Öncelikle şunu belirteyim ki kimsenin hikayemi çalmaya hakkı yoktur, böyle birşeyi kabul edemem. Benim karakterlerimi çalıp hikayelerine koyması benim sinirlenmeme neden oldu. Her kimse bundan vazgeçsin, yetkililere bu durumu belirttim, işinize gelirse artık. İyi okumalar☺☺☺
Bazı insanların yerinde olup onların hayatlarını yaşamak istemişimdir. Mesela kör birisi ya da sağır... Evet kulakları duymayan birisinin hayatını yaşayıp onu anlamak istemişimdir. Dünyadaki sesleri duymadan yaşamak istemişimdir. Belki de duygularımızı kontrol eden budur, sesler...
İçeriden gelen dank sesiyle yerimden kalktım. Her ne kadar korksamda bunu önemsememiştim ve reflekslerime güvenmiştim. İçeriye gittiğimde Koray uyuyordu sadece vazo yere düşmüştü. Bir çırpıda Koray'ı itikledim.
"Heyy, hemen kalk, burdan çıkmalıyız!" diye ciyakladım. Koray bana anlamayan gözlerle bakıyordu.
"Birşey sorma, güvende değiliz, acilen burdan çıkmalıyız"dedim. Koray koltuktan kalktı. Hafiften sarhoş olduğu için pek itiraz edecek moda girmemişti.
Hemen çantamı aldım ve kapıya doğru ilerledim. Delikten baktım. Kimse yoktu. Kendimi Korayla dışarıya attım, Koray asansöre bindi, Bende kapıyı kilitlemek için geride kaldım. Arkamı döndüğümde merdivenlerden birisinin çıktığını gördüm. Hemencecik asansöre bindim, kapı kapanırken gelen kişinin yüzünü seçebilmiştim. O katil!
Hemen dügmeye bastım, asansör aşağıya doğru inmeye başladı. Tam 2. Kattayken birden elektrik gitti. Bu da nesi? her yer zifiri karanlık olmuştu, Panik atağım vardı ve ilacım evdeydi. Sakinleşmem gerekiyordu. Koray "Elekterik kesilmiş olmalı, gelir birazdan"dedi. Tabi ben o arada boğazıma sarılmış nefes almaya çalışıyordum.
Koray anlamayan gözlerle bana baktı. "Gece, iyi misin? Sakinleş" diye bir cümle çıktı ağzından. Ben ise tam tersini yapıyordum. Nefes alamıyordum. "Koray bende panik atak var burda nefes alamıyorum ve işin kötü yanı katil yukarda beni öldürmek için bekliyor" dedim. Resmen fısıldamıştım ama Koray duymuştu.
Koray "Katil mi? Ne istiyor ki senden?" dedi. Biraz bekledim. "Onu polise ben verdim. Koray "Haklı bir sebep"diye birşey çıktı ağzından. Ne diyor bu off.
"Koray, iyi bir insan ol ve bana yardım et!" dedim. Koray eliyle bana yelpaze yaptı ve beni yere oturttu. "Şşt... Tamam gözlerini kapa ve bana sarıl, burada olmadığımızı hayal et" dediklerini harfiyen uyguladım. İşe yarıyordu. Elimi boğazımdan çektim.
Koray "Normalde iyi bir insanım ama bu olaylar normal değil ufaklık"dedi kulağımın içine. "Kendi karakterini olaylara göre düzenleme, eğer öyle yaparsan olayların seni kullanıp, yaralamasına neden olursun"dedim. Koray hafifçe sırıttı. Koray " Bir kere de lafı ağzıma tıkama be" dedi. "Hahah" diye bir kahkaha atarken kahkaham yarıda kesildi.
Asansör açıldı, karşımda kimi göreyim, polis memuru... Katili evime girerken yakalamışlardı. Karakol falan derken saat sabah 5 e geliyordu ve bugün okul son günüydü ve ben bu kadar olumsuz şeylere rağmen bütlere kalmamış, sınıfı geçmiş paramıda biraz olsun yığmıştım.
