HARABE

By ElifKrkyn_

1.6M 69.6K 24.5K

Kaybolan çocukluğunun kelebeği bir kıvılcımı ateşledi. Kanatları yanan kelebek karanlığa karışmış bir adamın... More

HARABE
1.Bölüm " İrtihal'in Harekete Geçirdiği Ceylan"
2.Bölüm "İttifak "
3.Bölüm " İntikam Arzusunun Doğurduğu Yazgı"
5.Bölüm "Kaplanın İnine Yerleşen Ceylan "
6.Bölüm " Hesaba Katılmayan Yakınlık"
7.Bölüm " Seçim Yapma Şansı Olmayan Kaplan"
8.Bölüm "Kanatları Yanan Kelebek"
9.Bölüm " Korkuların Duvarlarına Çarpan Yakınlık"
10.Bölüm " Tanımı Olmayan His"
11.Bölüm "Kağıt Helva"
12.Bölüm " Kükreyen Kaplan"
13.Bölüm "Kaplanın kollarında Sakinleşen Ceylan"
14.Bölüm "Uraz Alakurt Dili"
15.bölüm "Salise"
16.Bölüm "Yağmurun Acı Anısı"
17.Bölüm"Zor Karar"
18.Bölüm "Tuzak"
19.Bölüm "Geçmişi Hatırlatan İz"
20.Bölüm "Hiçbir Şey Hissedemeyen Kadın"
21.Bölüm "Acıya Çalınan Elalar"
22.Bölüm "Son Bakış"
23. Bölüm "Kor Anılar Sokağı"
24.Bölüm "Tahta Göz Diken Kaplan"
25.Bölüm " Gittikçe Büyüyen Şüphe Tohumları"
DUYURU
26.Bölüm "Kaplanın Göğsünde Uyuklayan Ceylan"
27.Bölüm "Acığa Çıkan Gerçek"
28. "Geçmişin Gerçekliğinde Boğulan İnciler"
29.Bölüm "Anılar ve Acılar"
30.Bölüm "Çocukluğumun Elaları"
31.Bölüm "En Güzel Bedel"
32. Bölüm "Evine Ulaşan Kelebek"
33.Bölüm "Labirent"
34.Bölüm "Yoğun Hisler Karmaşası"
35.Bölüm "Alevler ve Hatıralar"
36.Bölüm "28 Nisan Gecesi Gölgelenen Hayatlar"
37.Bölüm "Kavrulan Tenler"
38.Bölüm "Geçmişin Karanlığından Süzülen Sırlar"
39. Bölüm "O Adam"
40.Bölüm "Kalp Durduran Teklif"
41.Bölüm "Senin Olan Sana Gelir "

4.Bölüm " Hedef Haline Gelen Ceylan"

43.2K 1.8K 118
By ElifKrkyn_

4.Bölüm "Hedef Haline Gelen Ceylan"

🦋

Alacaktık.

Ben Ayza Kılınç, karşımda duran Uraz Alakurt ile intikamımızı alacaktık. Ben ve Uraz Alakurt Pençeyi yok edecektik. Bunu duymak hoşuma giderken, yüzüme bir gülümseme oturdu. Bakışları kısa bir anlık yüzüme yerleşen gülümsememe kaymıştı. Ardından tekrar gözlerime baktı.

"Alacağız." dedim aynı kararlılıkla.

Birbirimizin gözlerine bakarken, ikimizin de gözleri ifadesiz görünüyordu. Ama aslında içimizdeki intikam ateşi daha çok harmanlanmıştı. Bakışlarımı ondan çekip manzaraya çevirdim tekrardan bir süre daha aynı pozisyonda manzarayı seyrettik. Batmakta olan güneş tamimiyle battığında. Ortamda ki sessizliğe son verdi.

"İçeriye geçelim."

Kafamı sallayıp onu onaylarken batan güneşin etrafa yaydığı kızıllığa son kez baktım. İçeriye doğru yürümeye başladık. Bizi fark eden koruma kapıyı çoktan çalmıştı, bir kız kapıyı açarken geçmemiz için yol verdi.

"Hoş geldiniz Uraz Bey." dedi benim yaşlarımda belki daha büyük olan çalışan elbisesi giymiş kadın.

Uraz baş selamı verip bir şey demeden ilerlerken, kadının bakışları bana döndü.

"Sizde hoş geldiniz." dediğinde tebessüm etmekle yetinip ilerleyen Uraz'ı takip ettim.

