Konser... ( BÖLÜM 7)

145K 6.5K 277
                                    


Heyecanlı mıydı ? Bilmiyordu.

Konser günü işte gelmişti.

Elif açısından ise bu hafta bir kabus gibiydi.  Tuğçe'nin başının etini yemesi tüm hafta boyunca sürmüştü.

"Ne giyeceksin ? Nasıl makyaj yapacaksın ? Mutlaka bir kuaföre git. En önemlisi de bol dantelli ve cezbedici iç çamaşırları aldın mı?" gibi bitip tükenmek bilmez bir yığın soru ile adeta onu çıldırtıyordu.

Zaten Elif için her şey fazlasıyla zordu. Son ana kadar gidip gitmemek arasında kararsız kalmıştı. Bunun bir konser daveti olduğundan hala emin değildi. Onun hayalinde ve yaşamında bir bayan bir erkek tarafından bu şekilde davet edilmezdi. Edilmemeliydi. Sadece kurye ile gönderilen iki bilet ve isim yazan bir kart ile olmamalıydı...

Sabah yatağında gözlerini  açtığında yine kafasındaki sorularla uyanmıştı. 

Evet sonunda o gün gelmişti. Konser günü. Normal bir zaman olsa ve bugün içinde elinde iki tane Ayla Algan konser bileti olsa çığlıklarla yataktan kalkar, neşe ile kahvaltısını yapardı. Tabi biletlerin biri mutlaka Esra için olduğundan dolayı telefonu kulağından düşürmez,

"Hadi nerde kaldın, saat kaç, ne zaman giyinip gideceğiz, çok heyecanlıyım..." gibi cümlelerle günler öncesinden konser saatine kadar milyon kere konuşmuş olurlardı.

Ama bu gün ise ne hissetmesi gerektiğini bile bilmiyordu. Acaba konsere hiç gitmese, gerçekten de Tuğçe'nin söylediği gibi dünyanın en aptal kızı olur muydu?

Peki ya Tuğçe'yi dinleyip saç, makyaj, kıyafet, iç çamaşırı -bunları düşünmek bile yanaklarına ateş basmasına yetiyordu- tüm bunları ayarlayıp o konsere gitse ve Bay Rica Ederim'i tüm gece koltuğunda beklese ancak o gelmese bu seferde dünyanın en zavallı kızı mı olurdu?

Oflayarak yataktan doğruldu. Aynanın karşısından geçerken inanamayarak bir iki adım geri atıp karışıp kabarmış saçları, uykudan şişmiş gözleri, belinden düşmek üzere olan eşortman altına bakıp bir çığlık attı.

"Aman tanrım bu halde o konsere gitsem Bay Rica Ederim gelse bile eminim beni görüp kaçar zaten!" diye kendini geriye doğru tekrar yatağın üstüne bırakıp gözlerini tavana dikti.

*****

Otoparktan çıkıp şirketin asansörüne bindiğinde Esray'ı aramalıyım diye düşündü. Hem onunla konuşmaya ihtiyacı vardı hem de Esra Tuğçe kadar olmasa da onu sık sık arayıp yatıştırmıştı.

"Heyecanlı olma, sen istediğin için o konsere gidiyorsun unutma. O seni davet ettiği için değil. Kıyafetini abartma, saça makyaja da takılma, dediğim tarzda bir şeyler giy yeter. Sen her halinde güzelsin" deyip Elife sık sık moral vermişti.

Ah şu kızlar... Esra mantıklı, yardımcı, ne istediğini bilen bir kız olmasına rağmen Tuğçe heyecanlı, telaşlı, ateşli ve aklı bir karış havada bir kızdı. Ama Elif ikisini de gerçekten çok seviyordu. Sanki onlar birbirine zıt iki kutup gibiydi, birbirlerinin eksik yanlarını tamamlıyorlardı. Her ne kadar ikisi de birbirinden hoşlanmasa da aslında çok uyumlu olabilirlerdi. Birbirlerini gerçekten tanısalar üçü birlikte çok iyi vakit geçirecek ve gerçekten iyi bir arkadaş grubu oluşturacaklardı. Elif bundan kesinlikle emindi.

Tanışmaları sadece Esra'nın İstanbul'a geldiği bir zamanda Elif'in yanına şirkete uğradığında bir iki dakika sürmüş oda soğuk bakışlarla merhabalaşıp birbirlerini süzmekten öteye gitmemişti.
İkisi de pek paylaşımcı kızlar değildi. Bu garip soğukluk Elifi kıskanmalarından ve sahiplenmelerinden doğuyordu. En kısa zamanda şu işe bir el atıp kızları bir programla yakınlaştırmam lazım. İkisini de çok seviyorum ve eminim onlarda birbirini çok sevecek diye düşündü Elif.

