healer || SunaOsa

Galing kay simpforkuroken

3.6K 484 1.5K

Tw! depresyon, tec4vüz, alkolizm Higit pa

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
22
23
FİNAL

21

109 14 52
Galing kay simpforkuroken

Atsumu'yla kaldığı birkaç saatin yarısında uyumuştu Suna. Kalanındaysa çocukla oturup film izlemişlerdi başka bir şey düşünemedikleri için. Aslında Atsumu Suna'yı biraz dışarı çıkarmak istemişti hava alıp açılması için ama çocuk reddetmişti. İçmeyi de bırakmamıştı.

Kapı çaldığında Atsumu "Ben açarım." diye mırıldanıp kalktı ve kardeşini içeri aldı. Suna'nın o yokkenki durumunu fısıldayarak söylerken içeriden "Kim geldi?" diye bir bağırış gelmesiyle Osamu "Benim." diye yanıtlarken içeri adımlamıştı.

Suna çocuğu görünce gözlerinin parlamasına engel olamadı, bunu Osamu da Atsumu da fark etmişti.

"Hoş geldin." diye mırıldandı sesini sabit tutmaya çalışmadan. "Hoş buldum. Nasılsın?"

Suna kollarını açarak elleriyle kendini işaret etti. Saçları dağılmış, gözaltları her zamankinden saha mordu. Gözleri de kanlanmıştı, büyük ihtimalle düzgün görmüyordu pek. "Nasıl görünüyorum?"

Osamu gülmüş gibi yaparak yanına yaklaştığında Suna'mın onu bir anda tişörtünden çekerek dudaklarını birleştirmesiyle çocuğun gözleri şaşkınlıkla kocaman açılmıştı. Atsumu'nun varlığını unutmuştu Suna, o da direkt mutfağa doğru geçmişti zaten.

Birkaç saniyeliğine ayrıldıklarında Suna ayağa kalkarak çocuğu koltuğa itti ve bir anda kucağına çıktı. "Suna ne yapıyorsun?"

"Sevişelim."

"Hayır sevişmeyeceğiz. İn kucağımdan."

Suna bunu umursamayıp dudaklarını tekrar birleştirdiğinde Osamu kaşlarını çattı bu sefer. "Suna Atsumu burada, dur lütfen."

"Ne?" diye mırıldandı çocuk. "Atsumu..ha o buradaydı." dese de niyeti değişmemişti. "Odaya gidelim."

"Suna çok sarhoşsun, otur şuraya." derken çocuğu koltukaltlarından kaldırarak yanına oturttu. "Seninle bir şey konuşmam gerek. Tam da şu an yaptığınla ilgili."

Suna kafası karışmış şekilde baktı ona. "Ne yaptım?"

Çocuk sesli bir nefes verdi. "Biraz ayıl, öyle konuşalım."

"Ayılmayacağım ki." derken başını yaslamış, gülüyordu. Bu davranışı anlaşılırdı, ama doğru değildi.

"Üzgünüm ama bugün başka içmek yok."

"Sen karar vermiyorsun buna." Bu sefer de olduğu yerde kayıp Osamu'nun bacağına koymuştu başını kıvrılarak.

"Biraz uyu. Burdayım ben."

"Saçlarımı sever misin?" diye mırıldanışıyla sertçe yutkundu çocuk. Hemen ardından parmaklarını yumuşak tellerden yavaşça geçirmişti. "Severim tabii."

Yarım saat uyuyup yine kabus görerek uyandığında Osamu onu kucağına çekerek bir bebek gibi tutmuş, Suna da yüzünü boynuna gömerek kokusuyla sakinleşmeye çalışmıştı. Atsumu onları izlerken yaptığı kahveden bir yudum daha aldı. Osamu'nun Suna'ya diyeceklerini konuşmuşlardı, çocuğa biraz şok olacaktı büyük ihtimalle ama bilmesi gerekiyordu.

"Bıktım kabuslardan." diye mırıldanarak başını kaldırdı Suna. Terlemişti ama Osamu'nun kucağından inmek istemiyordu.

"Başım da iğrenç." derken şakaklarını ovdu birkaç saniye. "İlaç alayım."

"Saçmalama! O kadar alkolden sonra ilaç falan alamazsın."

"Ölmem ya." derkenki umursamazlığı Osamu'yu üzerken olduğu yere yerleşti kucağındaki çocuğu hareket ettirmemeye çalışarak. "İlaç almak istiyorsan içmeden bekleyeceksin."