Uzun bir holden geçiyorduk. Mermer desenli gri tonlarının hakim olduğu duvarlarda beli aralıklarda tablolar vardı. duvarda asılı olan Beyaz kaplan ilgimi çekerken yaklaşıp daha yakından baktım. Fazla asil görünüyordu.

Uraz'ın gözden kaybolduğunu fark ettiğimde tabloyu incelemeyi bırakıp adımlarımı hızlandırıp ona yetişmeye çalıştım. Uzun koridor bitince merdivenlerin olduğu bir alana çıkmıştık. Geniş bir salon bizi karşılarken sade gold, siyah ağırlıklı koltuklar vardı. Evin kasveti ve ağırlığı biran için boğmuştu beni, etrafta çok fazla şey olmasa da ağır duruyordu.

Merdivenlerden çıkmaya başladığında onu takip ettim. Siyah mermer desenli basamakların trabzanları camdandı, tutacakları ise griydi. Kafamı kaldırıp üsteki cama baktım. Bu evi kim tasarlamıştı?

Merdivenleri bitirdiğimizde iki yana ayrılan koridor bizi karşılamıştı. Sağ koridora saptığında onu takip etmeye devam ettim, kısa koridoru döndüğünde iki kapı vardı. Kapının ilerisinde bir koridor daha vardı ama o iki kapının olduğu koridorda durmuştu.

Bir kapıyı açıp bana döndü. Gözleriyle geçmemi işaret ettiğinde dediğini yapıp içeriye girdim. Yine gri ve siyah tonlu bir oda beni karşılarken ruhumun giderek boğulduğunu hissetmiştim.

"Kalacağın oda." diye konuştuğunda ona döndüm.

"Şey daha renkli bir odan yok mu?" diye ona dönüp sordum.

"Tüm odalar bu tonda, ilerleyen zamanlarda beğenmediysen adamlara söyleriz hallederler." dediğinde ,kafamı tamam dercesine salladım. Şuan tek derdim odaymış gibi.

"Tek sorunum odanın tonuymuş gibi.." diye mırıldandım duymadığını sanarak.

"Sağlam zihin için sağlam uyku gerekir. Boğucu gelen bir odada sağlam uyku olmaz. Yani tek sorunumuz olmasa da üçüncü dördüncü sorunumuz olabilir." dediğinde gülmüştüm. Benim gülen suratımın aksine onun yüz ifadesi oldukça ciddiydi. Bu beni biraz şaşırtmıştı.

" Uyu dinlen. " dedi odadan çıkmak için hareketlenirken.

" Bekle. Konuşmayacak mıyız? " deyip onu durdurdum.

" Ağır bir gün geçirdin, dinlen. "dedikten sonra odadan çıkmıştı.

Ağır bir gün. Çağrı... bir süre hareketsizce aynı pozisyonda durdum. Daha sonra kendime gelirken, yalnız kaldığım odaya baktım. Pencereye doğru ilerlerken perdeyi çekip pencereyi açtım. Gördüğüm deniz manzarası yüzüme tebessüm oturturken odayla ilgili düşüncelerim biranda dağılmıştı. Tabi hemen sonra gözlerimin önünde Çağrı'nın cansız bedeni tekrardan belirmişti.

━━☯━━

Uraz bahçeye çıkarken, adamların olduğu siyah cam sera tarzı dizayn edilmiş alana yürümeye başladı. İçerisi dışarıdan görünmüyordu, içeriye girdiğinde onu gören Sinan, Musa, Cem ayaklandı.

"Hoş geldin abi." dedi Sinan saygıyla.

Uraz baştaki sandalyeyi çekip otururken, eliyle onlarında oturması için işaret verdi.

"Anlatın." diye sordu lafı uzatmadan.

Cem doğrulup önünde ki dosyayı Uraz'a doğru uzattı. "Ayza Kılınç, yirmi üç yaşında. Burhan Kılınç ve Aslıhan Kılınç'ın tek çocuğu. On yedi yaşında ailesini trafik kazasında kaybetmiş, on sekiz yaşına girmeye yakın Kutay'la tanışmış. Sabıkası yok." dediğinde önündeki dosyayı inceleyen Uraz dosyadaki Kutay ve kızın fotoğrafına baktı.

"Birlikte mi yaşıyorlarmış?" diye sormuştu.

"Hayır abi. Kız kendi evinde kalıyormuş. Kutay'ın ölümünden öncesine kadar, daha sonra akıl hastanesine yatırmışlar kızı yirmi gün falan orada kalmış , sonra Çağrı denilen adam onu oradan çıkarıp Kutay'ın evine getirmiş." Dediğinde kafasını ağırca salladı.

