Çare || Kerem Aktürkoğlu

By keremakturkogludiyor

45.7K 3K 1.1K

Başlangıç - 02.02.24 Bitiş - 05.05.24 More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8 / FİNAL

2.4

845 65 11
By keremakturkogludiyor

Bıktım usandım o bitmez nazından
Bal böceğim, sabır teli koptu gönül sazından

;

Uyuyan Kerem'i izlemeye başladığımda birkaç şey hatırlamaya çalışıyordum.

En ufak şey dahi olsa aklıma gelmiyordu.

Aniden aklıma gelen gelen şey ile galerime girdim.

Yavaş yavaş kaydırmaya başladığımda fotoğraflara bakıyordum.

Gözüme çarpan fotoğraf ile beklemeden açtım.

Kerem göğsümde uyurken çekilmiş bir fotoğraftı.

Gözüm yanıma kaydığında Kerem'e baktım. Düzenli nefes alıp vermesini izlerken iç çektim.

Fotoğrafları kaydırmaya devam ettiğimde karşıma çıkan 10 dakikalık video ile kaşlarım havalandı.

İçimdeki merak duygusu ile videoyu açtığımda sesini kısıp izlemeye başladım.

Videoda Kerem ile top oynuyorduk. Arada gülüyor, birbirimizle dalga geçiyorduk.

Elimde olmadan yüzümü kaplayan tebessüm ile videoyu izlemeye devam ettim.

Yatakta hissettiğim hareketlenme ile hemen telefonu kapatıp uzandım.

Gözlerimi kapattığımda uyanmıştı.

"Ayça? " uyandığı saniyede bana seslenmesi garibime giderken uykulu sesim ile cevap verdim.

"Hm? "

"Bir yerin ağrıyor mu? " sorduğu soru ie duraksadım.

Uyanır uyanmaz aklına ben mi gelmiştim?

Bu düşünce ile bulutların üstüne çıktığımda iç çektim.

"Hayır, ağrımıyor. " gözlerim kapalı cevap verdiğimde hala bana baktığını hissediyordum.

"Emin misin? "

"Eminim. " görmesemde kafasını salladığını hissetmiştim.

"Saat 7. Kalkacak mısın? "

"Tch. " bana cevap vermediğinde 2 dakika sonra elini belimde hissetmiştim.

Beni kendine doğru çektiğinde bedenlerimizi sabitlemişti.

Hızla eline vurdum. "Çek şu ellerini. "

Hızlıca çekti. "Özür dilerim, alışkanlık. " ona cevap vermediğimde arkasını dönüp uzandığını hissetmiştim.

Bu hareketi ile kaşlarım çatıldı. Bana arkasını dönmesi hiç hoşuma gitmemişti.

"Yengeye selam söyle. " imalı sesim ile bana döndüğünü hissetmiştim.

"Ne yengesi? "

"Sevgiline diyorum. Selam söyle. " Beni belimden tutup kendine çevirmişti.

"Buradasın ya zaten? " saf saf bakması ile eline vurup belimden çektim.

"Diğer sevgilini diyorum, hani bana arkanı dönüp yatıyorsun ya. " sitemli sesim ile kaşları yavaşça havalanmıştı.

"Haaa... " göz devirdiğimde geri arkamı döndüm.

"Tamam, da daha demin sarıldığımda niye istemedin?" omuz silktim.

"O farklı. " ofladı. "Tamam, o farklı. "

Yeniden uzandığında gülümsedim.

"Ama sen niye bana arkanı dönüyorsun? " kıkırdadım. "Bana serbest. "

"Enişteye selam söyle. " alaylı sesi ile kaşlarım çatıldı.

Beni kendi silahım ile vurmuştu.

"Söylerim. " bana cevap vermediğinde gözlerimi kapattım.

"Ayça? "

"Hm? "

"Bari serçe parmağını tutsam? Seninle uyumam için temas etmem gerekiyor." kaşlarım hayretle havalanırken elimi arkaya uzattım.

