Kontesin Laneti +18

By aycgnrzz

303K 4.8K 1K

Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı... More

İhanet +18
Hançer
Yakalanma +18
Tehdit
Cadılıktan Vazgeçen Kontes
Gabriel'in Kucağında +18
Daria'nın Oyunu
Bu gece benimsin
Gabriel'in Koynunda +18 Aşırı Cinsel İçerik
Yüzleşme
Bir Dönemin Sonu
Ölürüm de öldürürüm de
Festival
Kaçış +18 Sevişme Sahnesi
Gizemli Adam
Cadıların Düellosu
Tecavüzün Gölgesinde +18
Yeni Bir Boyuta Adım
Gabriel'in Ölümü
Sihirli Küre
Doğru Olan
Kont'un Çığlığı
Kaybolan Hatıralar
İyileşme Arayışı
Uyanmalısın Sevgilim
Ormanın Fısıltıları
Eski Düşmanlar ve Yeni Dostlar
Planın İlk Aşaması
Prens Settus'un Gelişi

İhanetin Gölgesinde

5.3K 148 16
By aycgnrzz

Oy veren, yorumlarını esirgemeyen, kitabı okuma listelerine ekleyen herkese bol bol kalp gönderiyorum ❤️







İhanetin Gölgesinde

"Kalp, ihanetin gölgesinde bile sevgiyi bulmak için çırpınır."





Kont, Daria'ya yaklaşıp tehditkar bir şekilde sordu, sesindeki öfke ve baskı her kelimesine yansıyordu, yüzünde acımasız bir ifadeyle. "Bilsen bana söyler miydin?" diye sordu, gözlerindeki ateşle Daria'yı delik deşik eder gibi bakıyordu, onun verdiği cevabın kendi çıkarlarına uygun olmasını bekliyordu.

Daria, Kont'un tehditkar tavrına karşı gülümseyerek yanıtladı, sesinde bir içtenlik ve cesaret vardı. "Söylemezdim," dedi, gözlerindeki kararlılıkla Kont'a bakıyordu,

"Eva abimle birlikte kaçarsa onu unutursun. Belki biz yeniden birlikte olabiliriz. Zaman alır ama seni asıl hak edenin, asıl sevenin ben olduğumu anlarsın. Birlikte çok mutlu olabiliriz."

Daria'nın sözlerini duyduğumda sinirden küplere bindim. İçimde bir fırtına kopuyordu, düşüncelerim karanlık bulutlarla kaplanmış gibiydi. "Salak bu kız ya," diye mırıldandım kendi kendime, sesimdeki öfke kendiliğinden dışa vuruluyordu. "Kendisini sevmeyen bir adam için nasıl alçalıyor. Ne kadar zavallı."

Gözlerim, Daria'ya duyduğum öfkeyle doluydu. Onun sözleriyle içimi bir karanlık kaplamıştı. Bu an, Kont'un ne kadar zalim ve acımasız olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu, insanların duygularını nasıl istismar ettiğini ve onları manipüle ettiğini gösteriyordu.

Kont'un çıldırmışçasına bağırışları, ormanın sessizliğini deliyordu. Yankılar, ağaçların arasında yankılanarak uzaklara taşıyordu. Gökyüzü, bulutlarla kaplıydı ve hafif bir rüzgar, yaprakları hışırdatıyordu. Daha önce huzur dolu olan bu orman, şimdi Kont'un öfkesiyle titriyordu.

"Sana ve aşkına lanet olsun!" diye haykırıyordu, sesi kudretli bir gök gürültüsü gibi ormanda yankılanıyordu. Ağaçların arasında yuvarlanan sesi, kuşlar ve diğer hayvanlar için dehşet dolu bir uyarıydı. Ormanın sessizliği, Kont'un öfkesiyle dolup taşıyordu.

"Karım ve abin 'Cadılara' bulaşmış diyorum," diye devam etti, sesiyle ormanın her köşesini titreten bir fırtına gibi. Bu çığlık, ağaçların yapraklarını huzursuzca sallıyordu. Kont'un öfkesi, doğanın huzurunu paramparça ediyordu.

Yırtıcı bir kuş, uzaktan Kont'un bağırışlarını duyduğunda havada döndü ve gözlerini onun bulunduğu yöne dikti. Ormanda bir huzursuzluk dalgası yayıldı, hayvanlar tedirginlik içinde kaçıştı. Kont'un sesi, ormanın derinliklerine kadar işlemişti, etkisi herkesi sarıyordu.