Eve gitmeye korktuğumdan zorla Korayın evine kendimi davet ettirmiştim. Sonuçta sahte sevgilimdi. Eve girdiğimizde direkt olarak koltuğa uzandım, tabi Koray da karşı koltuğa, halan daha sarhoştu, artık ne kadar içtiyse anlamadım bende. "O kadar ne içtin ki kafan düzelmedi"dedim konu açar gibi.
Koray "ot" dedi. "Hee çok şakacısın" dedim takmıyomuş gibi. Koray" Ne geceydi ama, Gece"dedi ve güldü. Koray "İsmini kim koydu?" dedi. Herkesin sorduğu bir soruydu ve cevabı hazırdı. "Annem ismimi rüyasında görmüş" dedim. "Ama ismimden memnunum" dedim. Koray" Hiç Gece gibi durmuyorsun, daha çok... Gündüzsün" dedi.
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Beni tanımıyorsun" dedim. Koray" Evet, sende" dedi ve sonra düzeltti "Pardon tanıyorsun, peki ne biliyorsun?" Dedi. Ne söyleyebilirdim ki? "Koray demir , sadece yakışıklıklık ve ya şımarıklılıktan ibaret değildi ya da insanlar böyle görüyordu. Ben hiçbir zaman böyle görmedim. Her zaman degişik bir açıdan baktım."dedim.
"Tabi, pek işe yaradığı söylenemez" dedim ve ses çıkarmadan güldüm. Koray kafasını bana doğru çevirdi. Koray "Beni tanımıyomuşsun, ben şımarık serserinin tekiyim" dedi ama ciddiydi. "Evet, tatlı bir serseri" diyebildim. Bu konuyu daha sonra konuşabilirdik. Son cümleyi söylerken Korayın omuzuna bi cımcıkladım. "Ee acıkdım ben" dedim.
Koray " Ne yersen ye, ben uyuyacam" dedi ve gitti. Koltuğa yığıldım ve televizyonu açtım. Bi kanal açıldı ve bir soru vardı, bu soruyu bilene Bermuda da 3 gün tatil veriyordu. Soru şöyleydi;
Aşağıdakilerden hangisi kamu haklarından biridir?
A) Devredilebilen haklar
B) Sınırlı ayni haklar
C) Kurucu yenilik doğuran haklar
D) Sosyal ve ekonomik haklar
E) Mülkiyet hakları
Bu soru 1. Sınıf hukuk sorusuydu ve ben tabikide biliyordum. Arasam mı diye düşünürken kendimi araken buldum. En az 5 kere aradım sonunda telefon çaldı. Soruyu yanıtladım, cevap D şıkkı olmalıydı, söyledim, biraz bekledim, en sonunda sevindirici müzik duyulunca sırıttım. Telefonu kapatmadan bana otelin adresini verdiler. Telefonu kapattım ve sesli bir şekilde kahkaha attım.
Koray duymuş olacak ki içeriden geldi. Koray " Sana beni uyandırma dediğimi hatırlıyorum" diye bana bağırdı. " Tamam kızma ama sana birşey söylicem ama lütfen hayır deme lütfen bak, hayatını kurtardığımı hatırla" diye söylenince bana meraklı bir bakış attı. Koray "Söyle şunu artık" diye bana bağırdı.
"Az önce tatil kazandım" dedim ve devam ettim. " Bir soru vardı, hukuk sorusuydu yani ben hukuk okuyorum ya ondan soruyu bildim ve işte 3 günlük bermuda tatili kazandım" dedim. " 2 kişilik" diye ekledim. Koray " Haha saçmalıyorsun" dedi ve güldü. " Ya ama hadi lütfen 3 gün zaten bak gerçekten kafa dağıtırız, hem beni bir katilin öldürmeye çalıştığını belki unuturum" dedim.
Gözlerimi sonuna kadar açmış Koray'a bakarken biraz bekledi ve konuştu Koray " uff tamam be, ama herşeyi sen ayarlicaksın bak, hiç uğraşamam" dedi. " Söz veriyorum çok eğlenceli olacak" dedim. Koray " Umuyorum" dedi ve yatağa döndü.
Bende herşeyi ayarlamak için sabahı bekledim. Sabah da pankek yapmaya karar verdim. Bu mutfak ne biçimdi ya un bile 2 kiloluk du, biz bir almaya 10 kilo birden alıyorduk, neyse pankekler pişince bir katına nutella sürdüm ve diğer katıda üstüne koydum, onun üstüne de çilek ve muz koydum. Aynısından da kendime yaptım. Tepsiye koydum ve yanınada sütlü kahve yaptım.
Koray'ın odasının yolunu tuttum. Kapıya tıklattım ama ses gelmedi. " Bak giriyorumm" diye hafif bağırdım. İçeriye girdiğimde Koray yatakta değildi. Nerdeydi ki? O kadar da kahvaltı hazırlamıştım. Tam gidecekken banyonun kapısı açıldı içeriden üstü çıplak pantalonlu bir Koray çıkınca gözlerimle savaş yapmaya başladım.
Tamam sakin ol kızım bakma sonra bunun egosundan geçilmez, gözlerimi yemeğe çevirdim. " Günaydın" kahvaltı hazırladım. Koray " Gece, ne yalan söyliyim kurt gibi açım ama hayırdır senden böyle birşey beklemezdim" dedi. " Aa aşk olsun ama ne konuşmuştuk, Tatil bugün başlıyor, ben bugün işten ayrılıyorum, okul tatile girdi çok mutluyum" dedim bir çırpıda.
Koray " Nasıl yani işten mi ayrılıyorsun? Hayır ayrılmıyorsun" dedi kendinden emin bir şekilde. Koray " Bu oyunu bitirmeden o işten ayrılamazsın" dedi. Evet yine başlamıştık, kullanılıyordum... Neyse zaten alışmıştım. "Peki, nasıl istersen, öyle olsun" dedim ve tepsiyi orada bırakıp misafir odasına girdim.
Kapıyı bir hışınla kapattım, sabr,sabr,ve sabr diye tekrarlıyordum. Elimi duvara vurdum. Ses çıktığına emindim. Bu yüzden odaya gittim ve çantamı alıp eşyalarımı toplamak üzere yola çıkacakken Koray beni yakaladı Koray "Nereye?" dedi. "Saat 2 de havaalanında ol, geç kalma" desim ve çıktım.
Buna katlanmak zorunda mıydım? Değildim ama bunu istiyordum, bir umut onun duvarlarını yıkıp kalesini fethedecektim, evet bunu başaracaktım.
Eve girdim. Bugün gamze bana taşınacaktı. Anahtarı cafede ki birisine bırakabilirdim tabi güvenilir olanlara...
Eşyalarımı toplamadan cafeye gittim. Direkt Güneşin yanına gittim. Kapıyı tıklattım, şimdi tıklatmasam bu bana takacaktı. "Girr" diye bir ses duydum ve içeri daldım. Güneş " Ee, bir sorun mu var?" dedi. Konuya nasıl gireceğimi bilmiyordum. "Şeyy, ben izin kullanmadığımı hatırlıyorum, bu yüzden izin kullanacaktım, 3 gün" dedim.
Güneş "Böyle bir anlaşma yapmadık" dedi. "Şunu hatırlatırım ki ben sizden önce burada çalışıyordum ve ben rahmetli amcayla böyle anlaşma imzalamıştım, göstermeme gerek var mı?" dedim. Hahah sen benimle baş edebilir misin ya ben hukuk öğrencisiyim.
Güneş "Hmm, tamam pekâlâ" demekle yetindi. Ben de hoşçakal demeden kapıdan çıktım ve çalışanların yanına gittim ve gamzeye vermeleri için anahtarımı onlara uzattım ve doğru yöneldim.
Eve vardığımda annemleri de arayıp haber verdim tabi tatil demedim, okul kampı dedim. Yapacak birşey yoktu. Bu tatile gitmek istiyordum. İyi ki pasaportum vardı. Eve gidip ufak bir valiz hazırladım. Saat 12 ye geliyordu. Korayı aradım.
Koray "Ne var?" dedi. " Biliyor musun bu telefonu açarken bi kelime var alo diye, kullanır mısın?" dedim. Koray " Kullanmam" dedi. " Kullanmalısın, neyse ben geçiyorum sende geç kalma" dedim ve telefonu suratına kapattım. Evden çıktım ve havaalanına gitmesi için yönlendirdim.
Korayla orada buluştuk. Bir küçük valiz almıştı. 10 saatlik bir yolculuk geçirmiştik ve uyumaktan sıkıldık diyebilirim. Koray kafasını omuzuna koyup uyuyordu ben ise dimdik kazık yutmuş gibi kıpırdamadan duruyordum. Belki uyanır diye...
Neyse ki gelmiştik, Ahh güzel bermuda, harikaydı, Rehber bizi otele yönlendirdi. Korayla konuşa konuşa otele gittik, en son bi adamın şapkasına bakıp gülüyorduk. Otele vardığımızda orada henüz sabah olmuştu, bu yüzden gidip odaya yerleştik ama bir aksilik vardı.
Koray "Gece, bana bundan bahsetmemiştin" dedi. Ya evet ben sanki biliyordum. "Bende bilmiyordum, istersen balkonda yatarım" dedim ve sonrasını sessizce getirdim "Sen de camış gibi yayılırsın" dedim. Koray " Efendim?" dedi ama duymuştu ama çaktırmadı. Hahaha.
"Dediğim gibi ben büyük bir zevkle dışarıda yatarım, sorun çözülmüştür, Hadi ama, asma suratını tatil harika olacak" dedim ve güldüm. Korayın valizini alıp yatağın üzerine bırakıp açtım ve bir şort çıkardım. " Bence ne yapmalıyız biliyor musun? Deniz kenarında kahvaltı" dedim ve sırıttım ama Koray öküz gibi tabi gülmüyordu, belki dişlerini görürdüm.
Koray " Gece, bak buraya kadar geldik ama şunu bilmeni istiyorum, biz olamayız, sadece arkadaşız, daha fazla umutlanmanı istemiyorum" derken onu susturdum. "Şşt tamam ben biliyorum, beni düşünme tamam mı? Ben alışkınım zaten" dedim ve Korayın valizinden şortu çıkardım. " Şimdi somurtmayı bırakalım ve eğlencemize bakalım olur mu?" dedim.
Koray" Olur" dedi ve gülümsedi. "oo sen güler miydin?" dedim ve şortu Koraya uzattım. Bende valizden bikini ve şort çıkartıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Tamam Gece bunu başaracaksın sadece sakin ol ve sabr et diye tekrarlıyordum. Bikiniyi giydim ve şortu üstüne çektim. Banyodan çıktığım da Koray balkona yaslanmış mazaraya bakıyordu.
Tamam Gece dram yok kızım. Arkadan hızlıca gidip Koraya bi tane patlattım." Heyy napıyosun burdaa" diye bağırdım. Koray korkudan dilini yutmuştu heralde, Koray "Seni varya..." diye bağırdı gerisinde küfür etmiş olmalıydı çünkü koşarak odadan çıkmıştım ve sahile doğru koşmaya başlamıştım. Ayaklarımı denize soktum.
Koray etrafta yoktu yani sanırım çünkü koşarak buraya geliyordu. Bende sahil boyu koştum ve insanları ezmemeye çalıştım ama sonunda beni yakaladı ve popoma bi tane patlattı, Koray "Bi daha beni korkutmaman gerektiğini ögreneceksin" dedi. Ciddi değildi çünkü kahakaha atıyordu.
En son damgayı Korayın saçlarını dağıtarak yaptım. Onu suda bırakarak kumsala çıktım. "Hadi canım öyle mii??? hahaha" diye gülmeye başladım.
Bu mutlu anlarımın keyfini çıkarıyordum, çünkü şunu biliyordum ki, Bazen insanlar giderdi ama anılar kalırdı...