Beklemeden serçe parmağımı tuttuğunda okşamıştı.

"Temas bağımlısı mısın? " meraklı sesim ile vereceği cevabı bekliyordum.

"Bilmiyorum, galiba sadece sana özel." umursamaz sesi ile elimde olmadan tebessüm ettiğimde iç çektim.

"O zaman şey yapabilirsin. "

"Ney? " nefes aldım.

"İşte sarılabilirsin. " duraksadığında birkaç dakika sonra elini belimde hissetmiştim.

İçimde tuttuğum nefesi verirken kolu ile belime sarılmıştı. İtiraz etmeden bedenimi bedenine yasladığımda elini tutmuştum.

Bu ani temaslarım ile kıkırdadı.

"Kedi gibi sırnaşıyorsun.." çaktırmadan gülümsediğimde yeniden gözlerimi kapattım.

"Cıvıklık yapma uyu artık. " dudaklarından minik bir gülüş firar ettiğinde bende gülümsedim.

***

"Kerem! " seslenmem ile mutfaktan cevap gecikmemişti.

"Efendim? "

"Ben sıkıldım, beni oturma odasına götürsene! " ses gelmediğinde duyduğum adım sesleri ile kapıyı açmıştı.

Yavaşça onu süzdüğümde üstünü değiştirdiğini fark etmiştim.

Siyah sweatshırt altınada siyah eşofman giymişti. Çok yakışıklı olmuştu..

"Neden öyle bakıyorsun?" bakışlarım gözlerine çıktı.

Yavaşça yanıma adımladığında bir elini belimden diğerini ise bacaklarımın altından geçirmişti. "Yiyecekmiş gibi. "

Buna kıkırdadığımda tek elimi boynuna sarmıştım.

"Bir daha siyah giyme, hiç yakışmamış. " odadan çıktığımızda alayla gülüp bana bakmıştı. "Bende Namık Kemal. " kaşlarımı çattım.

"Sokakta yüz tane kıza sorsak yakışmış der geçer. " sitemle ona baktım.

"Yüz tane kişiye de değil, yüz tane kıza?" hayretli sesim ile sırıttı.

"Lütfen kıskanma hepinize yeterim ben. " alaylı sesi ile göğsüne vurdum.

"Siktir git. "

"Aa çok ayıp... " ona göz devirdiğimde kıkırdayıp yanağımı öpmüştü.

Odaya girip beni koltuğa oturttuğunda üstümü düzeltmişti.

Benden uzaklaşıp göz kırptığında eriyeceğimi hissetmiştim. Tabii bu duygumu dışa yansıtmayıp göz devirdim.

Duyduğum zil sesi ile bakışlarını benden çektiğinde kapıyı açmak için çıktı.

Bende ellerim ile oynadığımda odaya bodoslama giren kişiler ile irkildim.

"Kızı korkuttunuz! " Kerem sitemli sesi ile yanıma geldiğinde diğerleri gülüyordu.

"Korkma, sevgilin yanında. " tanımadığım kişinin konuşması ile rahatsızca gözlerimi kaçırdım.

Kerem'e baktığımda bakışlarımdan ne düşündüğümü anlamış olmalı ki odadakilere döndü.

"Neden geldiniz? "

"Geçmiş olsun demek için. " kafasını salladı.

"Tamam daha sonra gelin. Kız yorgun." dediği ile bakışlar bana dönerken kafamı eğdim.

Kerem bakmamaları için önüme geçtiğinde ince düşüncesi ile nefesimi verdim.

"Tamam.. O zaman biz sonra geliriz. " yavaş yavaş çıktıklarında Kerem'de çıkmıştı.

Bir veya iki dakika sonra kapının kapanma sesini duyduğumda Kerem'de içeri girmişti.

"Teşekkür ederim. " duraksadı.

"Neden? "

"Arkadaşlarını benim için gönderdin." durgun sesim ile gülümsedi. Yanıma gelip yanağımdan öptü. "İlk başta gelmemeleri gerekiyordu zaten. " ona kafamı salladığımda yere bakmaya başlamıştım.

