Hoseok bütün gününü grup üyeleri ile geçirmişti. Sabah Jin'in yaptığı özel kahvaltıyla başlayan mükemmel bir doğum günüydü Hoseok için. Bir şey istemediği halde çocukların ona aldığı hediyelere ek olarak hayranlardan da bir çok şey gelmişti. Üstünü değiştirmek için odasına girecekken Taehyung birden kapıya arasına girdi.
"Hyungie benimle gelir misin?" Taehyung her zaman ki gülümsemesi ile Hoseok'un yüzüne baktı. Hoseok gülüp onun burnunu sıktı ve onu kapının önünde çekmeye çalıştı.
"Yorgunum Taehyung yarın gelirim."
"Hayır. Şimdi geleceksin." Taehyung Hoseok'un bir anlık şaşkınlığından yararlanıp onu dışarı sürekledi.
18 dakikalık bir yürüyüşün ardından bir binanın önünde durduklarında Taehyung onu bırakıp kapıdaki kilidi anahtarla açtı. Hoseok şaşkınlıkla Taehyung'u takip ettiğinde kapalı bir havuz göreceğini tahmin etmiyordu. Taehyung ceketini çıkarırken Hosoek havuzu ucuna yaklaştı.
"Ne yapacağız burada?"
"Bunu." Hoseok'un son duyduğu sesle kendini suyun içinde buldu. Kafasını dışarı çıkarıp nefes alırken tam önünde ıslak bir halde duran Taehyung'u gördü. Taehyung kollarını onun boynuna sarıp onu kendine çekti ve sarıldı.
"Doğum günün kutlu olsun Hobi." Taehyung geri çekilip elini cebine attı. İstediği şeyi bulduğunda, Hoseok'un elini tutup birden elini sudan çıkardı. Yüzükler?
"Ne alacağımı bilemiyordum o yüzden rastgele bir fan seçip sormuş oldum. Bak aynısı bende de var." Taehyung sağ elini kaldırıp ona gösterdi. Hoseok tebessüm ederken Taehyung sakin olmaya çalışıp yüzüğü onun parmağına geçirdi.
"Ellerin titriyor, bu çok şeker çiçek çocuk." Hoseok kendi eline bakarken Taehyung kafasını eğdi. Hoseok gülümserken elini onun beline attı ve onu kıyıya kadar çekti.
"Bunu artık çıkarmayacağım ama şimdi yurda gitmemiz gerek. Hasta olabiliriz hadi gidelim." Hoseok yavaşça merdivenleri çıkarken ikisi de gülümsemeden duramıyordu.