without me

By sadecetae

77.1K 8.9K 5K

safkan alfa jungkook, kırık bir kalple ㅡ jimin ile karşılaşır. More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
31. (f)

30

1.6K 227 84
By sadecetae

evet otuzuncu bolum🎉🎉🎉 benim icin sok verici bisi en fazla 20 bolum yazan benden nerelere geldik<3333

ve evet final kismina gelirsek,,, elimdeki taslaklara gore benim yazip yazabilecegim her sey bitti inanin. max bir evlilik yemegini yazip finalleyecektim ama gavin'in buyuk bir cocuk/ergenlik donemini ve jimin ile aralarindaki bagin gercekten var oldugunu gorun diye bir bolum daha uzatacagim,,, aslinda direkt final yapip sok etmek isterdim ama yapmayacagim dpdlldğd,,,

son 2 diyorum hala bizimle oldugunuz icin tesekkur ediyorum,,, keyifli okumalar🧚🏻‍♀️

dipnot; zaman atlamasi vardir.

dipnot2; final vericem ve gun icinde yayinlarim fakatt ha okey ya final geliyo diyip sakin beni yalniz birakmiyorsunuz tamam mi 👉🏻👈🏻






1 ay sonra

Buraya nasıl gelmişlerdi, açıkçası Jimin de çok merak ediyordu ama her şeyin iki hafta önce başladığına emindi.

"Jimin, şimdi yüzükler ㅡ aynı evde yaşamak falan derken gerçek resmi bir şeye gerek olduğunu düşünüyorum. Hem senin annen hemde dedem de bunu onayladığına göre, hazırlıklara başlayalım mı ne dersin?" Evet Jungkook'un ㅡ Gavin uyuduktan sonra sorduğu bir soruydu bu ama, Jimin tam olarak alfaya şöyle bir cevap verdi.

"Sadece resmi bir şey olduğu için sadece ikimizin arasında olsa? Hazırlıklara gerek var mı? Magazinci ve klanlara? Hm, sadece ikimiz? Sonra ailelerimize söyler kendi aramızda kutlama yapar ve bitiririz. Hem ben sade bir ortam istiyorum neden başımız ağrısın. Koşturmakta hiç istemiyorum Jungkook ne olursun ya ㅡ"

Tam olarak böyle başlamıştı. Gerçekten de Jungkook, omeganın istediği şeyi yaptı ve resmi bir belge için kimseye vermeden sadece ikisi bir gününü ayırdı. Fakat demek istiyordu, Jimin.

Ailelerine toplu şekilde söylediklerinde kimse bunu kabul etmedi.

Düğün hazırlıklarına başlandı.

Jimin şimdi o kaçtığı koşturmanın içindeydi ve bu akşam tüm klanlara verilen bir haberde adlarına yemek verilecekti. Jeon malikanesinin, Jungkook'a ayrılan odasında Jimin yatağın üzerinde uyukluyordu, hemen yanı başında oğlu vardı ve evet odaya Bayan Jeon girmişti. Arkasından kendi annesi.

"Oğlum," dedi Bayan Park. "Hala hazırlanmamışsın, neden?"

"Saat kaç ki?" diye sordu Jimin. Sırtüstü döndüğünde saçlarını geriye doğru yatırdı.

"Dört, hazırlanmak için iki saatin olduğunu belirtmek istiyorum Jimin." Diğer taraftan Bayan Jeon konuştu.

Ah ve evet, Bayan Jeon ve Bayan Park ㅡ gayet iyi anlaşmışlardı. Jimin bunun aylar öncesi olduğunu göre karnını tutarak gülerdi ama şu an iki anne omega gayette iyi anlaşıyordu. Bayan Jeon, annesi ile tanıştığında ㅡ çok özür dilemişti ve ikisi yalnız kalarak uzum uzun konuşmuşlardı. O yüzden iki annenin konuşulanları, ne Jungkook ne de Jimin biliyordu. İkisi de sadece büyüklerin arasında olduğunu ve kendi ilişkilerine bakmaları söylenmişti.

Jimin bu âna nasıl geldiğini hiç anlamamıştı bile doğrusu. Chester de başlayan geceleri şimdi son buluyordu. Son değildi aslında, devam ediyorlardı. Sonsuz. Jimin düşüncelerine gülümsedi.

