BUZ KRAL

By Nerime_ULC

10.9M 426K 53.8K

Elif kendine özgü masum sade bir kız. Ta ki Dağhan ile tanışana kadar... Aşkın bu kadar karmaşık acı am... More

Züppe... ( BÖLÜM 1)
Kimsin Sen?... (BÖLÜM 2)
Fotoğraf... (BÖLÜM 3)
Oyuncak....(BÖLÜM 4)
Kadın... (BÖLÜM 6)
Konser... ( BÖLÜM 7)
İlk Buluşma...( BÖLÜM 8)
Aptal...(BÖLÜM 9)
Beyaz Buket...(BÖLÜM 10)
Yazardan Açıklama...
Hırs... (BÖLÜM 11)
Teklif... (BÖLÜM 12)
Telefon... (BÖLÜM 13)
Yazardan Açıklama 2
Roma... ( Bölüm 14)
Sadece Bir Hafta...(BÖLÜM 15)
Rüya...(Bölüm 16)
Yazardan Açıklama 3
İtalyan Kahvaltısı... (BÖLÜM 17)
Fesleğen Soslu Makarna...(Bölüm 18)
Uçurum...(Bölüm 19)
Karniyarik, Pilav, Cacık...(Bölüm 20)
COMO GÖLÜ ...(Bölüm 21)
Cam Kırıkları...(Bölüm 22)
Klise Düğünü...(Bölüm 23)
Aşk Çeşmesi...(Bölüm 24)
Beni öptü...( Bölüm 25)
Yazardan Aciklama... 4
Siyah Dantel Elbise... (Bölüm 26)
Yazardan Açıklama... 5
Pislik... (Bölüm 27 - Part 1)
Pislik... (Bölüm 27 - Part 2)
Soğuk... (Bölüm 28)
Ben Buyum....(Bölüm 29)
Bitti... (Bölüm 30)
Dostluk... (Bölüm 31)
Sadece Bir Ay...(Bölüm 32)
Özür...(Bölüm 33)
Oyun ...(Bölüm 34)
Kaza... (Bölüm 35)
Korku...(Bölüm 36)
Yüzleşme.... (Bölüm 37- Part 1)
Yüzleşme...(Bölüm 38 - Part 2 )
Kırmızı Spor Araba... (Bölüm 39)
Özlem...(Bölüm 40)
Yemek...(Bölüm 41)
Anne...(Bölüm 42)
Geçmiş... (Bölüm 43)
Sürpriz...(Bölüm 44)
Yazarda Açıklama 6
Mutluluk... (Bölüm 45)
Gerçek Aşk ...(Bölüm 46)
Yazardan Teşekkür...
Kavuşma ... (Bölüm 47)
Seni Seviyorum...(Bölüm 48)
Bir Ay Bitti ... (Bölüm 49)
Yıkım ...( Bölüm 50)
Kapak Değişikliği
Paylaşınca Azalır Acılar ... ( Bölüm 51)
Teşekkür....
Alışmak ... (Bölüm 52)
İzmir ... ( Bölüm 53)
Okuyucu İlgisi
Yeni Bir Yol ...(Bölüm 54)
Cesaret ... (Bölüm 55)
Yağmur Fırtına ve Alabora... ( Bölüm 56)
Kısacık Bir Giriş Olsun (Geriye Dönüş - Bölüm 57)
Geriye Dönüş... (Bölüm 57)
Duyuru...
Savaş, Mağlup, Esir... (Bölüm 58)
Beni Affet ... (Bölüm 59)
Yeni hikaye, Yeni kapak tasarımı ....
YABAN Tanıtım ve Kapak...
Asla Pes Etme ... (Bölüm 60)
Yeni Bir Yıl...(Bölüm 61)
Yeniden Merhaba...
Varlığı Yokluğu Bir Olan Adam... (Bölüm 62)
Alıntı (Bölüm 63) Gitme Yalvarırım Gitme...
Gitme, Yalvarırım Gitme (Bölüm 63)...
Bitmesin, Gitmesin.... (Bölüm 64)
Sanki Hiç Gitmemiş Gibi...(Bölüm 65)
Uyan ... (Bölüm 66)
Yazardan Açıklama...
Alıntı...
AŞK ... (Bölüm 67)
Merhaba...
Wattpad Hakkında
Son ... (Bölüm 68)
BUZ KRAL 2 - KAFES / 1. Bölüm
BUZ KRAL 2 - KAFES / 2. Bölüm
BUZ KRAL 2 - KAFES / 3. Bölüm
BUZ KRAL 2 - Kafes 4. Bölüm

Bilet...( BÖLÜM 5)

166K 7.3K 385
By Nerime_ULC

"Elif Yazgan siz misiniz?" diye sordu masasının yanına gelen adam.

