Kontesin Laneti +18

By aycgnrzz

319K 4.3K 1K

Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı... More

İhanet +18
Hançer
Yakalanma +18
Tehdit
Cadılıktan Vazgeçen Kontes
Gabriel'in Kucağında
Gabriel'in Koynunda +18 Aşırı Cinsel İçerik
Yüzleşme
Bir Dönemin Sonu
Ölürüm de öldürürüm de
Festival
Kaçış +18 Sevişme Sahnesi
Gizemli Adam
Cadıların Düellosu
Tecavüzün Gölgesinde +18
Mucize
Sihirli Küre
Kont'un Çığlığı
Cadı Nadya
Eski Düşmanlar ve Yeni Dostlar
Dünyama Düşen Yıldırım : Prens Settus
Adaletin Kükreyen Sesi

Bu gece benimsin +18

8K 250 43
By aycgnrzz

Oy veren yorumlarını esirgemeyen beni takip eden ve kitabı okuma listelerine ekleyen herkese bol bol kalp gönderiyorum ❤️


Bu gece benimsin

"Her dedikodunun altında bir parça gerçek yatar."








Kendimi Gabriel'in güçlü kollarında buldum, gözlerimi yavaşça açtım. Kendimi hala güçsüz hissediyordum, ancak Gabriel'in sıcaklığı ve desteğiyle biraz olsun rahatlamıştım.

Hızla hareket ederek beni bir kanepeye taşıdı. Yavaşça başımı okşadı ve endişeli bir şekilde bana bakarken, "Eva, nasıl hissediyorsun? İyi misin?" diye sordu, sesindeki endişe açıkça hissediliyordu.

Birkaç derin nefes aldım, bedenimin güçlenmesini hissediyordum. Yavaşça başımı salladım. "Evet, iyiyim," dedim, sesim hala biraz zayıftı ama daha güçlü hissediyordum. "Sadece bir an için güçsüz düştüm, sanırım tüm bu stres ve yoğunluk beni etkiledi."

Yüzünde hala endişe belirtileri vardı, ancak biraz olsun rahatlamış gibiydi. "Tamam, endişelenme. İyiyim," dedim, onu teselli etmeye çalışarak. "Senin desteğinle her şey daha iyi olacak."

Endişeli bakışlarıyla bir süre daha bana bakmaya devam etti, ancak sonra yavaşça başını salladı. "Seninle birlikteyim, Eva. Her zaman senin yanındayım," dedi, sesindeki samimiyet ve sevgiyle. Elimi tuttu ve parmaklarımın uçlarını öptü, "Şimdi dinlen, ben buradayım."

Yaşadığım tüm stres ve duygusal yoğunluklar geride kalmış gibi hissettim. Gabriel sessizce yanımda oturdu, sessizlik aramızda huzur dolu bir atmosfer yarattı. Onun varlığı, içimdeki çalkantıyı yatıştırdı ve bedenimdeki gerginliği azalttı.

Bir süre sonra, Gabriel'in sıcak eliyle yavaşça başımı okşadığını hissettim. O'nun şefkati içimi bir kez daha sarıp sarmaladı. Gözlerim kapandı ve Gabriel'in okşayıcı dokunuşları altında sakinleştim.

Uzun bir süre sessizce birlikte oturduk, birbirimizin varlığından güç aldık. Sessizliği bozan Gabriel'in nazik sesiyle gözlerimi açtım. "Eva, belki biraz uyuman iyi olur. Ben buradayım, ihtiyacın olursa yanındayım," dedi, sesindeki sıcaklık ve sevgiyle.

Başımı yavaşça salladım, Gabriel'in önerisine uyarak biraz daha dinlenmeye karar verdim. Onun yanında, kendimi güvende ve desteklenmiş hissediyordum.

Gabriel aniden ayağa kalkıp beni kucakladığında, bedenim irkildi ve gözlerim genişledi. Şaşkınlıkla ona baktım, bir an için ne olduğunu anlayamadım.

"Gabriel, ne oluyor?" diye sordum, sesimde hafif bir telaş vardı.

Gabriel hızla yanıtladı, "Korkma, seni odana götürüyorum. Daha rahat olacak," dedi. Kollarında sallanırken, huzurla nefes aldım. Gabriel'in beni taşıması, içimi bir sıcaklıkla doldurdu.

"Sana güveniyorum, Gabriel," dedim sessizce, onun sıcaklığını hissederek.

"Teşekkür ederim."

Gabriel hafifçe gülümsedi ve başımı okşadı. "Seni her zaman korurum, Eva," dedi samimi bir şekilde. "Şimdi dinlenmeli ve kendine gelmelisin."

Gabriel, kollarında beni nazikçe taşıyarak odama doğru ilerlerken, sessizce mırıldandı. "Eva, senin için endişeleniyorum," dedi, sesi derinden bir telaş taşıyordu. "Bugün yaşadıkların seni oldukça yormuş olmalı. İçini dökmek istersen, buradayım."

