Gecenin Senfonisi

By standros

252K 16.2K 1.9K

Topraklar ikiye ayrıldı; Karanlık ve Aydınlık Taraf olmak üzere. İki krallıkta, birbirlerine yasaktı. Anlaşm... More

1.Bölüm-Tanıtım.
2.Bölüm-Karanlık Ölü.
3.Bölüm-Hatırla!
4.Bölüm-Yükselen Alevler.
6.Bölüm-Sonun Başlangıcı.
7.Bölüm-Kraliçe.
8.Bölüm-Sönen Yıldız.
9.Bölüm-Neusa.
10.Bölüm-Yangına Ortak.
11.Bölüm-Ateşten Buza
12.Bölüm-Farklı Olanlar.
13.Bölüm-Birlikte Ölürüz.
14.Bölüm-Tende Kayboluş.
15.Bölüm-Savaşçılar Akademisi.
16.Bölüm-Mesaj
17.Bölüm- Kâbus
18.Bölüm-Öpücük
19.Bölüm-Benimle Yan
20.Bölüm-"Ayrılık"
21.Bölüm-Kuyruk
22.Bölüm-Krallık
23.Bölüm-Peri Kızı
24.Bölüm-İntikam
25.Bölüm-Veda
26.Bölüm-Hain
27.Bölüm- Balık Adam Kızartması
28-Ölü Kadın
29-Başarı
30-Veda
31-Final Part 1
32-Final
Sonsöz

5.Bölüm-Ateşten Doğan.

9.4K 712 58
By standros

                 

Arkadaşlar geç yeni bölüm koyduğumun farkındayım tek sebebi yeterince ilgi görmemesi,tek ricam okuduğunuzu belli etmeniz. Bu bölüm bazı şeyleri oturtmak amaçlı yazılmış bonus bir bölümdür bu sebeple biraz kısa.

Hepinize iyi okumalar.

-

Alevler, etrafımızı ölümcül bir dans eşliğinde sararken tek yaptığım onların yükselişini izlemekti. Vücudum yaşadığım şokun etkisiyle felç olmuş gibiydi. Bu alevlerin sıcaklığını en derin hücrelerime kadar hissedebiliyordum farklı olan bir şeyler vardı. Kollarım, Adrian'ın sıcak parmakları tarafından esir alındığında hâlâ alevlerin ölümcül dansını izliyordum. Zihnimin karanlığından çekilmemi sağlayacak sözler, Adrian'ın dudaklarından ölümcül bir şekilde çıktı.

''Astrid, kendine gel.''diye bağırdığında, bedenim sanki şok verilmişçesine titremeye başlamıştı. Bakışlarımı onun kusursuz yüzüne doğru çevirdim, yeşilin en güzel tonlarının birbiri içinde harmanlandığı gözlerinin derinlerinde suçluluk duygusuna dair kırıntılar olduğunu gördüm. Neden kendini suçlu hissediyordu ki? Kafamı iki yana sallayıp, silkelendikten sonra etrafıma doğru baktım. Az önce burayı alevler götürüyordu, kendi gözlerimle görmüştüm. Alevler sanki hiç yokmuş gibi, mekânı terk etmişlerdi. Yanık izi veya yangının bıraktığı koku bile mekândan silinmişti. Aklımı mı yitiriyordum?

''Alevler vardı, onları gördüm!''diye bağırıp yere çöktüm. Dizlerimi, yüzüme kadar çektikten sonra kafamı dizlerime yasladım. Ben deli değildim, gördüklerim gerçekti. Adrian, kibar diyemeyeceğim bir şekilde başımı dizlerimden ayırdı. Uzun ve ince parmakları, sert bir şekilde yüzümü tutarken gözleri vahşi bir ışıltı eşliğinde parlıyordu. Bu hali bende kaçma isteği uyandırıyordu.

''Hiç bir şey yoktu.''dedi tıslar gibi. Bakışları, kalbimin korkuyla dolmasına sebep oluyordu. Ben deliymişim gibi bakıyordu ama değildim. Adrian'ın sakladığı bir şeyler vardı ve ben bunu çözecektim. Şu an onun üzerine gitmem mantıklı değildi , kafamla onu onayladıktan sonra oturduğum yerden kalktım. Sesimin duygusuz bir şekilde çıkmasına özen göstererek konuşmaya başladım.

''Eve gitmek istiyorum.''dediğimde beni kafasıyla onayladı. Önümden hızlı bir şekilde ilerlerken, bende arkasından onu takip ediyordum. Arabaya ulaştığımızda hiç bir şey demeden yerlerimize oturduk, aramızda ki gerginlik tenimize kadar işlemişti.

