-Kül-

By VenusClynte

619 52 185

- Bir Mahalle Hikayesi - Asuman Yalçın;ünlü bir boksör.Ülkesine gümüş madalya kazandırmış,ardından aniden ort... More

- 1 -
- 2 -
- 3 -
- 4 -
- 5 -
- 6 -
- 7 -
- 8 -
- 9 -
- 10 -
- 11 -
- 12 -
- 13 -
- 14 -
- 16 -
- 17 -

- 15 -

16 1 0
By VenusClynte

- Özel hayatımda bir kaç sıkıntı yaşıyorum,bu yüzden affınıza sığınarak bölümleri haftada bir atmayı düşünüyorum.Bunun bir süreç olduğunu bildiğim için kitabı bırakmayacağım,içiniz rahat olsun.Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum,iyi okumalar. -


Annesi'nin kendisine doğru geldiğini fark edince Cihan'a dönüp fısıldadı.

-Şu kadını benden uzak tutar mısın?

Cihan elini çekip onlara doğru gelen kadının önüne geçti.

-Ben Cihan,kızınızın arkadaşıyım.Tanırsınız belki,eskiden komşunuz olan Aynur'un oğluyum.Asuman sizinle görüşmek istemediğini söyledi,ben de size bunu iletmeye geldim.Uygun bir zamanda isterseniz yine gelin,evimizi biliyorsunuz.Ama şuan yapmayın bunu,rica ediyorum.

İnci kafasını salladı.

-Tekrar ziyarete geleceğimi ona ilet lütfen.Onun istese de istemese de bir annesi var,hastalık zamanında da istemedi fakat artık geri durmayacağım.

İnci arabasına binip hastanenin bahçesinden çıkış yaparken Asuman ağlamamak için zor duruyordu.Cihan bu halini fark edip kollarını iki yana açtı.

-Ağlaman için kollarım hazır Asu.

Asuman kendini daha fazla tutamayıp başını Cihan'ın omzuna yasladı.Hıçkıra hıçkıra ağlarken Cihan onu nasıl teselli edeceğini bilememişti.Sarılı bir şekilde dururken Asuman sakinleşince kafasını geri çekti.Gözyaşlarını silip gülümsedi.

-Teşekkür ederim,buna ihtiyacım varmış.

-Teşekkür'e gerek yok,biliyorsun.

Cihan tek gözünü kırparak konuştu.

-Hem 1 hafta boyunca omzunu yastık olarak kullanmıştım,ödeşmiş olduk.

Asuman gülmeye başladığında Cihan onun yüzünü güldürdüğüne mutlu olmuştu.Helen arabasını hastanenin bahçesine getirdiğinde ikisinin gülüşerek onu beklediğini gördü.Tebessüm ederek söylendi.

-İkiniz de eskisi gibi olmak istiyorsunuz da,cesaret edemiyorsunuz.

Helen arabadan inip kendisini bekleyen ikiliye el salladı.Kendisini görünce beraber arabaya doğru gelmişlerdi.Asuman öne,Cihan arkaya oturduğunda eve gitmek için hazırlardı.Helen mahalle'ye doğru sürerken ikisindeki durgunluğu fark etmişti.

-Ne oldu,ikiniz durgunlaştınız birden?

Asuman sıkıntıyla nefes alıp verdi.

-Annen geldi abla,beni görmek istiyormuş.

-Tahmin etmiştim,Oğuz mahallede görmüş.Mahalledekilerden öğrendi herhalde.Niye böyle davrandığını anlayamıyorum.Sen ölüm döşeğinde bile görmek istemedin onu,sağlıklıyken görmek isteyeceğini nasıl düşünüyor?

Cihan ölüm döşeğinde lafına takılmıştı.

-Ölüm döşeğinde derken?

Helen,Asuman'a baktığında "anlatma" dercesine iki kaşını birden kaldırdığını görmüştü.

-Eninde sonunda öğrenecek Asu,bırak işini kolaylaştırayım.Asu'nun beynindeki tümör iyi huyluydu fakat yaşamsal fonksiyonların üzerindeydi.Ameliyat olmazsa bir süre sonra çoğu motor koordinasyonunu yerine getiremeyecekti.Kritik bir yerdeydi,çoğu doktor risk almak istemedi.Ben alanında en iyi doktoru bulmaya çalışırken Asuman yutma güçlüğü,el ve ayakta güçsüzlükler yaşamaya başladı.Bunlar yaşanırken de annemiz Asu'yu görmek istedi.Asu o haline rağmen annemizle görüşmek istedi,o da fazla zorlamayıp Türkiye'ye döndü.

Cihan,Asuman'ın zamanında yaşadıklarına üzülmüştü.Yüzüne bakınca da belli oluyordu,Asuman konuyu kapatmak istedi.

-Neyse ki şuan iyiyim,geçmişi deşmenin kimseye yararı yok.Bu arada o kadın'ın beni doğurmuş olması benim annem olduğu anlamına gelmiyor.Ona bakılırsa kediler de doğuruyor,önemli olan annelik yapabilmek.Biliyorum,sana annelik yaptı ama sana annelik yaptı diye benden o kadına anne dememi bekleme abla.

Helen tek eliyle Asuman'ın elini tutup sıktı.

-Tamam ablacım,sen nasıl istiyorsan öyle davran.Seni bir şeyler için zorlayacak değilim.Senin tek bilmen gereken benim küçük kardeşim olduğun.

-Ben de zaten Helen Aldinç'in biricik kız kardeşi olmaktan memnunum.

-Bunu duyduğuma sevindim.

Helen mahalle'ye girdiğinde Asuman yolu tarif etmişti.Evin önüne geldiklerinde Asuman Cihan'ın yardımı ile arabadan inmişti.Hep birlikte eve girdiklerinde Oğuz karşısında gördüğü kişi şaşırmıştı.Asuman'ı salonda'ki koltuklardan birine yatırıp hep beraber oturdular.Oğuz,Helen'e laf atmadan duramadı.

-Güneş?Hayırdır hangi rüzgar attı seni buraya?

-Oğlum sen ne dandun bir insansın,gelen misafire öyle mi denir?Ben davet ettim Helen kızımı.Hoş geldin kızım bu arada.

Asuman hastanede iken Aynur ve Helen karşılaşmıştı,birbirlerine çabucak ısınmışlardı.Bugün de Asuman'ın taburcu olacağını bildiği için Helen'i arayıp yemeğe davet etmişti.Helen başta mırın kırın etse de Aynur teyze'sini kıramamıştı.

-Hoş bulduk Aynur teyze.Gelirken baklava aldım,mutfaktaki tezgahın üstüne koydum.Sen sormadan söyleyeyim Oğuz,baklavanın Türk'lere ait olduğunu düşünüyorum.

-Gelişme var yani,sevindirici bir haber.

Aynur aralarındaki muhabbeti anlamaya çalışıyordu.Asuman bunu fark edince konuya açıklık getirmek istedi.

-Oğuz abi yemeklerimizi çaldıklarını söylüyor,ondan böyle bir muhabbet geçti yani.

Aynur,Oğuz'a kızgın bir bakış atıp konuştu.

-Sen Oğuz'un kusuruna bakma kızım,babası kılıklı işte.Uğraşacak insan buldu mu bayılırlar uğraşmaya,Mahir de en çok benimle uğraşırdı.

Cihan babasının ve ikizinin yokluğunu fark etti.

-Sahi babam ve Sare nerede anne?Bugün hafta sonu ya,evde olacak sanmıştım.

-Şirket'te acil bir toplantı yapılacakmış,gelirler bir kaç saate.Biz de sofra'yı hazırlarız,Asu ve Helen kızımın en sevdiği yemekleri yaptım.

Oğuz yalandan söylenmeye başladı.

-Bu evde bir Asu kadar değerimiz yok zaten!Güneş hanım'dan hiç bahsetmiyorum,dün bir bugün iki yerimizi aldı.

Aynur sinirli gözlerle oğluna baktı.

-Bu oğlan benim tansiyonumu yükseltecek!Oğlum misafir ile nasıl konuşuyorsun sen,hiç adab-ı muaşaret veremedim mi ben sana?

Helen gülerek Aynur'u sakinleştirdi.

-Sıkıntı yok Aynur teyze,biz Oğuzla anlaşıyoruz böyle.