Büroya girdiğinde sanki sabahtan beri gelmesini bekliyormuş gibi önüne atılıp elini hızla boynuna doladı Tuğçe.

"Büyük gün, büyük gün..." deyip zıplıyor ve heyecan ile gülümsüyordu.

Elif gözlerinin devirerek

"Evet büyük gün" deyip masasına doğru yürüdü.

"Hey ! Senin neyin var ne bu surat. Akşam bir sex tanrısıyla konsere gidiyorsun ve senin şu haline bak" deyip kaşlarını çattı Tuğçe.

"Bilmiyorum, bu konsere gitmeyeceğim galiba " dedi masasına otururken.

Tuğçe elini Elif'in alnına koyup inanamıyormuş gibi bakarak,

"Senin ateşin falan mı var? İyi misin ? Bazen gerçekten de senin kafanın erkekler konusunda, özellikle böylesi yakışıklı ve zengin erkekler konusunda tutukluk yaptığını düşünüyorum. Saçmalama o konsere gidiyorsun ve şu Dağhan denen herifin aklını başından alıp geliyorsun. Hem böyle bir fırsat insanın karşısına yaşamında kaç kere çıkar ki" diyerek çıkıştı.

Elif bir şey söylemek ister gibi ağzını açtı ancak Tuğçe onu durdurdu.

"Dur ben söyleyeyim hiç çıkmaz . Sıfır. Boş. Yok . Mümkün değil. İmkansız. Anladın dimi?" deyip bir sandalye çekip karşısına oturdu.

"Ya gelmezse. Yani diyorum ya bu bileti bana teşekkürüm karşılığında bir hediye olarak göndermişse. Bir arkadaşımı alıp konsere gidip eğlenmem gerekirken ben giyinip süslenip tüm gece yanımdaki boş koltukla o adamı beklersem. Asıl işte o zaman aptal gibi görünmez miyim?" diyerek Tuğçe'ye soran gözlerle baktı.

"Bak tatlım o konsere gidersin, eğer Bay Rica Ederim gelirse şansına milyonlarca kere şükredip konserin tadını çıkarır tatlı tatlı adamın gözlerinin içine tüm gece bakar, seni davet ettiği her yere de koşarak gidersin"

Elif inanamayan gözlerle Tuğçe'ye bakıp kaşları havaya kalkınca Tuğçe sesini ayarlamak ister gibi genzini temizledi.

"Yani bu bir diğer buluşma olabilir ya da seni tekrar görmek isteyip yemeğe, çaya, kahveye davet edebilir... gibi gibi onu kastetmiştim. Her neyse dediğim gibi ona ikiletmeden evet dersin, yok eğer adam konsere gelmez işler düşündüğümüz gibi gitmezse de malum Esra da çoook uzakta olduğu için telefonunu çıkarıp hemen beni ararsın ve ben bir taksiye atlayıp gelirim. Seninle birlikte o konserin dibine vururuz" deyip kahkaha atarak ışıldayan gözlerle Elif'e baktı.

Elif de kendisini tutamayıp bir kahkaha attı.

Bu kızda nasıl bir hayat enerjisi vardı bilmiyordu ama Elif'e çok iyi geldiği kesindi.

"İşten erken izin alıp çık ben seni idare ederim merak etme. Kuaför, saç, makyaj, iç çamaşırı, hepsi hazır mı?" diye sevinçle ellerini birbirine vurdu Tuğçe.

"Tamam Tuğçecim abartmayalım lütfen germe beni. Hepsini ayarladım. Eğer ki gelirse, Bay Rica Ederimin kasıntılığının geceye fazlasıyla yeteceğini düşünüyorum zaten" diye gözlerini devirdi.

"Ve eve dönünce mutlaka beni arıyorsun her şeyi satır satır duymak istiyorum" dedi Tuğçe işaret parmağını sallayarak.

"Bilemiyorum maya. Aslına bakarsan önce Esra'ya sözüm var ama senide ondan sonra bir ara ararım" deyip arkasına yaslandı Elif.

Tuğçe'nin kuyruğuna basılmış kedi gibi dikleşmesiyle de kıkırdamaya başladı.

"Öncelikle bunu sana defalarca söylemekten bıktım ama bana maya deme. Ve son olarak da ilk beni arıyorsun yoksa o konseri oraya gelip başına  yıkarım" deyince ikisi de kahkahalarla gülmeye başladı...

BUZ KRALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin