Çare || Kerem Aktürkoğlu

By keremakturkogludiyor

42.7K 2.8K 976

Başlangıç - 02.02.24 Bitiş - 05.05.24 More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8 / FİNAL

2.1

779 66 24
By keremakturkogludiyor

Gece sonunda kayboldun
Baktım sana yok olmuştun
Sakin kalamazdım benim olacağını bilmesem

;


Göz göze geldiğim Gizem ile bakışlarım eline dönmüştü.

Mert ile sevgililer miydi? Gerçekten mi?

Hızlıca kendime geldiğimde Yunus ve Mert'e döndüm. Onlara ne olmuştu?

Hızlıca aralarına girdim. "Size ne oluyor? " Yunus nefesini verdi.

"Bir şey yok yanlış anlaşılma. " Mert güldüğünde bakışlarım ona döndü. "Yanlış anlaşılma mı? "

"Sevgilimden özür dileyeceksin! " duraksadım.

O sırada yanıma gelen Ayça'ya baktım. Şaşkınca Mert ve Gizem'in eline bakıyordu.

Bakışlarımız kesiştiğinde, gözleri ile  anlatmaya çalıştığı şeyi anlayıp kafamı salladım.

O da ne demek istediğimi anlamış olmalı ki yanımıza gelip Yunus'un kolundan tuttu.

İkisi odaya girdiğinde karşımdaki ikiliye baktım. "Ne dedi? " Mert sinirle nefesini verdi.

"Sevgilim hakkında abuk subuk konuştu. " bakışlarım Gizem'e kaydı. Bakışlarında gördüğüm kin ile histerik bir şekilde güldüm.

"Neye gülüyorsun Kerem? " Mert'in gergin sesi ile gülmemi durdurup nefes aldım. "Kusura bakma. Ve Yunus ne dediyse onun adına özür dilerim. " yeniden Gizem'e baktım.

"İyi akşamlar hanımefendi." arkamı dönüp odaya girecekken konuşması ile durdum.

"Gizem ben. " geri onlara döndüğümde sahte bir tebessüm ettim. "Kerem."

"İyi akşamlar kardeşim. " Mert'in cevabını beklemeden odaya girdim.

Yatakta oturmuş Yunus'u gördüğümde nefesimi verip yanına yaklaştım.

Ayça'ya baktığımda o da yanımıza gelmişti.

"Ne dedin ona? " sustu.

"Yunus. Sana diyorum. "

"Gerçekleri söyledim. " yerdeki bakışları beni buldu.

"Koridorda gidecekken karşıma çıktı. Mert ile olan ilişkisini anlattığında sahtesiniz falan dedim. O sırada Mert geldi. " konuşmasını sonlandırdığında ofladım.

"Sana ne Yunus? Sana ne! " gergin sesim ile Ayça yanıma gelip kolumdan tutmuştu.

"Gergin zaten. Bir de sen yapma. " ona cevap vermeden kolumu çektiğimde geri adım attım.

"Hayır ama ona ne? Sevgilisi varsa var! Ne diye onunla ilişkisi hakkında konuşuyor? " sinirle yüzümü sıvazladım.

"O kız umrumda bile değil. Ne yaparsa yapsın sizinde umrunuzda olmayacak. Anladınız mı? " kararlı sesim ile onlara baktım.

İlk önce birbirlerine ardından bana baktıklarında kafalarını salladılar.

"Duyamadım? "

"Anladık."

"Anladık. "

Sorgular gözler ile karşımdaki ikiliye baktım.

Sanki ikisi birleşip bir şey yapacaklarmış gibi hissediyordum.

İkisi birbirine baktıklarında Yunus tamam anlamında göz kırpmıştı. Bu hareketi ile kaşlarım havalandığında bir şey demeden odadan çıkmıştı.

Arkasından baktığımda nefesimi verdim.

"Biz ayrılınca da Yunus ile aramızın Gizem gibi olmasını ister miydin?  " gözlerim ona döndü.

"Şu kıyaslamalarını kes artık! " gergin sesim ile şaşırmıştı.

Kendini sürekli onunla kıyaslamasından sıkılmıştım.

"Sen Gizem değilsin veya o sen değil. Aramızdaki ilişki de onunla olan ilişkim değil! " tane tane söylediklerim ile nefesimi verdim.

"Ben o zamanki Kerem değilim Ayça. O yüzden onunla ilgili kıyaslama sorusu sorma bana! " sıkılmış sesim ile ona baktım.

"Sürekli bir kıyas içindesin ve ben artık sıkıldım! " yere bakıyordu.

Birkaç adım atıp ona doğru eğildim.