Başını kaldırıp karşısında gördüğü kişi ile

"Evet" diye şaşkınlıkla cevap verdi Elif.

Yine bir kurye...

Beklediği bir kargo ya da kendisine gönderilecek bir paketi bu seferde yoktu. Ama yine geçen gün ki gibi sürpriz bir gönderi onu bekliyordu.

"Size" diye küçük bir kutu uzatıp imzalaması için önüne bir kağıt koydu adam.

Önüne konan evrakı imzaladı. Kalbi birden bire inanılmaz bir ritim tutturmuş ve çırpınmaya başlamıştı. Aklında tek bir şey vardı. Bay Rica Ederim...

Kahretsin. Tuğçe onunda diline dolanmıştı şu Bay Rica Ederimi.

"İyi günler" dileyip ayrıldı daha sonra görevli.

Başını kaldırdığında Tuğçe'nin soran gözlerle kendisine baktığını gördü. Ellerini açıp başını bilmiyorum dercesine sallayıp kutuyu işaret etti.

Acaba gerçekten de ondan olabilir mi diye geçirdi aklından.

Heyecanla titreyen eline aldığı makasla kutuyu açmaya başladı.

"Tekrar bir kutu. Bu inanılmaz" diye gülümseyerek başında bitmişti bile Tuğçe.

"Dur tahmin edeyim kesinlikle Bay Rica Ederimden "diye ellerinin çırptı heves ve heyecanla bu deli kız.

"Saçmalama Tuğçe. Her gelen kutu ondan gelecek değil herhalde. Ama inan benimde hiçbir fikrim yok açınca göreceğiz " dedi Elif bir taraftan kutuyu açmak için uğraşırken.

Aslında bunları Tuğçe'ye söylerken kendisi ondan belki de on kat daha fazla heyecanlıydı.

Kutuyu açıp kapağını kaldırdığında ikisi de nefesini tutmuştu. Ve kutuyu açınca  da şaşkınlıkları ikiye katlandı. Bu esrarengiz kutunun içinde iki bilet vardı. Elif merakla uzanıp içindeki biletleri eline alınca kaşları havaya kalktı.

"İki bilet hem de Ayla Algan konserine, önümüzde ki Cuma" dedi hayretle soluyarak.

"Yok artık. Lanet seksi piç..." deyip çığlık attı Tuğçe'de elleri ile ağzını kapatarak.

Ofiste ki herkesin bakışlarının kendilerine çevrilmesiyle mahcup bir şekilde gülümsediler.

"Kes sesini Tuğçe rezil oluyoruz" diye fısıldadı Elif kolu ile onu dürterken.

Gözleri tekrardan kutunun içine kaydığında küçük bir kağıt gördü bu sefer. Kağıdı eline aldığında büyük güzel görkemli harfler ve temiz el yazısıyla yazılmış bir isim vardı.

- Dağhan HAZNEDAROĞLU... -

Elifin elinde ki kağıdı kapıp ismi okudu Tuğçe.

"Dağhan Haznedaroğlu mu? Bu da kim? İşte bak tam da düşündüğüm gibi. O seksi piç. Kesin Bay Rica Ederim kimliğini deşifre etmeye karar vermiş. Yana kay" dedikten sonra şaşkınlıktan dona kalmış Elifi yana itekleyip onun masasına oturdu.

Bilgisayar ekranında ki arama motoruna ismi yazıp enter tuşuna bastığında ise daha yüksek bir sesle küfür döküldü dudaklarından.

Tuğçe'nin sesiyle kendine gelen Elif

"Hey, son iki dakika da bir erkeğin iki saatlik trafikte etmediği kadar küfür ettiğinin farkında mısın?" diye çıkıştı Tuğçe'ye.

"Peki sen nasıl afet, sıkı kalçalı, milyarder bir piçe çarptığının farkında mısın?" diye şaşkınlıkla Elife bakarak ekranı ona çevirdi Tuğçe.

Ekranda ki resme inanamayan gözlerle bakarken donup kaldı Elif de. 

