Gecenin Senfonisi

由 standros

252K 16.2K 1.9K

Topraklar ikiye ayrıldı; Karanlık ve Aydınlık Taraf olmak üzere. İki krallıkta, birbirlerine yasaktı. Anlaşm... 更多

1.Bölüm-Tanıtım.
2.Bölüm-Karanlık Ölü.
3.Bölüm-Hatırla!
4.Bölüm-Yükselen Alevler.
5.Bölüm-Ateşten Doğan.
6.Bölüm-Sonun Başlangıcı.
7.Bölüm-Kraliçe.
8.Bölüm-Sönen Yıldız.
9.Bölüm-Neusa.
10.Bölüm-Yangına Ortak.
11.Bölüm-Ateşten Buza
12.Bölüm-Farklı Olanlar.
13.Bölüm-Birlikte Ölürüz.
14.Bölüm-Tende Kayboluş.
15.Bölüm-Savaşçılar Akademisi.
16.Bölüm-Mesaj
17.Bölüm- Kâbus
19.Bölüm-Benimle Yan
20.Bölüm-"Ayrılık"
21.Bölüm-Kuyruk
22.Bölüm-Krallık
23.Bölüm-Peri Kızı
24.Bölüm-İntikam
25.Bölüm-Veda
26.Bölüm-Hain
27.Bölüm- Balık Adam Kızartması
28-Ölü Kadın
29-Başarı
30-Veda
31-Final Part 1
32-Final
Sonsöz

18.Bölüm-Öpücük

5.9K 456 22
由 standros

Multimedya Nina.

Arkadaşlar, kitaplarım sıralamalardan kalkıyor. Elinizden geldiği kadarıyla desteklerinizi eksik etmezseniz sevinirim, teşekkür ederim.

-

Söylecek bir şey kalmamıştı çünkü Adrian, her şeyi açıklığa kavuşturmuştu. Andreas'ın dudaklarından tek bir cümle dâhil çıkmamıştı çünkü haksız olduğunu biliyordu. Herkesin bakışları, üçümüz arasında gidip geliyordu. Adrian, güçlü parmaklarıyla kolumu kavradıktan sonra ilerlemeye başladı. Duruşundan bile öfkeli olduğu belliydi, bu olay , buz dağının sadece görünen kısmıydı.

Seri adımlarla dışarıya geldik, burası tüm lanet olaylarının dışarısında kalan bir yerdi. Eski zamanlarda ki gibi hem sabah hem akşam yaşanıyordu. Aynı zamanda ormandan gelen seslere göre hayvanlar, bu civarda yaşıyorlardı. Bizim için tehlike arz etmiyorlardı çünkü akademinin ses frekansları sayesinde hayvanlar , sınırlara yaklaşamıyorlardı.

Akademinin arka tarafında ki bahçeye gittik, baharın mükemmel kokusu topraklara yayılmıştı. Güneş, dik bir açıyla üzerimize doğru düşüyordu. Adrian, gölün olduğu yerde durdu ve ağacın gölgesine oturdu. Bakışlarım, berrak mavilere ev sahipliği yapan göle doğru kaydı. İçerisinde özel taşlar vardı, hepsi yıldızlardan kopmuş parçalar gibi parıldıyorlardı.

"Astrid,"

Ürkek bakışlarımı Adrian'a doğru çevirdim. Zümrüt renginde ki gözleri, güneşin ışıklarını içine çeken çimenlerin renginden bile daha parlaktı. Siyah, gür kirpikleri neredeyse kavisli kaşlarına değecek kadar uzundu. Vişne çürüğü renginde ki dudaklarını, birbirine bastırmıştı. Siyah saçları, güneşin tutamlarını esir olarak almıştı. Beyaz teni, gümüş misali parlıyordu.

"Neden bana söylemedin?"

"Bilmiyorum, seni kaybetmek istemedim. Yemin ederim, karşılık vermedim, onu ittim."

"Bu geçerli bir sebep değil."

"Adrian, korkuyordum. Seni kaybetmeyi göze alamıyordum, anlamıyorsun."

"Peki, az önce değişen ne oldu? Sadece sus, Astrid. Konuştukça, batıyorsun."dedikten sonra ayağa kalktı ve gözlerime doğru, öfkeyle baktı.

Gözlerinde ki alevleri, kalbimde hissedebiliyordum. Adrian Castelain'in yangınının kokusu, ruhuma kadar işlemişti. Onu kaybetmemek adına, söylememiştim fakat durumu, daha kötü bir hâle getirmiştim. Gözlerimden süzülen bir damla yaş eşliğinde Adrian'a doğru baktım.

''Anlamıyorsun, çok dengesiz birisin Adrian. Seni tam anlamıyla çözebilmeyi hâlâ başarabilmiş değilim. Ben, onu öpmediğim hâlde sana söyleyemedim çünkü kızıp, gitmenden korktum. Sen nereden bilebilirsin ki gerçi? Hiç en büyük korkun, sevdiğin insanın seni bırakıp gitmesi oldu mu?''