Başımı hafifçe kaldırıp ona baktım, gözlerimdeki yorgunluk hissiyatı hissediliyordu. "Teşekkür ederim, Gabriel," dedim zayıf bir gülümsemeyle. "Sadece biraz dinlenmek istiyorum."

Gabriel'in sıcak bir gülümsemeyle başını salladığını gördüm. "Tabii, dinlenmen önemli," dedi. "Ama unutma ki, yanındayım. Herhangi bir şey istersen, sadece söyle."

Onun samimi sözleriyle içim bir nebze olsun hafifledi. "Anlıyorum, teşekkür ederim," dedim minnetle.

Yorgun bedenim, onun güçlü kollarında huzur bulmuştu. Odama vardığımızda, beni dikkatle yatağa yerleştirdi ve sessizce başucuma oturdu.

Saçlarımı okşayarak, "Bugün yaptığın çok cesurcaydı. Benim için çok önemliydi, Eva. Seni önceden de severdim ama şimdi sevgim daha büyük bir hal aldı. Sana saygı duyuyorum. Çok değerlisin," dedi samimiyetle.

Bu sözlerle içim sıcacık oldu. Gabriel'in duygusal desteği, içimde derin bir memnuniyet yarattı. Gözlerim dolmaya başladı, hüzünlü bir gülümsemeyle Gabriel'e baktım. "Teşekkür ederim, Gabriel. İyi ki varsın," dedim sesim titreyerek.

Gözlerim kapandı, uyumak istiyordum. Gabriel'in yanında olduğunu bilmek, içimi huzurla dolduruyordu.

Uykunun kollarına bırakmıştım kendimi, derin bir karanlığın içine doğru süzülüyordum. Birden, ölümün soğuk nefesiyle yüz yüze geldim. Bedenimde bir ağırlık, bir boşluk hissiyatıyla doldu. Nefes almak zorlaşırken, karanlık beni yuttu.

Nefes nefese uyanırken, gözlerimi hızla açtım, kalbim hızla çarpıyordu. Gabriel'in endişeli bakışları karşıladı beni, yüzünde kaygılı bir ifade vardı. "Eva, kabus mu gördün?" diye sordu.

Korkuyla nefes aldım, bedenim hala o karanlık sarmalın içindeymiş gibi hissediyordu. Gabriel'in sıcak elini hissettim omzumda, beni gerçekliğe geri getiriyordu. "Evet," dedim soluksuzca, "Ölen hizmetçi beni hala takip ediyor gibi hissediyorum."

Sessizce başını salladı. "Sakın korkma, ben buradayım," dedi yumuşak bir sesle, "Seni koruyacağım, yanındayım."

Sıcaklığı ve sözleri, içimi bir kez daha sardı, beni güvende hissettirdi. Gözlerim hala karanlığın izlerini taşıyordu, ama Gabriel'in varlığı, bu kabusların üstesinden gelmeme yardımcı oluyordu.

Sonra yeniden uykuya daldım. Gözlerimi kapattığımda, ölümün soğuk nefesiyle bir kez daha yüzleşmekten kaçamadım.

Bedenim, ölümün karanlığına doğru hafifçe süzülüyormuş gibi hissettim, ancak bu sefer bir fark vardı. Gabriel'in varlığı, beni güvende hissettiriyor, karanlığın içinde bile bir ışık kaynağı gibi parlıyordu. Ölüm kabusları hala beni takip ediyordu, ancak bu kez onlarla yüzleşmek için daha hazırdım.

Uyandığımda akşam olmuştu. Onun hala başucumda oturduğunu gördüm.

"Gabriel," dedim sessizce, sesim hala biraz uykulu. "Sen hala burada mısın?"

Gabriel nazikçe gülümsedi ve saçlarımı okşadı. "Evet, yanındayım Eva. Seni bekliyordum," dedi, sesindeki sıcaklık içimi ısıttı. Gabriel'in elini tuttum ve ona bakarak "Teşekkür ederim, Gabriel," dedim yumuşak bir sesle. "Yanımda olman gerçekten sakinleştiriyor."

Gülümsedi ve elimi öperek, "Her zaman seninleyim, Eva," dedi samimi bir şekilde. Gabriel nazikçe "Haydi, yemek yiyelim," dedi. Birlikte merdivenlerden aşağı inip yemek masasına doğru ilerledik. Masanın kurulduğunu gördüm. Hizmetçiler titizlikle her şeyi düzenlemişlerdi. Yemeğin hazır olması beni biraz rahatlattı. Masanın etrafındaki mis kokulu yemekler, gözlerimi ve midemi şenlendirdi.

