9

197 25 42
                                    

Suna ağır bir mide bulantısıyla gözlerini açarken yanındaki çocuğu fark etse de yavaş davranamamış, kendini yataktan atıp lavaboya koşmuştu. Midesindeki her şeyi bir anda boşaltınca en azından canının acımadığına sevinmiş ve ağzını silmişti. Osamu kapıda belirirken "İyi misin?" diyerek içeri girdiğinde başını salladı. "İyiyim, midem almamış pek. Normalde böyle olmazdı."

"İçtikten sonra çok geçmeden yattın ya, ondandır."

"Dişimi fırçalayıp geleceğim." dediğinde Osamu başını sallayarak çıktı ve salona ilerledi. Birlikte uyumaları sırıtmasını sonsuz kılıyordu şu an, döndüğü her yere saçma gülücükler atıyordu.

"Geldim." Salona gözlerini ovuşturarak girdiğinde Osamu tekrardan gülümseyip "İyi misin?" diye sordu. Suna düşünür gibi bile yapmadan iki yana salladı başını. "Keşke."

"Midenden dolayıysa kahvaltı yapalım daha iyi olursun. Başındansa da sonrasında ilaç içersin."

'Sadece fiziksel değil' diye düşündü çocuk ama bir şey söylemedi. Dün gece geldiği hâl hoşuna gitmemişti. Osamu'yla sarılıp uyumak çok rahat ve huzurlu olsa da bunları yapamazdı. Daha bir kez buluştuğu çocukla birlikte uyuyamaz, birine muhtaçmış gibi davranamazdı.

"Senin dersin var mıydı hiç sormadım akşam."

"Var. Saate bakayım bir." Telefonunun ekranından bakınca dersine iki saat olduğunu görüp çocuğa döndü geri. "İki saat varmış."

"Sana kahvaltı hazırlayayım da çık o zaman."

"Birlikte hazırlayabiliriz."

"Ben hallederim. Çok bir şey yok, bulduklarımla bir şeyler hazırlarım olur dersen. Yoksa dün geceyi telafi etmek açısından dışarda kahvaltı ısmarlayabilirim de."

"Telafi edeceğin bir şey yapmadın."

"Sana göre öyleyse de bana göre değil."

"Bana göre sorun olmaması yetmiyor mu?"

"Hayır."

Osamu çocuğun hızlı cevabıyla sessiz kalırken onun peşinden mutfağa geçti ve oturdu. Dirseğini masaya koyup yanağını da eline yaslayarak çocuğu izlemeye başlamıştı hemen ardından. Suna izlendiğini fark etse de bir şey demedi, yiyecek bir şeyler aramaya başladı.

Suna sessizliğini korurken Osamu bir şeyler konuşmak istiyordu. Boğazını temizleyip yanağını elinden ayırdı. "Bugün bir planın var mı?"

Suna donuk ifadesini bozmazken ona da dönmeye yeltenmedi ve elindekini kesmeye devam ederken yanıtladı. "Evet, doluyum."

Bu cevabı beklemeyi ummadığı için duraksayıp sonra gülümsemişti. Başka bir şey dememesi Suna'ya ister istemez kötü hissettirse de buluşma teklifi almak istemediği için sessizliğini korumuştu.

Masa çok geçmeden hazır olduğunda karşılıklı oturup yemeye başlamışlardı. Osamu dikkatini zar zor veriyordu yediğine. Suna'nın ona şimdi böyle soğuk olması biraz aklını karıştırmıştı. Soğuk da denemezdi aslında, gördüğü kadarıyla başkalarına da böyleydi ama tabii birlikte uyuduktan sonra böyle olmasını beklememişti.

Ona bakarken fincanını ağzına götüremeyip sıcak kahveyi çenesine ve tişörtüne döktüğünde ağzından bir küfür kaçırarak ayağa kalktı hızlıca. Parmağının ucuyla tişörtünü çekerken Suna yanına gelip tutmasına yardım ettiğinde "Bir şey yok." diye mırıldandı canı yanıyor olsa da. "Çıkarayım şunu."

healer || SunaOsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin