Gece'nin Kızı #Wattys2016

By ipekskywalker

25K 1.7K 524

Luna ne çok garip ne de çok normal bir hayat yaşamaktadır. 1 yıldır onu gizlice takip eden insanlar artık onu... More

Bölüm 2: Asterm?
Bölüm 3: Element Okulu
Bölüm 4: Kütüphane
Bölüm 5: Kasaba
Bölüm 6: Antrenmanlar
Bölüm 7: Bay Caylard
Bölüm 8: Sonsuz Orman
Bölüm 9: Yıldızlar her yerdedir.
Bölüm 10: Güneş Bölgesi
Bölüm 11: Işık Küresi
Bölüm 12: Cadı Bölgesi
Bölüm 13 Yemekhane
Bölüm 14: Ceza
Bölüm 15: Tuzak
Bölüm 16: Ruh
Bölüm 17: Saldırı
Küçük Not
Bölüm 18: Peri Diyarı
Çığlık Dağları (Part1)

1. Bölüm: Takip

4K 157 47
By ipekskywalker

Medyayi Luna olarak hayal edebilirsiniz
***
Ellerimi üşütücü soğuğa karşı korumak için birbirine sürdüm. Çevreme biraz bakındım. Labirent gibiydi. Ağaçlar,karlar,karların altından hafif gözüken otlar. Keşke o egosu kendinden büyük arkadaşlarımla (!)bu lanet kış evine sürüklenmeye zorlanmasaydim. Omuz silktim. O gerizekalilarla ayni ortamda durmaktansa kocaman ve -10° olan bir ormanda kaybolmayi tercih ederdim.

Biraz daha yürüyüp eski ayak izlerimi bulmaya çalıştım. O kadar kar yağıyordu ki! Eski ayak izlerimi çoktan kapatmış olmalı. Kapatmasa bile bu karda onları göremem ki.

Bir ağacın altına gidip oturdum. Garip bir hayatım vardı zaten. Beni takip eden adamlar, kaybolmuş bir aile, asosyal ama sosyallliğe zorlanan kendim.

Beni takip eden adamlar derken gerçekten takip etmekten bahsediyorum. Tam 1 yıl oldu onları fark edeli. Bana o sinsi gözlerini dikip yaptığım hareketleri dikkatlice izliyorlardı. Yanıma yaklaşıyorlardı ama sadece izliyorlardı. Bu durumu daha korkunç kılıyordu zaten. Umarim buraya gelecek kadar aptal olmazlar.

Derken bir dal kırılma sesi geldi. Hızla ayağa kalktım. Bir tavşan olabilirdi yada bir geyik, kızgın bir geyik, daha kötüsü ayı bile olabilirdi! Ondan da kötüsü bir insan olabilirdi!

Hızla geri sıçradım. Ne olursa olsun. Bu ormanı benden daha iyi biliyor olabilirdi. Zaten 1-0 önde olabilirdi. Bu korkuyla ve refleksle hızla koşmaya başladım. Ayak izlerim daha az gözüksün diye otlara basmaya çalışıyordum. Arkama bakmadan koşarken ayak sesleri bana yaklaşıyor. Hızla koşarken nefes almam gerekiyordu ama bu kesici soğuk akcigerlerimi ağrıtıyor, nefes almamı imkansız kılıyordu. Sadece biraz daha dayanabilirim. Zaten önceden geri yolu bulmak için o kadar yürümüştüm ve o yorgunlukla koşuyorumdum.

O sırada ismimi seslenen Cara'yı duydum,

- Luna! Luna nerdesin? Lunaa!

Diğer kişilerde ona yardım ediyor adımı yüksek sesle sesleniyordu. Boğazımı temizleyip ve olduğum yerde durup,

-Burdayım!, diye bağırdım.

-Hey duydunuz mu? Ses buradan geldi.

Biraz daha bana sesleninen yere doğru koştum. Koştum tabi ki arkamda acımasızca biri var ya da her neyse işte!

Onları görür görmez Cara'yı bulup sarıldım.

O burada ki kişilere karşın tam benim gibi birisidir. Egosu falan yoktur. Zor zamanlarımda yardımıma ,annanemden sonra, gelen kişidir.

Mark bana bakarak,

-Nereye gittin sen öyle? Seni ne kadar aradık haberin var mı acaba? Böyle bir şey birdaha yapma!