Sonsuz bir an.

Jungkook ve oğlu ile birlikte tamlardı artık.

"Baba," diye mırıldandı. "Biraz daha uyuyalım." Sabahın ilk ışıklarında ikiside erkenden uyandırılıp buraya gelmişti ve alfa ortada yoktu. Gerçekten yoktu bu arada çünkü yanlarına hiç uğramamıştı ve Jimin de sonunda hazırlıklardan kurtulup kendini bu odaya atmıştı. Oğlu da peşinden geldiği için o da aynı şekildeydi.

"Gel, Nara. Biz gidelim, Jungkook uğraşsın biraz da." Jimin gözlerini devirdi ve kapanan kapı ardından oğlunun alnını öpmüş ㅡ bergamot feromonlarını etrafa yayarak tekrar uykuya yenik düşmesini izlemişti.

Kendi de çok sürmeden uykunun kollarındaydı işte.

Bir süre sonra, Jimin çok geçtiğini düşünmüyordu aslında anne omegalarının odasından çıktığından beri. Çünkü alfanın amber kokusunu yakınında hissediyordu ve kurdu onu hissettiğinden dolayı uyandığından ㅡ Jimin de istemsizce gözlerini araladı.

"Benim, korkma." Jungkook kapıyı kapatarak çift kişilik yatağa doğru adımladığında Jimin onu izledi. "Hala uyuduğuna inanamıyorum," dedi Jungkoook yatağın diğer tarafına otururken.

"Çok yorgunum gece uyumadım bile,"

"Heyecandan mı?" diye sordu Jungkook.

Sırtüstü döndü ve alttan alfaya baktı. Uzanıp omzuna vurduğunda Jungkook güldü. "Bugün bizim günümüz ama en çok ben koşturuyorum inanılır gibi değil."

"Ailelerimize söylemek doğru fikir miydi çok merak ediyorum. Belki de Yoongi ve Taehyung haklıdır, onlar gibi takılmalıydık." Jungkook yeniden güldüğünde ㅡ eğilip omegayı öptü.

"Aşağıda teyzem ikisine de azar çekiyor, Jungkook sizden önce davrandı diye."

"Üzüldüm bir miktar," dedi Jimin ve eliyle ağzını kapatarak esnedi. "Ne zaman kalkmayı düşünüyorsun? Yoksa planın beni aşağıda tek başıma mı bırakmak?"

"Nereden anladın?" diye sordu Jimin dalgaya vurarak. Jungkook omegayı yeniden öptü. "İlk önce duş al ve sonra hazırlan. Seni almaya geleceğim,"

"Nereye gidiyorsun?" Jimin merakla sordu.

"Davinler," dedi kısaca. "Gerçekten mi?" Jimin güldü ve Jungkook ㅡ "Kuzenlerim ve arkadaşlarım beni bekliyor. Seninkilerde geldi, Hoseok en son nerede olduğunu soruyordu." dedi.

"Onu buraya gönderir misin?" diye sorduğunda Jungkook başını salladı. Uzanıp uyuyan oğlunu öptü ve tekrardan Jimin'in saçlarını öperek yataktan kalktı. "Saat altı da sonsuza kadar birlikteyiz şimdi," dediğinde Jimin gülümsedi ve alfa odadan çıktığında yüzündeki gülümseme silinmedi.

Jimin, Gavin'e döndüğünde ㅡ onun bu bir ayda ne kadar büyüdüğünü anladı. Boyu biraz uzamıştı, yüz hatları gitgide Jungkook'a benziyordu. İkisi de aynı saç şeklini kullandığından dolayı, Gavin babasının küçüklük fotoğraflarındakinin aynısıydı. Bunu Jimin bu bir ayda bu evde aile fotoğraflarına bakarak anlamıştı.

Hayatlarında çoğu şey yerli yerine oturmuştu mesela. Annesi artık Seul'de yaşıyordu. Seokjin uzun bir süre burada kalmaya karar vermişti. Kim klanı, şirketlerini batmaktan Seokjin sayesinde kurtarmış ve Jimin'in annesi ile görüşmüşlerdi. Jimin'in dedesi, oğlunun tüm hakkını vermeye hazırdı ama anne omega bunu kabul etmemiş ve sadece Jimin için görüşmeye devam edelim demişti. Hoş Jimin bunu istiyor muydu pek emin değildi ama belki babası için olabilirdi.