Aynur,Asuman'ın hastane sürecini bilmediği için oğluyla Helen'in birden böyle anlaşmasını farklı yorumlamıştı.Yine de bu konu üstüne düşünmedi,neyin ne olduğunu zaman gösterecekti.Bir süre oturup sohbet ederlerken Sare ve Mahir de gelmişti.Mahir de Aynur gibi hastanede tanışmıştı Helen ile.Helen'i çok beğendiğini her fırsatta söyleyip Oğuz'a kaş göz yapıyordu.Oğuz oralı olmasa da bildiği tek şey Güneş'in adı gibi hayatına girmesiydi.İlk karşılaştıkları anı hatırladı.

-Kasım 2021-

Helen bir tanıdık vasıtasıyla federasyon'dan bilgi alabilmişti,biraz zorlansa da elinde bir adres vardı.Kapıyı çalıp biraz beklediğinde esmer ve uzun boylu bir adam kapıyı açmıştı.Oğuz tek kaşını kaldırıp sordu.

-Buyur,kime bakmıştın?

Helen karşısındaki adamın kabalığı karşısında hayrete düşmüştü.Kaşları yukarı doğru kalkarken bu konu üstünde fazla durmayıp konuya girdi.

-Öncelikle senli benli olmazsak sevinirim.Ben Helen Güneş Aldinç,Asuman'ın ablasıyım.Onunla görüşmek istediğimi iletir misiniz?

-Bakın Güneş hanım,yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi gelip ona aile olmaya çalışmayın.Anneniz de gelip görüşmek istedi ama onun stres ve üzüntüden uzak durması gerektiğini biliyorsunuz değil mi?Merak etmeyin,iyi aile imajı görüntünüzü zedelemeyeceğiz,tedavi için sizden bir para desteği beklemiyoruz.Geldiğiniz gibi geri dönebilirsiniz,iyi günler.

Adamın bu kesin tavrı karşısında afallamıştı.Kapının yüzüne kapatılacağını anladığında tek ayağını kapının arasına sıkıştırdı.Oğuz yaptığı hareketi görünce kapıyı geri açmıştı.Helen'in siniri göğe ulaşmıştı,kanının kaynadığını hissetti.Ellerini göğsünde kavuşturup bağırara konuştu.

-Siz benimle böyle konuşma hakkını nereden buluyorsunuz,pardon?Ben maddi yardım yapmak istesem geldiğim gibi Asuman'ı sormam,sizinle  konuşurum.Annemi de buraya ben göndermedim,ayrıca annemin yaptıklarının bedelini ödemek zorunda değilim.

Oğuz karşısındaki kadını sinirlendirdiğini anlayınca geri adım attı.

-Tamam,kusuruma bakmayın.Ben anneniz gibi düşündüğünüzü sandım.Bakın benim tek isteğim Asu iyi olsun,onun iyi olması için gerekirse herkese kaba davranırım.

Helen burukça gülümsedi.

-Hayatına ne güzel insanlar girmiş kardeşimin,keşke beni de bu kadar kollayan biri olsaydı.Ama konumuz bu değil.Konumuz kardeşim,ailem onunla görüşürsem evlatlıktan reddedeceğini söyledi.Ama ben bunlara rağmen buradayım,lütfen görüşmek istediğimi söyler misin?

Oğuz "tamam" dercesine ellerimi kaldırdı.Söylene söylene Asuman'ın yanına gitti.

-Bu inatçılık aileden geçiyor herhalde,hepsi bir inat anasını satayım!Kızı aileden afaroz edecekler,ille de kardeşim diyor!

-Duyuyorum!

Oğuz "ya sabır" dercesine tavana doğru baktı.Asuman kulaklığı ile müzik dinlediği için hiçbir şey duymamış olmalıydı.Oğuz omzundan dürtükledi.Asuman kulaklığı boynuna indirip konuştu.

-Ne oldu abi,bir şey mi oldu?

-Ablan...senin için evi terk etmiş.Evlatlıktan reddedileceğini bilerek gelmiş,seninle görüşmek istiyor.

Asuman umursamaz bir suratla omuzlarını silkti.

-İyi gelsin,alsın ağzının payını gider.

O gün Asuman ağzının payını verememişti Helen'e.Bir güvencesi oluncaya kadar evi terk edemeyeceğini söylemişti Helen.Ve artık güvencesi vardı,kendine ait bir moda evi kurmuştu.Kimseye ihtiyacının olmadığı gün ise herkese rest çekip yanına gelmişti.Onca yapılana Asuman kayıtsız kalamamıştı,ablası hayatına çıkmamak üzere girmişti.Aynı şekilde Oğuz Özkan'ın hayatına da...