Gabriel nazikçe sandalyemi çekti ve sofraya oturmam için yardım ettiğinde minnetle gülümsedim. "Teşekkür ederim, Gabriel," dedim sessizce, onun nazik davranışını takdirle karşılayarak. Gülümsemesi ve samimi tavırlarıyla içimde bir huzur yayıldı. Onun yanımda olması, yaşadıklarımı unutturarak içimi rahatlattı. Ancak masadaki huzur, Daria'nın imalı sırıtışıyla biraz sarsıldı.

Daria'nın bakışları, içimde bir rahatsızlık yaratıyordu. Gabriel'in yanımda olması, bu üçlü ilişkiyi unutmama yardımcı oluyordu. İhaneti bir kenara bırakıp huzurlu bir akşam geçirmek istiyordum.

Daria bize kurnaz bakışlar fırlatıyordu, sanki bir sırrı ifşa etmenin heyecanını yaşıyordu. Yemeğin tadını çıkarırken, kontrollü bir şekilde kaşlarını kaldırıp indirdi, adeta bir oyun oynuyormuş gibi.

Ve sonunda, fırsatını bulduğunu düşündü. İmalı bir şekilde, "Abi, Kontes Eva'dan ayrılamıyorsun. Tıpkı cicim aylarındaki karı koca gibisiniz. Bu doğru değil. Neyse, bunları Kont düşünsün benim sorunum değil. Herhalde birkaç gün Evanın peşinden ayrılmayacaksın, anlaşıldı abi," diye laf soktu. Sözlerinin ardından içten içe tatmin olmuş bir ifadeyle beklemeye başladı, Gabriel'ın tepkisini merakla gözlemleyerek.

Gabriel, şaşkınlıkla Daria'ya bakarken, yutkunurken içeceği yanlışlıkla boğazına kaçtı. Öksürürken, gözleri hâlâ Daria'ya odaklıydı. Kısa bir an sessizlik oldu, bu sırada Daria'nın gizemli gülümsemesi yüzünde daha da belirginleşti, adeta bir zafer kazanmış gibi.

"Ne saçmalıyorsun, Daria?" diye sordu. Sesinde hâlâ biraz boğukluk vardı, ama bakışları netti. "Sanki saçma bir şeyler ima etmeye çalışıyorsun."

Daria, onun sözlerini dinlerken, yüzündeki kurnaz gülümseme yerini biraz daha belirginleştirdi. "Abi, Kontes Eva'yla aranızdaki yakınlık, fazla samimi. Yanlış anlaşılmaya müsait gibi görünüyor," dedi, sesindeki kurnazlık her kelimesine yansıyordu.

Kont, sessizce odanın kapısında beliriverdiğinde, ansızın bütün dikkatim onun üzerinde yoğunlaştı. Birdenbire içimde bir ürperti hissettim, çünkü onun sessizce bizi dinlediğini fark ettim. Yüzünde solgun bir ifade vardı, sanki bir şeylerin farkındaymış gibi, ama bunu dışa vurmamaya çalışıyordu. Gözlerindeki kaygılı bakış, odayı adeta dondurdu ve herkesin kalbini bir an için durdurdu.

Kont, yüzünde anlam dolu bir ifadeyle sessizce yaklaştı. Gabriel'in ve benim tepkimi merakla gözlemliyor, duruma müdahale etmeden önce nasıl bir tutum sergileyeceğini anlamaya çalışıyordu. Yemek masasına yaklaşırken, Gabriel'i izledi. Daria'nın sözlerine karşı bir kaşını kaldırdı ve sakin bir sesle konuştu:

"Kontes Daria, ne saçmalıyorsunuz? Kont Gabriel'le karım arasındaki ilişki oldukça profesyonel ve saygılı."

Daria kahkahayı kopardı entrika dolu bir gülümseme dudaklarına yerleşti kadehini kaldırdı ve bir yudum içki içti. Konta bakarak sinsice sırıttı, "Abim, bugün Eva'yı kucaklayıp odasına taşıdı. Sonra akşama kadar saatlerce odadan çıkmadılar. Sayın Kont, sizce bu görüntü dışarıdan bakıldığında gayet profesyonel ve saygılı mı?" diye sordu.

Sözleriyle havada zehir saçan bir yılanı andırıyordu, her kelimesi adeta sırları deşifre eden bir bıçak gibi keskindi. Daria'nın sesindeki bu sinsi ton, odadaki gerginliği daha da artırdı. Herkesin nefes alışı kesilmiş gibi oldu. Darianın sinsi gülümsemesi, odayı adeta buz gibi bir sessizlikle doldurdu.

Kontun yüz ifadesi aniden donuklaştı, gözleri bir an için gözlerimin içine dikildi. Bu sessiz çekişmede oda bir an için nefesini tutmuş gibiydi. Tam o sırada, Kont'un öfkeli sesi yıldırım gibi düştü.