"Ona da mı böyle yapıyordun? Ona da mı böyle söylüyordun? Onu hala seviyor musun? O daha güzel neden benimlesin? " sıraladığım şeyler ile ofladım.

"Bu konuyu sürekli konuşmak canımı sıkıyor! O kız ile kendini kıyaslamandan bıktım artık. " içimi döktüğümde gözlerimi kapattım.

"Ama sürekli yapıyorsun bunu. " sesim kısıldığında yutkundum. Yere bakmaya devam ediyordu.

İçimi dökmemin yorgunluğu ile yere çöktüğümde kafamı duvara yasladım. Gözlerimi kapattığımda yutkundum.

Yataktan kalktığını hissettiğimde gözlerimi açıp ona baktım. Dolu gözleri ile kapıya ilerlediğinde hızlıca kalktım.

Kapıyı açacakken kolundan tutup durdurdum. Kolunu benden çekmeye çalıştığında izin vermedim.

"Bırak! " nefesimi verdim.

"Özür diler-" aniden yanağımda hissettiğim sızı ile ne olduğunu anlamadan yüzüm yana doğru dönmüştü.

Bundan yararlanıp dışarı çıktığında kendime gelip arkasından ilerledim.

Koştuğunu gördüğümde yutkundum. "Gerizekalı gerizekalı.. " kafama vurduğumda bende koştum.

Merdivenlerden indiğinde çıkış kapısına ulaşmıştı. Yutkunup çevremdekilere bakmadan bağırdım. "Ayça! " durmadı.

Park ettiği arabasına bindiğinde duraksadım.

Yüzüme vuran gerçek ile yutkundum.

Benim için yorgun haliyle buraya kadar gelmişti. Sadece beni birkaç saat görmek için..

Çalıştırdığı arabası ile arkasından baktığımda yüzümü ellerimin arasına almıştım.

"Kerem! " seslenen kişiye döndüğümde Barış'ı gördüm.

Koşarak yanıma geldiğinde gözlerimi kapattım.

"Ayça nerede? Sürpriz yapacaktı. " nefes nefese konuşması ile pişmanlıkla yüzüne baktım.

"Gitti.. " şaşırmıştı.

"Neden? " yutkundum.

"Benim yüzümden. Salak salak konuştum kızla.. " pişmanlık ile yüzümü sıvazladım.

"Kafama sıçayım. " Barış omzumu sıktığında ona baktım. "Arasana kızı. " olumsuz anlamda kafamı salladım.

"En az iki saat açmaz. " çaresizce bana baktığında banklardan birine oturduk. "Ne dedin kıza? "

Çaresizce yere baktım.

***

Çalan telefonum ile sessizleştiğimizde arayan kişinin Erkin olduğunu görmüştüm.

Çatılan kaşlarım ile aniden ayağa kalktığımda hızlanan kalbim ile telefonu açtım.

"Efendim? " cevap gelmediğinde Barış'a baktım. Ne var anlamında göz kırptı.

"Erkin bir şey mi oldu? "

"Ablam.. " kalbimin durduğunu hissetmiştim.

"Ne oldu Ayça'ya? " yerimde gidip gelmeye başladığımda cevap vermeyen Erkin ile daha fazla stres oluyorum.

"Erkin! Sana diyorum. " yutkundum.

Barış yanıma gelip omzumdan tuttuğunda durmuştum.

"Ablam.. Kaza.. Hastane.. " mırıldandığı şeyler ile başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissetmiştim.

Dilim tutulmuş bir şey söyleyemiyorum.

Aniden hissettiğim sızı ile gözlerimi kapattım.

Ayaklarımın beni taşıyamayacağını anladığımda kendimi yere bırakmıştım. Barış'da benimle birlikte çöktüğümde elimdeki telefonu aldı.

"Alo, kimsiniz? "

Nefes alamıyordum.. Hepsi benim suçumdu.

"Ne? "

"Hangi hastane? "

Hızlıca kolumdan tutulmam ile ayağa kalktım. "Kerem! " yutkundum.

"Kerem sana diyorum! " yerdeki bakışlarım yavaş yavaş onu buldu.

"Kendinde kal, hemen şimdi gidiyoruz. " kolumdan tutup ilerlettiğinde nereye gittiğimizi bile sorgulamıyordum.

Beynim işlevini yitirmiş gibiydi.

Hepsi benim yüzümden olmuştu. Beni birkaç saat görmek için gelmiş olan kızı gerginliğim yüzünden kaybedecektim.

Arabaya bindirilmem ile yola çıkmamız bir olmuştu. Gözümden düşen damla ile kendime geldiğimde olduğum yere baktım.

