"Kankağğ." dedim ağzıma cips doldurup üstüne ice tea'mdan içip.
"Hı ?" dedi o da ice tea'sından içip.
"Uçan inek gördün mü hiç ?"
"Acaba kafanın filmini falan mı çektirsek içinde beyin var mı diye ?"
Gözlerimi baygınlaştırıp bir süre baktım, "Bana öyle bakma..." dedi o şarkının ritmiyle.
"Anlayacaklar... İkimize karşı bu dünya... Bizi.... Anlamıyıcaksgjshsjshjsjshsjjksnshjs." deyip ikimiz de kahkaha atmaya devam ettik.
Bu şarkıdan ikimiz de nefret ederiz. Güzel şarkı ama kötü anılarımız var.
"Ama kanğa inekler uçabilir." dedim kaşlarımı kaldırıp.
"Gördün mü hiç ?"
"Hayır ama uçabilir."
"İyi. Ara sevgiline sor o zaman." dedi. Hah. Sevgilim skshjsjs.
"Tamam ama sonra sen de Melih'i arayıcaksın." dedim. Eğer ki ben rezil olucaksam o da olmalı, ki rezil olmak ikimizinde umrunda değil.
"Tamam." dedi. Telefonumu çıkarıp Buğra'yı aradım.
Aranıyor: Yaz Belam
"Efendim ?" diye mırıldandı Buğra. Hoparlörünü açıp derin bir nefes alıp verdim.
"Buğracık ?" dedim gülümseyerek.
"Derin ?" dedi o da aynı şekilde. Odun. Öküz. Mal. Tatliş. Malak. Şirin şey. Ama hayvan. Gözlerimi devirdim.
"Bişey sorucam."
"Sor." dedi.
Güldüm. "İnekler uçabilir mi?" dediğimde kahkaha atmaya başladı bir de o kahkahalarının arasında "Derin." dedi. O sesiyle ciddi düşünüyoruz.
Sonra gülmesi durduğunda "Sen ciddisin?" dedi.
"Benim de tepkim bunun gibi bişey olmuştu." dedi Ece.
"Oo bacım sende mi ordansın ?"
"Ev-" dediğinde sözünü kestim.
"Şuan ki konumuz bu değil."
"Derin, aşkım, canım. Tabii ki uçabilirler. Yeter ki sen iste. Götlerine tekmeyi koydum mu uçururum ben." dedi.
"Ay. Canım ya!."
Güldü.
"Neyse Buğracım. Kapatıyorum. Görüşürüz."
"Önce sen kapat yapmayacağız di mi ?"
"Bilmem yapsak mı ?"
"Yapsak mı ne kızım ? Çocuk yapsak mı gibi ?"
"Töbe yarabbim. Hayır tamam da ne olucak bir önce sen kapat desen ?"
"Seni boşamamı falan istiyorsun heralde ?"
"Oha evlendiniz mi ?" diye bağırdı Ece telefonundan kafasını kaldırıp. Kaldırdığı kafasına vurdum.
"Mal. Amcamlar duycak." dedim.
"Hıı doğru. Evlenmediniz yani. Oğlum evlenirseniz ve herkesden gizli olan düğünüze, nişanınıza, kına gecenize, bekarlığa vedanıza falan beni çağırmazsanız kalbinizi söker tırnaklarınıza sokarım." dedi Ece. Bu nasıl beddua lan?
"Görüşürüz Buğra. Kapatıyorum." dedim. Zuhahahahahha Ece'yi takmadım.
"Tamam. Görüşürüz."
"Baybay." dediğinde Ece'de kapattım.
"Abi çok tatlı değil mi ? Aynı ben." dedim Ece'nin aramasını beklerken.
Ekranda yazan yazıyla kahkaha attım: Aranıyor: Meliha
"Lan Meliha ne dhasjdhakhdsjdhadjshadjashkdjsahdkjashdkasj."
Oda gülmeye başladı "Ya ne biliyim aklıma gelmişti ben de öyle yaptım fkkjfhskfhjdshfkjdhfs."
"Alo ?" diye açtı telefonu Melih.
"Melihacım." dedi tatlı tatlı Ece m'leri uzatarak.
"Efendim, güzelim." dediğinde Ece gülümsemeye başladı.
"Nasılsın bir tanem ?"
"İyiyim, sen nasılsın ?" dedi Melih'te gülümsediği sesinden belli olurken.
Melih'le Ece'yle onlar çıkmadan önce de iyi arkadaşdık ama Ece bizim konuşmamıza izin vermiyordu; yok neymiş anlarmış. Hıh.
"Bende iyiyim. Derin yanımda da şey diye düşünüyorduk biz... Soruyum mu ?"
"Sor." dedi Melih.
"Ya inekler uçar mı ?" dedi bir anda. Melih ilk önce durakladı. Bekledi. Derin bir nefes alıp verdi. "Bilmem." deyip kahkaha atmaya başladı onunla birlikte Ece ve Eceyle birlikte ben kahkaha atmaya başladım.
"Selam enişte." dedim kahkahalarımın arasında.
"Selam." dedi.
Gözlerimi aralayıp perdemin kapalı olmasına rağmen içeri gelen güneş ışığına baktım. Yan taraftan telefonumdan saate baktım 12:13.
Tm.
Tşk.
Öd.
Sjkldhga.
Yüzümü geri yüz üstü yastığa gömdüm. "Çok uykum var." dedim boğuk çıkan sesimle.
Dün o Melihle falan konuşmadan sonra Burak'da yanımıza gelmişti. Biraz oturduktan sonra Burak'la birlikte Ece'yi teyzesinin evine bırakıp gelmiştik. Ve saat 4'e geliyordu. Ben uyuyamamıştım. Artık yüzüm çürümüştü sağa sola dönmekten.
Yağmurun yaklaştığını belirten sesle kafamı kaldırdım.
Hayır. Yağmur yağmasın, lütfen. Ne yani ? Kış mı geliyor ? 1 aydan kısa bir süre kaldı ve ben 1 aydan kısa bir süre sonra Ankara'ya dönüceğim. Bir anlık gözlerimin dolmasına izin verdim. Böyle delicesine alışmışken onlara. Beril'e, Buğra'ya, Doğukan'a. Bu çekilmez denilen ama vaz geçilmeyen havaya.
Ailem herkesten önemli ama, burada da bir hayatım olmuştu işte. Aslında tek yapmam gereken şu son 1 ayımı en iyi şekilde geçirmek ama ben neden böyle duygusallaşıyorum. Görüşmemiz bitmeyecek ama böyle olamayız be, olamayız. Yada oluruz. İstersek olur. Sevgi, insanın kalbinin en güzel yerinden kopup geliyor. Biz bunu yapabiliriz. Her zaman birşeyler bir şekilde olur. Umudunu kesme, yaşamana bak.
Kendime öğüt vermeyi seviyorum. Rahatlıyorum.
Gözlerimi sildim ve yağmurun kokusunu içime çektim sonra tüm büyüyü bozup : "İçeri yağmur girmesin amk." deyip pencerenin yanına gidip pencereyi kapattım. Pencerenin önündeki biraz ıslanmış tek koltuğa baktım. Seni bile özlerim lan.
O değilde burdan Ankara'ya dönüşüm nasıl olur acaba ? Burdan ayrılıyorum diye üzülür müyüm ? Annemlerin yanına gidiyorum diye sevinir miyim ?
Telefonumdan çıkan sesle yanına gidip mesajı açtım.
Gönderen: Yaz Belam
Aşağı inebilir misin?
Penceremden açıp aşağı baktım. Buğra yağmurun altında üstüne yapışmış koyu bordo renginde t-shirt'üyle ıslanıyordu. Elinde siyah bir şemsiye vardı ama üstüne tutmak yerine yanındaki bacakları kadar olan kutuya tutuyordu. Gülmeye başladım.
Gönderilen: Yaz Belam
Yağmur yağıyor? :dd
Telefonuna baktıktan sonra mesaj sesiyle telefonuma baktım.
Gönderen: Yaz Belam
Yaz ayındayız.
Alt dudağını sarkıtıp kaşlarını kaldırdı.
Gönderilen: Yaz Belam
Tamam.
Kapıdan çıkarken mesaj sesiyle mesaja baktım.
Gönderen: Yaz Belam
Şort falan giymeden gel. Hasta olursan sana ben çorba yaparım. İçine de biber dökerim.
Buğra'nın Ağzından:
Perdesini kapatmasıyla gülümsedim. Kapıdan kafasını uzatıp bakan Burak "Geldi mi ?" dedi kısık sesle.
"Hayır. İçeri girin!" dedim kafasını uzatan diğerlerine de.
Doğum gününün geçmesine rağmen Derin'e hediye aldım. Neden mi? Çünkü Doğukan gerizekalı. Abi, ben lunaparkın hazırlıklarını yaparken ona ayının tasarımını anlattım. Geç söylediği için geç geldi. Çok güzel anlattım alkış bana.
Derin kapıdan yavaşça çıktığında yanıma gelmek için adım attığında "Dur! Kal orda." dedim. Şimdi hasta olursa, çekemem ben onu. Yada niye çekmiyomuşum ki? Bal gibi de çekerim.
"Neden ki ?" dedi kaşlarını kaldırıp gözlerini kocaman açıp. Böyle yaptığında yeşil gözleri daha çok rengini belirginleştiriyor ve daha fazla aşık oluyorum.
"Kal diyorum sana." deyip elimdeki şemsiyeyi ona uzatıp kutuyu yanına taşıdım.
Derin'in Ağzından:
Burak, Beril, Doğukan ve Ece ellerinde 5 tane balonla kapıdan çıkıp "İyiki Doğdun Derin..." diyorlardı. Bugün doğum günüm değil ki. Ayrıca, zaten doğum günümü kutladılar. Kaşlarımı kaldırıp sırıtarak Buğrayı dinlemeye başladım.:
"Derin, ben hep umut bekleyerek yaşamak için yaşımın büyük olduğunu düşünürdüm. Çünkü umudumu bulmuştum: Su ve arkadaşlarım. Sonra sen geldin karşıma seni öyle bir sevdim ki; bu kızı kardeşim gibi korumalıyım dedim. Günler geçti, aslında baktığımda bu kızı kardeşim gibi değil de hayatım gibi korumalıyım, dedim. Sen benim yavaş yavaş hayatımda yer edinirken, ben hala senin hayatım olma umudunu düşünüyordum. Sonra sen benim küçük kalbimin kocaman parçası oldun. Sonra kendi kendime dedim ki: umut beklemek hayatın ta kendisiyken sen hala niye kendini bu kadar kasıyorsun amk." o susup derin bir nefes alırken ben hala sırıtıyordum.
"Kısaca: sen benim hiç kabullenemediğim umudum oldun Derin." dediğinde boynuna sarıldım. Sessizce bekledim ilk önce şaşkınlık tüm vücudumu sarmıştı. Sanki o bir gün gidicek de ben tek başıma kalacağım gibi sarıldım ona. Hepsi birlikte "Onli yuu." diyerek şarkıyı söylüyordu. Ve ben yine mutluluktan bayılacak gibi hissediyordum.
Ayrıldığımızda kutuyu açtı ve içinden birbirine sarılan iki ayıcığa hayretle baktım. "Bu ikimiziz. Biz ayrılmayacağız, bu ayıcıklar da sarıldıkları için ayrılamaz. Neden doğum gününden bir sonraki gün diye sorarsan... Niye soruyosun kızım o kadar uğraştık işte." dedi.
MAL.
SALAK.
ÖZÜRLÜ.
ULTRA MALAK.
BEN SANKİ BİŞEY DEDİM.
"Sen bana ayı mı diyorsun ?" dediğimde hepsi gözlerini kocaman açıp bana bakıyordu. "Malsın kızım sen." dedi Ece.
"Şaka yaptım ayol." deyip kahkaha atmaya devam ettik.
Buğra kutudan başka bir şey çıkardığında ne olduğuna baktım. İkimizin olduğu bir resmi çerçeveletmişti ama küçük bir çerçeveydi.
Mutluluk mu başka bir şey mi bilmiyorum ama. Onun herşeyi iyi hissettiriyor.
-----
Selam ^^ Bölüm geç geldi ve değişik bir bölüm oldu.
Ayrıca hikayemi birçok kişinin okuması çok güzel bir duygu hepinize çok çok çok teşekkür ederim :').
Belki yakında final gelir. Cidden bilmiyorum ama bana 'Yaz Belam' ı daha fazla devam ettirirsem sıkıcı olacak gibi geliyor. Ve şöyle bir konu var: Yaz Belam'a 'final' başlığı altında bir bölüm geldiğinde, hikaye bitiyor diye birşey yok. Özel bölümler, farklı bölümler vs. gelir. Bu bölüm finalmiş gibi konuştum yahu :dd.
Her neyse... Vote ve yorum vermeyi unutmayın! Hepinizi seviyorum ^^ Hoşçakalınn ♥