Bir şey demeden diğer koltuğa oturduğunda ona baktım.

"Neden yanıma oturmuyorsun?" bana baktığında ayağa kalktı. "İstersen oturayım ama ayağın için şey yapmıştım. "

Ona bakmayı kestiğimde L koltukta köşeye kaymıştım. Ayağıma dikkat ederek yanıma uzandığında nefesimi verdim. Yanımda olmasını seviyordum.

Kararsız kalsamda kafamı göğsüne yasladım. Birkaç saniye duraksadığında elini belime koyup saçımı öpmüştü.

" Sence ben şımarık mıyım? " sorum ile belimdeki elleri durmuştu. "Değilsin? " iç çektim.

"Ama videolarda öyle duruyorum. "

"Hangi videolarda? " meraklı sesi ile cebimdeki telefonumu çıkartıp top oynadığımız videoyu açmıştım.

Telefonu ona uzattığımda belimdeki elini çekip telefonu aldı.

Videoyu izlemeye başladığında kalp atışlarını dinliyordum.

"Telefonunu verir misin? " sorduğum soru ile sorgulamadan telefonunu verdiğinde şifresi ile bakışıyordum.

"Şifren? "

"1905." gözümü devirdiğimde kısık sesle mırıldandım. "Odun. "

Bana kıkırdadığında şifreyi girip mesajlarına girmiştim. Kaydırmaya başladığımda gördüğüm kırmızı kalp kişisi kaşlarım çatıldığında sohbetine girdim.

"Bu kim?! " telefona baktı.

"Sensin." düşen jetonum ile kaşlarım eski haline döndüğünde kafamı salladım.

Sohbete tıkladığımda en üste kaydırmaya başladım.

Yavaş yavaş okumaya başladığımda Kerem videoyu izlemeye devam ediyordu.

Gördüğüm mesaj dikkatimi çekerken okumaya başladım.

Kerem:
Ayça.

Kerem:
Kuşlar Ayça çok mutsuz dedi.

Kerem:
Umarım yanılıyorlardır.

Ayça:
Hayır mutluyum

Ayça:
Kuşlar yanılmış galiba

Kerem:
Yalan söylüyorsun

Ayça:
Hayır, sadece doğruyu söylüyorum.

Kerem:
Ayça yalan söylüyorsun işte

Ayça:
Özür dilerim

Ayça:
Yalan söylemekten nefret ediyorum.

Kerem:
Mutsuz olmandan nefret ediyorum.

"Kuşlar kim? " ani sorum ile Kerem'e baktım.

Neyden bahsettiğimi anlamamış olmalı ki kaşlarını çattı. "Ne kuşu? "

Telefondaki mesajları ona gösterdiğimde okumaya başlamıştı.

"Haa, o kuşlar.. " kafamı salladım. "Yani? " omuz silkti.

"Önemli değil ya, boş ver. "

"Kerem. " bana baktığında yanağımdan öpmüştü. "Güzelim? "

"Kuşlar kim? " ofladı.

"Kimse. "

"Nasıl kimse? " omuz silkti. "Basbayağı kimse. "

"E nasıl anlıyordun o zaman? " meraklı sesim ile nefesini verdi.

"Hissediyordum. "

"Hissediyordun? " kafasını salladı. "Nasıl? "

"Şimdi ben fazla samimi olmadığım kişileri düşünen bir insan değilim. Yani öyleydim. "

"O zaman sürekli seni düşünüyordum ama eğer bir iş yaparken aniden aklıma geliyorsan, benim deyimimle işte o zaman bir sorun var demektir." kaşlarımı çattım.

"Nasıl bir sorun? "

"Eğer yeni tanışmamıza rağmen aniden aklıma geliyorsan, ya mutsuzsundur ya da seni seviyorumdur. "

"Ama o zamanlar seni sevmediğim için mantıken üzgün olmuş oluyorsun. " yüzüm düştüğünde elime baktım.

