artık." dedi Leylayı kendine daha fazla çekerken.

"En güzel teklif, yorgunluktan geberiyorum."

Mert Leylayı kucağına aldığında Leyla çığlık atmıştı.

"Napıyorsun?"

"Daha fazla yorulmanı istemem." dedi göz kırparak.

"Ama ayakkabılarım.." derken başını Mertin göğüsüne yaslamış kalp atışlarını dinliyordum.

"Ben prensesi buldum bırak ayakkabıları kalsın.." demiş ve ardında durduğu yerde defalarca dönmeye başlamıştı.

Leyla deliler gibi kahkaha atıyor Mert ise sadece burnuna dolan kokunun keyfini çıkarıyordu.
Bir süre sonra yorulduğunda durmuş ve başı döndüğü için dizlerinin üstünü yere çökmüştü.

Leyla sessizce "Çook mutluyum.." diye fısıldamıştı.

Mert Leylayı yere bırakıp geriye dönüp ayakkabılarına bulup getirdi.

"Ya da kalmasın." deyip göz kırptı.

Leylanın kalkması için elini uzattınca Leyla elinden sıkıca tutup kalktı. Yürürken aynı anda üzerini kumlardan temizliyordu. Otelin önüne doğru giderken Mert elinden tutup içeriye doğru yönlendirirken anlamamışcasına Merte baktı.

"Hadi geeel.."

İçeri geçtiklerinde karanlık bir mekana girmişlerdi. Leyla adımlarını içeri atınca hafifce etrafa loş bir ışık yayılmıştı.

Etrafda sakin bir müzik  duyduğunda dönüp Merte baktı. Mert elini uzatıp "Sevişmek yok ama dans var." elini tutmuştu.

Leyla anın büyüsüne kapılmıştı. Aşık olduğu adamın kollarında çok güzel bir şarkız eşliğinde güzel bir an yaşıyordu. Belki sadece 5 dakika sürecekti bu büyü.. Belki de daha çok. Ama hayatı boyunca asla unutmayacaktı ne bu dansı ne de onu kollarına alan bu adamı.

Sessizce "Şarkı çok güzel." dedi.

Mertin bakışlarında anlamlandıramadığı bir ifade görmüştü.
"Güzel olan sensin.."
Şarkı bittiğinde Mert Leylanın elini bırakmadan yavaş adımlarla çıkışa doğru gittiler.

Çıkışta Mertin arabasına doğru gittiklerinde Leyla yürümek fikrinden taşınıp "Ben kendi arabamla gideyim." dedi.

"Aldırırız." dedi itiraz kabul etmeyeceğini belli eden bir sesle.

"Gerek yok gerçekten. Hem bugün çok yorulduk sen de git uyu."

Mert Leylaya anlamlı bir bakış atıp "Tamam o zaman." dedi.

İkisi de arabalarına binince farklı taraflara doğru gitmişlerdi.

Leyla aynı günde bu kadar mutluluğu yaşadığına inanamazken Mertse Leylanın ona hiss ettirdiği duygulara şaşırıyordu.

Daha bir ay önceye kadar tek gecelik ilişkileri olan adam şimdi yanında kalsın diye kadınla sadece sevgililik teklif etmişti.
"Ölüyor musun acaba? Ya da yaşlanıyor musun?" demişti kendi kendine yol boyunca.

Leyla eve girdiğinde çantasını gelişi güzel bir şekilde sehpanın üzerine bırakıp direk yatak odasına girmişti.

Elbisesinin fermuarını büyük enerji sarf ederek açtığında kollarında tutup bedeninden yere süzülmesine izin vermişti. Makyajını silmeden ve gecelik giyinme gereği duymadan üzerindeki iç çamaşırlarıyla birlikte kendini yatağa attı.

Yüzünde salak bir gülümseme eşliğinde dans ettikleri şarkıyı mırıldana mırıldana uyumuştu..

İlk dansımız...

Sabahın erken saatlerinde telefonunun çalmasıyla açtı gözlerini. Uzanıp yatağın diğer ucuna bıraktığı telefonu alıp ekranda yazan ismi okuyunca boğazını temizleyip "Babacığım." diye cevap verdi.

"Güzel kızım, nasılsın?" Babasının sesi neşeli geliyordu. Zaten babası disiplinli bir adamdı, güne erken saatlerde başlar, sabah koşusunu, haftasonu spor salonuna gidip saatlerce spor yapmayı ihmal etmezdi. O yüzden Leyla babasının bu enerjik haline şaşırmıyordu.

"İyiyim çok şükür, sen?" diye sorduğunde yeni uyandığı için sesi boğuk çıkmıştı.

"İyiyim ben de kızım. Bugün şirkete gelmeni istiyorum. Seninle işim var."

"Ama baba bugün cuma. Pazartesi gelsem olmaz mı hem dün düğündü yorgunum." diye mızmızlanınca hattın diğer ucundan gülme sesi duyuldu.

"Hadi bekliyorum, 1 saate orda ol." dedikten sonra kapatmıştı.

Leyla oflaya oflaya üzerindeki örtüye tekme ata ata yataktan kalkarken yeniden telefonunun sesi duyuldu ama bu kez mesajdı.
Mertdendi.

Günaydın :) diye yazmıştı.

Leyla mutluluk dansl eşliğinde Sana da günaydın:) hepiniz erken mi uyanıyorsunuz? Diye yazarken hala yatağın üzerinde dans ediyordu.

Anlamadım? Hepimiz derken kim?

Herkes!

Diye cevapladıktan sonra telefonu yatağın üzerine atmış koşarak banyoya girmişti. Banyodaki işlerini çabucak bitirdikten sonra üzerini giyinmiş makyajını bitirmiştı ışık hızıyla.

Evet evet doğru anladınız! Eğer bir kadın isterse ışık hızıyla bile hazırlanırdı hem de en güzel bir şekilde. Çünkü işin sırrı Mutluluktu. Küçük küçük mutluluklar. Mesela bir günaydın mesajı gibi mutluluklar..

O kadar çok düşünüyordu ki ne zaman şirkete geldiğini bile zar zor fark etmişti.

Girişteki görevliye selam verdikten sonra içeriye geçmiş ve merdivenlerle 12ci kata kalkmıştı.

Babasının sekreteriyle ayaküstü sohpetten sonra kapıyı çalarak içeri geçti. Babası bilgisayarda bir şeyler yazıyordu, gözlerini bilgisayardan çekip geleni görünce gözlerine ulaşacak kadar sıcak güıümsedi.

"Kızım gelmiş."

Leyla babasının yanına gidip yanağına öpücük kondurdu.

"Babacığım niye geldim?" dedi yüzünü asarak.

"Çünkü artık hep geleceksin. Sana ve çizimlerine ihtiyacımız var kızım. Bir kaç haftaya imzanı taşıyan proje tamamlanıyor ve şimdiden her kes çok beğendi. Bu teklifimi geri çevirme."

Leyla bilmiyordu ne söyleyeceğini ama babasını da kıramazdı. Eğet babssı gel diyorsa bildiği vardı elbet.

"Teklifinizi kabul ediyorum Ahmet bey. Ama pazartesinden başlarım işe." dedi gülerek.

Babası ile birlikte kahve içtikten sonra annesinin yanına gitmek için odadan çıkarken bir kadının babasının sekretiyle hararetli bir şekilde konuştuğunu görünce konunun ne olduğu ilgisini çekmişti.

Yanlarına gidip "Füsun hanım, bir sorun mu var?" diye sordu.
Yanındaki kadına kısa bir bakış attığında uzun boyu, ince beli ve kadınsı vücudu dikkatini çekmişti. Beyaz teniyle zıt bir şekilde simsiyah uzun saçlara sahipti. Dolayısıyla her erkeğin hayalindeki olgun kadınlardan biri kesinlikle bu kadındı.

Sekreter bıkkınlıkla acı bir şekilde gülümseyip "Hanımefendi, Mert beyle görüşmek istiyor ama o henüz gelmedi." dedi.

Ya Mert beyi mi? Yolarım seni? Sen neden bu kadar güzellikte o adamı bekliyorsun? Daha bana aşık olmadı! Seni görünce kesinlikle sana aşık olur? Büyük popolu kadın!

İçinden sinirle konuşmasının aksine gülümseyip "Ya buyurun benim odamda bekleyin?" dedi eliyle odasını işaret ederek.
Yani küçük bir süre odası olmuştu. Umarım başkasına verilmemişti.

Kadın önden yürürken Füsun hanım bakışlarıyla teşekkür ediyordu.

Bakalım senin Mertle ilişkin neye dayanıyor?

Kapıyı açıp içeri geçmesi için yol verdiğinde kadının yüzünü daha daha iyi inceleme şansı bulmuştu.

Kadının dolgun dudakları, pekte küçük sayılmayacak ince burnu ve kehverenginin en yaygın tonunda gözleri vardı.

Oturması için koltuğu gösterdiğinde "Tanışamadık, Leyla." dedi.

Kadın gülümseyip "Ben de Damla. Siz Ahmet beyin ressam kızısınız, değil mi?" diye sorunca Leyla gülümseyip "Evet kendisiyim."

Havadan sudan konuşurken Leyla içmek için kahve istemişti. Şimdiki niyeti Mertle bu kadının arasındaki ilişkiyi öğrenmekti.
Boğazını temizleyip "Mertle eski arkadaşsınız sanırım." dedi.

"Sayılır. Aynı bölümü okuduk. Mert bana aşıktı ama ben gidince ilişkimiz koptu. Şimdi onarma zamanı diye düşünüyorum."

Aşk mı? Aşka inanmayan Mert aşık mı olmuştu? Peki bunu bilmek Leylanın canını niye yakmıştı. Tüm mutluluklar acı olarak geri mi dönüyordu.

"Mert size aşık mıydı?"

Kadının yüzüne baktığında sinsi bir şekilde gülümsediğini fark etmişti.

Tam bir şeyler söyleyeceği sırada kapı aniden açıldığında Mertin sinirli bir şekilde odaya girdiğini görünce yerine sinmişti.

Niye sinirlendin ki? Yoksa gizli aşkınla tanışdığın için mi? Diye geçirdi içinden.

Mert Leylanın yüzüne baktığında gözlerinde gördüğü üzüntüyle Damlanın yanlış bir şeyler anlattığını anlamıştı.

Damla yerinden kalkıp Mertin boynuna sarılınca Leyla acı bir gülümseme gönderdi Merte. Sonra bakışlarını cama çevirdi.

Mert soğuk bir şekilde Damlayı kendinden uzaklaştırıp "Neden geldin?" diye sordu.

Leyla daha fazla dayanamayarak çantasını alıp "Siz rahat rahat konuşun." deyip odadan çıkacağı sırada Mertin arkasından "Leyla dur." dediğini duysa da daha fazla kalamadı.

Gitmek uzaklaşmak istiyordu. Kalmak bu sahneyi izlemek aşkına kalbine edilmiş hakaretti. Oysa sadece güçlü insanların yapa bildiğini yapmış Gitmişti..

Continue Reading

You'll Also Like

154K 4.7K 57
Kötülüğün ortasında büyüyen bir insanı kötü olduğu için suçlayamazsınız. Gülmesine izin verilmeyen birini gülmediği için yadırgayamazsınız. Aşk uğrun...
422K 18.3K 16
*ÇEREZ TADINDA BİR HİKAYE* Buse ve Cemil'in Hikayesi. Buse'yi psikopat babasından korumak için tutulmuş bir korumaydı Cemil. Tek görevi kadını korum...
1.1M 47.8K 43
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
2.3K 93 27
Hala sana aşık olduğum yaştayım Alper. Şirin'in hala 26 yaşında... İçindeki ateş kül ediyordu Alper'i. Gece gündüz sevdiği kadını aklından çıkarama...