Ateş'in İzleri

1 -Tanışalım o zaman- +18

Bölüm +18 içeriklidir. Önceden söylemek istedim. Her kese iyi okumalar.

Içdiği ikinci kadeh en sevdiği kırmızı şarap kanını ısıtmakla beraber hem de keyfini açmıştı. İçkiye fazla dayanıklı bir bünyeye sahip olmadığı için şimdiden çakırkeyif hissediyordu.

Barmene eliyle işaret ederek kadehi hafifce itdi.
Tek isteği bu gece içmek ve kendini kaybetmekti.

Barmen kadehi önüne koyarken hafif eğilip etraftaki yüksek sesli müzikten dolayı biraz bağırır gibi bir ses tonuyla "Bu gece hızlı başlamadınız mı?" diye sordu.

Burası hep geldiği gece kulübüydü. Dolayısıyla bar kısmında çalışan herkesle arası iyiydi.

Karşısında onu arsız bakışlarla süzüp sırıtsa da niyetinin iyi olduğunu bilen barmen gibi.

"Yok daha hızlanmadım say." dedi alayla.

Önüne konulan kadehi eline alırken ara sıra etrafa göz atıyordu.

Hepinizin yüzündeki gerçek gülüş mü? Yoksa siz de mi maskelendiniz en pahalı sahte gülüşlerle?

Herkesin yüzündeki ifadelere uzun süre bakmıyor, göz göze gelmekten çekiniyordu.

Mesela kızlar yanındaki sevgilisine asıldığını düşüne bilirlerdi.

Aklındaki saçma fikirleri gözlerini baydı. Yani sarhoş olmaya bu kadar az kalmışken neler üretiyordu bilinçaltısı!

Bir süre sonra yan tarafındaki kıpırtıyla kafasını haraketlenme olan tarafa çevirdi.

O an etrafa bir çift siyahın en koyu tonuna sahip gözün arkasından ateş saçan adam dikkatini çekti. Sanki her şey ağır çekimle bir anda olup bitmişti. Olduğu yerde donup kalmıştı. Bu bakışlara takılmak mıydı? Yoksa yabancı bir adamda tanıdık bir şeyler bulmak mı?

Adamı dikkatli bir şekilde izliyordu. Yüzünde kendini beğenmiş bir ifade vardı. Ama eğleniyor gibi değildi. Yanındaki adam kulağına bir şeyler söyleyince dudağının sağ köşesi yukarı kıvrılmıştı.

O an onda o kıvrılan köşeyi öpmek arzusu baş kaldırdı içinde.
Yuh sana! Neden bilmediğin adamın dudağının kıvrılan o çekici köşesini öpmek istiyorsun? Ama adam değil! Ateş adam! Taş adam! İnsanüstü varlık!

Sonra aniden adam onu izlediğini fark etmiş olacak ki, bakışlarını onun üzerine çevirdi. Sadece onu izleyen hatta arsızca süzen bakışlarını yakalamakla yetinmeyip bu sefer izleme ve inceleme işini o devr almıştı.

Öyle bakıyordu ki, Leyla bir an içini görüyormuş gibi hissetti. Bakışlarının yoğunluğu onu germişti. Sanki yoğunluktan soluğu kesile bilirdi. İzlendiğini bilmenin verdiği yoğun gerginlikten kurtulmak için karşısındakı kadehe odaklandı.

Üçüncü kadehi de kafasına diktikten sonra deyim yerindeyse kafasının içindeki dünya daha hızla dönmeye başladı, keyfi yükseldi, sanki kanının sıcaklığını tüm kuytu hücralarında hissetti.

Ama aklının büyük bir kısmını meşgul edense o delip geçen bakışlardı.

Bir süre sonra en sevdiği şarkı her tarafı inletmeye başlayınca oturduğu tabureden kalkıp dans pistinin en uzak ve tenha köşesine doğru yürümeye başladı.
Hızlı kalktığı için ve içdiği kadehlerle şarapın etkisiyle başı döndü ve duraksadı. Bir kaç saniye sonra  kendini toparlayıp müziğin kollarını bıraktı kendini.