Jungkook tarafından bakılırsa olaya, ailesi tamdı. Her şey düzene oturmuştu. Kavga yoktu, mutlu sahte aile tablosu artık yıkılmıştı ve uzun bir süreden sonra her biri mutluydu. Şirketinde işker tıkırında gidiyordu. Her şey ama her şey düzene girmişti.

Her ikisi bakımında da ve ilişkilerinin doğallığını koruduklarına eminlerdi.

Jimin, öyle hissediyordu en azından.

Bir ay önce ki olay çoğu şeyi değiştirmişti. Artık daha açık konuşuyorlardı. Birbirlerinin üstüne daha çok düşüyorlar ve sağlıklı bir ilişkileri olsun diye çabalıyorlardı. Jimin, Jungkook'un tüm sorumluluğu almasına kızıyordu bazen ve bu yüzden ona belli ediyordu bunu. İşin sonu öpücüklerle bitse de, birbirlerini anlamları her şeyden önemliydi. Bir ilişkinin alt zemini bundan oluşurdu ve ikisi de bugün buradaysa zaten her sorunu halletmişlerdi.

Odanın kapısı tıklatıldığında Jimin kendine gelirken ㅡGavin uykusundan sıçradı ve gözleri direkt omegayı buldu. "Hey!" diye girdi omega arkadaşı. "Uyandırdım mı sizi? Çok özür diliyorum ya," dedi Hoseok odaya girerken.

Jimin yatakta doğruldu ve sırtını yatak başlığına yasladı. Gavin'i kolları arasına alırken, "Oğlumu uyandırdın." dedi.

"Çok özür diliyorum efendim," dedi ve yatağa oturdu. Gavin henüz yeni uyandığından uyku sersemiydi ve Hoseok buna güldü. "İkinize de inanamıyorum aşağısı tamamen kaos içinde ve siz ikiniz sadece uyuyorsunuz."

"Jungkook'a söylemeyelim demiştim," dedi Jimin ve bu Hoseok'u güldürdü. "Sus. Bana bile haber vermedin! Gizliden gizleye imza atıp geldiniz resmen!"

"En azından daha az stresliydim şimdi aşağı da bir ton beni misafirler bekliyor,"

"Hazırlanmaya başla artık, bir saatin kaldı." dediğinde Jimin oğluna baktı. "Hazırlanalım mı artık biz bebeğim ya?" diye sordu.

"Ama ben çok yorgunum!"

"Bende çok yorgunum Gavin," Hoseok ikisinin üstündeki yorganı çekip Jimin'e elini uzattı. "Lütfen Jeon Jimin, sizi şöyle alalım."

"Sus." dedi Jimin ve onu itekleyerek yataktan kalktı.

"Utandı baban sanki,"

Jimin banyoya girdiğinde elini kalbinin üstüne koydu ve, "Biraz heyecanlıyım şimdi." dedi kendi kendine.













Jimin boy aynasının önünde beyaz gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Hoseok sarı saçlarını sprey ile geriye yatırmıştı ve yüzü ortaya çıkmıştı. Gavin'in nerede olduğu meçhüldü. Çünkü odada değildi ve yatak toplanmıştı.

Odanın kapısı tıklatığında, kapı aralandı ve alfa başını uzattı. "Gelebilir miyiz?" diye sordu. Jimin başını salladığında kapıyı tamamen açtığında Gavin'i gördü. "Baba, bak bende hazırım." Jimin gülümsedi. "Çok tatlı olmuşsun." dedi yanına yaklaşan bedene.

"Büyükannem babama yakışıklı olmuşsun dedi neden ben tatlıyım? Olmamış mıyım yani?" diye meraklı gözlerle sorduğunda ㅡ Jimin kıkırdadı. "Gecenin asıl yıldızı sensin," dedi. "İkimizde sadece senin yanında olacağız."

Gözleri Jungkook'u buldu. Kendisi ki gibi beyaz bir gömlek giymişti. Tek fark alfa siyah kravat takmıştı ve siyah saçları alnına dökülüyordu.

