healer || SunaOsa

By simpforkuroken

3.6K 484 1.5K

Tw! depresyon, tec4vüz, alkolizm More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
20
21
22
23
FİNAL

19

128 17 67
By simpforkuroken

Tw koyuyorum bölüme

Eve geldiklerinde şaşırtıcı şekilde kapıda öpüşmeye başlamamışlardı. Suna zaten çok yorgundu, bir de üstüne yolda sakin sakin konuştukları için mayışmıştı. İçeri girdiği gibi koltuğa bıraktı kendini.

"Özür dilerim, yorgunluk çöktü eve girdiğim anda."

"Sevişmek zorunda değiliz zaten."

"Çağırdım ama seni."

Çocuk buna cevap olarak gülümseyerek"Vakit geçiririz." dediğinde gözlerini kapattı Suna. Fena fikir değildi, kalbini sıkıştırmıyordu ama beyni susmuyordu böyle olunca.

"Film izleyelim."

Yerinde doğrulup kumandayı eline aldığında Osamu'nun yanına oturduğunu hissetti gözlerini televizyondan ayırmazken. Birkaç saniye sonra ise telefonunun sesi salonu doldurduğunda yerinden sıçradı, ablası arıyordu.

"Efendim abla?"

"Rin sana birazdan bayağı bir fotoğraf atacağım, bak hepsine tamam mı?"

"Ne fotoğrafı?"

"Çocukluk fotoğraflarımız!!"

"Niye bakıyorum hepsine?"

"Ya bak işte! Çok tatlısın hepsinde zaten, döveceğim seni!"

"Agresifsin. Tamam at, bakacağım."

Telefon kapanırken çocuğun gülümsemesini kaçırmadı Osamu. Kızın söylediklerini de duymuştu.

"Küçük Suna'yı mı göreceğiz şimdi?"

"Hayır, sonra bakacağım."

"Hayır benimle bak! Merak ediyorum."

"Birkaç tane."

"Kabul."

Fotoğraflar geldiğinde Osamu Suna'dan daha heyecanlıydı. Çocuk açtığı anda ekrana yaklaşıp dikkatle bakmaya başlamıştı.

"MİNİK YELEĞİNE BAK! ÇOK SEVİMLİ!" Daha ikinci fotoğrafta böyle bir tepki verdiğinde dudağını dişledi Suna. Bu çocuğun böyle tatlı olması kalbime iyi gelmeyebilirdi.

"Şu ayakkabılarıma bak, onları istediğim için iki gün çıkmamıştım odamdan. Çok şımardığım için almamışlardı başta, sonra öyle olmama dayanamayıp aldılar."

"O zaman da istediklerini kolayca yaptırıyormuşsun insanlara." diye mırıldandı Osamu çocuk kaydırmaya devam ederken. "Yüzünün güzelliği de hiç değişmemiş." dediğinde kalbi yine hızlanmıştı Suna'nın.

Birçok fotoğraf geçmişlerdi kısa sürede. Devamı da vardı ama Suna bir fotoğrafta durmuştu şimdi. Kucağında oturduğu adamı hatırlamaya çalıştı, tanıdık bir suratı olsa da tam çıkaramamıştı.

Üç kez daha çıkmıştı fotoğraf, ardı ardına atılmıştı aynı olduğu için. Sadece mimikler farklıydı. Sonuncusunu fark etmeden fazla inceledi, adamın yüzündeki gülümseme korkunç hissettirmişti. Birkaç saniye sonunda başına giren acıyla gözlerini yumdu sıkıca.

"Başım acıyor." diye güçlükle mırıldanırken telefonu daha çok tutamadı elinde. Onun düşme sesiyle irkilirken endişeyle baktı çocuğa Osamu. "N-ne? Ne oldu?"

"O adam.." diye mırıldandı Suna gözleri kocaman açılmışken. Şoka girmiş gibi bir ifadesi vardı, başını da ellerinin arasına aldığı için bir şeyden korktuğu belli oluyordu.

"Kim bilmiyorum ama.." Nefesi kesiliyordu, gözleri kararırken aklından bir sürü bulanık sahne geçiyordu.

"Suna ne oluyor?"

Konuşan Osamu'yu duymamıştı bile. Kulakları sağır edici bir şekilde uğulduyordu. Nefes almaya çalışırken gözünün önüne belli belirsiz gelen bir kesitle ağzına gitti eli. Hemen ardından bir anda kalkmış ve tuvalete koşmuştu.

Midesindeki her şeyi göz açıp kapayıncaya kadar tuvalete çıkardıktan sonra gözlerini açmaya çalıştı zar zor. Başı çok dönüyordu, kalçasının üstüne oturup geri geri itti kendini, Osamu da yanına gelmesine rağmen sonsuz bir karanlığın içinde yalnız hissediyordu.

"Kimdi o? Bir şey mi yaptı sana?" dediğinde Suna korkulu gözlerle baktı ona. "Osamu.."

Çocuğun titreyen sesiyle kalbinin sıkıştığını hissederken onu kolları arasına aldı hemen. Suna da koluna tutunmuştu, yüzü duvara bakıyordu. Kocaman açılan gözlerini kırpamıyordu bile. Az önce gördüğü kesitin devamı aklında oynarken sesini çıkaramadı, nefes bile alamadı. Olduğu yerde hareket edip duruyordu farkında bile olmadan.

"Korkuyorum, durdur lütfen durdur şunu." derken yüzünü çocuğun göğsüne bastırdı. Gözyaşları ardı ardına akarken bütün vücudu tir tir titriyordu. Kulaklarında çınlayan sesler, gözünün önünden gitmeyen görüntüler, çıldıracak gibi hissetmesine sebep oluyordu. Daha kötüsü hiçbirinin düzgünce olmamasıydı, beyni hatırlaması için zorlarken canını yakıyordu.

"Güvendesin. Buradayım ben Suna, güvendesin. Sakin ol tutuyorum ben seni."

"Acıtıyor. Vücudumu acıtıyor." dediğinde Osamu onu daha da kendine çekti. "Korkuyorum, gitmiyor bu! Osamu nolur bir şey yap!"

Osamu ne yapacağını düşünürken çocuğu sıkıca tutmaya devam edip bir şeyler mırıldanmıştı geçtiğine dair. Sonra çocuktan yavaşça ayrılıp ayağa kalktı ve yine kucağına aldı onu hemen.

Odaya geldiklerinde kucağında tutuyordu hâlâ, oturmuştu ama bırakmamıştı yatağa. Suna da kollarını boynuna sarmış, çok ses çıkarmamaya çalışarak titreye titreye ağlıyordu.

Birkaç saniye sonra artık kendini tutamadığında oda hıçkırık sesleriyle dolmaya başlamıştı. Bağırırcasına ağlaması Osamu'yu çok endişelenirken ne olabileceğine dair bir sürü şey geçmişti aklından."

"Kahretsin.." diyerek hıçkırdığında sağ kolunu Osamu'dan ayırıp yumruk yaptığı elini bacağına vurmaya başlamasının hemen ardından kolu tutulmuştu ama bir daha denedi yapmayı, gücü yoktu ama şu an kendine vurmadan ne yapacağını bilmiyordu. Buna alışıktı; ağlarken, sinirliyken hep bir yerine vururdu ve şimdi yapamayınca eli öylece kalmıştı.

"Ku-kusacağım yine." diye mırıldanırken bir anda ayağa kalkmasıyla adım attığı anda dizleri üstüne düşmesi bir olmuştu. Bu da bir anlığına duran ağlamasını tekrar arttırmaya yardımcı olunca bedeni kıvrılmış, yüzü dizlerine yakın dururken kollarıyla başını saklamaya çalışmıştı.

Osamu yanına otururken sırtına elini koyduğunda Suna irkildi ama başını kaldırmadı. Tek yapabildiği "Dokunma." diye mırıldanmak olmuştu. Vücudunda, ağzında, kulaklarında hissettiği şeyler yetiyordu, bir de gerçek bir dokunuşa katlanamazdı şu an.

Biraz öyle ağladıktan sonra başını yavaşça kaldırdı. Boş bakan gözleri duvara çevrilmişti şimdi. Aniden sessizleşmesi daha endişe verici olmuştu Osamu için.

"Suna-"

"Bayılacak gibiyim." Titrek ve kısık sesine rağmen devam etti konuşmaya. "Kafayı yiyeceğim Osamu.

Osamu sertçe yutkunurken "Konuş benimle." diyebildi önce. "Ne olduğunu anlat bana."

"Ben..hatırladım. Bir sürü şey hatırladım. Yaşa-yaşandıklarını bilmediğim bir sürü şey hatırladım." derken kollarını kendine sarmıştı. "Donuyorum."

Çocuğun "Kucağıma gel." demesiyle geri çekildi anında. "İ-istemiyorum."

"Tamam ama yerde oturma, gel yatağa geçelim bari. Yorganı alırsın üstüne."

Suna başını paniği geçmediği için hızlı hızlı sallarken ayağa kalkmak için hazırlamıştı kendini. Bacakları titriyordu, dolaba tutunarak kalktı çok zor da olsa. Yatağa üç adım vardı zaten, tutunmaya gerek duymadan attı kendini öne.

Yatağın ucunda yerini alınca Osamu yorganı hemen çekip çocuğun omuzlarına koymuştu önünü de kapatacak şekilde. "Daha iyi mi?" dediğinde Suna tepki vermedi, gözlerini kapattı sadece. Birkaç saniye sonra dudağı yine büzülmüş, içten hıçkırıkları başlamıştı. Osamu görmeye dayanamadığı için başını eğip sertçe yutkundu. Soru sormaya bile korkuyordu şu an.

"İğrenç hissediyorum. O kadar iğrenç hissediyorum ki..bütün vücudumdan kurtulmak istiyorum."

"Suna o adam sana-"

"O adam bana dokundu." diye mırıldandı çocuk olabilecek en acı şekilde. Yine transa geçmiş gibi bakıyordu önüne. "Bana defalarca dokundu. Keşke sadece dokunmakla kalsaydı.."

Dediklerinin ağırlığı bütün odayı basarken Osamu nefesini tuttu. Bir şeyler demek istemişti ama ne diyeceğini bilememesinin yanı sıra şu an sesinin çıkacağını da düşünmüyordu.

Çocuğun gülmesiyle dudağını dişleyerek fısıldadı. "Suna geçti..buradayım."

Gülmesi kahkahaya dönerken yumruklarını bacağına vura vura konuşmaya başlamıştı. "Dokundu, dokundurdu, tecavüz etti, kendini bir çocuğun ağzında boşalttı."

Söylediği şeyler yeterince kötüyken bir de bunu kriz geçirirken söylemesi Osamu'nun bile titremesine neden olmuştu. Karşısında bunları hatırlayan çocuk için bir şey yapamamak delirtiyordu.

"Hatırladım amına koyayım hepsini hatırladım. Hatırlamakla kalmadım şu an hepsini hissediyorum! Ellerinin gezdiği yerleri, eliyle yanaklarımı sıkıp dudağıma değmesini, ben ağlarken ağzımı kapatıp beni becermesini, küçük ellerimle sikini tutturmasını, ağzıma soktuğunda dişim değdiği için sanki yeterince canım acımıyormuş gibi daha çok acıtmasını..hepsini hissediyorum şu an!"

Hızlıca söylediği şeylerden sonra nefes alamamasından dolayı elini boğazına götürdüğünde Osamu bunu fark edip hemen karşısına geçerek birlikte nefes almalarını sağlamıştı birkaç saniyelik denemeyle. En azından fiziksel müdahalede bulunabiliyordu.

"Çıldıracağım amına koyayım! Gitmiyor hissi gitmiyor delireceğim!"

Osamu önünde olmasına rağmen bir anda ayağa kalkıp yanından sıyrılarak banyoya ilerlediğinde kapıyı kilitleyip duşakabine attı kendini. Suyun ısısına aldanmadan direkt açıp altında durduğunda nefesinin kesildiğini hissetmişti soğuktan dolayı.

"Suna kapıyı neden kilitledin? Tek kalma içeride aç şunu lütfen."

Sadece su sesi geliyordu, kapıyı tıklamaya devam etti üst üste. İçeride tek kalması korkutuyordu, ne yapacağı belli olmazdı.

Oysa Suna şu an tamamen ısınıp ten yakan suyun altında oturuyordu sadece. Teni sıcaktan acıdıkça diğer hisler azalıyor gibiydi, hıçkırıkları sonuna kadar açık suya rağmen yankılanırken başını duvara vurmaya başladı.

Kapıdan yüksek bir ses gelince gözlerini korkuyla açıp bacaklarını kendine çekti. Osamu'nun silüetini görmüştü kapalı yerden.

"Suna, açabilir miyim?"

"Git, evine git yalnız bırak beni."

"Bırakamam Suna. Çık oradan, tenini yakacaksın."

"Temizlenmek istiyorum. Temizlenmem gerek."

"Suna sen temizsin zaten."

"Değilim. İğrencim, çok pisim ben!" Hıçkırıkları tekrar başladığında Osamu olduğu yere çöktü. İzinsiz açmak istemediği için o tamam diyene kadar konuşacaktı.

"Suna biliyorum bunları geçiremem silemem geçmişinden ama sana yemin ederim ki sen kirli falan değilsin. Geçti hepsi, artık böyle bir şey yok. Nolur çık oradan, sen yeterince temizsin."

"Değilim amına koyayım değilim. O adam kaç kere üstüme boşaldı benim haberin var mı? Kaç kere dokundu, kaç kere ona dokunmamı sağladı? Hiçbirinden haberin var mı?"

Osamu gözlerini sıkıca yumarken zor da olsa cevapladı onu. "Bilmiyorum, özür dilerim bilmiyorum ama bak hepsini geçirebilmek için buradayım ben. Nolur yardım etmeme izin ver."

"Yardım falan edemezsin, hiçbir bok yapamazsın."

"Yanında olmama izin verirsen yaparım."

"Yapamazsın. Unutmuşum amına koyayım unutmuşum her şeyi ne güzel yaşıyorum şimdi bir anda her boku hatırlıyorum bir fotoğraf gördüm diye. Sikeyim böyle işi."

Suyun sesi kesildiğinde çocuk duşakabini açarak dışarı bir adım atmıştı Osamu da ayağa kalkarken. "Evine git."

"Hayır."

"Evine git Osamu."

"Gitmeyeceğim."

"Evimde kimseyi istemiyorum."

"Yalnız kalabilecek bir zamanda değilsin."

"Bu seni ilgilendirmiyor."

"İlgilendirmiyor mu? Ne sanıyorsun beni Suna? Sadece arkadaşın bile olsam yalnız bırakmam seni."

Suna bir şey demeden birkaç saniye dik dik bakmakla yetindi, ardından çıkıp odasına ilerledi. Yürüdüğü her yer ıslanmıştı kıyafetlerinden akan damlalar yüzünden. Donuyordu, belli etmemek için çabalamıştı ama deli gibi titriyordu.

"Sikeyim." diye mırıldanırken üstündekilerden kurtuldu ve dolabından çıkardığı kıyafetleri geçirdi üstüne. Hemen ardından da mutfağa ilerlemişti, Osamu da orada bekliyordu onu.

"Saçların-"

"Umrumda değil." derken buzdolabındaki şişeyi çıkarıp bardak almaya bile yeltenmeden kapağını açtı ve kafasına dikti hızla. Aldığı büyük yudumdan sonra yüzü buruşsa da umursamadan koltuğa geçip aynı şekilde bir yudum daha almıştı. "Öyle mi içeceksin?"

"En kısa sürede sarhoş olmak istediğim için suçlayacak mısın beni? Bak, alkoliklikten kurtulamamak için mükemmel bir sebebim var artık."

Osamu bu tepkisine karşı mantıklı bir şey diyemeyeceği için sustu, karşısına oturup sigaradan aldı bir tane.

"Ne kadar kalabilirsin ki benimle?"

"Ne?"

"Bu gece bir şey olmasını engelledin diyelim, yarın ne olacak?"

"Kendine bir şey yapmayacaksın?"

"Sormadım."

"Yapmayacaksın ama." dediğinde kaşlarını çattı çocuk. "Ne kadar iğrenç hissettirdiğini biliyor musun? Kaldıramam ben bunu tamam mı? Öyle dışarıdan bir şey yapmayacaksın demek kolay, kendini yerime bile koyamazsın."

"Doğru." diye mırıldandı Osamu suçlu hissederken. "Ama beni kabul edersen sana cidden sevginin nasıl iyileştirdiğini gösterebilirim." demesiyle Suna alayla güldü. "İyileştirmek..Hayatım sikilmiş benim sen iyileştirmek diyorsun."

"İnanıyorum çünkü buna."

"Ben inanmıyorum, umrumda da değil. Kendimi öldürmek için düzgün bir sebebim var artık. Mektubuma yazarım." Dalga mı geçiyordu ciddi miydi bilmiyordu Osamu. Kendini öldürme konusunda ciddiydi ama diğerlerini dalga geçme amaçlı mı söylemişti anlayamadı.

"Deme böyle şeyler."

"Buyum Osamu ben. Kusura bakma beğendiremediysem."

"Öyle bir şey demedim. Mükemmel bir psikolojiye sahip olmadığının farkındaydım zaten."

"İyi bile değil. Sikilmiş dağılmış bir şey."

"Toparlayabiliriz."

Suna başka bir şey söylemedi, sadece içmeye devam etti bir süre. Bu sürede ikisi de sessiz kalmıştı zaten. En sonunda Suna sızacak raddeye geldiğinde Osamu yanına yaklaşıp önüne çöktü. "Kucağıma alabilir miyim seni? Yatağa götürmek için."

Suna umursayamadı bile. Başını sallamakla yetindi ve havaya kalktığında kollarını çocuğun boynuna doladı. Başı çok dönse de gözlerini açık tutamadığı için uyuması zor olmayacaktı.

Yatağa girdiklerinde Suna Osamu'nun kolları arasına soktu bedenini. Kıvrılıp küçücük olurken gözyaşları haberi olmadan akmaya başlamıştı yine. Fazlasıyla sarhoştu şu an, bir saniye önce ne olduğunu bile unutmuştu.

"İğrencim." diye mırıldandı kendi kendine. "Herkes..herkes dokundu bana."

"Geçti güzelim, geçti hepsi. Ben varım sadece."

Ağzından bir hıçkırık kaçırdıktan sonra mırıldandı çocuk. Az önce ayıkken söylediklerini bir cümlede çürütmüştü şimdi. "Benimle kal, lütfen."

Osamu dolan gözlerini kırpıştırırken başını salladı. "Kalacağım. Seninle kalacağım."

Yine kaoslu yerlerle alakalı anksiyetem tuttu duygu geçirebildim mi diye bağırcam şimdi

nasıl olmuş

Continue Reading

You'll Also Like

885K 70.9K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
7.9K 650 10
Mafya derin bir nefes aldı. Konuşmadan önce kafasını toparlamaya çalışarak dudağının içini kemirdi ve dedektifin gözlerinin içine baktı. Gin, ona bun...
402 51 12
force me and choke me 'til I pass out texting/düzyazı
5.9K 814 24
Başınızdan geçen bir olay sonucu komaya girdiğinizi ve hafızanızı kaybetmiş bir şekilde uyandığınızı düşünün. Hiçbir şey bilmiyorsunuz, bu hale nasıl...