-Kül-

De VenusClynte

603 46 151

- Bir Mahalle Hikayesi - Asuman Yalçın;ünlü bir boksör.Ülkesine gümüş madalya kazandırmış,ardından aniden ort... Mai multe

- 1 -
- 2 -
- 3 -
- 4 -
- 5 -
- 6 -
- 7 -
- 8 -
- 10 -
- 11 -
- 12 -
- 13 -
- 14 -
- 15 -
- 16 -
- 17 -

- 9 -

19 1 0
De VenusClynte

Cihan ile çarşıya çıkıp kahvaltılarını yaptılar.Kahvaltı faslını tamamladıklarında çarşıdaki bir kaç esnafa adamı sormuşlardı.Tanınmış biri olduğu için hemen cevap almışlardı sorularına.Bir şirket sahibi olduğunu ve hiç çocuğu olmadığını öğrenmişlerdi,Bahar'ı ise gören hiç olmamıştı.Bu durum Cihan ve Asuman'ı biraz germişti.Normal bir durum değildi,bu kadar tanınan birinin eşi de tanınmalıydı.Şirket'in adresini alıp adamın yanına gitmeye karar verdiler.Şirket'e girip danışmaya adamın ismini verdiler.Danışmadakiler sekreterine yönlendirmişti.İkisi sekreterin yanına gittiklerinde Cihan konuştu.

-Biz Emrah Keskin ile konuşmaya gelmiştik,kendisi müsait mi acaba?

-Kim geldi diyeyim?

Asuman,Cihan'dan önce davranıp konuştu.

-Asuman Yalçın ben,karısının yakın bir arkadaşıyım.

-Tamamdır,iletiyorum hemen.

Sekreteri içeri girip birkaç dakika sonra çıktı.

-Emrah bey sizi bekliyor,buyurun.

Hemen kabul edilmesini beklemiyorlardı,şaşırmışlardı.Birlikte içeri girdiklerinde adamın onları ayakta beklediğini gördüler.Asuman elini uzatıp konuştu.

-Merhaba ben Asuman Yalçın,beyefendi de nişanlım Cihan Özkan.

Cihan'ın da elini sıkıp yerine oturdu.Asuman ve Cihan da boş koltuklara oturuduğunda karşılarındaki adam konuştu.

-Memnun oldum tanıştığımıza,ben de Emrah Keskin.Bahar sizden çok bahsetti Asuman hanım.Zaten ülkemizi de temsil ettiniz,sizi tanımamak mümkün değil.

-Teşekkür ederim,sağolun.Biliyorsunuzdur belki,ben 5 yıldır burada değildim.Acısını çıkarmak için nişanlımla şehir şehir geziyoruz.Buraya geldiğimizde de bir akrabasını gördüm Bahar'ın,evlendiğini söyledi.Kendisi ile görüşmek isterim,tabi sizin için de uygunsa.

Emrah kafasını sallayıp cevap verdi.

-Tabi ki,sizi akşam yemeğine bekleriz o zaman.Bahar da buna çok sevinecek.Burada pek çevre edinemedi,kafasının uyuştuğu kimse olmadı.Ardından depresyona girdi,sürekli ilaç kullanıyor.Siz de bilirsiniz,aynı yollardan geçtiniz.Arkadaşı ile görüşmek ona iyi gelecektir.

Asuman adamın dediğine şaşırmıştı çünkü Bahar hayatında görüp görebileceği en uyumlu insandı.İsmi gibiydi Bahar,nereye gitse orası çiçek açardı.Bu işin içinde bir iş olduğunu sabahtan beri hissediyordu ama belli etmedi.

-Ben de onu göreceğim için çok mutluyum,dile kolay tam beş senedir görmüyorum kendisini.Bir iletişim numarası olsaydı aslında...

Emrah aceleyle sözünü kesti.

-Doktoru tarafından yasaklandı,çok hassas olduğu için gördüğü her şey onu üzüyor.Biraz düzelse İstanbul'a da gelecektik ama nasip değilmiş.

-Bu zamana nasipmiş diyelim o zaman.Akşam kaç gibi gelelim biz?

-Biz şehrin biraz dışında oturuyoruz.Oraları bulmanız zor olur,7 gibi şoför'üm sizi almaya gelsin.