"Aşağısı nasıl?" diye sordu. "Kalabalık ve gürültülü."

Jimin iç çekti. "Sadece birkaç saat ha?" dediğinde Jungkook başını salladı. "Sonra benimsin," dedi ardından. Jimin güldü. "İnelim mi? Yoksa keman sesi falan mı bekleyeceğiz?" Jungkook ayağa kalktığında, "İnelim güzelim." dedi.

Gavin ikisinin arasında kalmıştı ve boyu küçük olduğu için başını kaldırıp büyüklerine bakıyordu.

Jungkook, Jimin'in elini tuttuğunda Gavin de babasını taklit etti ve omeganın diğer elini tuttu.

Jimin bu duruma güldüğünde, birlikte kış bahçesine inmişlerdi.









Aslında bu davet bütün klanların haberinin olması içindi. Asıl aile yemeği gecenin sonunda malikanenin kış bahçesindeydi. Tüm herkes buradaydı, Kim Klanı ㅡ Jimin'in annesi ve Davin kardeşlerinin tüm ailelerini kapsıyordu.

Klanlar tebriklerini hediyelerle göstererek geç bir saatte ayrıldığında, saat sekiz buçuğa geliyordu ve bu evin akşam yemeği saatine denk geliyordu. Böyle ayarlanmıştı ve her bir aile üyesi kış bahçesine adımladı.

Herkes yerini bilirmiş gibi oturdu, büyük uzun bir masaydı ve tavandan asılı olan lambalar yerine her yere beyaz led ışıklar takılmıştı. Ledler çiçeklerle süslenmiş ve gölgelere çiçek yaprakları düşüyordu. Büyük masanın üstünde de aynı çiçekler vardı. Bunlar Jimin ve Jungkook'un ruhani varlıklarının çiçek sembolleriydi. Alfa tüm gün boyunca bununla uğraşmıştı.

"Siz ikiniz," dedi Bayan Jeon. "Masanın başına oturun." Masanın başına iki sandalye koyulmuştu ve diğer iki taraf aile üyelerine aitti. Jimin yerine yorgunlukla oturduğunda ㅡ Jungkook da yanına oturmuş ve Gavin de, dedesinin yanındaydı.

Büyükleri, çiftin çaprazına oturmuşlardı ve Jimin tüm aileyi böylece görebiliyordu.

"Servislere başlayalım Bayan Hyu," dedi anne Jeon. Eşinin yanına oturdu ve diğerlerine dönerek sohbete dahil oldu.

Çorba servisleri ile başlandı. Konuşmalar yükseliyordu. Jimin ise onları dinliyordu. Tabiki kendileri hakkında konuşuyorlardı. "Yarın da bahçede kahvaltı yaparız, asla hayır lafını kabul etmiyorum." dedi Bayan Kim. Namjoon ve Taehyung'un annesiydi. "Böyle evlilik davetlerinde geleneğimizdir. Akşam yemeği ile başlar ve kahvaltı ile son bulur." diye açıklama yaptı.

"Evet," diye onayladı Bayan Jeon. "Lütfen kabul edin."

Jimin'in büyükannesi onayladığında, herkes neşeyle yarını planlamaya bile başlamıştı. Bu yüzden omega, alfaya döndü. "Kaçamak yapamıyor muyuz biz?" diye sordu fısıltıyla.

"Başrol biziz ya birtanem." dediğinde Jimin, dudaklarını birbirine bastırdı.

"Sonra sıra, Taehyung ve Yoongi'de ㅡ ev uzun zamandır böyle şenlik görmemişti." demişti Bay Jeon. Namjoon gülerek, suyundan yudumladı.

"Dede, ben böyle davetler istemiyorum."

"Eşitsiniz," dedi Bay Jeon. "Jungkook'a ne yapılıyorsa size de o şekilde davetler verilecek. Hoş aranızda şu an bir Jungkook evli. Kaç tane torunum var ama ㅡ" diye söylendiğinde tüm alfa varisleri birbirine baktı.

"Dede," dedi Mingyu. "Hediyeler neler acaba?"