Evet oydu... Bay Rica Ederim... 

Yani o gece fotoğraflarını çeken şu garip adam. Ekranda ki fotoğraflar da yine inanılmaz bir şekilde yakışıklı görünürken yüzünde tek bir tebessüm kırıntısı dahi yoktu. Erkek moda dergilerinden fırlamış modeller gibiydi. Hatta daha bile mükemmeldi. O kadar çok resmi vardı ki. O kadar çok haberde sitede yer alıyordu ki. Peki kimdi bu adam? Neden bu kadar çok resmi vardı internette? Neden bu kadar çok bahsediliyordu ondan?

Gözleri ekranı merakla tararken yine harika göründüğü başka resmin altında bir yazı gördü Elif.

"Envırop Grup Ceosu..." diye fısıldadı ardından. 

Sanki dudakları arasından çıkan bu sese kendi bile inanamamış gibi gözlerini kırpıştırdı.

"Aynen Envırop Grup şu Türkiye, Avrupa hatta ABD deki şirketlerin sahibi. Ve şu karşımızdaki yunan tanrısı da tüm bunların sahibi. Sen gerçekten... çok... ama çok... şanslı bir kızsın Elif !... " diye tane tane konuştu Tuğçe gözlerini heyecan ile kocaman açarken.

Elif gerçekten şaşırmıştı. Tamam o gece gördüğü adam içinde düşünmüştü bunları. Gerçekten de çok yakışıklıydı, harika giyinmişti, sadece TV reklamlarında görebileceği kadar lüks bir arabası vardı ama bu kadarını gerçekten de tahmin etmemişti. Bu adam cidden çok ama çok zengin, etkileyici, karizma ve hatta bir kadının karşısında dizlerini titretecek  kadar çekiciydi.

"İyi de bana ne ki Tuğçe" diye omzunu silkip toparlandı.

"Ne demek bana ne Elif? Türkiye ve Avrupa'nın sayılı zenginlerinden bir adam sana iki tane konser bileti yolluyor ve ayrıca bu adam bir kadını kendinden geçirebilecek kadar mükemmel, sende kalkmış bana ne ki diye omuz silkiyorsun. Bazen gerçekten de aklından zorun olduğunu düşünüyorum" diye sinirle Elif'in kolunu çekerek yanına oturttu.

"Ben ona teşekkür maili attım sadece. Ve o gece fotoğraf çekerken de Ayla Algan'a hayran olduğumu söyledim. Bana küçük bir armağan olarak arkadaşımla gitmem için bilet yollamış olabilir Tuğçe hepsi bu bence" diyerek ellerini göğsünde bağlayıp başını iki yana salladı.

Tuğçe sanki sakinleşmek ister gibi burnundan derin bir nefes çekip gözlerini kapattı.

"Öncelikle, böyle bir adam bana çarpsa nefes bile almadan bir saniye bile harcamadan yanından ayrılmamak için her yolu denerdim. İkinci olarak eğer bir erkek sana iki tane konser bileti yollamışsa bu arkadaşınla konsere gitmen için değil en güzel ve seksi kıyafetlerini giyip onunla konsere gitmen içindir Elifcim" deyip göz kırptı.

Tekrardan ekrana bakıp

"Sana inanamıyorum Elif bu adam gerçekten bir harika" diye iç çekti Tuğçe.

Elif üstüne alınamıyordu bir türlü. Adam gerçekten çok ama çok yakışıklı ve zengindi.  Böyle bir erkeğin Elif'le ne işi olabilirdi ki. O gece sadece iki dakika fotoğrafını çekmekten başka bir şey yapmamış orada bile yüzüne bir yada iki kez bakmış ondada soğuk ve mesafeli bakışlarını sergilemişti. Şimdi hiç sebep yokken neden onu konsere davet etsin, neden önemsesindi ki?

"Bence sen yine kendi kendine gelin güvey oluyorsun maya. Bu adamın benimle bir alakasının olacağını hiç sanmıyorum" diye başını salladı.

"Öncelikle bana maya deme. Ve daha sonra tam bir haftan var Elif. Gidip sana güzel kıyafetler alıyoruz, seni bir hafta sonra süsleyip çekici bir kadın olarak o konsere yolluyoruz" diye göz kırptı.

Elif hayret ile açılmış gözlerini Tuğçe ye doğru çevirdiğinde

"Aklından zorun  olmalı. Böyle bir şeyi asla yapmam. O konsere asla gitmem" diyerek kaşlarını çattı.