Burada çok fazla şey dönüyordu ve ben şimdiden yorulmuştum, ormanda ki hayatımı özlemeye başlamıştım. Adrian'ın bir şeyler gizlediği belliydi, bana lanetli olduğunu söylemişti. Yanımda ki varlığını her hücremde hissettiğim adama doğru dönüp baktım. Kusursuz yüz hatları insanın canını acıtan cinstendi eğer bir laneti varsa bu kesinlikle kusursuz mükemmellik olmalıydı. Aksi bir laneti ona yakıştıramıyordum. Kafamda durmadan çığlık atan sesleri durdurmak adına , başımı cama yaslayıp siyahın kasvetinin hakim olduğu şehri izlemeye başladım. Penceremin camından gözlemlediğim kadarıyla bu şehirde aykırı olan fazlasıyla şey vardı. Arkada bıraktığımız yollar boyunca insanların sokak ortasına çıplak bir şekilde dolaştıklarını hatta bazılarının seviştiğini görmüştüm. Buraya hükmeden kurallar veya herhangi bir ahlâk kuralı yoktu. Bulunduğumuz şehre bir isim takacak olsaydım kesinlikle 'Aykırılar Şehri' olurdu.

''Ne düşünüyorsun?''diye sordu Adrian, arabayı yol kenarında durdururken.

''Düşünmüyorum sadece gözlemliyorum.''dediğimde anlat der gibi elini salladı. Pantolonunun cebinden paket sigarasını çıkartıp içinden bir dal aldı. Sigarayı özenli bir şekilde dudaklarının arasına yerleştirip yaktıktan sonra dolgun dudaklarının arasından dumanını üfledi.

''Burada ki insanlar çok aykırı.''dediğimde alaycı bir şekilde gülümsedi.

''Burada ki insanlar aykırı değil sadece ahlâk kurallarımız yok.''dediğinde onu başımla onayladım ve sigara içişini izlemeye devam ettim. Sigara paketini eliyle işaret ettikten sonra bana döndü.

''İstersen alabilirsin.''dediğinde onu kafamla onayladım. Paketin içinden bir dal sigara çıkarttıktan sonra dudaklarımın arasına yerleştirdim , Adrian çakmağını alıp sigarayı büyük bir özenle saran dudaklarıma doğru götürdü. Çakmağı ateşlediğinde çıkan alevleri gözlerinde gördüğüme yemin edebilirdim, yaktıktan sonra ani bir şekilde çekildi. Sigaradan bir fırt aldıktan sonra dumanını karanlığa boğulmuş şehre doğru üfledim. Sigaranın bir tadı yoktu, bağımlı da değildim sadece dumanına hayat vermek hoşuma gidiyordu.

Adrian'ın beni süzen bakışlarını her bir santimimde hissedebiliyordum. Gözleri yeşil olmasına rağmen siyahın en koyu tonunu taşıyan bakışları vardı. Bakışları kutsal kabul edilmeliydi çünkü içimde ki her bir ölü hücrenin uyanmasını sağlıyordu aynı zamanda bazen onları ölümcül bir soğukta donduruyordu. Adrian, imkânsızlıkların ve zıtlıkların birleştiği formdu. O hem yakıyor , hem de üşütüyordu.

Arabayı çalıştırdığında gözlerimi kapattım ve uykunun kollarının beni sarmasını bekledim.

-

Bedenim, sert bir gövdeye yaslanmıştı. Bacağımın ve belimin altında ki sert ve bir o kadar da güçlü kolları hissedebiliyordum. Başım , şehvetin kokusu olarak tanımlayabileceğim bir kokuya sahip birinin omzuna düşmüştü. Bedenim yumuşak bir zeminle temas ettiğinde , bulunduğum yerin hemen yanında bir ağırlık hissettim. Yüzüme değen eller , sanki her an avuçlarının arasından kayıp gidecekmişim gibi ürkek ve titrek bir şekilde hareket ediyordu. Bu ellerin sahibini her yerde tanırdım ; Adrian.

Kapı sert bir şekilde açıldığında topuklarının zemine uyguladığı sağır edici ses ile birisi içeriye girdi. Adrian, onun girişiyle birlikte yüzümde ki ellerini çekti.

''Zavallısın.''diye tısladı Beth.

''Asıl zavallı olan onu sevmeyen bir adama bacak arasını açandır Beth.''dedi Adrian , burada ne sikim dönüyordu?

''Yanılıyorsun asıl zavallı olan lanetlendiği halde ona yasak olanı sevendir.''dedikten sonra hızlı adımlarla odayı terk etti. Adrian'ın üzerime doğru eğilen varlığını hissedebiliyordum, neden bu kadar yakınıma gelmişti ki? Tenime çarpan sıcak nefesi , bir yangının kıvılcımlarını başlatmıştı.

''Uyumadığını biliyorum.''dediğinde nabzım fazlasıyla artmış , vücudum gereğinden daha çok adrenalin salgılamaya başlamıştı.