"Serseri!" diye bağırdı Bay Jeon. Mingyu ve Eunwoo beşlik çakarken varisler kendi aralarında gülüştü.

Bir süre daha kendi aralarında gülüştüler. Sohbet o kadar koyuydu ki, kimse masadan kalkıp salona geçmeyi bile teklif etmemişti. Tatlılar ve şaraplar masada servis edildi bu yüzden. Varisler kendi aralarında eğlenceyi bulmuşlardı köşede. Büyükler ise yaşını almış çocuklarına gülmeden yapamamışlardı.

Gavin'in uykusu geldiğinde, Jimin onu bu gece kalacakları odaya götürdü ve pijamalarını giyinme yardım ederek uyumasını sağlamıştı.

Daha sonrasında alfanın uyuduğuna emin olduğunda, tekrardan aşağı indi.

"Anne, gidiyor musunuz?" diye sordu Jimin kapıya yönelen ailesine bakarken. "Evet hayatım ama sabah geleceğiz tekrardan." Jimin annesinin yanına ilerleyip sıkıca sarıldı. "Dikkat edin, Seokjin Hyung bırakacak değil mi seni?" diye sorarak geri çekildi.

"Tabiki sulu göz," dedi alfa kardeşine sarılırken. Jimin de sarılışına karşılık vermişti. "Hediyelerimize bakmayı unutma." dedi Seokjin.

"Gerek bile yoktu, gelmeniz yeterdi benim için."

"Beğenmezsen haber ver bana," dedi Seokjin. Jimin güldü ve başını salladı. Annesiyle son kez sarıldı ve büyükanne ㅡ dedesinin önünde saygıyla eğilerek selam verdi. Arkadaşları ile sıkıca sarıldı ve iyi geceler dilekleri ile demir kapı kapandığında, varisler dağıldı. Jungkook bile ortada gözükmüyordu.

"Jimin," dedi Bayan Jeon. "Kahvaltı için istediğin özel bir şey var mı?"

"Teşekkür ederim efendim ama yok."

"Efendim mi? Bunu kaldırdığımızı düşünüyordum," dedi Bayan Jeon. Jimin gülümsedi. "Biraz zor olacak bu,"

"Anlıyorum, takıldım sana. Kahvaltı için canın ne isterse onu söyle bana söyle tamam mı? Ben hazırlayacağım kahvaltıyı,"

"Tamam, söyleyeceğim ama şimdi aklımda bir şey yok ki." dedi Jimin. Bayan Jeon güldü. "Düşün, çünkü herkesin sevdiği şeyleri hazırlayacağım." dedi ve yanından ayrıldığında, Jungkook'un gelmesi uzun sürmemişti yanına.

"Neredesin sen?" diye sordu Jimin.

"Baş belası olan kuzenlerimle birlikteydim." diye cevapladı Jungkook. "Gece sonlandığına göre şimdi ㅡ" Alfa omegasını kucağına aldığında Jimin anında boynuna sarıldı düşmemek için. "İndir beni, birisi görecek."

"Herkes kış bahçesinde,"

"Bak yakalayacak birisi şimdi bizi böyle."

Jungkook merdivenleri tırmandı. "Yakalasınlar güzelim ya. Sonuçta evli değil miyiz artık?"

Jimin gülümsedi. Parmaklarındaki yüzük, ruh eşi çiçekleri ve aile bağı. Hepsi tamamdı. Her biriyle birbirlerine bağlıydı ve ikisi de birbirine sonsuz bir aşk besliyordu.












dusunelim tartisalim,,, NASILDIK🧚🏻‍♀️ sadece bu kismi yazmak istedim umarim olmustur ve son 1.. gercekten 1. sok verici bisi bu👉🏻👈🏻

Continue Reading

You'll Also Like

31M 1.1M 49
"Screw the rules. I want you, Kim Y/N." THIS FIC WAS MADE INTO CLICKBAIT FOR A YOUTUBE VIDEO COMPLAINING ABOUT KOREABOOS LOLLL ITS NOT THAT BAD GIVE...
287K 11.4K 76
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
your time By ً

Fanfiction

7.7K 691 8
jeon jungkook kendi zamanını bulmak isteyen ünlü bir grubun en küçük üyesiydi. s | 20'
221K 20.6K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin