Peruk

By regruby

124K 4.9K 1.6K

17 yaşında bir genç kız... Ne kadarını planlamıştı? Kontrol hep elinde miydi yoksa o da kendi oyununun bir... More

1
2
3
4
5
6
7
8
TRAILER (Tanıtım Videosu)
10
11
12
13
14
16
Peruk (Tanıtım Videosu 2)
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30 (FİNAL?)

15

2.1K 154 32
By regruby

Harvey'le sonunda anlaşmaya varan Madison mutlu mutlu odasına döndü. Her yer çok karanlıktı. Kendini lavaboya doğru sarkıtırken neredeyse düşecekti. Odaya geçip yatağına uzandı ve gözlerini kapadı. Neredeyse uykuya dalıyordu ama bir anda nefesinin kesildiğini hissetti. Nefes alamıyordu çünkü biri onun boğazını sıkıyordu. Karanlıkta görebildiği tek şey onun buz mavisi gözleriydi. Madison dudaklarını korkuyla araladı.

"Cole?"

Karanlıktaki ses "Tekrar tahmin et." dedi ve yüzünü Madison'ın yüzüne biraz daha yaklaştırdı. Madison buz mavisi gözlerin içindeki nefreti ve acıyı gördü. Korkudan göz bebekleri kocaman olmuş, dili tutulmuştu... Colton boşta kalan eliyle yatağın baş ucundaki gece lambasını yaktı. Ölüyorum, diye düşündü Madison Colton'ın kavisli yüzünü incelerken. Tükenmiş görünüyordu. Colton, Madison'ı yatağın dışına sürükledi ve duvara yasladı. Sonra boğazını saran ellerini tiksintiyle geri çekti. Madison yere kapaklandı... Bir yandan nefes almaya çalışıyor bir yandan da öksürüyordu. O anda karnına yediği güçlü tekme yüzünden acıyla inledi.

"Hayır... Hayır... Bu senin için çok merhametli bir ölüm olurdu."

"Sana söylüyorum Madison Burberry, bu iş burada bitmeyecek..."

Colton Madison'ın suratını tek eliyle kavradı ve onu sarstı. 

"...Çok acı çektiğinden emin olacağım..." 

Madison yaşadığı şeyin gerçekliğinden emin olamıyordu. Colton buraya nasıl girmiş olabilirdi ki? Burada olduğunu nereden bilebilirdi? Bunların hiçbiri mantıklı gelmiyordu.

"Bana zarar vermen onu geri getirmeyecek." Dedi en sonunda. Yavaş yavaş doğrulmaya çalıştı. Colton kalkmasına fırsat vermeden bir tekme daha savurdu. Ağzı yüzü kan revan içindeydi. Biri sorarsa bunu nasıl açıklayacağını düşündü. 

Hemşire onu bulduğunda Madison yerde baygın halde yatıyordu. 

"O burada!" diye bağırmaya başladı. "Colton burada! Beni öldürecek." Ağlıyordu. Hemşire "Burada kimse yok Madison." Dedi. Doğru da söylüyordu. Madison etrafa baktığında kimseyi görememişti. 

"Sanırım rüya gördüm." Dedi. Hemşire Madison'a yatağına kadar eşlik etti. Hemşire gider gitmez Madison havalandırma deliğine koştu. Bu şekilde odasında kalamazdı. Sürüne sürüne Jamie'nin odasına gitti. Jamie odasında değildi. Madison yönünü Harvey'nin odasına çevirdi. 

"Bence katil kesinlikle sevgilisi. En başından beri şüpheli davranıyor. Hem motifi de vardı." dedi Harvey. Jamie'yle Harvey belli ki film gecesi yapıyordu. 

"Bilmiyorum. Ben hala üvey annesi olduğunu düşünüyorum. Miras bölünmesin istiyor çünkü." 

"Ben geldim!" diye seslendi Madison. Jamie ürkmüştü. "Kim konuştu lan?" 

"Havalandırmanın hayaleti..." dedi Harvey. Madison'ın sesini hemen tanımıştı. "Sana bu şekilde odama gelmemen gerektiğini söylemiştim." 

"Biliyorum ama bu acil bir durumdu. Lütfen beni alır mısın?" 

Harvey koltuktan kalkıp havalandırmaya doğru yürüdü. "Senin yüzüne n'oldu böyle?" 

"Dayak yedim. Sanırım." 

Harvey apar topar Madison'ı aşağı indirdi. Jamie de yanlarına gelmişti. "Kim yaptı bunu? Görevlilerden biri mi?" 

Madison hayır anlamında başını sağa sola salladı. "Boş verin. Önemli değil. Buradan nasıl çıkacağız?" 

"Harvey'nin bir planı var." dedi Jamie. 

"Harvey'nin planı falan yok." diye çıkıştı Madison. "Sana aylardır yalan söylüyor."

Harvey şok olmuştu. Madison'ın bunu söylediğine inanamıyordu. Özellikle de aralarını düzelttiklerini sanırken... 

"Nasıl yani?" dedi Jamie.

"Bak... Bir planım vardı. Ama olmadı işte. Yeni bir plan bulacağım. Her zaman bulurum." 

"Boş versene!" diye bağırdı Madison. "Ona ihtiyacımız yok Jamie. Bizi oyalıyor farkında değil misin?" 

"Bunun doğru olmadığını biliyorsun!" Dedi Harvey. İlk defa sesini bu kadar yükseltmişti. Madison biraz korktuğunu kabul edebilirdi ama geri adım atmaya niyeti yoktu. 

"Onu doktoruyla konuşurken duydum! Harvey'e isterse gidebileceğini ama senin buradan asla çıkamayacağını söyledi!" 

Jamie, Harvey'e döndü. "Ne? Carl mı söyledi bunu?"

Harvey, Jamie'ye cevap vermedi. "Madison neler oluyor? Ne yapmaya çalışıyorsun?" 

"Sadece buradan çıkmak istiyorum." dedi Madison ve yere oturup ağlamaya başladı. 

"Ben biraz hava alacağım." dedi Harvey. Kendini dışarı atmak ve oradan uzaklaşmak istemişti.

Döndüğünde Madison daha sakin görünüyordu. Jamie'yle bir şeyler konuşuyorlardı ama o gelince sustular.

"Sinir krizin bitti mi?" diye lafa girdi Harvey. O gelince susmalarına biraz bozulmuştu. Madison neyse de Jamie'nin böyle davranması onu üzerdi.

"Yeni bir tane başlatmamı ister misin?" dedi Madison. Belli ki kendine gelmişti. 

"Neyse... Sen Jamie'yi buradan çıkarmak için uğraşmadığın için ona ben yardım edeceğim." 

Harvey yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştı. "Sence onu buradan çıkarma şansım olsa bunu yapmaz mıydım?" 

Harvey Jamie'ye döndü. "Sen de mi böyle düşünüyorsun?"

Jamie bir şey söylemedi. Ortalığı kızıştırmaktan yana değildi. "Peki." Dedi Harvey. "Siz bilirsiniz." 

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes kendi halindeydi. Jamie koltuğun kenarında uyukluyor, Madison çekmecede bulduğu bir dergiyi kurcalıyor, Harvey' de konsolda oyun oynuyordu. Sessizliği bozan Madison oldu. 

"Buradan istediğinde çıkabiliyorsan... Neden burada kalmayı seçiyorsun?"

Bu Harvey'nin de sık sık düşündüğü bir şeydi. "Bilmiyorum. Başlarda korkuyordum. Şimdi Jamie için kalıyorum. Dışarıda beni bekleyen güzel bir şeyler de yok açıkçası."

"Ne gibi şeyler mesela?" diye sordu Madison.

"Bilmem. Aile, arkadaşlar falan."

Madison da bunlara sahip değildi. En azından artık değildi. Buradan çıkıp ne yapacağını bilmiyordu. Annesinin evine dönemezdi. "Çok uykum geldi." Dedi. "Ben gidiyorum." 