Elif'in bu net tavrına rağmen Tuğçe kocaman gülümsüyor ve başını hızla evet derce aşağı yukarı doğru sallamaya devam ediyordu.

*****

Eve geldiğinde aklı hala şu adam ve konser biletlerindeydi. 

Neydi adı, Dağhan Haznedaroğlu...

Adı gibi diye düşündü Elif.

Heybetli, resmi, mesafeli ama görkemli...

Ne yapacaktı peki, o konsere gidecek miydi? Tuğçe'ye çok kesin konuşmuştu ama hala aklının içerisinde dönen düşüncelere direniyordu. Gerçekten Elif'i konsere davet etmek için mi göndermişti o biletleri? Yoksa sadece teşekkür mailine karşılık bir hediye miydi? Bu adam bir milyarderdi, iki konser biletinin onun için lafı bile olmazdı. Bu da tabi ki Elif'in teşekkürünün karşılığı olabilirdi.

Oflayarak kendini kanepesine attı. Şimdi ne yapacaktı. Kafası allak bullaktı. Ne demek ve ne yapmak istemişti. Gerçekten de o konsere gitmeli miydi. Yoksa sadece Tuğçe'yi yanına alıp kız kıza eğlencenin dibine mi vurmalıydı.  

Daha sonra birden Esra geldi aklına. Böyle anlarda Esra kurtarıcısı olmuş bunca zaman ona yol göstermişti. Şimdi de Elif'i dinlemesine, tavsiye vermesine,  ihtiyacı vardı.

Hemen kanepenin üzerindeki telefonunu alıp Esra'yı aradı. 

Üç kez çalıştan sonra

"Selam Cadı..." diyen enerjik sesiyle açtı telefonu Esra.

"Merhaba kraliçe. Nasılsın? Uyandırmadım dimi seni gecenin bu saatinde? " dedi Elif onun sesini duymasının kendisine verdiği rahatlama ile.

"Hayır canım ofisteyim hala çalışıyorum malum yaz sezonu yetiştirmem gereken gelinlik abiye çizimlerim var. Sen nasılsın ? Çok özledim seni. Hayırsız hiç arayıp sormuyorsun da" diye sitem etti Esra.

"Haklısın tatlım ama inan koşturmaca, yoğunluk, iş, İstanbul, ev derken hiçbir şeye fırsat bulamıyorum. Ama sıkıldım bende, bir hafta sonu İzmir'e kaçacağım. O zaman bol bol görüşürüz" dedi Elif tebessüm edip.

"Aynen canım gel de eskisi gibi İzmir'in tadını çıkaralım" diye kıkırdadı Esra da.

"Eee kraliçe ne var ne yok bakalım nasıl gidiyor hayat? İstanbul'a programın yok mu bu aralar? Sana ihtiyacım var" diye sabırsızca sordu Elif ardından.

Esra arkadaşını neredeyse yirmi yıldır tanıyordu. Bu ses tonunu da bilirdi. Sesi telaşlı ve mutsuz. Yine içinden çıkamadığı bir konu olmalıydı.

"Hayrola cadı senin bir sıkıntın var ne olduğunu anlat bana?" diye merakla sordu.

"Aslında çok ama çok karışık bir durum var Esra ve ben ne yapacağımı hiç bilmiyorum" dedi Elif kırılgan sesi ile.

"Seni dinliyorum canım" diye sakince sordu Esrabu kez.

"Geçen sefer İstanbul'a geldiğinde birlikte gittiğimiz restoranda Ayla Algan ile karşılaşmıştım ve orda fotoğraflarımı çeken ve bana vermeden giden şu züppeyi anlatmıştım sana" dedi derin bir nefes alıp.

"Evet biliyorum" dedi Esra da sabırsızca.

"İşte o adam geçen hafta bana bir kutu içinde o akşam ki fotoğrafları yolladı. Bende gelen adrese bir teşekkür maili attım. Ve bugün aynı adresten bana iki tane Ayla Algan konser bileti geldi. Yollayan kişi ise Dağhan Haznedaroğlu. Envırop Grup Ceosu. Yani o gece fotoğraflarımı çeken adam Envırop Grup'un sahibiymiş. Şimdi ben ne yapmalıyım? Bu bir davet olabilir mi? Ve sence ben bu konsere gitmeli miyim?" diye sordu bir solukta.

