:Kuzey beni zorla arabaya soktuğuna inanmıyorum!
:Nereye sokmamı tercih ederdin Işıl?
Fesat köpek!
:Ya Kuzey ben niye senin evine geliyorum!
:Başka nereye gidecektin pardon?
:Ya Derin var Sıla var! Birine giderdim!
:Sıla'ya misafirler geliyormuş Derinin babasıda emekli olmuş o yüzden şuan evde.
:Tamamda babasından ne olucak Kuzey? Ayrıca sen Sıla'ya misafirin geleceğini nerden biliyorsun?
:Babası emekli yarbay seni asker olarak yetiştirir bir günde. Sıla'ya misafir geliceğini Batu söyledi banada.
:Yarbay mı?
:Evet.
:Ya ama Kuze-
:Aması felan yok Işıl geliyorsun dedim ve bitti.
Ağlamak istiyorum gerçekten ağlamak istiyorum.
:Bana bak gece sakın sapıklaşma valla koyarım tekmeyi.
Güldü hemde baya baya sapık bir gülüştü bu.
:Tüh ayaklarını bağlamak zorunda kalıcam.
:Kuzey!
Bu sefer de kahkaha attı it.
:Şaka şaka. Ama bir ısırık alırım.
:Kuzey ben tadım standı değilim.
:Tamam o zaman ilk satın alır sonra yerim.
:Sen ne zaman akıllanıcaksın?
:Asla yavrum asla.
~Sıla~
:Batu saçmalama lütfen! Gelip ne yapacaksın!
Görüldü.
:Batu o görüldüyü götüne sokarım senin! Çıkartma beni imandan!
Görüldü.
:Eğer bir daha görüldü atarsan nah öpersin beni!
Batu:Güzelim yoldayım ne oldu?
Malımı biliyorum anacım!
:Ananın şeyi oldu Batu! Sana on saattir ne yazıyorum burda!
Batu:Bebeğim evinizin önündeyim gitmek olmaz şimdi :)
:OHA! 200'le mi geldin vicdansızın oğlu!
Batu:konu sen isen ışınlanmayan...
:Şuan buna yiaaaa diye tepki verirdim ama canım sevgilim evin kapısının önünde ne işin var!
Batu:Sıla
:Efendim
Batu:Götüm dondu.
:Temmuz ayındayız.
Batu:Akşam soğuğu diye bir şey var.
:Hava 15 derece sevgilim.
Batu:Sıla basıyorum zile öptüm.
:Hayır!
Görüldü.
O mavi tik senin ağzından girip götünden çıksın emi! Zil sesiyle çığlık atıp aşşağıya koştum. Geberttcem ben bu malı!
:Kızım açsana şu kapıyı! Bu kadar erken mi geldiler?
:Ya anne açıyorum!
Kapının önünde dikilmeye başladım acaba hangi türlü öldürsem?
:Kız acsana şu kapıyı!
Hadi bismillah! Kapıyı açtım. Açtığım gibi elinde çiçekle dikilen Batu'yu gördüm. El işaretiyle "seni öldürcem" hareketi yaptım.
:Bende seni seviyorum güzelim. Al bak lale aldım sana en sevdiğinden.
Acaba laleyimi yedirtsem?
:Sıla kızım alsana misafirleri içeri- Batu oğlum?
:Merhaba Sinem teyzecim.
:Merhaba oğlum merhaba da senin burda bu saatte elinde çiçeklerle ne işin var?
Beni istemeye geldi. Ya sabır ya selamet!
:Kızınız çağırdı Sinem teyzecim bende kıramadım.
Ne ne ne oha oha külliyen yalan! Seni gebertirim bakışıyla ona döndüm. Yalancıya bak! Birde ben çağırmışmışım! Batu ise bütün masumluğu ile gülerek bana baktı.
:Sıla kızım keşke çağırdığını banada söyleseydin.
Anneme döndüm.
:Unutmuşum anne sen masaya bir tabak daha koy.
:Emredersiniz küçük hanım.
Arkasına dönüp mutfağa gitti. Tekrar Batu'ya döndüğümde ayakkabılarını çıkarmış kapıyı kapamış elindeki çiçeklerle sırıtarak bana bakıyordu. Çiçekleri bana doğru uzattı.