Sesim fazlasıyla yüksek ve kırgın çıkmıştı. Adrian, bana doğru küçümser bir bakış attıktan sonra yanıma doğru geldi. Göğüslerimiz birbirine hafif bir şekilde çarpıştı, burnum tam olarak dudaklarının üzerine geliyordu. Kafamı kaldırıp, yeşilin en mükemmel tonunu içine alan gözlerine doğru baktım.

''Seni en iyi ben anlarım, yine de sen beni anlayamazsın. Benim en büyük korkum sevdiğim insanın gitmesi değil, benim en büyük korkum beni, benimle bırakması, benden vazgeçmesi. Her giden, sevmekten vazgeçmez Astrid, bunu güzel kafana sok.''dedikten sonra parmaklarını, yaşın ıslattığı yanağıma doğru götürdü. Baş parmağıyla, ıslaklığı dağıttıktan sonra son kez bana doğru baktı.

''Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.''dedi ve arkasına bile bakmadan hızlı adımlarla akademiye girdi.

Çimenlerin üzerine yatarken, gözlerimi kapatıp söylediklerini düşündüm. Beni sevdiğini biliyordum, bende onu seviyordum fakat korkularımızın, yönleri farklıydı. Adrian'ın bilmediği bir şey vardı, o beni bırakırsa, ben kendimi asla bulamazdım. Asla onsuz yaşayamam , diyemezdim. Onsuz yaşardım, sadece nefes almaya yaşamak denirse.

''Hey, olanları duydum. Senin adına üzgünüm,''dedi Nina hafif bir şekilde gülümseyerek.

''Üzülme, ben kendi adıma üzgün değilim çünkü. Eşlik etmek ister misin?''

''Tabi,''dedikten sonra yanımda ki yere kıvrıldı ve gölü izlemeye başladı.

''Yanlış anlaşılmak istemem ama merak ediyorum. Eskiye dayanan samimi bir geçmişinizin olduğu belli, aranızda ne geçti de bu hâle geldiniz?''

''Andreas, bir kızın hayalini kurabileceği o beyaz atlı prensti. Beyaz atlı prensim, masalda ki cadıyı becerdi ve mutlu son!''

''Tanrım, ben üzgünüm. Bu konuyu hiç açmamalıydım.''

''Sorun değil, gerçeklere alışalı çok oldu. Peki ya sen?''

''Adı Dominic'ti. Kuzguni siyahlıkta saçları ve kahverengi gözleri vardı. Onun için ailemle görüşmekten vazgeçecek kadar çok seviyordum. O da özlemini, başka kızların üzerinde giderecek kadar çok seviyordu.''

''Hayat,bize mükemmel vuruşlar yapmış. Buradakilerle nasıl gidiyor?''

''Herkesle iyi, Damien sinirimi bozuyor o kadar. Dudaklarımın, aletinin büyüklüğünde olduğunu söylüyor.''

''Tanrım, gerçekten iğrenç! Aletin bu kadar küçük mü, diyebilirdin.''

''Aslında dedim, sonra gösterebilirim dediğinde susmak zorunda kaldım.''

''Pekâlâ, Damien'ın garip bir psikolojisi var.''

''Astrid, Nina, diğerleri sizi bekliyor. Dövüşeceğiz,''diye bağırdı Destiny. Kafamızla onayladıktan sonra dövüş odasına doğru ilerledik.

Adrian'ın mükemmel kasları, görüş alanıma girdiğinde sert bir şekilde yutkundum. Siyah saçları, özensiz bir şekilde dağılmış, alnını çevrelemişti. Belinden neredeyse düşmek üzere olan siyah eşofmanıyla fazlasıyla dikkat çekici gözüküyordu.

''Kıyafetler, ileride ki odada. Üzerinizi değişin, dövüşeceğiz.''dedi Tyson.

Etrafa göz gezdirdiğimde Lena ve Andreas'ı bulamadım, Nina ile birlikte soyunma odalarına doğru ilerledik. Her bedenden eşofman ve şort vardı. Pekâlâ, Adrian üstsüz gezip kızlara vücudunu gösterebiliyorsa bende erkeklere bacaklarımı gösterebilirdim. Siyah şortu, altıma geçirdikten sonra sporcu atleti giyinip saçlarımı yukarıdan topladım. Aynaya doğru ilerleyip yansımama baktım.

Uzun ve ince bacaklarım, halka açık bir şekilde meydana serilmişti. Üzerimde ki sporcu atleti, göğüslerime fazlasıyla baskı uyguladığı için biraz taşmalarına sebep olmuştu. Yansımama doğru göz kırptıktan sonra kalçalarımı ritmik bir şekilde sallayarak salona girdim.  Adrian'ın arkası bana dönüktü, beni ilk fark eden Damien oldu.

''Siktir, o bacakların her bir santimini öpmek için neler vermez- Bir saniye, ben sesli mi düşünüyorum?''dediğinde Adrian, arkasını dönüp bana doğru baktı. Gözleri şaşkınlıkla aralanırken, seğiren çene kaslarını buradan bile seçebiliyordum. Kaskatı kesilen vücudu ve ateş saçan gözleriyle, beni inceliyordu.