Kontun öfkesi, yüzündeki kasların gerginleşmesiyle belirginleşti. Gözleri adeta ateş saçıyordu ve adeta bir gürlemeyi andıran tonuyla, "Kont Gabriel, bana bunu nasıl açıklayacaksın?!" diye bağırdı.

Gabriel, Daria'ya öfkeyle baktı ve derin bir nefes aldı. O da odadaki gerginliği hissedebiliyordu. "Daria, haddini bil!" diye çıkıştı. "Eva ile aramızda gayet masum bir ilişki var. Sana hesap verme zorunluluğum yok."

Daria, Gabriel'e küçümseyici bir bakış fırlattı ve kurnaz bir gülümseme belirdi dudaklarında. "Masum bir ilişki mi?" diye sordu alaycı bir sesle. "O zaman bize söyle abi, neden Eva'yı kucakladın? Neden saatlerce birlikte kaldınız?"

Gabriel, Daria'nın sorularına cevap vermek yerine ona ters bir bakış fırlattı. Gözlerindeki öfke, odadaki atmosferi daha da gergin hale getirerek herkesi etkisi altına aldı.

Kont, öfkeyle yumruklarını masaya indirdi. O an, odada yankılanan metalik bir sesle birlikte tüm dikkatler ona odaklandı. Yumruklarının vurduğu masanın sesi, odadaki gergin atmosferi daha da yoğunlaştırdı. Kelimeleri birer bıçak gibi keskindi, her harfi öfkeyle dolu bir sarsıntıyla yankılandı. "Nasıl yaparsınız bunu bana?!" diye bağırdı, sesi öfke ve şaşkınlıkla doluydu. Gözleri Gabriel'e ve bana dönük öfkeyle parlıyordu, içindeki fırtınayı herkese hissettiriyordu.

Gabriel, sakin ve vakur bir şekilde ayağa kalktı. Oda sanki onun kararlılığıyla doldu, bir nevi huzur buldu. Onurumuzu korumak için elinden geleni yapmaya hazırdı. "Kont, Daria'nın sözleri asılsız," dedi, sesi odada yankılanan netlikte ve kesinlikteydi. "Kontes Eva'ya karşı hiçbir uygunsuz davranışta bulunmadım. Her zaman sınırları korudum. Şatodan ayrıldığında bayıldı, onu yalnız bırakmak istemedim. Hepsi bu," dedi. Gabriel, Kontun gözlerinin içine bakarak konuşuyordu, yalan olmadığını anlaması için, içindeki doğruluğu hissettirmek için.

Kont, Gabriel'in sözlerine inanmak istese de, Daria'nın sözleri zihnini meşgul ediyordu. Yüzünde beliren kararsızlık ve şüphe, gözlerinin derinliklerinde parlıyordu. Derin bir iç çekişle, "Peki, odada saatlerce ne yaptınız?" diye sordu, sesi titreyerek çıkıyordu, şüpheli bakışları Gabriel'e doğrulmuştu.

Sessizliğimi bozarak konuştum. "Seviştik! Duymak istediğin bu mu?! Yoksa gerçekler mi?! Bana bak Kont namusuma laf edemezsin. İftira atamazsın. Kendine gel! Sen de Daria çirkin çirkin imalar yapamazsın. Haddini bil! Gabriel benim onuruma hiçbir şekilde zarar vermedi," dedim, sesimdeki kararlılık açıkça belirgindi. "Tam tersine, beni korudu ve destekledi. Ben kendime gelene kadar baş ucumda bekledi. Ona minnettarım. Gabriel edepli biri, onu böyle suçlamaya hakkınız yok," diye ekledim, sözlerimdeki duygusal ton yürekten geliyordu.

Kont, tereddütle yaklaştı ve yavaş adımlarla Gabriel'in yanına doğru ilerledi. "Gerçekten mi?" diye sordu, hala şüpheyle dolu bakışları Gabriel ve bana yönelmişti.

Başımı salladım ve doğrudan gözlerine baktım. "Evet, Kont. Gabriel'e güven. O şerefli bir adam," dedim, sesimdeki kararlılık ve inanç belli oluyordu. Gözlerimdeki samimiyet, sözlerimin arkasındaki güveni pekiştiriyordu. Kontun yüzünde beliren tereddüt, belki de bu açıklamaların ardından biraz olsun hafiflemişti.

Kont, sözlerimden etkilendi. Oda içinde bir an sessizlik hakim oldu, gözlerini Gabriel'e çevirdi ve derin bir nefes aldı. Bir karar vermesi gerekiyordu ve bu kararın ağırlığı omuzlarını büyük bir yük altında ezdiriyordu. "Gabriel, sana inanmak istiyorum," dedi, sesindeki ton yumuşamıştı, öfke ve şüphe yerini bir nebze olsun kabullenmeye bırakmıştı.