Kont'un suratındaki öfke çizgileri birer birer belirmeye başladı, gözleri ateş saçıyordu adeta. "Başlarına neler gelebileceğini düşünmüyor musun?!" diye haykırdı, her kelimesi adeta bir hançer gibi keskin ve tehditkar bir şekilde yükseldi.

"Hadi Eva'yı umursamıyorsun, onu anladık. Peki Gabriel?" diye sordu, sesi hınçla doluydu, yüzünde bir maske gibi çizilmiş bir nefret ifadesi vardı. "Hiç mi sevmiyorsun lan sen abini! Cadılar ona neler yapabilir hiç düşünmüyor musun bunları?" diye devam etti, her kelimesinde bir kudret ve öfke yüklüydü, adeta bir fırtına gibiydi, her hareketiyle etrafındaki havayı kesiyordu. "Annenle baban gibi onu da mı öldürsünler?" diye son kez sordu.

Daria, Kont'un sinirine aldırmadan kahkaha attı, sesi ormanda yankılandı ve bu küstahlığıyla herkesi şaşırttı. Bu arsız tavır, kılıç boğazına dayanmışken bile devam ediyordu, Kont'u bile etkisi altına alıyordu. Ben, onun bu rahat tavırlarına şaşırmıştım, çünkü bu durum, beklediğimden çok farklıydı. "Sen düşünüyorsun abimi bana gerek yok," dedi sakin bir ses tonuyla, sanki tüm olan bitene aldırış etmiyormuş gibi.

Ardından kahkaha attı, kahkaha attı. Deliymiş gibi davranıyordu adeta, bu tavrıyla Kont'a meydan okuyor, onun gücüne meydan okuyordu. "Bırak bu işleri Kont. Abim umurunda değil senin," dedi, sesindeki soğuklukla Kont'un yüzünde şaşkınlık yaratıyordu. "Eva'nın peşindesin. Abimi cadılar kurtarmışmış... Saçmalık! O cadılardan herhangi biri abimi gördükleri yerde yok ederler. Sanki bilmiyoruz."

Daria'nın bu sözleriyle, Kont'un yüzündeki öfke ve şaşkınlık bir an için dondu. Kont, kılıcı indirdi ve Daria'nın gözlerindeki zafer pırıltısıyla karşı karşıya kaldı. Daria'nın yüzünde bir zafer ifadesi belirdi ve adım adım Kont'a doğru yaklaştı. Saçları hafif rüzgarla dans ederken, gözlerindeki ışıltı Kont'un dikkatini çekti. Daria, adeta bir avcı gibi, avını yakalamışçasına Kont'un karşısında durdu.

Kont'un dudaklarına doğru yaklaşırken, Daria'nın nefesi hızlanmıştı,  "Evet aşkım, aramızda böyle keskin şeyler olmasın ki rahatça seni öpebileyim," diye fısıldadı. Daria'nın parmakları, Kont'un tenine hafifçe temas etti. Ve sonra, bir tutku dolu dans başladı. Dudaklarının birbirine dokunuşu, ateşle çarpışan iki yıldırım gibiydi. Her öpüş, bir öncekinden daha tutkulu ve ateşliydi. Zaman durmuş gibiydi, sadece onlar vardı.

Kont, hırsla Daria'yı öperek ağaca bastırdı, bedenlerinin birleşmesiyle bir ateş yanıyordu, tutkulu bir dansın içindeydiler. Daria'nın içinde bir karmaşa vardı, aynı anda hem tutku dolu bir aşkın hem de içindeki korkunun yanıp söndüğünü hissediyordu. Kont'un dudakları, ona olan arzusunu açıkça gösteriyordu, ancak bu arzunun içinde bir karanlık ve tehlike de gizliydi.

Dudaklarına sertçe yapışan Kont'un öpücüğü, hem tutku dolu hem de acımasızdı, Daria'nın bedenini adeta yakıyordu. Dudakları ayrıldığında birbirlerinin gözlerine baktılar.

Daria, elini uzatarak Kont'un yanaklarını okşadı, bu jestle birlikte içindeki sevgi ve umut yeniden canlandı. Artık beraber olabilirlerdi. Ancak, aniden Kont'un çıkardığı hançeri hissettiğinde, bedeni bir şok dalgasıyla titredi. Acı, hızla bedenini sararken, gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Karanlık bir korku, her hücresine yayıldı, bu nasıl olabilirdi? Kont'un ona bunu yapacağını hiç düşünmemişti, tüm umutları bir anda paramparça olmuştu.