''Lütfen, katil olmam için iyi bir gün değil.''dedikten sonra beni, kucağına alıp yan tarafta ki salona doğru ilerledi.

''Biz, özel çalışacağız.''dediğinde alkış sesleri yükseldi. Beni indirmeden arkasına doğru döndü ve tüm salonun susmasını sağlayacak cümleleri söyledi.

''Seks yapmayacağız ve sen Damien, o bacakları rüyanda görmeni bile yasaklıyorum. Bir daha, onun hakkında düşünürsen yemin ederim aletini alevlerimle kızartıp, sana yedireceğim." dedikten sonra diğer salona geçti ve kapıyı sert bir şekilde kapatıp, beni yere indirdi.

''Aklını mı kaçırdın? Aleti elinde gezen Damien'ın yanında böyle bir şey giyinmeye nasıl cesaret ediyorsun? Astrid, fiziğin bile bir erkeği sertleştirebilecek potansiyele sahip.''

''Sen nasıl üstsüz dolaşırsan, bende dolaşırım.''

''Beni mi kıskandın?''diye sordu. Yanıma doğru yaklaştı ve hızlı bir şekilde sırtımı duvara yasladı, burnu saçlarıma sürterken parmakları, bacaklarımın iç kısmına baskı uyguluyordu.

''Yalnızlık süren bitti mi?''

''Yanımda olmasan da aklımda oluyorsun, yalnız kalmam mümkün olmuyor ki.''dediğinde dudaklarım,boynunu buldu.

''Zamanı değil, dövüş benimle.''dedi ve hızlı bir şekilde benden ayrıldı. İkimiz de korunma pozisyonlarımıza geçtik.

Adrian'a doğru yumruk atmak adına bir hamle yaptığımda kolaylıkla beni engelledi. Atacağım tekme, Adrian'ın elleri tarafından durduruldu. Bacağımı sert bir şekilde kendine çektiğinde, nefesimi tutmaya başladım. Göğsüm, sert göğsüne çarptığında tok bir ses salonun içinde yankılanmıştı. Bir bacağım, Adrian'ın ellerinin arasındaydı. Parmakları, tenimde hoş bir sızı bırakarak geziniyordu.

Kollarımı, boynuna doladıktan sonra dudaklarını,dudaklarımın arasına aldım.
Adrian, sert ve acı verici bir şekilde alt dudağımı emerken dudaklarının arasından boğuk bir inilti çıktı. Bir saniye, Adrian'ı son gördüğümden bu yana kız olmadıysa, bu inilti ona ait değildi. Hızlı bir şekilde birbirimizden ayrıldıktan sonra etrafa göz gezdirmeye başladık, seslerin çıktığı yere doğru yavaş adımlarla ilerledik. Tanrım! Merdivenlerin altında, birbirinin ağzını yiyen Lena ve Andreas.

O gördüğüm şey , Yüce Tanrım! Adrian, gözümü elleriyle kapattıktan sonra hızlı adımlarla oradan uzaklaştık.

"İşte bu, aklıma bile gelmezdi."

"Herkes, tüm evrenini küçük bir yıldızın aydınlatmasını istemez. İnsanoğlunun yaradılışı böyledir, hep daha fazlasını isterler. Andreas'ta küçük yıldızdan vazgeçmiş, yeni ışık arayışına başlamış."

"Peki ya sen? Sende vazgeçecek misin?"

"Benim karanlık evrenimi, bir tek sen aydınlatabilirsin."

"Ya yetersiz gelirsem?"

"İşte o imkânsız. Senin karanlığın bile, benim aydınlığım. Ama korkuyorum, küçük yıldız. Başkalarının evrenlerine ışık kaynağı olmandan korkuyorum,"

"Korkma, ben bir tek senin karanlığını seviyorum."

"Bende bir tek gülüşünde ki ışığın, karanlığımı boğmasına izin verebiliyorum."dedikten sonra dudaklarımızı son bir kez daha mühürledi.

繼續閱讀

You'll Also Like

141K 13.5K 60
GAIA #Wattys 2018 yarışmasında "Hikaye Ustaları" kategorisinde ödül almıştır. Akıcı, sürükleyici, heyecan dolu, kaliteli kurguya sahip bir roman mı o...
389K 25.3K 40
"Biri var herkesten güçlü, herkesten özel. Kanlarla bürünmüş bir laneti var. Gözleri herkesten farklı. SOĞUK KIRMIZI geldiğinde... O... Ölüm...
5.6K 514 43
*Wattys2023 Yarı Finalisti **WattpadMysteryTR Paranormal ve Korku Dolu Anlar okuma listesinde İlk kitap olan Yar-Sub Çatlıyor tamamlandı. 2. kitap Gö...
4.8K 2.1K 16
Bilinmeyen bir zamanda, bilinmeyen biri tarafından, bilinmeyen bir şekilde; beş boyut, beş uzay, beş dünya yaratıldı. Bunların ikisinde çoktan kıyame...