Gabriel, Kont'un gözlerinin içine bakarak konuştu, her kelimesini dikkatle seçerek. "Kont, size asla ihanet etmem," dedi, sesindeki tonunda bir kırılganlık ve içtenlik vardı. "Eva'ya karşı daima mesafeli davrandım," diye ekledi, sesindeki samimiyet ve dürüstlük belli oluyordu.

Daria'nın sinsi gülümsemesi kayboldu, yerini şaşkınlık ve öfke aldı. Gözlerindeki o sinsi parıltı, Kont'un Gabriel'e güvenini dile getirmesiyle birlikte hızla solmuştu. "Ama aralarındaki yakınlık..." diye itiraz etmeye çalıştı, ancak Kont'un sert bakışları altında sözlerini tamamlayamadı.

Kont, Daria'yı sert bir bakışla susturdu, öfkeyle dolu gözleri onu delip geçiyordu. "Ne saçmalıyorsun Daria?" diye çıkıştı, sesindeki tonun sertliği odayı doldurmuştu. "Gabriel'in Eva'ya karşı nazik davranması onu suçlu yapmaz. Benim yokluğumda ona destek olması son derece doğal. Gabriel'in şerefine ve Eva'nın onuruna gölge düşürmeye cüret etme," diye ekledi, sözleri adeta odada yankılanıyordu. Kont'un otoriter tavrı, salondaki herkesi derin bir sessizliğe hapsetmişti.

Daria, Kont'un tepkisi karşısında önce şaşkınlıkla geri çekilmişti, ancak sonra öfkesini bastıramadı. Kont'un sert bakışları altında bile, hala bir şeyler söylemek istiyordu. Gözlerindeki ateş, öfkesini yansıtıyordu.

Kont'un sert uyarısına rağmen, Daria'nın sinirli sesi hala salonun içinde yankılanmaya devam etti. "Bu kadar kör olmanız gerçekten şaşırtıcı," dedi, sesindeki öfke açıkça hissediliyordu. "Birbirlerine karşı olan hisleri gözlerinden belli. Böyle bir aşkı fark etmemeniz gerçekten trajikomik Sayın Kont," diye ekledi, sözleriyle Kont'un duruşunu sarsmaya çalışıyordu.

Daria'nın sözlerinden öfkelendiğimde ayağa kalktım. "Daria, yetti artık! Gabriel ile aramızda gayet masum bir ilişki var. Sizin gibi fesat bir zihnin bunu anlaması zor olabilir."

Daria, bana dik dik baktı ve "Fesat mıyım? Yoksa gerçekleri mi dile getiriyorum?" diye sordu, gözlerinde nefret dolu bir ateş parlıyordu.

Gabriel, Daria'ya öfkeyle baktı ve "Daria, sus artık! Eva'ya saygısızlık yapmayacaksın," dedi.

Daria, dönerek "Abi, neden onu korumak istiyorsun? Yoksa Eva'ya karşı aşk mı hissediyorsun?" diye sordu. Sesindeki kin ve nefret her kelimeyle daha da artıyordu.

Gabriel, Daria'nın sözlerinden şok oldu ve "Ne saçmalıyorsun Daria?" diye bağırdı. "Eva'ya karşı sadece saygı ve dostluk hissediyorum. Onu korumak benim görevim."

Daria, Gabriel'in sözlerine inanmadı ve alaycı bir şekilde "Görev mi? Yoksa yasak bir aşk mı?" diye sordu.

Kont, Daria'ya sert bir şekilde baktı ve "Ne saçmalıyorsun, Daria?! Senin haddini bilmez tavrını ve iğrenç imamlarını daha fazla dinlemeyeceğim. Biraz daha karıma saygısızlık yaparsan seni şatodan kovacağım," dedi.

Kont, bir süre sessizce bana baktı, gözlerindeki kıvılcım ve tereddüt belirgindi. "Eva, sana inanıyorum," dedi, sesindeki ton yumuşamıştı. "Gabriel'in karakterini de biliyorum. Daria, özür dilemelisin."

Daria'nın yüzündeki alaycı gülümseme dondu, öfkeyle ayağa kalktı. "Özür dilemem mi gerekiyor? Hayır, ben sadece gerçeği söylüyorum!" diye çıkıştı, sesindeki inat belirgindi.

Kont, Daria'ya sert bir bakış fırlattı, onunla göz temasını sürdürdü. "Bu konuyu burada kapatıyoruz," dedi, sesindeki otoriter tonla.

Daria, öfkeyle odadan çıktı, gururla sırtını dönüp ayrıldı. Gabriel ise sakin bir şekilde Kont'a döndü. "Kont, Daria'nın sözleri sizi üzdüyse özür dilerim," dedi samimiyetle. "Eva ile aramızda sadece dostluk ve saygı var," diye ekledi, Gabriel'in sesi odada yankılanıyordu, sözlerindeki doğruluk ve içtenlik herkesi etkiliyordu.

Kont, Gabriel'in bakışlarına dikkatlice baktı. Onun dürüstlüğüne inanmak istiyordu, ama Daria'nın sözleri kafasında bir şüphe uyandırmıştı. "Umarım dediğin gibidir Gabriel," dedi, sesinde hala bir serzeniş vardı.

Gabriel, Kont'un gözlerindeki tereddüte dikkatlice baktı. "Kont, size yemin ederim ki, Daria'nın sözleri gerçeği yansıtmıyor. Benim niyetim asla kötü değildi ve Kontes Eva'ya her zaman saygı gösterdim," dedi, sesindeki samimiyet bir kez daha hissediliyordu.

Kont, Gabriel'in gözlerine bakarak düşündü. Sonunda, onun sözlerine güvenmek ve bu konuyu kapatmak için bir karar verdi. "Gabriel, sana inanıyorum," dedi, sesindeki ton daha yumuşak ve kararlıydı. "Ancak bu olayın tekrarlanmasına izin vermeyeceğim. Hem senin, hem de Daria'nın bundan ders çıkarması gerekiyor."

Gabriel derin bir nefes aldı, Kont'un güvenini kazanmanın rahatlığıyla. "Kont, size minnettarım. Size ve Kontese Eva'ya zarar vermek gibi bir niyetim olmadı. Bundan emin olabilirsiniz," dedi, içtenlikle.

Kont, Gabriel'in sözlerini dinledikten sonra, odadaki gergin atmosferi hafifletmek için bir adım attı. "Şimdi lütfen oturunuz, konuyu kapatalım ve bu akşamki yemeğimize devam edelim," dedi, tavrında bir yumuşama ve hoşgörü vardı.

Gabriel, Kont'un davetine uyarak yerine oturdu ve rahatladı.

Kont, yemeğini öfkeyle yiyordu, kaslarında hala gerilim belirtileri vardı. Yemeği keskin ve hızlı hareketlerle tabağına alırken, çatal ve bıçağı sertçe kullanıyordu. Gözleri hala öfkeyle parlıyordu, yemek masasındaki gergin atmosferi daha da artırıyordu. Kont'a bakarak sessizce yaklaştım. "Biraz sakin olur musun?" dedim, onun gerginliğini hissederek.

Başını kaldırıp bana bakarken bir an için duraksadı. Sonra derin bir nefes alarak kaslarını biraz gevşetti. Ancak hala yüzünde öfkenin izleri vardı. "Evet, karıcığım, tabii," diye mırıldandı, ancak sesindeki ton hala gerginliği yansıtıyordu.

Yemeğe devam ederken, ortamın biraz daha yumuşamasını umut ediyordum. Ancak Kont'un öfkesi hala kontrol edilmesi güç gibi görünüyordu. Kont, yemeğini bitirdikten sonra sofradan kalktı ve bize dönerek sert bir şekilde "Size afiyet olsun" dedi. Ardından odadan hızla çıktı.

Gabriel ve ben, Kont'un ayrılmasının ardından birbirimize baktık ve aynı anda içimizden gelen gülme isteğini bastırmak için çabaladık. Ancak o an sinirlerimizin boşalmasıyla birlikte bir gülme krizine kapıldık. Gülme krizimiz o kadar kuvvetliydi ki, kahkahalar atmaya başladık.

Gabriel, gözlerini ovuşturarak gülme krizimizi bastırmaya çalıştı. "Bu neydi öyle!" dedi, arada bir kıkırdadığı hissediliyordu.

Ben de gülme krizinden kendimi alamayarak, "Kont'un surat ifadesi... Ve o 'Size afiyet olsun' demesi... Komikti," diye gülmeye devam ettim, gülme krizimiz hala devam ediyordu.

Tam kahkahaların yükseldiği sırada, odanın diğer köşesinden biri bize yaklaştı.

"Bu ne samimiyet böyle? Utanmıyor musunuz?" dedi, sesindeki ton sert ve azarlayıcıydı.

Gabriel ve ben bir an için şaşırdık ve gülme krizimiz donup kaldı. Yüz ifadelerimiz ciddileşti ve içimizdeki neşe birden kesildi. Utanç ve endişeyle birbirimize bakıştık, o anki duruma uygun bir tepki veremedik.

Anna'nın gözlerimde şaşkınlık vardı, duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum.

"Kontes Eva bayıldığında, siz onu odaya götürürken birkaç hizmetçi sizi görmüş. Dedikodu kazanı almış başını gitmiş, şatonun duvarlarını aştı diyorlar," dedi, sesinde bir üzüntü ve endişe vardı. 

Gerilmiş duruşu ve titreyen dudakları, içinde bulunduğu zorluğu anlatıyordu. Gözlerinden akan yaşlar, söylediklerinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyordu.