"Burada kal istersen." dedi Harvey. Yatakta kenara kaydı. "Zaten ufacıksın. Bence sığarız." Madison gülümsedi. Harvey ona ilk defa iyi mi davranmıştı? Yatakta Harvey'nin yanına kıvrıldı. "Harvey..." dedi fısıldayarak. "Neden buradasın?"

Harvey gözlerini devirdi. "Uykun var sanıyordum?"

"Offf...İyi tamam." 

Madison arkasını dönüp uyumaya karar verdi. Ne diye uğraşıyordu ki sanki? Harvey soğuk nevalenin tekiydi.

"Bir erkek kardeşim vardı... Onu çok seviyordum, gerçekten. Bir gün merdivenlerin başında oyun oynuyorduk--" Durdu ve gözlerini kıstı.

"--Babamın o zaman bir sevgilisi vardı... ki sonra karısı oldu--" Tekrar durdu ve yutkundu. Konuşmakta zorlanıyor gibi görünüyordu. "Bir şeyden dolayı kardeşimi azarlamaya başladı. Ne olduğunu hatırlamıyorum gerçekten çok küçüktüm... Kardeşimi itti ve o da dengesini kaybedip merdivenlerden aşağı yuvarlandı..." Harvey eliyle başını ovuşturdu.

"Düştüğü yerde can vermişti.. O kadar korktum ki... Kadın onu benim ittiğimi söylediğinde inkar bile edemedim... Babam bunu neden yaptığımı hiç anlayamadı ve beni buraya getirdi."

"O günden sonra babanı görmedin mi?"

Konu Madison'ın ilgisini çekmişti.

"Görüyordum... Özel günlerde. Her sene doğum günümde mutlaka gelirdi mesela. Birlikte dışarı çıkar gezerdik... Geçen yıl doğum günümde saatlerce bekledim ama kimse gelmedi. O gün kötü haberi aldım.." Harvey zar zor yutkundu.


"..Ölmüştü."

Madison uzun süre sessiz kalınca Harvey devam etmesi gerektiğini düşündü.

"Babamın sahip olduğu tüm mal ve mülke sahip olmak istiyor. Ben hayatta olduğum sürece bunun mümkün olmadığının farkında tabii."

Madison havadaki hüznü dağıtmak için gülümsedi. Dakikalardır konuşmamıştı çünkü ne diyeceğini bilmiyordu.

"Bütün bunları bilip burada kalmaya nasıl devam ediyorsun? Hakkın olanı almak gelmiyor mu içinden? Babanın sana bıraktığı mirası devralmak istemiyor musun?"

Harvey kaşlarını çattı. "Ne çok soru sordun öyle!" dedi muzip bir tavırla. Madison cevap vermedi. Çünkü çoktan uyuyakalmıştı. Harvey onun üstünü nazikçe örttü ve kendi köşesine kıvrıldı. Bir yandan Madison'ın söylediklerini düşünüyordu. Babasının öbür taraftan kendisini izlediğini düşündü. Ne büyük bir hayal kırıklığıydı onun için. "Çünkü salağın tekiyim." dedi fısıldayarak. "Sorularının cevabı bu." 

Continue Reading

You'll Also Like

14.6K 2.2K 23
Tek ortak noktaları film olan iki insanın konuşmaları ya da onun gibi bir şey. ~ 11.7.17
284K 9.6K 34
Bora'nın üzerime gelen adımlarıyla birkaç adım daha ondan uzaklaşmak istesem de yatağa çarpan bedenimle durmak zorunda kaldım. Gözlerimin derinine ba...
2.4K 429 18
YETERİNCE ZORLARSANIZ POLLYANNA BİLE KATİL OLABİLİR. "Korkmak değildi bu, geleceği görmekti sanki. Başına gelecekleri hissetmek ve gelmesini engelley...
6.3K 1.8K 10
Parmak uçlarımın kalem dokusuna aşina olduğu dönemlerde yazıp sonra unuttuğum, yıllar sonra kim bilir belki de satır aralarında kendini bulma ümidiyl...