:Sana seni alamam o yüzden bende böyle bir çiçek aldım.
Batu olmuyor koçum yumuşamıyorum. Ona dönüp yok olmuyor bakışı attım.
:Seni nasıl yumuşatıcam kızım? Dayak yemek istemiyorum.
:Geç odaya.
:Anlamadım?
:Batu geç şu lanet odaya!
:Tamam.
Odaya doğru koşmaya başladı. Bende arkasından koşmaya başladım. Bugün ölümün benim elimden olucak gerizekalı!
~Derin~
Berk: Selam aşk bahçem görüşmeyeli nasılsın?
:Gideli iki dakika oldu Berk.
Berk: İki dakika ne kadar uzun bir zaman kavramı senin haberin varmı Derinim?
:Bende özledim.
Berk: Evde yarbay olmasa yine girerdim camdan ama işte adam elinde pompalı ile uyuyor!
:NDEBDKSNOSNS cidden uyuyor bu arada.
Berk: Valla de?
:Valla.
Berk: off ölümüm senin babanın elinden olucak mış gibi hissediyorum.
:Bende öyle hissediyorum.
Berk: Neyse bir şey olmaz. Konu sen isen ölüme razıyız.
Ölüm demesek bir arkadaş üzülüyormuşta.
:Yerim seni
Berk: Ye beni.
:Uyu Berk yat zıbar hadi
Berk: Sende gülüm üstünü iyi ört üşüme.
:Temmuz ayındayız ama sen bilirsin Berk'im
Berk: Olsun sen ört üstünü. Hadi öptümm
:Bendee
~Işıl~
Merak ediyorum dizilerdeki Fakir kız zengin erkek çifti biz olabilir miyiz? Çünkü yani ben bu şahesere ev demek istemiyorum. Ev buna hakaret olur lan?
:Işıl gelsene güzelim.
:Kuzey burası senin şaton mu?
Kuzey şatonun (ev dersem ayıp olur) kapısının önünde durup bana döndü.
:Işıl ne şatosu yavrum ev işte.
:Sus kapa çeneni burası nasıl ev! Töbe aşâ siz burda 40 kişi mi yaşıyorsunuz?
:Işıl abartma gel hadi. Ayrıca ev dedemden kalma olduğu için biraz büyük.
:Biraz mı? Bizim evden üst üste 10 tane koysak bir tane bu ev etmez.
Gözlerini devirip kapıyı açtı ve koluyla içeriyi gösterdi.
:Girmeyi düşünüyor musunuz kraliçem?
Gülerek içeri girdim. Çüş ebesinin a- OHA! İçerisi dışardan bin kat daha büyük! Allah'ım niye bu kadar fakirim? Kuzey'in nefesini saçlarımda hissetmemle arkamı döndüm.
:Kuzey Azrail gibi sürekli başımda dikilmesen mi?
:Dikilmiyorum tam karşında duruyorum ve seni istiyorum.
Benim sevgilim mi fazla yakışıklı yoksa benim mi gözüm fazla yakışıklı görüyor? Yakından da taş gibi mübarek!
:Beni istiyorsun?
:Evet.
Anında gelen cevapla gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
:Film falan mı izlesek?
Gözlerini devirdi.
:Konuyu değiştirmekte senden usta birini görmedim.
:Ya Kuzey lütfennn!
Bıkkın bir nefes verdi. Sonra sırıtarak çevik bir hareketle beni kucağına aldı. Ben daha ne olduğunu bile kavrayamamış boş boş ona bakıyordum.
:Şöyle bakınca ne kadar tatlı olduğunu söylemişmiydim?
Güldüm ve bir elimi yanığına götürdüm.
:Döverim seni Kuzey indir beni.
Tehditkâr bir şekilde gülerek söyledim bunu. O ise gram kâle almadı. Kollarını daha sıkı sardı bedenime.
:Ev benim kurallarda benim. Oyun sırası bende.
Devam edicek...
(Oy vermeyi unutmayınn)
Arkadaşlar normalde burda bitirmiycektim ama herkes yeni bölümü hemen istediği için bitirdim⭐ Birde haftaya benim sınav haftam o yüzden derslerime kafa yorucam eğer bölümler gecikirse çok özür dilerimm