Akıl hastanesinde kalacak kadar çok mu seviyorsun bu adamı diye sordu kendi kendine.

"Diğer konu?" dedi, Ceme göz ucuyla bakarken.

"Detaylı araştırdım abi, karanlık tarafta kızı gören olmamış, sadece birkaç kez davete denk gelen olmuş. Oda Kutay'ın katıldığı davetlerde Kutay'ın yanında durmuş. Köstebek veya ajan değil." Dedi eminlikle.

Bu beklediği bir şeydi, her ne kadar cesur bir kız görünse de acemiydi, düşünmeden hareket ediyordu.

" Yangın olayı? " diye sordu.

"Abi kamera kayıtlarını inceledik. Plaka sahte, adamların yüzü maskeli olduğu için görünmüyor. Dört araçla ve keleşlerle gelmişler, pusuda bekliyorlarmış yani planlı bir suikast." dedi Cem.

"Peki ev?" diye sordu Uraz kaşları çatılırken.

"Abi ev yok. Evi mahvetmişler, adamları öldürdükten sonra evi yakmışlar." dediğinde çenesiyle oynadı Uraz.

"Kart?" diye sordu Sinan'a bakarken.

"Pençenin kartı." dedi Sinan sıkıntıyla.

"Pençe mi yapmış yani? " dedi tok bir sesle. Adamları sıkıntıyla ona baktı.

"Öyle görünüyor abi." dedi Cem.

Bu işte ters olan bir şeyler var diye düşündü Uraz. Bir şeyler eksikti, bakışlarını tekrar Ceme çevirdi.

"Kutay hakkında ne öğrendin?"

"Çekiçle iş birliği yapmış, iş birliğinden iki gün sonra öldürülmüş." Dediğinde şimdi biraz kafasına yatmıştı. Madde ticareti yapmışlar. Bu yüzden mi öldürdüler Kutay'ı diye düşündü.

"Dediklerimi yaptın mı?" diye sordu yaralı olan Musa ya bakıp.

"Evet abi. Tembih ettiğin gibi, korumaları artırdım, yarın ki toplantıyı öğleden sonraya aldırdım. Köpekleri kızı görünce tanımadıkları için saldırırlar diye bağlattım."

"Güzel." dedi arkasına yaslanırken.

"Abi af buyur da bir sorum olacak." dedi Musa çekinerek.

"Sor Musa." dedi Uraz ne soracağını tahmin etmekte zorlanmazken.

"O kız burada mı kalacak? "dedi Musa hoşnutsuz bir sesle.

"Evet Musa." diye yanıtladı onu Uraz kendisini de şaşırtarak.

"Bu onun için riskli olmaz mı abi?" diye araya girdi Cem.

"Koruruz." diye yanıtlamıştı tok bir sesle.

"Elbette koruruz abi de, biz şimdi ona ne diyeceğiz? Af buyur yenge mi diyeceğiz?" dediğinde Uraz kısılmış gözlerini Sinan'a çevirdi.

"Yerine göre Sinan yerine göre." elini kaldırıp Sinan'ın omuzuna koydu.

"Gerektiği yerde yengen. Gerektiği yerde Ayza Hanım. Anladın mı?" diye sorarken Sinan acıyla yüzünü buruşturdu.

"Anladım abi... Vala anladım." Derken omuzunu kurtarmaya çalışıyordu. Onun bu haline bıyık altından gülüyordu arkadaşları.

"Benim aklıma bir şey takıldı." dedi Musa düşünürken, bu sayede tüm bakışlar ona dönmüştü. "Bu kız eğer dediğiniz gibi bu kadar çok kayıp verdiyse, nasıl bu kadar sakin ve duygusuz durabiliyor?" dediğinde hepsi kısa bir anlık sessizliğe gömülmüştü.

"Ailesini kaybetti, yakın zamanda ise sevgilisini ve daha bugün ona yardım eden adamları kaybetti. Hem de gözlerinin önünde ama fazla tepkisiz. Bu durum sizde de şüphe uyandırmıyor mu?" diye sordu Musa dayanamayıp.

Uraz onu gördüğü anı düşündü. Kesinlikle öfkesi sahte değildi, tıpkı bugün göz bebeklerine sinen korkunun gerçekliği kadar gerçekti. Odaya girdiğinde gözyaşlarını hızla sildiğini de fark etmişti, güçlü durmak istiyordu. Bu yüzden duygularını gizliyordu, bunu fark etmişti. Ama yine de bu denli sert durması onunda aklına takılmıştı.

"Duygularını dışa yansıtmıyor olabilir." Dedi Sinan

"Bir dakika." Dedi Cem aklına dosyadaki bir şey takılırken. "Abi izninle." Dedi dosyayı önüne çekip kurcalarken. Son sayfayı açarken parmağını yazan yazıların üzerinde gezdirdi aradığı şeyi bulunca keyiflendi. "Yes, tam tahmin ettiğim gibi." Dediğinde diğerleri ona anlamsızca baktı.

"Ne oldu oğlum?" diye sordu Sinan'an kendini tutamazken.

"Aleksitimi." Dediğinde iki arkadaşı da ona aval aval bakarken, Uraz çoktan anlamıştı her şeyi.

"Ne sitemi, ne sitemi?" dedi Musa anlamazken.

"Sitemi değil salak. Aleksitimi, Duygusal sağırlık demek. Hastanede ki hemşire kızda orta düzeyde Aleksitimi olduğunu söyledi. Yani acı çekiyor, tepki eriyor ama bu anlık yada kısa sürüyor." Diye devam etmişti.

"Vay anasını." Dedi Sinan şaşırırken.

"Abi?" dedi Sinan dayanamazken, Uraz göz ucuyla Sinan'a yine ne var dercesine baktı. "Düşündüm de acaba sende de Aleksitimi olabilir mi?" diye sorduğunda Uraz kaşlarını çatıp. "Sinan!" diye ikaz etmişti. Sinan koltuğunu ondan hızla uzaklaştırdı.

"Şakaydı ya, valla şakaydı." Dedi ellerini iki yana açıp teslim olur gibi yaparken.

Diğerleri onun bu haline gülerken Uraz Alakurt düşünceliydi. Aleksitimi sevgisizlikten gelen bir hastalıktı, düşünüyordu ağır düzey ne yaşamış olabilirdi ki Aleksitimi ye yakalanmıştı. Peki aleksitimiyken Kutay'ı nasıl sevmişti?

Onu ilgilendirmeyen konuları sorguladığını fark ettiğinde düşüncelerini dağıtıp, sobanın üzerindeki çaydanlığa kısa bir bakış attı.

"Cem çay yok mu?" diye sordu.

"Var abi olmaz olur mu? Hemen koyuyorum." dedikten sonra ayaklanıp sobanın üzerinde ısınan demliğe yaklaştı.

━━☯━━

Adam aldığı haberle birlikte hışımla bahçeye girdi. Kenardaki saksıya tekme atarken, saksı devrilip toprakları etrafa dağılmıştı.

"Kahretsin!" diye bağırdığında bahçede oturan yaşlı adam ayaklanıp yanına yaklaştı.

"Evlat sakin ol. Ne bu halin? Neler oluyor?" diye sordu karşısında kızgın boğa gibi solan adama bakarken.

"Alakurt!" dedi dişlerinin arasından tıslarken. Yaşlı adam kaşlarını attı.

"Yine ne yaptı?" diye sordu.

"Kızı, Ayzayı yanına almış." Dediğinde yaşlı adam bastonunu yere vurdu.

"Bu hiç iyi olmadı. Adamlar kızı uyarmamış mıydı bugün?" diye sordu.

"Uyardılar, tüm adamlarını temizlediler. Ama anlaşıla uyarıyı dinlememiş Uraz Alakurt'un yanına gitmiş direk." Dedi öfkeyle adam.

"Şimdi ne olacak? Duracak mıyız?" diye sordu burnundan soluyan adama bakarak. Adam hızla ona baktı, gözlerindeki ateşi fark etmişti yaşlı adam.

"Asla! Asla, durmayacağız!" diye bağırdı adam hiddetle.

"Kız ne olacak?" diye sordu yaşlı adam.

"Uyardığımız halde kendisi tehlikenin kucağında olmayı seçti. Kızı gözden çıkarıyoruz, artık kızda hedefler arasında. O masadaki herkes gibi." dedi.

E. K

Continue Reading

You'll Also Like

6.4M 206K 103
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...
591K 24.9K 22
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
ALACAKAN By Yazal

Teen Fiction

389K 26.4K 9
Kalbini savaş meydanında bırakmış bir asker, o intikamı elbet bir gün alır. ... Alakurt lakâbıyla bilinen Kurter Alacakan, ülkesinin en başarılı aske...
61.9K 5.7K 67
Asi ve Alaz Twitter üzerinden tanışırlar.