''Gözlerini aç, sana kızmayacağım.''dediğinde sımsıkı kapattığım gözlerimi açıp, kusursuz gözüken adama doğru baktım. Gözleri , dudaklarımı bulurken nefes alışlarım fazlasıyla sıklaşmaya başlamıştı.

''Neden birbirinize öyle şeyler söylediniz?''diye sorduğumda hiçbir şey söylemedi. Uzun ve ince parmakları, boynumda ki damarlardan birini bulduğunda sert sayılabilecek bir şekilde yutkundum. Dokunuşu, yakıyordu.

''Yarın, Andromeda'nın Sarayı'na gideceğiz.Seni hizmetlim olarak yanıma almak zorundayım, şimdiden hazırlan.''dedikten sonra ellerini ani bir şekilde çekip, odadan çıktı.

Varlığının en büyük kanıtı olan kokusu, odanın içini esir almışken gözlerimi onun siyahlığına kapattım.

-

Sonsuz karanlığa esir olmuş rüyamdan bir anıya doğru geçiş yaptım.Nerede olduğumu bilmesem de bulunduğum yer yabancı gelmiyordu, etrafa biraz daha  dikkatlice baktığımda şu an bulunduğum odada olduğunu fark ettim. Dekoru bile hâlâ aynıydı. Bir vücudun içine çekildim. Saçları gecenin siyahına bulanmış , gözleri yeşilin en güzel tonuyla harmanlanmış bu adamın kim olduğunu biliyordum.

''Astrid.''diye fısıldadı o melodik sesiyle kulağıma. Çıplak vücudumun üzerinde ki tenini hissedebiliyordum. Tenime çarpan sesin kime ait olduğunu bilsem de vücudunda bunu kanıtlayan bir dövme yoktu. Elleri, saçlarımı bulduğunda yüzüme düşen birkaç tutamını geriye doğru itti.

''Lanetleneceğiz, bunun yüzünden bizi öldürecekler biliyorsun değil mi?''diye sorduğunda başımla onay verdim.

''Seni istiyorum.''dediğimde dudaklarıma küçük öpücükler kondurduktan sonra bacaklarımın arasında ki yerini aldı.Etrafı sonsuz bir ateş kaplarken tek emin olduğum şey bunun bir rüya değil,geçmişten gelen bir hatıra olduğuydu. Ateş, elimin içinde toplandığında canım fazlasıyla acımıştı. Bir çığlık eşliğinde rüyada uyandım.

Vücudum fazlasıyla terlemişti, hızlıca inip kalkan göğsüm rüyanın etkisinde olduğumun büyük bir kanıtıydı. Nefesimi düzen altına almaya çalışırken, odada ki tüm camları açtım ve koşarak banyoya doğru ilerledim. Üzerimde ki kıyafetleri hızlı bir şekilde üzerimden attıktan sonra soğuk suyun altına girdim. Avucumun içine doğru baktığımda , yanık izinin orada olduğunu gördüm. Boğazımdan yükselen tiz çığlık, kulakları sağır edecek cinstendi.

Kapının kırılma sesinden sonra, havluma sarıldım ve gelen kişiye doğru ilerledim. Adrian, bana şok içinde bakarken avucumu ona doğru tuttum.

''Seninle seviştik! Yangınlar yükseldi, rüya olduğunu zannediyordum ama değildi. Elim yandı.''diye bağırdığımda gözlerinin büyük bir kırgınlıkla parladığına şahit oldum. Çene kasları kasılırken, ellerimi avuçlarının arasına aldı. Dokunuşu diğer seferkinin aksine iyileştirici bir etki taşıyordu, elini çektiğimde yarama doğru baktım. Hiçbir iz yoktu.

''Sen nesin?''diye sorduğumda beni tuvalete yönlendirip kapıyı kilitledi.

''Hatırlıyor musun? Senden önce doğan, kan anlaşmasına uymayan bir bebek vardı. Öldürülmüştü.''dediğinde kafamı salladım.

''O bebeği öldürmek için yakmayı denediler , öleceğinden emin oldukları için onu orada bırakıp gittiler. Unuttukları bir şey vardı, ateşten doğanı ateş öldürmezdi.''

Continue Reading

You'll Also Like

133K 1.2K 35
Liseden yeni mezun köle ruhlu bir fetişist olan Emir, sonuçlarını asla tahmin edemeyeceği bir yola girer. Uğradığı şantaj sonucu hayatı Zehra adında...
1.5M 24K 26
Hayatta kalabilmek için sadece 10 şansınız varsa ne yapardınız?
3.8M 309K 85
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
501K 13.9K 44
"Han ne tarafta? Umarım doğru tarif edersin büyücü." Gözlerini devirdi. "Benim ismim Desina, büyücü değil." "Ne fark eder? Sen büyücü değil misin? Ak...