Daha yeni yeni kendime geliyordum.

"Nereye? " titreyen sesim ile yutkundum. "Barış.. "

"Korkma, yarım saate gideceğiz. "

"Barış, ona bir şey olmasın.. "çaresiz sesim ile yutkundum. "Ben yapamam.. Kendime gelemem.. "

Kalbimin sıkıştığını hissettiğimde acı ile yutkunup kafamı cama yasladım.

"Allah'ım nolur onu benden alma.."

***

Neredeyse 45 dakikalık yoldan sonra duran araba ile hızlıca indim.

İçeri doğru girdiğimde masa başındaki kadının yanına koştum.

"Ayça.. Daha yeni geldi.. 45 dakika önce.. " nefes nefese söylediklerim ile hızlıca elini klavyede gezdirmeye başladı.

O sırada yanıma gelen Barış ile kadın bize döndü.

" Tam olarak bir saat önce gelmiş. 4. Kat oda numarası 1092. " kafamı salladığımda hızlıca koştum.

Barış kolumdan tutup asansöre soktuğunda içimde tuttuğum nefesimi verdim.

Titreyen ellerim ile kafamı tuttuğumda Barış'ın ne dediğini anlamıyordum.

Şu an umrumda olan tek şey Ayça'yı görmekti. Onu sağ salim görmek..

Açılan asansör ile kendimi dışarı attığımda çıldırmış gibi oda numaralarını arıyordum.

Barış beni tutup durdurduğunda karşımdaki odanın kapısını çalıp içeri girmişti.

Yüzüme vuran hastane kokusunu  yeni fark ediyordum..

Oldum olası nefret ediyordum bu kokudan. En çokta buraya gelmek zorunda olduğum zamanlarda nefret ediyordum.

Gözlerim odada dolandığında gördüğüm kişi ile yutkundum.

Sanki dünya durmuş sadece o ve ben kalmıştık.

Daha bir saat önce bana sarılan kadın şimdi hastane yatağındaydı..

Titreyen ellerim ile yerimde dikilmeye devam ederken onu inceledim.

Yüzünde birkaç tane sıyrık vardı. Alnının sağ tarafında pansuman için sargı bezi vardı. Sol ayağı da sarılmıştı..

Bakışlarım Barış ile konuşan Erkin'e kaydığında yutkundum.

"Ne oldu? " dolu gözleri beni buldu.

"Kaza. Ağaca çarpmış. Fazla kötü değilmiş taktığı kemer az da olsa kurtarmış. Kafası darbe almış uyandıktan sonra bakacaklar ve sadece ayağında ezilme var. " yutkundum. Benim yüzümden oldu..

"Bir de.. " bakışlarım onu bulduğunda gözlerini kaçırdı.

"Bir de ne Erkin? " yutkundu.

"2 hafta ayağını kullanamazmış. " duraksadım.

"Ben kalırım onunla. " kafasını salladı.

"Annem geliyor. Yarım saate burada olur. " Kaşlarımı çattım.

"Ayça'nın onu görmek istediğinden emin misin? Onu istemiyorken 2 hafta aynı evde kalmaları.. Biraz riskli. " Erkin nefesini verdiğinde Barış olayı bilmediği için sessiz duruyordu.

"Bilmiyorum abi.. " yorgun sesi ile burukça gülümsedim.

"Erkin gel biz seninle biraz hava almaya çıkalım. " Erkin'i omzundan tutup çıkarttığında gözlerimle teşekkür ediyordum.

Duyduğum kapı sesi ile yenilgiyle nefesimi verdim.

Odada sadece ikimiz vardık.

Yerdeki bakışlarım onu bulduğunda acıyla tebessüm ettim. Benim yüzümden buradaydı..

Sarsak adımlar ile yanına ilerlediğimde ona bakamıyordum. Benim yüzümden burada olması kendimden nefret etmeme sebep oluyordu.

Yanındaki koltuğa oturduğumda içimde tuttuğum nefesimi verdim.

"Özür dilerim.. " dudaklarımdan dökülen ilk kelimeler bunlar olurken elini tuttum.

"Ayça ben seni çok seviyorum.. Kendimden bile daha çok seviyorum." elini okşadım.

"Neden öyle çıkıştım bilmiyorum.. Sadece benim gözümde kendini o kızla bir tutman canımı yakmıştı. "

"Geçmişimde bile yer almasını istemediğim bir kadın ve artık önümdeki hayatım boyunca sürekli yanında olmak istediğim kadın. Adınızın aynı cümlede geçmesini bile istemiyordum. " yutkundum.

"Seni kırdım, çok özür dilerim.. Uyandığında kalk ağzıma sıç sesimi çıkarmam, yeter ki gözlerin gözlerimle yeniden buluşsun."

"Her şeyini gözlerinden okuyabileyim. Heyecanını, kıskançlığını, mutluluğunu, hüzününü.. " elini öptüm.

Derince iç çektiğimde yutkundum.

O sırada açılan kapı ile bakışlarım oraya döndü. İçeri giren 49-50 yaşlarındaki kadın ile yüzünü inceledim.

Ayça'nın annesiydi.

"Kızım!" Ayça'ya doğru atıldığında hareket etmeden onu izliyordum. Dolu gözlerinden düşen damlalar ile gözlerimi kaçırdım.

"Nasıl oldu bu? " ağlamaklı sesi ile yutkundum.

"Arabayla ağaca çarpmış." cevap vermem ile bana döndü. Ona yabancı olduğumu daha yeni fark etmişti.

"Sen kimsin? " duraksadım.

Hala sevgilisi miydim? Ayça artık beni ister miydi?

"Sevgilisiyim.. " duraksayıp beni süzdü.

Üstümdeki milli takım eşofmanlarına baktığında kaşlarını çattı. "Seni tanıyorum.. " kafamı salladım.

"Futbolcuyum ben. Galatasaray'da oynuyorum. " kısık sesim ile bir şey demeden Ayça'ya bakmıştı. Üstüne eğilip saçlarını öptüğünde gözlerimi yumdum.

"Kaç aydır birliktesiniz? " gözlerimi açmadım.

"4 ay. " sessizleştiğinde ona baktım. Gözleri Ayça ile ellerimizdeydi.

"Onu seviyor musun? "

"Seviyorum. " kendimden emin sesim ile güldü.

"Bende seviyorum ama yansıtamıyordum. " duraksadım. "Onu hiç sevmediğimi düşünüyor. "

"Ayça bir kız çocuğu ve ailevi meselelerinizden dolayı içinde hiçbir zaman geçmeyecek bir burukluk var." bana baktı.

"Ve bu sizin suçunuz. " aklıma Ayça ile ilk tanıştığımız zamanlarda ki konuşmalar geldiğinde daha sıkı tuttum elini.

"İkinizinde ebeveyn olarak görevleri vardı ama siz aranızın kötü olduğunu bahane ederek çocuklarınızı kendinizden soğuttunuz. " gözlerini kaçırdı.

"Ayça'nın en sevdiği öğrencisini biliyor musunuz? En sevdiği mevsimi veya en sevdiği kitabı? " sustuğunda devam ettim.

"Ben biliyorum. Hem de 4 aydır hayatında olmama rağmen, peki ya siz? " bakışlarım Ayça'ya döndüğünde kafamı eğip ellerine baktım.

"Siz neden 24 yıllık annesiyken bilmiyorsunuz? " karşımdaki kadına baktığımda gözlerini kaçırıp susmuştu.

Elimin içinde hissettiğim kıpırdama ile yutkundum.

Bakışlarım Ayça'yı bulduğunda gözlerini araladığını görmüştüm.

İçime dolan heyecan hissi ile yutkunduğumda gözleri gözlerimle buluşmuştu.

Aniden yerimde doğrulduğumda elimdeki ellerini öpmüştüm.

"Ayça, güzelim iyi misin? " saçını okşadığımda kendini geri çekmişti. Bu tepkisi ile bozulsamda belli etmedim.

"Sen kimsin? " elimdeki elini çektiğinde duraksadım. Kalbimin durduğunu hissediyordum.

"Anne bu adam kim? "

____________________

Şimdi kazalarda hafiza kaybi gecirilir mi bilmiyorum ama sonucta kurgularda her sey olur o yüzden öyle bir içimden geldi efendim


Arkadaslar oy kullananlar icin söylüyorum lütfen eliniz kaymasin 😔

Continue Reading

You'll Also Like

1.3K 360 20
eski bir gazete yazısında idam edilmiş birine ait telefon numarası vardı.. belkide ruhumdaki çığlıkları bir ölü duyardı?
6.3K 557 14
"Hah yazman da oyalı, köyden indim şehire falan mı çekiyoruz hayırdır"
96.3K 5K 68
"Biliyor musun Querencia, İnsanın kendini en güvende, güçlü ve rahat hissettiği, kendi olabildiği, yuvası gibi gördüğü yer demekmiş." Gözlerinin için...
65.2K 2.6K 23
"Körsün. Ya da düşündüğümden daha aptal..."