"Bu iğrenç iftiraları size nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Beni bağışlayın ancak haberiniz olması gerekiyor. Kontes Eva, Kont Gabriel ile Kontumuzun odasında sevişiyormuş diye yalan yanlış iftiralar söylüyorlar," diye ekledi, sesindeki üzüntü daha da belirginleşti.

Gabriel, Anna'ya dönerek sert bir şekilde "Ne saçmalıyorlar?" diye sordu. "Kimseyle sevişmedim!"

Anna, Gabriel'in sert tepkisine aldırmadan devam etti. "Kontes Eva'yı odaya taşıdığınızı gördüler Kont Gabriel. Saatlerce odada kaldığınızla ilgili dedikodular aldı başını gitti. Kontes Eva nasıl başa çıkacak?"

Gabriel, öfkeyle ayağa kalktı. "Bu doğru değil! Eva bayıldı, onu yalnız bırakmak istemedim."

Anna, Gabriel'e inanmak istiyordu, ancak dedikodular çoktan yayılmıştı.  Gabriel ve ben şaşkınlık ve endişeyle birbirimize baktık. Dedikoduların bu kadar hızlı yayılması ve çirkin bir hal alması ikimizi de derinden üzdü.

Gabriel, Anna'ya sakin ve vakur bir şekilde yaklaştı. "Belli ki Kontes Eva için korkuyorsunuz. Lütfen, endişelenmeyin. Bu çirkin iftiralara karşı mücadele edeceğiz. Gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacağız," dedi, sesindeki kararlılık hissediliyordu.

Anna, Gabriel'in sözlerine minnettarlıkla baktı. "Teşekkür ederim Kont Gabriel. Sizin gibi iyi bir adamın Kontes Eva'nın yanında olduğunu bilmek beni rahatlatıyor," dedi, sesindeki üzüntü biraz olsun hafiflemişti.

Anna'nın sözleri yüreğime dokundu. Beni gizli bir el gibi koruyordu. Annemin dostu olan bu yaşlı hizmetçiye minnettarlığımı geniş bir tebessüm ile ifade ettim. Gabriel yanımızda olmasa ona sarılır ve beni korumaya çalıştığı için teşekkür ederdim. 

Derin bir nefes alarak Anna'ya döndüm, "Teşekkür ederim Anna," dedim, sesim titriyordu. "Bize haber verdiğin için minnettarım."

Anna başını salladı, "Yapmam gerekeni yaptım Kontesim," dedi. "Ama ne yapacaksınız? Bu iftiralar nasıl durdurulacak?"

Anna'nın endişeli bakışları altında, ona güven verici bir şekilde gülümsedim. "Merak etme Anna. Bir yolunu bulacağız, sen işine dönebilirsin." dedim. Sesimdeki kararlılık ve inanç endişesini biraz olsun hafifletti. 

Anna, başını salladı ve saygıyla eğilerek odadan çıktı. Tekrar yalnız kaldığımızda, Gabriel derin bir nefes aldı ve bana döndü. "Eva, bu çok zor bir durum," dedi, sesindeki endişe açıkça belliydi.

"Biliyorum," dedim ve onun elini tuttum. "Ama atlatacağız. Sana inanıyorum ve bu çirkin iftiralara karşı mücadele edeceğiz."

Gabriel, gözlerimin içine baktı ve bana güven verici bir şekilde gülümsedi. "Halledeceğiz, Eva." 

Gabriel'in elini sımsıkı tutarak ona baktım. Gözlerindeki sevgi ve güven bana güç veriyordu.

"Birlikteyiz Gabriel," dedim, sesimdeki kararlılık ve inanç hissediliyordu. "Hiç kimse bizi alt edemez."

Gabriel, beni kendine çekti ve sarıldı. Sıcaklığı ve kokusu beni rahatlatıyordu. Bir süre sessizce sarıldık, birbirimize olan güvenimizi hissediyorduk.

Sonunda Gabriel geri çekildi ve bana baktı. "Ne yapacağız?" diye sordu, sesindeki endişe hala belliydi.

"Dürüst olacağız," dedim, sesimdeki kararlılık hissediliyordu. "Herkese gerçeği anlatacağız."

Gabriel, başını salladı. "Ama ya inanmazlarsa?"

"İnanmak zorundalar," dedim, sesimdeki inanç ve güven hissediliyordu. "Gerçek her zaman ortaya çıkar."

Gabriel, derin bir nefes aldı. "Haklısın. Gerçeği anlatacağız."

Birlikte bahçeye çıktık ve tüm hizmetçilerin bizi görebileceği bir yerde durduk.

"Ben Kontes Eva!" dedim, sesimi yükselterek. "Ve burada misafirim olarak bulunan Kont Gabriel ile aramızda uygunsuz hiçbir şey olmadığını sizlere bildirmek istiyorum."

Hizmetçiler şaşkınlıkla bize bakıyorlardı. Birçoğu dedikodulara inanmıştı ve şimdi ne diyeceğimizi merak ediyorlardı.

"Kontes Eva bayıldığında, onu yalnız bırakmak istemedim," dedi Gabriel. "Bu nedenle onu odaya taşıdım ve iyileşene kadar yanında kaldım."

Hizmetçiler sessizce dinliyorlardı. Anlattıklarımızda samimi olduğumuzu görebiliyorlardı.

"Aramızda sadece dostça bir sevgi ve saygı var," dedim, sesimdeki duygu hissediliyordu. "Ve bu çirkin iftiralara asla izin vermeyeceğiz."

Hizmetçiler alkışlamaya başladılar. Birçoğu yaptıkları için özür diledi ve bize olan inançlarını dile getirdiler.

"Sizden ricam, bu tür yalan haberlere itibar etmemeniz ve bu konuda konuşmamanızdır," dedim. "Doğrular er ya da geç ortaya çıkacaktır."

Gabriel de bana katılarak, "Kim bu iftiraları yayıyorsa, onu eninde sonunda bulacağız ve gereken cezayı vereceğiz," dedi.

Gabriel ve ben rahatlamış bir şekilde birbirimize baktık. Gerçeği anlatarak doğru olanı yapmıştık.

Hizmetçiler dağıldıktan sonra Gabriel ve ben bahçede keyifli bir sohbet ediyorduk. Bahçenin rengarenk çiçekleri ve mis kokulu havası sohbetimize ayrı bir güzellik katıyordu.

Gabriel, kontluk topraklarında yapılan çalışmalardan bahsetti. Yeni ekilen tarlalar, onarılan köprüler ve geliştirilen ticaret yolları hakkında bilgi verdi. Heyecanla ve gururla anlattıklarını dinlerken, onun topraklarına ve insanlarına ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha anladım. 

"Topraklarımız her geçen gün güzelleşiyor Kont Gabriel," dedim, hayranlık dolu bakışlarımla onu izliyordum. "Halkın refahı için yaptığınız çalışmalar takdire şayan."

Gabriel, tebessüm ederek "Teşekkür ederim Kontes Eva," dedi. "Sizin desteğiniz olmadan bunları başaramazdım."

Ben de ona köydeki insanlardan bahsettim. Son zamanlarda yaşadıkları problemleri ve ihtiyaçlarını dile getirdim. Gabriel dikkatle dinledi ve yardımcı olmak için elinden geleni yapacağını söyledi.

Sohbetimiz sırasında Gabriel'in zekasına, bilgeliğine ve merhametine hayran kaldım. Onunla konuşmak bana her zaman keyif veriyordu. 

Bir süre sonra hava serinlemeye başladı ve üşüdüğümü fark ettim. Gabriel, beni odama kadar geçirmeyi teklif etti. Birlikte şatoya doğru yürümeye başladık.

Yürürken Gabriel bana kolunu uzattı. Tereddüt etmeden kolunu tuttum.  Gözlerinde sevgi ve sıcaklık vardı. O anda, aramızdaki bağın her geçen an daha da güçlendiğini hissettim.

Şatoya girerken Gabriel bana döndü ve "Bugün seninle sohbet etmek çok güzeldi Eva," dedi. "Yanımda olduğun için teşekkür ederim."

"Ben de sana teşekkür ederim Gabriel," dedim ve ona minnetle gülümsedim. "Seninle sohbet etmek beni her zaman neşelendirir."

Odamın önüne geldiğimizde içeriden boğuk inleme sesleri duydum. Bir an kalbim duracak gibi oldu. 

Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi ve odamın kapısını açtı. Kapı açılır açılmaz içeriden gelen sesler daha da net duyulmaya başladı.

"AH!"

Kont ve Daria'nın inlemeleri koridorda yankılandı. 

Gabriel'in sırtındaki gerginlik gözle görülür derecede arttı. Bir süre öylece dondu kaldı. Öne doğru hamle yapmak istedim, onlara bakmak için, ancak koluyla beni engelledi. "Eva," diye fısıldadı. "Bu gece benimsin."

Continue Reading

You'll Also Like

46.7K 1.3K 76
İşini ailesi gibi gören bi psikolog ve sinirlenince kimseyi tanımayan mafya aşka inanmayan adama aşkı öğreten kadın💖 Ateş ❤️ Ezgi
29.8K 1.3K 26
yaprak barışa 3 yıldan beri aşıktır fakat barışın bundan haberi yoktur barış çok çapkındır ve çok sevgilisi vardır yaprak bu duruma çok üzülür ve ona...
1.1M 68.9K 85
Hiç bilmediğiniz bir yerde, tanımadığınız varlıkların arasında bir şeytana bağlı olduğunuzu öğrenseniz, ne yapardınız? Üstelik tüm varlıkların soyu s...
47.4K 6.6K 37
⚡Tamamlandı⚡ Psikopat bir aşığın kanlı hikayesi