Oğuz ona bakan bir çift yeşil göz ile gerçekliğe dönmüştü.O tanıştıkları anı düşünürken Helen ne düşündüğünü anlamıştı.Tebessüm edip kafasını annesine çevirdi.

-Eee Aynur sultan,sofrayı yavaştan hazırlasak mı ne yapsak?

-Hazırlarım ben biraz....

-Duymamış olayım,sen yemekleri hazırlamışsın o kadar.Ben salatayı hallederim,ardından da sofrayı hazırlarız.

-Ayy Oğuz abi şu senin hep yaptığın salatadan yapsana,çok güzel oluyor.

-Yaparım tabi Asukuş,ablanla birlikte yaparız hatta.Tarifimi de öğrenmiş olur.Tabi kimseye söylememe şartıyla.

-Çok hainsin abi,kaç yıldır yalvarıyorum tarifini ver diye!

Oğuz Helen'e bakıp göz kırptığında ayaklandılar.Mutfağa geçtiklerinde Oğuz dolpatan salata malzemelerini çıkardı.Kesme işlemini yaparken Helen fısıldayarak konuştu.

-Bu marifetinizi Amerika'da da gösterseydiniz keşke Oğuz bey!Malum ben yemek hazırlarken hiç salatayı da ben yapayım demiyordun.

-Ee şimdi yanında yapsam tarifi öğrenirdin,malum bir tarafın Yunan olduğu için o tarifi de çalarsın diye düşündüm.

Helen sinirli bakışlarını gönderdi Oğuz'a.

-Ömür boyu şu Yunan-Türk muhabbetini yapmaktan vazgeçmeyeceksin değil mi?

-Türklüğüm baki olduğuna göre vazgeçmeyeceğim ama bu konuşmalarım seni rahatsız ediyorsa söyle gerçekten.Annemin de dediği gibi sevdiğim insanla uğraşmayı seviyorum ben.

Uğraşma sırası Helen'e gelmişti.

-Seviyorsun yani beni?

Oğuz'un duyduğu cümle ile eli ayağı birbirine dolanmıştı.Elindeki bıçakla parmağını yaraladı.Oğuz acı içinde "ah" çekerken Helen onun parmağını tutup lavabo'ya yanaştırmıştı.Suyu açıp akan kanı temizlerken Oğuz içinden kendine söylendi.

-Oğlum cümlede neden sevdiğim insan kelimesini geçiriyorsun ki?Annenin de dediği gibi insanlarla uğraşmayı seviyorum desene!Ya da doğrusunu de gitsin,ne kaybedersin ki!

Helen çeşmeyi kapatıp peçete getirdi.Oğuz'un parmağına baskı uygularken yüzüne baktı.Çenesini sıkmış ve kaşlarını çatık gördüğünde durumu düzeltmek adına konuştu.

-Şaka yaptım Oğuz,hep sen yapacak değilsin ya!Beni pek sevmediğini...

Oğuz biraz daha yaklaşıp kulağına eğildi.Fısıldayarak konuştu.

-Seviyorum Güneş,seninle uğraşmayı seviyorum.

Oğuz geri çekilip mutfaktan çıkacakken gördüğü kişi ile suratı daha sıkıntılı bir hal almıştı.

-Anne?



Continue Reading

You'll Also Like

2.9K 428 41
-Ne soracaksın? -Karnındaki bebek? O sorunun devamını getirmeden kaşlarımı çatarak ona doğru dönmüştüm. -Ne olmuş karnımdaki bebeğe? -Benim çocuğum m...
88.9K 5.7K 32
Adliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile get...
3.7K 520 53
"Ben seninle mutlu son istemiyorum." dediğimde söylediğimi algılayamamış gibi bana baktı. "Mutlu olalım ama aynı zamanda sonsuz olalım." ''Mutlu son...
1.7M 88.7K 50
Şanlıurfa'nın soylu ailelerinden olan Karabulut'ların varlık içinde yüzmesine rağmen kızını iyileştirmek için hiçbir çare bulamayan oğulları Asaf Mir...