Telefonun diğer tarafından uzunca bir süre ses gelmeyince bir an için hattın kesildiğini sandı.

"Alo. Esra. Orda mısın?" dedi merakla.

"Evet Elif buradayım. Sen nasıl bir şeyin içine bulaştığını biliyor musun?" diye sordu Esra telefonun öbür ucundan. Sesine belli bir şaşkınlık ve gerginlik gelip oturmuştu.

Ve yıllar sonra belki de ilk kes Esra'nın soğuk kanlılığını kaybetmiş sesini duydu Elif.

"Çok mu kötü?" diye sordu kaşlarını çatarak.

"Bu şirket bildiğim kadarıyla Türkiye ve Avrupa'nın en büyüklerinden. İnanılmaz büyük bir firma. Ama sahibi hakkında..."

"Dağhan Haznedaroğlu..." diye lafını böldü Elif.

"Evet yani şu Dağhan denen adam onun hakkında ise hiçbir bilgim yok" dedi Esra.

"Bende sadece şunu biliyorum Esra, adam çok ama çok çekici" diye güldü Elif.

"Peki Elif sen ne düşünüyorsun? O gece neler oldu tam olarak bana anlatmadığın. Sana bir şey söyledi mi? Adam senden hoşlandı mı?  Yani ne oldu da senin peşinde?" dedi hemen ardından. 

Esra arkadaşında ki garip havayı sezmişti. Onu çok iyi tanıyordu. Elif de bu adamdan etkilenmiş olmalıydı.  

"İnan bende bilmiyorum Esra ve durmadan bunu soruyorum kendime. O gece o kadar gıcıktı ki bırak benden etkilenmeyi yüzüme bile bakmadı. Gayet soğuk ve kendini beğenmiş bir züppe havasındaydı. Daha sonra ise aniden fotoğraflarımı şirkete gönderdi. Bende bunun üzerine bir teşekkür maili attım ve bugünde konser biletleri elimdeydi. Off! Gerçekten kafam çok karışık. Ne yapacağım ben?" dedi Elif bıkkınlıkla.

"Ah cadı evet haklısın, gerçekten çok garip bir durum benim bile aklım karıştı. Bildiğim tek şey şu adamın inanılmaz büyük bir şirketin sahibi olduğu. Ama onun hakkında ise gerçekten hiçbir fikrim yok. Ve böyle bir adamın aniden senin hayatında bitivermesi..." deyip sıkkın bir şekilde sustu ve nefesini dışarıya verdi Esra.

"Peki sen ne istiyorsun cadı, bu konsere gitmek istiyor musun?" diye sordu ardından.

"Bildiğim tek bir şey var, galiba ben bu konsere gitmek istiyorum" diye gülümsedi Elif.

Karşı taraftan da Esra'nın gülen sesi geldi.

Birkaç saniyelik duraksamadan sonra

"Konser nerede?" diye sordu Esra.

"Bostancı Gösteri Merkezi" dedi Elif heyecanla.

"O zaman dar koyu renk bir kot, yüksek topuk siyah bir ayakkabı, salaş beyaz bir bluz ve siyah kısa bir deri ceket giyiyorsun saçlarını atkuyruğu yapıp hafif bir makyaj yapıyorsun birkaç gümüş kolye ile harika görüneceğine eminim. Eline de küçük bir deri siyah el çantası aldın mı işini görür" diye kahkaha attı Esra neşeli sesi ile.

"Ha bir de cadı Ayla Algan'ın fotoğraflarını bana bu sefer mutlaka cepten atıyorsun" dedi heyecan dolu sesi ile...

Continue Reading

You'll Also Like

63.9K 504 16
Şehvet ve tutku için aşık olmak mı gerekliydi?Atlas Kuzey bekarlığa veda partisinde hiç sevmediği bir kadına dokunarak aslında şehvet ve tutku için s...
4M 150K 84
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyo...
54.8K 1.1K 38
Ben Nefes 17 yaşımda üniversite hayalleri kurarken yâşça büyük Urfanın en zengin en tehlikeli Şariwan ailesine gelin giden Nefes. Babam doğduğumda...
19.4K 1.1K 20
Bir araba kazası her şeyi değiştirir. Tıpkı Bulut Akın'ın hayatını değiştirebileceği gibi. Araba kazasından sonra Bulut hastaneden kaçma girişimind...