Bunu fark edip elini çeneme koyduğunda ona bakmamı sağlamıştı. "Ne oldu? "

"Eskiden beni sevmiyor muydun? " kısık sesim ile duraksadı.

"Hayır, o anlamda söylemedim. Tabii ki seviyordum ama o anlamda değil. Nefret falan etmiyordum yani. " kafamı salladığımda elini çenemden çekmişti.

Bana bakmaya başladığında elimi yanağına koyup başka bir tarafa bakmasını sağladım.

"Neyse sen videoları izlemeye devam et. " utandığımı anlamış olmalı ki kıkırdayıp videolara bakmaya devam etti.

Bende telefonunda dolanmaya devam ettiğimde İnstagram'a girdim.

Hesabına bakmaya başladığımda yavaş yavaş fotoğraflarını inceliyordum.

Yorumlara girdiğimde gördüğüm yorumlar ile kaşlarımı çattım.

Kocam..

Sevgilim..

Maşallah..

Yakışıklı...

Kaşlarım çatıldığında hesaplarına bakmaya başladım. Hepsi de 18-19 yaşlarında gibiydi.

Yanımdaki adama döndüğümde yüzündeki tebessüm ile videoları izlediğini gördüm.

"Herkeste aşık sana? " sitemli sesim ile bana döndü. "Hm? "

"Diyorum ki herkeste aşık sana." sırıttı.

"Bak işte herkes bana aşıkken bende sana aşığım. " göz kırptığında yanaklarımın ısındığını hissetmiştim.

Bunu ona yansıtmayıp yorumlara bakmaya devam ettiğimde kıskandığımı hissediyordum.

Ama kıskanmam normaldi. Sonuçta benim sevgilimdi.

***
"Annem gelecek mi?" bilmiyorum derecesinde omuz silkti.

Annem neden gelmiyordu? Daha dün hastaneden çıkmıştım, hiç mi merak etmiyordu?

"Bir şey mi lazım? " kafamı salladım.

"Hayır. Beni odaya götürür müsün? Uyumak istiyorum. " duraksadı.

"Ne oldu? " meraklı sesi ile gözlerine baktım. "Sadece uyumak istiyorum. "

Bana kafasını salladığında oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi.

Elini belimden geçirdiğinde diğer elini de bacaklarımın altından geçirmişti.

Beklemeden elimi boynuna doladığımda ilerlemeye başlamıştı. Kafamı göğsüne dayadığımda iç çektim.

Annemin veya babamın yapması gereken şeyleri o yapıyordu. Bana bakmak zorunda değildi ama bakıyordu. Benim için antrenmanına bile gitmiyordu.

Bu düşünce ile içimi kaplayan burukluk hissi gün yüzüne çıkmıştı.

Sahi, benim anne ve babam neden benim yanımda değildi? Babamı hiç görmemiştim.

Anne veya babasının sevgisi gören kızları hep kıskanırdım. Ama mutlu da olurdum. En azından benim gibi hissetmiyorlardı.

Yatağın üzerine bırakılmam ile düşüncelerimden ayrıldığımda Kerem'e baktım.

Elimi boynundan çektiğimde üstüme ince bir örtü örttü. Bakışlarımız birleştiğinde durgun bakışlarıyla karşılaşmıştım.

"Neden üzgünsün? " meraklı sesim ile iç çekti.

"Sen üzgünsün. " verdiği cevap ile duraksadığımda gözlerine baktım.

"Ne? "

"Neden moralin bir anda bozuldu Ayça? " kendinden emin çıkan sesi ile aklıma gelen bahaneleri tartıyordum.

"Moralim bozulmadı, sadece uykum geliyor. İlaçlar uyku yapıyor. " anlamsız gözleri ile vücudumu süzdü.

"İlaçların uyku yapmıyor, özellikle sordum bunu. " kaşlarım havalanmıştı.

Kabul, bunu beklemiyordum. Benimle ilgili en ufak ayrıntıyı bile bilmesi değişik hissettiriyordu.

"Ama benim uykum geliyor." Beni duymamazlıktan gelip yanıma oturdu.

Bakışlarım ile onu süzdüğümde bana bakıyordu.

"Anlat. " kararlı sesi ile gözlerine bakmaya devam ettim. "Anlatacak bir şey yok. "

Alaylı bakışları eşliğinde oflamıştı.

"Ayça, anlat. " gözlerimi devirdim.

Onu takmadan yatağa uzanacakken, beni omuzlarımdan tutarak yatak başlığına dayaması ile yutkundum. Bu ani hareketini beklemiyordum.

Boşluğa düşer gibi olduğumda gözlerimiz buluşmuştu. Midemdeki kelebekler uçuşuyor, adeta her duyguyu yaşatıyorlardı.

"Ya sen ne olduğunu anlatırsın," yutkundum. "Ya da ben anlattırırım. " kararlı sesi ile nefesimi tuttum.

"Bu pozisyonda konuşamam, heyecanlanıyorum. " çaresiz sesim ile nefesimi verdim.

Açık sözlülüğüm ile sırıttığında ellerini çekmişti. Kendime gelip pozisyonumu düzelttiğimde beni izliyordu.

"Sadece bir anda üzgün hissettim. Başka bir şey yok. Annemin veya babamın benden daha önemli ne işi olabilir diye düşündüm. " duraksadı.

"Yanımda sadece sen varsın. Sen bakıyorsun bana. " titrek bi nefes aldım.

"Onlar nerede? Hiç mi umursamıyorlar beni? " çaresizce sorduğum soru ile iç çekti.

"Çocuk değilim, bir şeyler olduğunu biliyorum ama hatırlamıyorum. " yerdeki bakışlarım onu bulmuştu.

"Ama sen biliyorsun.. " duraksadı. "Ve ne olduğunu anlatmak zorundasın. "

Sırıtan yüzü solduğunda gözlerini kaçırdı. "Zaten hatırlayacaksın, şimdi öğrenmene gerek yok. "

Sinirle güldüm. "Neden? Üzülecek miyim? " omuz silktiğimde yüzü düşmüştü.

Sessiz kaldığında cevabımı almıştım. "Anladım. Ben uyuyacağım, izin verirsen. " ona verdiğim sinyal ile duruşunu bozmadı.

"İzin vermiyorum. "

"Umrumda değil. " kaşları havalandığında yatmak için hareketlenmiştim.

Kolumdan tutup beni durdurduğunda ona baktım.

"Ne? "

"Uyumanı istemiyorum. "

"Ne istiyorsun? "

"Konuşmayı, sarılmayı, öpmeyi.. Uyku hariç seninle yapacağım her şeyi. " olumsuz anlamda kafamı salladım.

"Yorgunum. " heyecanlı bakışları solmuştu.

"Tamam, iyi uykular. " bir şey dememe izin vermeden kalktığında odadan çıkmıştı.

Bu hareketi ile kendime geldiğimde neden ona böyle davrandığımı anlamaya çalışıyordum.

Onu kırmıştım.

Zorunlu olmadığı halde bana bakıyordu ve bunu isteyerek yapıyordu. Annem ve babamın aksine.

Bu düşünce ile daldığım yerden uzaklaştığımda hastaneden getirdikleri bastonlara baktım. Yatağımın yanındaydılar.

Beklemeden onlara uzandığımda örtüyü üstümden atıp dikleştim. Ağırlığımı bastonlara verirken kendimi doğru bir pozisyona koymaya çalışıyordum.

Henüz alışmadığım için biraz zorlandığımda yavaş yavaş ilerledim.

Odadan çıkıp koridora geçtiğimde gerçekten çok zor olduğunu anlamıştım. Ve bunu bir ömür boyu kullanan insanlar vardı. Gerçekten şükretmeyi bilmiyorduk.

"Allah'ım çok özür dilerim, ayağım bi geçsin şükür namazı kılacağım. " sessizce mırıldandığımda odaya yaklaşıyordum.

Bir anda aklıma gelen düşünce ile salak salak sırıtmaya başlamıştım.

Kerem ile yan yana namaz kılsak ne güzel olurdu..

Sırıtmam büyüdüğünde odaya girmiştim. Kerem'in telefondaki bakışları beni bulduğunda şaşırmış ardından kaşları çatılmıştı. Neden sırıttığımı anlamaya çalışıyordu galiba.

"Bir şeye mi ihtiyacın var? " soğuk sesi ile meraklı olduğunu gizlemeye çalışıyordu ama başaramıyordu.

Sırıtarak kafamı salladım.

"Evet. " kaşları havalandığında ayağa kalkıp bana doğru yürümeye başladı.

"Neye ihtiyacın var? " elimdeki bastonları alıp kenara koyduğunda kucağına almıştı.

"Sana ihtiyacım var. " aniden söylediğim ile duraksadığında bakışları beni bulmuştu.

"Bana nasıl bir ihtiyacın var? " şüpheli sesi ile sırıttım.

Bende bir kere onun gibi dalga geçebilirdim herhalde?

Tırnaklarımı ensesinde gezdirdiğimde hala ayaktaydı.

"Bilmem.. " yutkunduğunu gördüğümde devam ettim. "Sen, ben, çocuk.. " fısıltılı sesime karşı hipnotize olmuş gibi bana bakıyordu.

Aniden kendine geldiğinde ilerlemeye devam etti. "Komik değil. "

Kaşlarımı çattığımda beni koltuğa bırakmıştı fakat boynuna sarılı olan ellerim ile uzaklaşmasına izin vermiyordum.

"Şaka yaptığımı nereden çıkardın? "

"Sen ve böyle imalar yapmak? Güldürme beni Ayça. Bunun için ya aklını kaçırmış olman gerekiyor ya da dalga geçiyorsundur. " sinirle dudağını ısırdım.

Ellerimi boynuna daha sıkı sardığımda kendini uzaklaştırmaya çalışıyordu. "Beni bu kadar iyi tanıman hoşuma gitmiyor Futbolcu Bey." alayla sırıttı.

"Bizde böyle Öğretmen Hanım. " yüzümü yüzüne yaklaştırdığımda dudağını ısırmaya başladım.

Kendini kurtarmaya çalışıyorken aniden gıdıklanmam ile gülmeye başladım.

Hızlıca kollarımın arasından çıkıp dudağına dokundu. Eline gelen sıvı ile şaşkın bakışları beni buldu.

"Koparsaydın!" umursamazca omuz silktim.

"Bana ait değil mi? İstersem koparırım. " gözlerini devirdiğinde televizyonun yanında bulunan peçeteden koparıp dudağına tutmaya başlamıştı.

"Sende ne nazlı çıktın? Hemen canın yanıyor. " alaylı sesim ile vücudumu süzdü.

"Seninde canının yanıp yanmadığını test ederdim de ayağın. " yaptığı ima ile gözlerimiz buluştuğunda yutkundum.

Kendime gelip gözlerimi kaçırdığımda nefesimi vermiştim.

"Gerçekten neden geldin? Hani uykun geliyordu? " ciddi sesi ile ona baktım.

"Kocamın yanına gelmek istedim. " söylediğim şey ile şaşkınlıkla duraksadığında aklıma nereden geldiğini bile bilmediğim şarkı ile güldüm.

"Bu adam benim kocan
Bak dikkat edin "Benim" diyorum" söylediğim ile anlamsızca bana bakıyordu.

Gülerek devam ettim.

"Kocamda kocam, paşamda paşam
Evimin direği, gözümün bebeği.. " elim ile oynamaya başladığımda bakışları ile beni süzmüştü.

Anlamsız bakıyordu.

"Niye öyle bakıyorsun ya? " sitemli sesim ile omuz silkti.