Planları biraz sekteye uğrayacak olsa da bozuntuya vermediler.

-Tamamdır,o zaman biz otelin ismini sekreterinize bırakalım.Görüşürüz diyelim o zaman.

-Görüşürüz.

İlk Asuman'ın ardından da Cihan'ın elini sıkmıştı.Sekreter'e otelin ismini söyleyip dışarı çıktıklarında şaşkınlardı.İkisi de bu kadar kolay olacağını düşünmemişti.Cihan derin bir nefes alıp konuştu.

-Şimdi ne yapacağız Asuman?

-Yolu aklımızda tutmaya çalışalım ama garantiye alalım dersen telefonda navigasyonu açıp konumumuza bakarım.Çarşıdaki taksicinin numarasını alalım,konumu söylersek gelir alır bizi.

Cihan kafasını sallayıp konuştu.

-Dediğin gibi yaparız o zaman.Saat 7'ye kadar vaktimiz var,ne yapmak istersiniz Asuman Hanım?

Asuman gülerek yanıtladı.

-Gece internetten baktım da Kemere Köprüsü diye bir yer varmış burada.Oraya gidebiliriz,bir yerde oturup çay içeriz.O kadar geldik sonuçta buralara,değerlendirelim gelmişken.

-Gidelim olur.

Arabaya bindiklerinde Cihan navigasyonu açtı.Arabayı çalıştırıp navigasyonun oluşturduğu yoldan giderken Asuman da yolu izliyordu.Birden gözünün önüne eski anılar gelmişti.

Asuman ve Cihan öğle arasında telefondan gezilecek yerleri araştırıp konuşuyorlardı

-Cihan ya,burayı da kesin listeye eklememiz lazım!Baksana ne kadar güzel caddeleri!

-Ekleyelim gökyüzüm,nereyi istersen ekleyelim.

-Senin istediğin bir yer yok mu?Belki benim sevdiğim yerleri sen beğenmezsin.

-Gökyüzü neredeyse dünya da orada olur güzel gözlüm.Hem sen yanımda olursan ben cehenneme bile giderim.

Telefonun çalması ile şuanki zamana dönmüştü.Sarah arıyordu.

-Nasılsın canım?

-İyidir bebek,seni sormalı?Haberler sende asıl,burada değişen bir şey yok.

-Bir iş için Cihan'la il dışına çıktık,işleri halledince İstanbul'a döneceğim.Farklı bir durum yok yani.

-Doktor kontrollerine gidiyorsun değil mi?Aksatmaman lazım.

Cihan'ın konuşmayı duyduğunu bildiği için gerildi.

-Burada bir doktor önermişlerdi,konuşmaya gideceğim.Sen raporları buraya gönderebilir misin sahi?İsterler büyük ihtimalle.

-Tamamdır ayarlayacağım,şimdi derse gidiyorum.Tekrar konuşuruz.

-Tamam canım,teşekkür ederim.Araşırız yine.

Sarah telefonu kapatınca Asuman da telefonu çantasına geri koymuştu.Bir kaç dakika sonra araba durmuştu.

-Galiba geldik,hadi inelim.

Asuman kafasını sallayıp arabadan indi.Etrafına baktığında gördüğü deniz manzarası onu gülümsetmişti.Otelin manzarası da böyleydi,insanın içine huzur veriyordu.Cihan denize bakarken konuştu.

-İstanbulda da deniz var ama günün koşuşturmacasından galiba kıymetini bilemiyoruz.En son ne zaman deniz kenarında yürüdüm hatırlamıyorum.

-Kalabalık bir şehir İstanbul,belki de değerini yitirmiştir.Kalabalıklar içindeyken her şey görünmez olur.İnsanlar da öyle değil mi?Kalabalıkta olduğun zamanlar kendini görülmez zannedersin.Kimse seni görmediği için kendini değersiz hissedersin.

-Etrafına iyi bakarsa insan,mutlaka değer veren birini görür.İstanbul'a da gerekli değeri veren birileri vardır elbet.

Asuman bu sözün karşısında ne diyeceğini bilememişti.Birlikte susup deniz kenarında yürümüşlerdi.Yürüyüşün sonlarına doğru Asuman'ın başı dönmeye başlamıştı.Biraz ilerisinde çay bahçesini görünce derin bir nefes aldı.

-Çay bahçesine oturalım mı?Biraz dinleniriz hem.

-Olur,kalkınca da şu taksi durağından numarayı alırız.

Asuman ve Cihan bir masaya oturup iki çay söylediler.Çaylar gelene kadar susup manzarayı izlemişlerdi,eskiden konuşmadan yapamayan ikili artık konuşamaz hale gelmişti.Sare'nin dediği gibi yüzleşirlerse eski hallerine dönebilirlerdi,onun haricinde hiçbir ihtimal onu barıştıracak gibi görünmüyordu.Çaylar geldiğinde Cihan sessizliği bozdu.

-Sahi sen hap işini hallettin mi?

-Hallettim,kendi kullandığım bir ilaç vardı.Ondan vereceğim.Dozu fazla yüksek değil,iki tane koysak sıkıntı olmazmış.

Cihan bu ilaçları neden aldığını sormak istese de kendini tuttu.Duyacakları ikisini de üzecekti,sporu bu yüzden bıraktığını biliyordu.Duyduğunda arayıp yanında olmak istese de bir his onu durdurmuştu.Bu hissin ne olduğunu hala çözümleyemiyordu.Aramadığına ara sıra pişman oluyordu.Onlar aralarındaki saygıyı yitirip ayrılmışlardı,bu yüzden eli her arama tuşuna gittiğinde kendini tutup o tuşa basmamıştı.Oysa ki Cihan'ın tek bir aramasına muhtaçtı Asuman,en çok morale ihtiyacı olduğu zamanlarda onun sesine muhtaçtı.Mert abisi hep söylemek istemişti ama Asuman tarafından durdurulmuştu,Cihan'ın vicdan azabı çekip kendisini affetmesini istemiyordu.Gerçekten istediği için affetmesini istiyordu.

Çay bahçesinin içini dolduran müzikle Asuman tebessüm etmişti.Lise'de ki müzik yarışmasında birinci olmakarını sağlayan şarkı çalmaya başlamıştı.O zamanlarda keyifle söylediği şarkı şimdi ağzında buruk bir tad bırakmıştı.

Hiç zaman olmaz mı?
Geri gelmez mi?
Savunmasız duygular...
Ah o günleri,
Bir daha vermez mi?
Acımasız şu yıllar...

Çalan şarkıya kısık sesle eşlik eden Asuman Cihan'dan tarafa bakmıyordu.Eğer baksaydı Cihan'ın bakışlarını görürdü,özlediği gözleri ona eskisi gibi olmasa bakabilirdi.Cesaret edemedi Asuman,4 sene önce nasılsa cesaret edemediyse onunla kalmaya,bugün de gözlerine bakmaya cesaret edememişti.

Çaylarını bitirdiklerinde Cihan konuştu.

-Hesabı ödeyeyim de kalkalım.Sen de hazırlanırsın,otelden çıkışımızı yaparız gelince.Biletleri gidiş-dönüş almıştım,gece 12'de uçağımız var.3 tane bilet aldım,umarım 2 kişi olarak döneriz.

Asuman yerinden kalkarken konuştu.

-Umarım.

Cihan hesabı ödediğinde geldikleri yolu geri yürümüşlerdi.Yolun yarısında gördükleri takis durağının numarasını almışlardı.Araba'ya binip otele doğru giderken ikisi de gergindi.Akşam ne yaşayacaklarını bilmiyorlardı,bu durum gerginliklerini biraz daha arttırıyordu.

Otele ulaştıklarında ikisi de ne giyeceğini düşünmeye başlamıştı.Cihan siyah kumaş pantolonun üstüne beyaz gömlek  tercih etmişti,Asuman ise siyah kumaş pantolonun üstüne kırmızı renkte saten gömleğini giymişti.Asuman aynı renk topuklu ayakkabılarını giyip aynanın karşısına geçti.Sabah ki makyajını tazelediğinde hazır görünüyordu.Cihan da ayakkabılarını giydiğinde konuştu.

-Hazırsan inelim aşağıya.

-Hazırım,hadi inelim.

İkisi birlikte odadan çıkıp aşağıya indiler.Dışarı çıktıklarında bir adam yanlarına yaklaştı.

-Cihan bey,Asuman hanım değil mi?

-Evet biziz.

-Beni Emrah bey görevlendirdi,sizi götürmek için görevlendirdim.Buyurun lütfen.

Beraber arabaya bindiklerinde birbirlerine baktılar.Her şeye hazırlıklıydılar,görecekleri ne olursa olsun bununla baş edebilirlerdi.Araba hareket ettiğinde ikisi de kafasını pencereye doğru çevirdi.Geldikleri yolu akıllarında tutmaya çalışacaklardı,aksi bir durumda buraya geri dönme ihtimalleri vardı.25 dakikalık bir yolculuğun sonunda bir siteye gelmişlerdi.Villaların olduğu sitede binalar birbirlerine uzaktaydı,bahçesi genişti.Bir villanın önünde durduklarında şoför konuştu.

-Dönüşte sizi tekrar ben götüreceğim,iyi akşamlar dilerim.

Asuman ve Cihan kafasını sallayıp arabadan indiler.Villa'nın demir kapısını açıp bahçeden içeriye girdiler.Dış kapıya ulaştıklarında Asuman zili çaldı.Bir iki dakika bekleyişin ardından kapı açılmıştı.Karşılarında gülümseyerek onlara bakan bir kadın vardı,hizmetçileri diye düşündüler.

-Hoşgeldiniz,ayakkabıları çıkarmanıza gerek yok.Sizi salonda bekliyorlar.

Asuman ve Cihan ele ele tutuşup içeri girdiler.Antreden geçip salona girdiklerinde Bahar ayakta onları bekliyordu.Asuman'ı görmesi ile koşup sarıldı.

-Asu!

Bahar'ın ona sıkıca sarılması ile ağlamaya başlamışlardı,Cihan onlara bakarken gördüğü şeyle gözlerini kıstı.Bahar'ın bileğinden yukarısı biraz açılmıştı,morluk var gibi duruyordu.Dikkatlice bakarsa adamın tepkisini çekebilirdi,bu yüzden kafasını çevirip Emrah'a baktı.

-Merhaba,nasılsınız?

-İyiyim,teşekkür ederim.Karım ağlasa da mutluluktan olduğunu biliyorum,bir tepki göstermesi beni mutlu etti.Normalde ne gülüp ne ağlıyor,bu hastalık bizi perişan etmişti.

Bahar ve Asuman ağlamasını durdurmaya çalışırken ayrılıp birbirlerine baktılar.Asuman Bahar'ın gözlerinde değişik bir duygu görmüştü,bir an önce onunla konuşması gerekiyordu.Gülümseyerek Emrah'a döndü.

-Biz hep sulu gözlülük yapardık önceden,normal halimiz yani.

-Kaç senedir görüşmüyorsunuz,olur o kadar.Ayakta kaldınız,buyurun masaya geçelim.

Hep birlikte salonun diğer tarafındaki masaya doğru yürüdüler.Emrah ve Bahar yerine otururken Cihan oturmadan önce Asuman'ın sandalyesini çekmişti.Asuman gülümseyerek yerine otururken Bahar konuştu.

-Sizi bıraktığım gibi bulmak beni mutlu etti.Ama siz işi biraz daha ileri götürmüşsünüz galiba.Emrah nişanlı olduğunuzu söyledi.

Asuman kafasını salladı.

-Ben kesin dönüş yapınca nişan yaptık,sonra da en büyük hayalimiz gerçekleştirmek için gezmeye başladık.

-Doğru ya,siz dünya turu yapmayı planlıyordunuz.Umarım hayalinizi gerçekleştirirsiniz.

-Umarım.Eee hep bizden bahsettik,sen nasılsın?

-İyi sayılırım,bu depresyon illeti bırakmadı peşimi.Sağ olsun Emrah hep yardımcı oldu bana.

Nedense Asuman'a dedikleri inandırıcı gelmemişti.Yine de yalandan gülümseyip konuştu.

-Ne güzel,bu süreçte destek çok önemli.Cihan da bana hep destek oldu,sağolsun.

Bundan sonra masada bir sessizlik olmuştu,Emrah'ın sesi bu sessizliği bozdu.

-Sahi siz Cihan bey...

-Sizli bizli konuşmanıza gerek yok.

-Tamam o zaman,sen ne iş yapıyorsun Cihan?

-Avukatım ben,savcılık sınavlarına hazırlanıyorum.

-Çok güzel bir meslek,ama bir o kadar zordur.Gerçi hangi mesleğin zorluğu yok ki?

-Doğru söylüyorsun,her mesleğin kolaylığı olduğu kadar zorluğu da var.Sen galiba lojistik işindesin?

-Evet hem lojistik hem tekstil.Tekstil kısmı babadan kalma,ben işleri biraz daha büyütmek istedim.Risk aldım ama buna değdi.

-Evet değmiş gibi gözüküyor,umarım daha da başarılı olursun.

Sohbet ederlerken yemek faslını da bitirmişlerdi.Asuman yerinde kalkarken konuştu.

-Yemek için çok teşekkür ederiz.Bahar sen bana lavaboyu gösterebilir misin?

Emrah Bahar'a kısa bir bakış atsa da yerinden kalktı.

-Tabiki canım,gel benimle.

Merdivenleri çıkıp üst kata çıktıklarında Asuman etrafa kısa bir baktıktan sonra Bahar'ı kolundan tutup boş gözüken odaya soktu.Kısık sesle konuştu.

-Bahar,sana tek bir soru soracağım.Bu adamla seni zorla mı alıkoyuyor burada?

Bahar ağlamaya başlarken kafasını "evet " anlamında salladı.

-Allah kahretsin!Seni buradan götüreceğiz Bahar,seni burada bırakmam.

Bahar "olmaz" manasında kafasını sağa sola salladı.

-Adamları var Asu,kaçarsam öldürürler beni.Siz dönün İstanbul'a,ben alıştım artık.

-Saçmalama Bahar,bak Cihan avukat.Ben seni kendi evimde tutacağım.Uzaklaştırma kararı çıkarırız,polisler bekler evin önünde.Sen yeter ki doğruyu söyle.

Bahar gözleri dolu dolu konuştu.

-Deli raporu çıkarttı bana.Kimse inanmaz bana hastayım diye,ona geri teslim ederler.

-Hastaneye gidip aksini kanıtlarız,sen yeter ki tamam de.Ben seni her türlü çıkaracağım bu evden.Ne olur tamam de!

Bahar gözyaşlarını sildi.

-Tamam Asu,sana güveniyorum.Ne olur çıkarın beni bu evden.

Asu aşağıya işaret etti.

-Şimdi seninle mutfağa ineceğiz,hizmetçiye Asu'nun midesi kötü oldu ona bir ilaç getirir misin de.Sonrası ben de zaten.

Beraber aşağı indiklerinde Asuman midesini tutuyordu.Mutfağa girdiklerinde Bahar kadına doğru konuştu.

-Suna,arkadaşımın midesi biraz kötü oldu.İlaç getirebilir misin ona?

-Tabi ki Bahar hanım,kahveleri götüreyim...

-Ben götürürüm,sen ilaç getir hemen.Biraz kötü görünüyor,çabuk ol.

Suna mutfaktan çıkınca Asuman cebinden hapları çıkardı.Bahar fincanlardan birine atıp hızlıca karıştırdı.Eridiğinden emin olunca tepsiyi içeri götürdü.Emrah elinde tepsi ile görünce şaşırmıştı.

-Ne oldu Bahar,neden Suna getirmiyor?

Emrah'ın önüne kahveyi koyup konuştu.

-Asuman'ın midesi kötü oldu yukarıda,ilaç getirmesini istedim.Kahveleri de yapmış kız,soğumadan götüreyim dedim ben.

-Anladım canım,iyi yapmışsın.

Cihan bir şeyler döndüğünün farkındaydı ama o da uyum sağlamak için telaşlanmış gibi yaptı.

-Ben bir yanına gideyim,merak ettim.Müsadenizle.

-Tabi ki,müsade sizin.

Cihan mutfaktan içeri girdiğinde Asuman'ı otururken gördü.Kafasını "ne oluyor" manasında salladı.İçeriye bir kadının girişiyle Asuman karnını tutup suratını ekşitmişti.Suna elindeki ilacı ve suyu uzattı.

-Buyurun Asuman hanım,daha kötü olursanız söyleyin lütfen.

Asuman'ın kafasını sallamasıyla Suna mutfaktan çıkmıştı.Asuman elindeki ilacı cebine atıp suyu içti.Fısıldayarak konuştu.

-Bir kaç dakikaya Emrah bayılır da bu Suna'yı nasıl etkisiz hale getireceğiz?

Ne yapacaklarını düşünürken içeriden ardı ardına sesler gelmişti.Cihan ve Asuman hızlıca içeri geçerken Bahar'ın elindeki eterle Suna'yı bayılttığını gördüler.Emrah da baygın bir şekilde oturuyordu.Asuman buna şaşırmıştı.

-Bahar sen nasıl...?

-Bir gün kaçarsam diye almıştım,bu zamana nasipmiş.

Plan'ın bu kısmında başarılı olmuşlardı.Bahar çekmeceden bir ip çıkarıp Suna'yı ve Emrah'ı bağladı,ağızlarını da bantladığında evden çıkmaya hazırlardı.

-Bahar,paltonu al da çıkalım hemen.Buranın adresi lazım,taksi çağıracağız.

-Taksinin buraya gelmesi uzun sürer.Emrah'ın arabasını alalım,bir yere bırakırız.

-Tamam o zaman otele sürelim direk,eşyaları alıp kendi arabamızla havaalanına geçeriz.

Bahar girişteki anahtarlıktan arabanın anahtarını aldığında hızlıca çıktılar.Cihan Bahar'dan anahtarı alıp arabayı çalıştırdı.Son sürat otele geldiklerinde Cihan konuştu.

-Asuman,sen Baharla bavulları al gel hemen.Ben arabayı otoparka bırakayım,otele ödeme yapayım.

-Tamam.

Cihan arabayı rastgele bir otoparka bırakıp otele gitti.Ödemeyi yaparken Asuman ve Bahar aşağı inmişti.Anahtarı teslim edip otelden çıktılar.Bavulları bagaja koyup arabaya bindiler.Cihan son hızda arabayı sürüyordu.Herkes bir gerginlik içindeydi,İstanbul'a ayak bastıkları an her şeyi başarmış olacaklardı.

Havaalanına geldiklerinde arabayı acenta'nın otoparkına park etmişti.Bagajdan bavulları alıp iç hatlardan giriş yaptılar.Uçuşa 1 buçuk saat vardı,online check-in yaptırdığı için sıkıntı olmamıştı.Diğer işlemleri de hallettiklerinde gerginlikle beklemeye başlamışlardı.Cihan ayaklanıp konuştu.

-Ben arabanın ödemesini yapacağım,siz burada bekleyin.

Cihan araba kiralama acentasına arabanın anahtarını verip ödemesini yaptı.Bahar'ın gözü hep kapıdaydı,Emrah her an bir yerden çıkacak gibi hissediyordu.Asuman,Bahar'ın gerginliğinin farkındaydı.Bahar'ın elini sıkıp gülümsedi.Cihan işini hallettiğinde geri yerine oturdu.Nihayet anons yapıldığında derin bir nefes almışlardı.Uçağa bindiklerinde Bahar ve Asuman yan yana oturuyordu.Uçak kalkış yapıp semada süzülürken birbirlerine bakıp fısıldadılar.

-Başardık.




Continuă lectura

O să-ți placă și

122K 9.9K 33
-"Seni seviyorum! Neden görmüyorsun beni, neden bir şans vermiyorsun?!" Zeynep anlamıyordu, her geçen gün biraz daha çizgilerini aşan bu adamdan bıkm...
503K 22.6K 62
AŞKIN YAŞI YOKTUR DERLER PEKİ YA DİLİ?
9.1K 718 54
~KÜFÜR İÇERİR~ ☆SİYAHIN İÇİNDEKİ BEYAZ NOKTANIN HİKAYESİNE, VAR MISIN? ☆ÖYLEYSE ŞİMDİ BİR OKUL DÜŞÜN! YOK YOK... DÜŞÜNME! ☆ŞEY DÜŞÜN... ARDI KESİLME...
161K 8K 38
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Keyifli okumalar dilerim ;) 11.01.23 _ ?