32-Final

5.8K 448 53
                                    

Ölümün tanımı, herkese göre farklıydı. Bazıları için kurtuluş, bazıları içinse yok oluştu. Benim için araftı. Ne kurtuluşum, ne de yok oluşumdu.

Hava, ciğerlerime basınç uyguluyordu. Saniyelerin içinde bedenim, okyanusun sert yüzeyine ulaştı ve dibe doğru çekildi. Düştüğüm yükseldiğin etkisinden olsa gerek suyun içinde yuvarlanmaya başladım, dibe doğru çekildim. Gözlerimi sımsıkı kapattım, tüm dünyam karanlıkla dolmuşken ölümün ışığını görmek isteyeceğim son şeydi. Düşüncelerim de benimle birlikte boğuluyordu. Nefessiz kaldığımı hissettim, yukarıya ulaşmak için çabalamadım. Tek yaptığım, ölümümü beklemekti.

Fakat ölmedim. Çünkü su, bir döngü hâlinde bedenimi yukarıya kaldırıyordu. Direnmeme rağmen hiçbir sonuç elde edemiyordum. Çareyi gözlerimi açmakta buldum, Adrian'da benimle aynı durumu yaşıyordu. Bedenimiz, karanın üzerine doğru savruldu. Ciğerlerimde biriken su, şiddetli bir öksürükle birlikte burnumdan ve ağzımdan boşaldı. Kafamı kaldırıp, Adrian'a doğru baktım. Az önce ölümden döndürülmüştük. Fakat kim tarafından?

''Birbirinize bakmaktan vazgeçtiğinizde beni görebileceğinize inanıyorum.''dedi,Andreas homurdanarak. Lena ile birlikte bizi izliyordu.

''Tanrı aşkına, aklından ne sikim geçiyordu? Her şekilde öleceğim.''dedim, sinirli bir şekilde. Bir daha cesaret edemeyeceğim ölümümü, benden çalmıştı.

''İkinizde ölmeyeceksiniz. Siz intihar kurgusu düşünürken, krallıktan geldiler ve parşömen getirdiler. Etrafta büyük bir güç patlamasının olduğunu ve sınırlarda ki her şeyin yerle bir olduğunu söylediler. Sınır bölgesinin enkazından çıkan tek şey, buymuş. Sizinle ilgili.''dedi ve parşömeni, bize uzattı.

''Fırtına ve Şimşeğin koruyucusu, Ateş'in hükümdarı, Su ile toprağın kontrolcüsüne.

Yaptığınız fedakârlıklar sayesinde anlaşmalar tamamen geçersiz kılındı. Taraf yok, büyü yok. Düzeni sağlayarak güveni sağlamış olsanız da güçleriniz tehlike arz ediyor. Eğer güçlerinizden vazgeçerek, anlaşmayı kanınızla mühürlerseniz size sonsuz yaşamı bahşedeceğiz. Astrid Storm ve Adrian Castelain, krallıklarınız ve halkınız sizi bekliyor olacaklar.

-Işığın Koruyucuları.''

''Yapıyor muyuz?''diye sordum, Adrian'a doğru bakıp. Benden önce davrandı ve Andreas'ın cebinde ki bıçağı alıp, avucunda bir kesik açtı. Kanının damlalarını, parşömene damlattı. Onun arkasından bizde aynı hareketi tekrarladık. Parşömen, alev aldı ve geriye külleri kaldı.

Bir ışık patlaması, etrafımızı sardı. İpeksi dokunuşlar ile ruhumuza ulaştılar Ruhum, esir olarak alındığı hapishaneden kurtulmuş gibiydi. Özgürlüğe doğru kanatlarımı çırpıyordum, kutsandığımı hissediyordum. Parmaklarımın arasından bir akım eşliğinde serbest bıraktığım şimşeği, bedenim bir fırtınayla birlikte göğe kadar yükseldi ve üst üste beş kez şimşek çaktı.

Zeminle buluştuğumda tam bileğimde ki dövme, dikkatimi çekti. İç içe geçmiş üç kılıcın ucunda güçlerimizin simgeleri vardı. Adrian'a ve Andreas'a baktığımda, onlarda da aynısından olduğunu gördüm. Adrian, koşar adımlarla bana doğru ilerledi ve kemiklerimi kıracak kadar sıkı sarıldı.

''Ah, bir daha Tanrı'yı küçümsemeyeceğim.''

''Benimle bir ömür geçirmeye hazır mısın Bay Castelain?''

''Sana sonsuzluğu adamaya hazırım, Bayan Castelain. Hadi, hakkımız olanı almaya gidelim.''

''Ah, bana teşekkür filan etmeyin sakın yani. Ölümden kurtarmışım, etmişim ne ki? Olur böyle şeyler, değil mi?''dedi, Andreas.

''Sana teşekkür ederiz. Sen olmasaydın, ölü olurduk fakat hâlâ senden hoşlanmıyorum.''dedi, Adrian.

Andreas'ın suratı asılsa da bir şey demedi. Lena'nın omzuna, kolunu attı ve geçmemiz için işaret yaptı. ''Önden buyurun, Kralım ve Kraliçem.''

-

Yıllar Sonra

Astrid Storm ve Adrian Castelain, sonsuz yaşamlarını söz verdikleri gibi sadece birbirlerine adadılar. Sadece tek bir ülkenin değil, tüm dünyanın yöneticisi oldular. Halk tarafından sevildiler ve benimsendiler. Dünya, yüzyıllar sonra yaşanabilecek bir hâle gelmişti. Kötülük yoktu, eşitsizlik yoktu, ayrım yoktu. Astrid ve Adrian'da halktan gibiydi. Zaten onlar, halkın kendisiydi.

Bu sırada Andreas, ömrü yettiği kadar Lena ile birlikte oldu. Ona sonsuz bir aşkla sevse de ölümünden geçen kırk yılın ardından başka biriyle görüşmeye başladı. Astrid, Adrian ve Andreas, geçen yıllara rağmen hiçbir şekilde yaşlanmadılar ve sonsuzluk adı verilen süreyi, birlikte tamamladılar.

Gecenin SenfonisiWhere stories live. Discover now