"Senin yanına kadar kendi imkanlarım ile geldim ve sen benim yanıma gelmiyorsun. "

"Uykun geliyordu ya. " ofladım.

"Kaçtı uykum hadi gel. " göz devirdiğinde mutfağa doğru ilerlemeye başladı.

Bir veya iki dakika sonra geldiğinde elindeki kahveye baktım.

"Bana yok mu? " istekli sesim ile olumsuz anlamda kafasını sallayıp kahvesini içti. "Tch, yok."

Gelip yanıma oturduğunda çatık kaşlarım ile ona bakıyordum. Aniden elindeki bardağı aldığımda bir yudum içtim.

"O benimdi. " sitemli sesi ile omuz silktim. "Senin olan benimdir. " bir şey demediğinde elimdeki bardağı ona uzattım.

İçtiğinde geri aldım. "Bu kadar yeter."

Bana göz devirdiğinde sırıttım. Kolunu koltuğa yaslayıp beni izlemeye başladığında boş bardağı uzattım.

"Bitti. " elimdeki bardağı alıp sehpaya koyduğunda yeniden beni izlemeye başladı.

"Ne bakıyorsun? "

"Mal gördüm fiyatına bakıyorum. " dediği ile ağzım şokla açıldığında kınar gözlerim ile ona baktım.

Eğlenir gibi duruyordu. "Aşk olsun Kerem. "ellerimi bağladığımda başka tarafa bakıyordum.

Kendi kendine güldüğünde arkamdan sarılıp boynumu öpmüştü."Şaka yaptım."

Boynuma art arda buseler kondurduğunda ona bakmamaya devam ediyordum.

Beni kendine çevirip üstüne çektiğinde gülmüştü."Güzelim şaka yaptım. " cevap vermedim.

Boş bakışlarım ile yüzüne baktığımda çalan telefonu ile gülüp açmıştı.

"Efendim? " gözlerini üstümden çekmeden konuştuğunda eli ile belimi okşuyordu.

"Tamam prensesim. Ama o biraz hasta, başka zaman söz getireceğim. " biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattı.

"O kim? "

"Diğer manitam. " sinirle göğsüne vurduğumda kucağından inmek için hareketlendim. Tabii buna izin vermeyip beni kendine sabitlemişti.

"Komik değil ya. " gülüp yanağımdan öptü.

"Kardeşim aradı, annem seni getirmemi istiyormuş bende geçiştirdim. " kaşlarım havalandı.

"Annen ile tanışıyor muyuz ve kardeşin mi var? " kafasını salladı.

"Hatta bütün ailem ile tanışıyorsun. " utançla gözlerimi kaçırdım.

"Neyse alışman lazım artık. " yeniden ona baktığımda kaşlarımı çattım.

"Neyse alışmam lazım? "

"Aileme. Sonuçta bir gün karım olacaksın. " alayla güldüm.

"Çok beklersin. "

"Göreceğiz Ayça Hanım. " alaylı tınısı ile gözlerine baktım.

"O zamana kadar sen nereye ben de oraya. "












____________________


Helloooooo

Benim Erkin Koray ve Barış Manço sevdalisi oldugumu biliyor muydunuz?
😲💘💘💘

Continue Reading

You'll Also Like

12.1K 502 22
"İrem, biz sadece arkadaşız, ilerisi yok" dedi kendinden emin bir şekilde "Sadece Arkadaş..." Diye mırıldandım
65.4K 2.6K 23
"Körsün. Ya da düşündüğümden daha aptal..."
102K 4.1K 30
"Özledim, deli gibi." Gülümsedim, ben de özlemiştim. "Ben de öyle bebeğim. Ben de özledim." Yanaklarını okşadığımda gözlerini kapamıştı sanki bir şey...
7.5K 445 10
Eğer bir gün kafasını toptan kaldırıp çevresine bakacak olursa ilk beni bulacaktı karşısında. Ve ben o gün karşısında durmak için aylarca, belki de y...