Cara'nın söze atlamasina izin vermeden ben konuşmaya başladım.

- Sadece bir hava alayım dedim. Nereden biliyim kaybolacağımı.

O kadar koşudan sonra soluklanmak için oturacak bir yer aramadan direk karın üstüne oturup dinlendim.

Adını bilmediğim bir kız,

-Bu kadar soluklandiğina göre baya korktun,dedi gülerek.

Hı evet canim arkandan atlı gibi koşturan bi varlık varsa dans ederdin zaten diye içimden geçirdim.

Cara bana değişik yüz hareketleri yaparak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Kaşını yukarı aşağı yapıyor kafası ile arkayi gösteriyordu.

En son bikinca "Ne yapıyorsun Cara?" diye sordum

Kulağıma eğilip,

" Konuşmamız lazım" dedi.

Birlikte ayağı kalkıp 10 kişilik ortamdan uzaklaştık.

Cara durdu ve bizi izleyen biri var mı diye ortama bakındı. Güvenli olduğunu anlayınca bana döndü.

"Yine seni takip eden adamlardı değil mi? Yoksa bir geyik falan mı? Luna seni gördüm. Ölümüne koşuyordun."

Cara her şeyi biliyordu. Beni takip eden kişilerde buna dahildi.

"Bundan emin değilim Cara ama bir ses duydum ve o sesi çıkaran her neyse peşime düştü! Hem de baya hızlıydı. Belki de o adamlardır. Kim beni takip ettirir ki? Cafe de ki bütün müşterilerin arasından onları seçmek hiç zor değil artık. Gazetesinin arkasından beni gözleyen. Sahilde koşarken bana bakan gözler. Şu an bile gözlemlediğimizi hissediyorum. Korkunç."

Cara fisildayarak-daha çok kendi kendine yanlışlıkla sesli düşünmüş gibiydi- "Vakit yaklaştı."

"Ne vakti yaklaştı?"

Cara transtan çıkar gibi yüzünü yerdeki kara bakmaktan alıp aniden bana baktı. Aceleci bir gülüş takınarak "Hiç ya şey vakti aaa... Gitme vakti. Aynen. Gitme vakti. Hadi gidelim bu dağdan bu kadar eğlence yeter."

Kesinlikle yeter de atardı. Annaneme de haber verememistim. Meraktan çatlıyordur kesin. Istemsiz bir şekilde onu beni merak ederken hayal ettim. Elinde kahvesi sabırsızca pencerenin önünde beni beklerken yaşından hiç taviz vermediği yüzüne hafif çarpan bir ışık suzmesi ve yanından ayırmadığı,en azından onu hep yanında görmüştüm, anlamsız görünen ama bir o kadar da dikkat çeken sembol gibi bir şey olan simyah kolyesinde tek renk o sembolun içinde hep karışık şekilde her an yerleri değişmekte olan gökkuşağını andıran renkler olan kolyeyi elinde hafif ovarken düşünürken bir yandanda yürümeye devam ettim. Bütün ailesinden sadece annanesi ve annemin verdiği Luna yani Ay anlamına gelen ismimdi. Onu üzmek istemiyordum.
**
Cara ile arabayla olan uzun yolculuğumuz bitmiş ve sonunda dağdan inmiştik. Cara ile evlerimiz yakın olduğundan şehre indikten sonra çok dolanmamistik. Bizim eve gelince Cara arabayı durdurdu. Direk önüne bakıyordu. Bir şey düşünüyor gibi. Yavaşça bana dönüp gülümsedi.

"Yarın bir yere gideceğiz Luna. Senle ben bide annanen. Tamam mı? Bunu annanene de ve annanene zamanın geldiğini de."

"Ah Cara gerçekten yarın dinlenmek istiyorum. Olmaz mı?"

"Hayır Luna." sesi hiç ondan duymadığım şekilde ciddiydi.

"Off Cara, tamam!" arabadan inip yağmurdan az da olsa korunmaya çalışarak eve dogru kostum. Pencereden bana şaşkınlıkla bakan annaneme gülümsedim. Daha kapıyı tiklamadan kapi açılınca annanemle yüzleştim.

"Luna nerelerdesin sen? Haber de vermedin! Şu haline bak ıpıslaksın. Geç hemen içeri."

Sonlara doğru daha yumuşamıştı ama bu daha sonra fırça çekmeyeceğimin anlamına gelmiyor tabiki.

Hemen içeri adımladım. Üst katta ki odama çıkarak banyo yapıp üstümü değiştirerek annanemin yanına aşağıya indim. Gerginliğin verdiği havayla boynunda ki yanından hiç ayırmadığı kolye ile oynuyordu. Aslında o kolyeye hiç bu kadar dikkatli bakmamıştım. Kolye Güneş i andırıyordu. Yuvarlaktı ve kenarlarında ışığı temsil eden ucgenler vardı. Tek fark bu kolyenin siyah olmasıydı. Sadece ucgenler sanki bir sulu boya gibiymişçisine her hareketinde gümüşü andıran ve siyah la karışmayan yer değiştiriyordu.

Daha fazla oyalanmadan annanemin yanına oturdum. Ne kadar hızlı biterse o kadar çabuk uyumaya gidebilirdim.

"Neredeydin Luna?"

" Cara ve bazı tanıdıkları benden habersiz plan kurmuşlar ve aaa.. Bir dağa gittik. Cara'nın ailesinin orada bir kulubesi vardı. Orada oturduk."

Annanem beni takip eden kişileri bilmiyordu. Zaten bilsede ormanda ki olayı ona anlatamazdım. Çok korkardı ve eğer öğrense odadan çıkmama bile izin vereceğini sanmiyordum.

"Luna benim kızdığım bu değil. Niye bana haber vermedin?"

"Annane sarjim bitmişti. Cara diyene kadar dağa gittiğimizi bilmiyordum. Öğrendiğimde seni Cara'nın telefonundan arayacaktım ama hat çekmiyordu. Üzgünüm."

"Bir daha böyle bir şey olmasın Luna! Hadi yatağa saat geç oldu!"

Sesini kızgın çıkarmaya çalışmasada bana kıyamıyordu.

Affedilmenin keyfiyle gülümseyip annemin yanağından öptüm. Gülümseyip,

"Hemen affedildin sanma. Daha benden çekeceklerin var." dedi

Oflayıp annaneme baktim.

"Hadi yatağa"

Başımı sallayıp gidecekken Cara'nın benden istediği şey aklıma geldi. Hemen arkaya dönüp,

"Bu arada annane. Cara dediki "Annanene de sen, ben ve o bir yere gideceğiz." ne kadar itiraz etsemde kabul etmedi. Biraz garip davrandığını itiraf etmeliyim. Baya önemli bir şeymiş. Aa.. Bir de şey demişti. Neydi? Heh evet zamanın geldiğini sana söylememi istedi."

Annanemin dediklerimden sonra yüzü dondu. Kendi kendine bir şeyler fısıldadı. Sonra bana baktı. Ayağa kalkıp bana sarıldı. Sonra dolu gözlerle,

"Peki tatlım gideriz." dedi.

"Annane niye ağlıyorsun ki? Sadece bir yere gideceğiz. Bunda ne var?"

"Yok bişeyim git dinlen."

Başımı sallayıp odama gittim. Bi türlü anlayamıyordum. Ne oluyordu? Elbet öğreniriz. Sadece yarını beklemem yeterliydi.

Ben hayatında hareketlilik olmayan biriyim -takipciler dışında-. Bunlar benim için fazla diye yakındım.
***
ÇOOOK FAZLA YANLIŞIM OLDUĞU DOĞRUDUR AMA OLSUNDU. ahshajsiehe neyse umarım beğenirsiniz. Kendize iyi bakın.

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 69.2K 29
Zengin, şımarık ve akıl almayacak derecede çılgın olan Pera verdiği büyük parti sonucu kendini dedesi ve babaannesinin yaşadığı köyde, çiftlik evinde...
27.3K 1.6K 30
Yıllardan 2038 di aylardan Nisan . Gezegen adı:Barlik Krallık 25 yıl önce kurulmuştu. Kralımızın kayıp kızı 18 yıldır aranıyordu. En sonunda Krallık...
171K 14.5K 40
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...
190K 12.8K 62
Dünya baştan koymuştu kuralı. Vampirle Elf yan yana bile gelemezdi. Olmazdı. Vampirler Elflere yasaktı, Elfler Vampirlere. Peki nasıl kavuşacaktı Alt...