Suna gözlerini devirirken kalçasını arkaya kaydırıp koltuğa düşürdü kendini. Çocuğun üstünde kalan bacaklarını da dönerek önüne getirdikten sonra başını ovmaya devam etmişti. "Kusacağım."

"Gel gidelim, sonra yemek yersin."

"Ben söylerim yemek." diye araya girdi Atsumu. Osamu da ayağa kalkıp elini Suna'ya uzatmıştı kalkması için.

"Lütfen hafif bir şey söyle, kapıda ödeme yap ben öderim."

Çocuğun elini tutup lavaboya ilerledikten sonra tek başına girip kapıyı itti ama Osamu kilidi kırdığından dolayı tam kapanmamıştı.

"Kapıyı kırıp girmen gerekliydi değil mi?"

"Evet."

Suna bir şey demeden klozetin önünde durdu dizleri üzerinde. "Arkanı dön."

"Tamam." derken duvara yaslanıp gözlerini kapatmıştı çocuk. Kısa sürede Suna midesini boşaltıp biraz rahatlasa da kustuğu için canı acımıştı bir yandan da. "Amına koyayım ya.." diye mırıldanırken.

"Noldu?"

"Acıyor midem."

"Ne bekliyordun ki? Su içip yemek yiyince hafifler."

"Biliyorum."

Tekrar salona geldiklerinde Suna bacaklarını kemdine çekip yerleşirken Osamu'ya baktı yorgun gözlerle. "Ne konuşacaktın benimle?"

"Şimdi mi konuşsak bilemedim."

"Uzatmadan konuşalım işte. Daha kötü bir şey olamaz."

Osamu dudağını dişlerken eğilip dirseklerini dizlerine koydu. "Şey..şeyle alakalı."

"Osamu şey şey demeden söyler misin?"

"Senin sekse olan düşkünlüğünle alakalı."

Bir anda söylediğinde Suna tek gözünü kısıp başını yana eğdi. "Nasıl yani?"

"Sürekli hissettiğin sevişme ihtiyacından bahsediyorum."

"Öyle bir şey yok, kendi seçimim bu."

"Sanmıyorum."

"Bilmiyor muyum kendimi Osamu?"

"Yanlış biliyor olabilirsin. Düşüncelerden kaçmak için bunu yapıyordun ama sen alkol de alıyorsun Suna. Alkol almanı da geçtim yapabileceğin başka şeyler de varken buna yöneliyorsun hemen."

"Belki diğerleri işe yaramıyordur ha? Düşündün mü bu kısmı?"

"O zaman geçen gün kafanın dolu olmadığını söylerken gün içinde yaptıkların neydi?"

Suna bu cümle üzerine bir şey söylemedi, birkaç saniye öylece durdu. "Senden hoşlandığım için olduğunu söylemiştin ya işte."

"Sadece ondan kaynaklı olduğunu sanmıyorum pek."

"Nereye getirmeye çalışıyorsun?"

"Bunun kaynağı geçmişte yaşadıkların olabilir. Yani, bu yaygın bir şeymiş. Çocukluğunda bu tarz şeyler yaşayan insanlar sekse düşkün olabiliyormuş. Yani seninkinin böyle olduğu kesin değil ama.."

Suna gözlerini kırpıştırdı birkaç kez. Ne hissedeceğini, düşüneceğini bilememişti. Midesinin yine bulandığını hissederken bakışlarını kaçırmıştı bu sefer. Kalbi sıkışıyordu, bütün düşünceleri birbirine karışmıştı.

Başının döndüğünü hissederken eliyle yüzünü kapattı birkaç saniye. "Sikeyim..bunu bilmeye ihtiyacım yoktu benim."

Gözünden akan yaşları tutamazken Osamu dudağını dişledi. Zaten söylemekten emin değilken çocuğun söylediği bu şey pişman olmasına neden olmuştu.

"Ben..biraz yalnız kalmak istiyorum." derken koltuktan kalkmış ve odasına ilerlemişti yalpalaya yalpalaya.

"Keşke söylemeseydim." diyen kardeşine baktı Atsumu. "Hayır, söylemen kötü değil. Hem kesin öyle olmadığını söyledin."

"Ama öyle. Öyle değilse bile..Dur bir saniye! Şunu sorarak öğrenebiliriz."

Koşar adımlarla çocuğun odasına girdiğinde Suna ıslak gözlerini ona çevirmişti. "Osamu yalnız kalma-"

"Bir şey sormam gerekiyor. Biraz absürt olacak ama..ergenliğinde bu konuda ne durumdaydın? Yani mesela çok dokunur muydun kendine?"

"Niye soruyorsun bunu?"

"Cevabı önemli çünkü."

"Pek hatırlamıyorum ama sanırım evet."

Osamu hayır demesini umarak beklediği için aldığı cevapla olduğu yere çakılmış gibi hissederken "Tamam.." diye mırıldandı. "Üzgünüm, çıkayım."

"Neden sordun?"

"Öyle.."

Odadan çıktığında Suna'nın tek başına kalma isteği gitmişti. Aksine, kendine kızmaktan korkuyordu.

'O orospu çocuğu yüzünden insanların bana dokunmasına izin verdim." diye fısıldadı, bunu bir gülüş takip etmişti. "Daha ne kadar iğrençleşebilirim ki.."

Osamu içeri girdiğinde duran gözyaşları tekrar akmaya başlayınca sırtını yatağa bırakıp elleriyle yüzünü kapattı. Kendinden nefret ediyordu, cidden evde kimse olmasa şu an kalkıp kendini öldürürdü büyük ihtimalle.

Nefesi daralırken elleriyle kendine hava yaptı birkaç saniye. Sessiz durduğu her saniye delirecek gibi hissediyordu.

Artık tek sorun kafasındaki ses de değildi. Vücudunda hissettiği şeyler o kadar rahatsız ediciydi ki, yine suyun altına girip bir daha da çıkmamak istiyordu.

Şimdiye kadar sayısız el değmişti vücuduna. İğreniyordu, kendinden çok iğreniyordu.

Yumrukları yine bacaklarını vururken ağlaması artık şiddetlenmiş, yanına bir de hıçkırıklar eklenmişti. Bunu duyan çocuklar odaya koştu ve onu yatakta kıvrılmış hâlde kendine vururken buldu. İkisi de korkmuştu.

"Suna, sakin ol güzelim." derken yanına geçti Osamu hemen. Vücudunu kendine çevirmeye çalışsa da Suna buna izin vermeyip kendine vurmaya devam etmeye çalıştı. Yine titriyordu vücudu.

"Dokunma bana." diye mırıldandı ama bu sefer rahatsız olduğu için değildi. "Ben çok pisim dokunma bana nolur."

"Güzelim değilsin. İzin ver bana sakinleştireyim seni sonra güzelce konuşalım lütfen."

Suna başını hızlı hızlı iki yana sallasa da Osamu biraz daha güç kullanıp onu kendine döndürmüş ve kollarına almıştı. "Pis, kirli, iğrenç falan değilsin. Hiçbiri değilsin Suna."

"Öyleyim."

"Hayır. Hiçbiri senin suçun değil."

"Öyle."

"Hayır değil. Kendi seçimim falan da deme çünkü belli ki değilmiş."

"Yapmayabilirdim."

"Öyle kolay bir şey değil bu."

Suna gözlerini kırpıştırırken başını kaldırdı hafifçe. "Ciddi misin?"

"Evet. Böyle olsaydı bu kadar psikolojik sorunları olan insan olmazdı."

Çocuk burnunu çekerken doğruldu. "Tamam, sakinim."

"İçeri geçelim mi?"

"Geçebiliriz."

Tm burda bitti çünkü yazamadım yeto
UMARIM olay bitti diye sıkılmıyosunuzdur😭

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

7.9K 650 10
Mafya derin bir nefes aldı. Konuşmadan önce kafasını toparlamaya çalışarak dudağının içini kemirdi ve dedektifin gözlerinin içine baktı. Gin, ona bun...
5.9K 815 24
Başınızdan geçen bir olay sonucu komaya girdiğinizi ve hafızanızı kaybetmiş bir şekilde uyandığınızı düşünün. Hiçbir şey bilmiyorsunuz, bu hale nasıl...
42.9K 5.8K 10
moebius sendromu; çok nadir görülen ve kişinin yüz ve göz sinirlerini etkileyerek yüz felçine yol açan sendrom. kişi yüz mimiği yapamaz, gülümseyemez.
18K 661 5
Smut ve bl vardir hosuna gitmeyecekler simdiden okumasin tsk -------------------