Kont'un sırıtarak söylediği sözler, Daria'nın içinde bir fırtına koparıyordu. "Bana yalan söylemeyecektin..." diye mırıldanması, onun kalbinde bir yara daha açıyordu. "Onların nerede olduğunu saklamayacaktın." Bu sözlerle birlikte, Daria'nın içindeki umutlar tamamen söndü, hayal kırıklığı ve acıyla dolu bir sessizlik bedenini sarıyordu.

Kont, Daria'ya doğru uzandı, yüzünde hırsla bir ifadeyle. Daria'nın kalbi hızla attı, bedeni Kont'un dokunuşuyla gerildi, nefes alışverişi hızlandı. Kont'un eli, Daria'nın eteğini kavradı. Eteğin kumaşının arasında gizlenen mektubu çekip aldı, Daria'nın gözleri büyülenmiş bir şekilde ona bakıyordu, şaşkınlık ve endişe iç içe geçmişti yüzünde.

Kont, mektubu açtı ve okumaya başladı. Daria'nın kalbi hızla atmaya devam ediyordu, merakla ve kaygıyla Kont'un okuduğu satırları izliyordu. Kont'un yüzünde bir değişim belirdi.

Tam o sırada sihirli küre, bana mektupta yazanları gösterdi.

"Kont Gabriel," diyordu mektup, "Arkadaşınız Kontes Eva'nın sağlığı için bu kadar endişeleniyorsanız, istediğinizi yapmakta özgürsünüz," diye devam ediyordu. Kont'un yüz ifadesinde bir kafa karışıklığı gözlemleniyordu.

"Pek tabi, tutuklu bir mahkumu kaçırırsanız, bedelini ödemek zorunda kalacağınızı unutmayınız," diyerek uyarıda bulunuyordu Gabriel'e.

"Biz en kısa zamanda orada olacağız. Lütfen sabırlı olun," diyerek teselli etmeye çalışıyordu, satırlardaki samimiyet ve dostluk hissediliyordu.

"Eğer bahsettiğiniz gibi Kontes Eva masumsa, bunu yapanlar cezalandırılacak," diye devam ediyordu, adaletin sağlanacağına dair bir umut ışığı veriyordu. Kont'un yüzünde bir şok ifadesi belirdi, gözlerindeki şaşkınlık ve endişe açıkça okunuyordu.

"Sizden bir dost olarak tek ricam, lütfen hataya hatayla karşılık vermeyin. Adalet er geç sağlanacaktır. Saygılarımla, Prens Settus." diye bitiriyordu.

Kont, mektubu kızgın bir şekilde yırtıp atarken, "Lanet olsun sana Daria! Kendini boş yere öldürttün," diye bağırdı, sesindeki sinir tüm atmosferi kaplamıştı.

Daria, yerde acılar içinde kıvranıyordu, karnını sıkıca tutarak yaşadığı ağrıları dindirmeye çalışıyordu. Yüzü, acı ve çaresizlikle buruşmuştu, gözleri bir karışıklık ve korkuyla doluydu. Her nefeste çektiği hava, onun için bir işkence gibi gelmişti, ama hala hayatta olmanın verdiği bir umutla, yardım bekliyordu.

Daria'nın acı içinde kıvranan bedenini gören Kont, yüz ifadesini buruşturdu, içindeki karanlık düşünceleri bir kez daha gizleyerek, soğuk ve acımasız bir maskenin ardına sakladı. "Ölürsün birazdan, senin için çok geç..." dedi, sesindeki soğukluk ve acımasızlık insanı ürkütüyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

15.5K 1.9K 30
Sırtımda elini hissetmemle boynumda nefesini hissetmem bir oldu, nefesinin tenime deymesiyle titredim ve usulca seslendi. LUKE: hoşuna gitmeyen halin...
3K 215 14
Birden ensemde ki acıyla olduğum yerde sendeledim. "Eğer sen bana gelmezsen, ben sana gelirim Armağan." Son hatırladığım şey ise bir çığlık sesiydi...
45.9K 6.4K 37
⚡Tamamlandı⚡ Psikopat bir aşığın kanlı hikayesi
303K 4.8K 30
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı. Öne doğru hamle yapmak istedim, koluyla...