Element Avcıları

By HayalPeResT0244

16.2K 4.4K 4.3K

Oyunculuk kariyeri peşinde olan Açelya bir gün doğa üstü güçlere sahip olur ve sonradan aslında bu güce sahip... More

GİRİŞ
İLK KARŞILAŞMA
TUZAK
SON ÇARE VE YENİ KIZ
ONİ MASKESİ
RÜYA
YILIN İLK HATASI
MASKELERİN GÜCÜ VE HAİN
ZEHİR
SESSİZ ÇIĞLIKLAR
ÖZGÜRLÜK
KIZIL ONİ
TEKRAR EDİLEN ANILAR
TEKRAR BAŞLAMAK
GEÇMİŞE ÖZLEM
OYUN
ÇETE
BENİM İÇİN ÖLÜRMÜSÜN?
ÖZGÜRLÜĞÜM OL
BENİM SEVGİLİM
SEÇİM
BÜYÜK KATLİAM
DOĞANIN HÜKÜMDARI
ÖLENE KADAR
AŞIĞIM
YÜZLEŞİLEN GERÇEKLER
YENİ ELEMENT KULLANICISI
GÖRÜNMEZLER
İFŞA

ABİ KARDEŞİN GAZABI

427 112 311
By HayalPeResT0244

Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın canlarım.

Kitaptaki olaylar tamamen hayal ürünüdür ve bol miktarda şiddet içermektedir.Şiddetten etkilenen insanların okumamısını tavsiye ederim.

❤️İYİ OKUMALAR ❤️

Yine dönüp dolaşıp bu eve gelmiştim.Küçüklük anılarımla dolu olan bu ev artık piramitler gibi her gün ayrı gizeme ev sahipliği yapıyordu.Çocukluk anılarım çok bılanıktı,çoğu şeyi hatırlamıyorum.Fakat maskeyi en son bu evde gördüğüme eminim.

Evin kilerine konmuş olan kazma ve kürekleri çıkarıp erkeklerin önüne attım."Bütün bahçeyi kazın ama sakın güç kullanmayın" dedim.Özelliklede bunu Batur'a bakarak söylemiştim.Elementsel güç toprağın yapısını bozuyordu.Toprak taş kadar sertleşiyor ve ekin ekilmez hale geliyordu.Batur neden gücünü kullanmak istemediğimi anlamış olacakki iç çekerek eline küreği aldı ve toprağı kazmaya başladı.Erkekler bahçeyi kazarken biz kızlarda içeriye bakınacaktık.

Asena,Ceren ve ortağımız olan Alvina ile odalara dağılıp etrafı aramaya başladık.Dolapları açarak içlerine bakınmaya başladım.Nereye bakınmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yoktu.Belkide bu evde değildi ve ben yanılıyordum.Hayır böyle bir şeyin olması imkansızdı,hafızam ne kadar bılanık olsada maskenin varlığını hissediyordum.

Yaklaşık beş saat boyunca herkes hiç ara vermeden maskeyi aradı fakat hiçbir şey bulamadık.Oturma odasına geldiğimizde herkes sinir küpüydü.Maskeye dair ipucu bile bulamamıştık.Duvara yaslanmış olan Batur "ellerim sayenizde su topladı" diyerek sesli bir şekilde nefes verdi.Herkes aşırı yorulmuştu,evi altüst etmiştik ama maske yoktu.

"Hayatımın sonuna kadar asla elime kürek almıyacağım" diyen Alper kendini koltuğun üzerine attı.Erkeklerin içinde şikayet etmeyen tek kişi Doruk'tu fakat onunda yorulduğu belliydi.Saçları terden dolayı yüzüne yapışmıştı,havanın soğuğuna rağmen üzerindeki sweatshirtü çıkarmış ve sadece kısa kolluyla kalmıştı.

"Sanırım yanıldın Açelya,bu evde maske yok" diyen Asena bardaklara meyvesuyu doldurup hepimize dağıttı.Yanılmıştım,maske bu evde değildi.

Derin bir nefes alarak "özür dilerim fakat bu evde olduğuna emindim" dedim.Ceren gülümseyerek "sorun yok,üzme kendini" dedi.

İyide üzgün değilimki,yorgunum.Boşu boşuna tüm evi aradım.Ben normalde odamı dahi toplamaya üşenen biriyim.

Meyve suyumu kafama dikip içtikten sonra "hadi gidelim buradan" dedim.Çok yorulmuştum,hemen bir duş alıp uyumak istiyordum.

"Evi bu haldemi bırakıpmı gideceğiz" diyen Ceren'e "temizlikçi tutarım" dedim.Ayağa kalkıp montumu askıdan alıp giyindim,benimle beraber diğerleride montunu giyindi.Herkes eve gidip dinlenmek için can atıyordu.Alvina ise kılıcını taktı.Bu kız beni korkutuyor.Kılıçla gezmek nedir ya,Osmanlı kaçağı gibi kız.

Kapıyı açıp dışarı çıkacağımda birisinin kafama silah doğrulttuğunu gördüm.Silahı tam alnıma uzatmıştı,aramızda sadece bir metre vardı."Ani bir hareket yaparsan ölürsün" diyen adama doğru bir adım atıp ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım.Ardından kasığına bir tekme atıp tekrardan içeri girip kapıyı kapattım.Umarım erkekliği kopmuştur.

Herkes kapıyı kapatan bana baktığında bir silah sesi duyuldu.Kapıdan son anda çekilerek mermiden kurtulmuştum.Gülümseyerek "ben kimseyi davet etmedim" dedim.

Alvina dış kapının yanına gelerek duvara yaslandı.Birisi kapının kilit kısmına ateş ettikten yaklaşık bir dakika sonra kılıcını kapıya sapladı.Bir erkek çığlık sesini duyduktan sonra kan rengine boyanmış olan kılıcını geri çekti.

Sanırım bende kılıç kullanmaya başlamalıyım.

Alvina'nın "koşun!" demesiyle beraber hepimiz evin arka kapısına koştuk,kapıdan dışarıya çıkan ilk kişiler ben ve Doruk olmuştuk ve ikimizinde kafasında aşağıya su dökmüşlerdi.Doruk birkaç küfür ettikten sonra aklıma ilk tanıştığımız zamanki ıslak kibrit sözleri geldi.Gülmek ile telaşa kapılmak arasında kalmıştım.Etrafımız sarılmıştı,sayamıyacağım kadar çok insan vardı.Maskeli birisi bize doğru birkaç adım attıktan sonra alkış çalarak

"şuana kadar olan kaçma girişimlerinizin hepsi fevkaladeydi element kullanıcıları ve eski meslektaşım.Fakat yolun sonuna geldiniz" dedi.Bu sesi tanıyordum.
Bu Avcı'ydı.

Avcı bize doğru bir adım daha attığı anda yere eğilip önümüze topraktan bir kalkan oluşturdum,bunun onu birkaç saniyeliğine dahi olsa oyalayacağını tahmin ediyordum.Fakat hiçte beklediğim gibi olmadı,Avcı tek yumrukta yaptığım duvarı paramparça etmişti.Birbir emekle yapmıştım o duvarı,bu devrin gençlerinin emeğe saygısı sıfır.

Gözlerinin içine baktığımda bedenim kaskatı kesildi.Değil tek kelime etmek,yerimden dahi kıpırdayamıyordum.Gözleri mordu fakat yüzünde maske yoktu.Bu tek bir anlama geliyordu,oda aynı benim gibi yarı Oni olmuştu.

Avcı benim tam önüme geldiğinde Ceren Avcı'yı bahçedeki ağacın dallarıyla sardı ama bu bir işe yaramamıştı,etrafını saran mor alevler dalları saniyeler içinde yakmıştı.

Hala hareket edemiyen benim gözlerimin içine bakarak "sonunda artık benimsin" dedi.O an ağzımda zar zor iki kelime söylemeyi başardım.

"Değişelim Kızıl"

★★★Yazarın Anlatımıyla★★★

Açelya'nın bedeni tamamen alevlerle kaplandığında Avcı geriye doğru birkaç adım attı.Bu onu korkutmamıştı,tam tersine gülümsüyordu.Asena Doruk'un önüne geçerek yerdeki bitkilerin nemini kullanarak kendine sudan bir kılıç yaptı.Etrafları sarılmıştı,Şuanda Avcı ile baş edebilecek tek kişi Kızıl'dı.Fakat Kızıl onların diğer adamlarla ilgilenip Kızıl'a ulaşmalarını engellemeleri gerekiyordu.Eğer Kızıl kaybederse,herkes kaybederdi.

Batur yerdeki küreği alarak Ceren'in arkasında olan kişinin boynuna vurarak şah damarını parçaladı.Başka birisi Batur'a vuracağı sırada ise Ceren yerdeki otlarla hareket etmesini engelleyip yüzüne sert bir yumruk attı,bu Batur'u etkilemişti.

Kızıl ile Avcı yumruk yumruğa dövüşüyordu.İkisininde fiziksel güçleri birbirine eşitti.Kızıl birkaç adım geriye kaçtıktan sonra Avcı'nın gözlerinin içine baktı ve tekrardan üzerine doğru koştu.Avcı Oni alevlerini kullanıp Kızıl'ı yakacağı sırada Kızıl daha önceden Avcı'nın arkasındaki dokunduğu çitle yer değiştirip Avcı'nın sırtına sert bir tekme attı ve onun metrelerce uzağa gitmesini sağladı.

Avcı o anda anladıki Kızıl gözlerinin içine baktığında onun çitlere dokunduğunu hafızasından silip buna göre plan yapmasını sağlamıştı.

Kızıl için birinin zihniyle oynamak çocuk oyuncağıydı.Fakat Kızıl'ın anlamadığı tek bir konu vardı,Avcı içindeki Oni ile yer değiştirmeden nasıl oluyorda Oni gücünü kullanıyordu?

Avcı kendine ateşinden bir ok yaparak Kızıl'a fırlattı,Kızıl oktan kurtulmayı başarmış olsada Avcı ok ile yer değiştirip onun sırtına sert bir tekme attı.

Yere düşmekten son anda kurtulan Kızıl tekrardan Avcı'nın gözlerine bakacağı sırada bedenini ağaç dalları sardı.Bunu yapan kişi Ceren değil,Avcı'ydı.Hem Oni gücünü hemde elementsel güçleri aynı anda kullanıyordu.

Avcı Kızıl'ın zihin okumasına fırsat vermiyordu.Oni gücünden kaçmak Kızıl için kolay olsada elementsel güçler Avcı'ya güç bakımından üstünlük sağlıyordu.

Kızıl Avcı'yı alevleriyle yakmak için hareket ettiği sırada Avcı alevlerle etrafı dumanla kapladı ve Kızıl'ın görüş alanını kapattı.Kızıl düşünmeye vakit bulamadan tekrardan sırtından sert bir darbe aldı ve metrelerce uzağa fırlatılıp evin duvarlarının içinden geçti.Bedeni kanla kaplanmıştı,yaraları hemen geçsede Oni ateşiyle verilen hasarlar kolay kolay geçmezdi.Kızıl ayağa kalkıp etrafına bakındığında karşısında Oni maskesini gördü.

Avcı'nın onu fırlattığı oda kapısı olmayan ve bu evde kimsenin bilmediği gizli bir odaydı.Son Oni maskesi tam karşısında duruyordu.

Kızıl kaybedecekti,Avcı ondan çok daha güçlüydü ve Kızıl son maskeyi eline alamazdı.Eğer Avcı bu maskeyi görürse her şey son bulurdu.Geriye tek bir seçenek kalıyordu ve başka çaresi olmadığını biliyordu.Sağlam olan duvara sert bir yumruk atarak duvarın Oni maskesinin üzerine devrilmesini sağladı.Ardından normalde asla bir insana söylemiyeceği sözleri söyledi.

"Sana güveniyorum Açelya,gerisi sana emanet"

★★★Açelya'nın Anlatımıyla★★★

Bana insan dememişti,bana Açelya demişti.Normalde her kararımı sorgulayan,asla tercihlerimi kabüllenmeyen canavar bana güvendiğini söylemişti.Ölmesini dilediğim,asla güvenmediğim tek kişi oydu.Fakat şuanda bana güvenen tek kişide oydu.

Sahi aslında her zaman bana güvenen tek kişi o olmuştu.Her daim yanımda olan,her şeyimi bilen tek kişi oydu.
Kızıl değişmişti,o artık yıllar önce beni korkutan canavar değildi.

Kızıl şuanda kaçmayı seçebilirdi ama bunu yapmadı.Bunu benim için yapmadı.Kızıl arkadaşlarımı kurtarma şansım olduğu için benimle yer değiştirdi.İlk defa kendini değil,beni ve arkadaşlarımı düşündü.Bana Açelya dedi çünkü bu onunla son sohbetimiz olabilirdi.

Avcı tam önümde durduğundan elimden akan kandan bir bıçak yaparak şah damarıma götürdüm.Bu Avcı'nın hareketsiz kalmasına yetmişti.Ölümüm onun isteyeceği son şeydi.

"Kendinimi öldüreceksin canavar,yoksa Açelya'mı demeliyim" dedi.Elimdeki bıçağı biraz daha şah damarıma batırdıktan sonra boynumdan kan akmaya başladı.Eğer biraz daha bıçağı bastırırsam ölürdüm.

"Onun adı canavar değil,Kızıl" dedim sert bir ses tonuyla.O Kızıl'dı,benim en yakın arkadaşımdı.Benim için canından vazgeçen birisine artık kimse canavar diyemezdi,buna asla izin vermezdim.

"Bana sakın onu savunduğunu söyleme" dedi kahkaha atarak.Dediklerini aldırmayıp "acaba kendimi öldürdüğümde de böyle kahkaha atabilecek misin" dedim.Yüzü solmuştu,gözlerinde kaybetme korkusu vardı.

"Bunu yaparsan arkadaşlarını öldürürüm" dedi.Beni bununla tehtid edeceğini biliyordum.

"Onları serbest bırakacaksın ve bir daha asla peşlerine düşmeyeceksin.Lakin kendimi öldürürüm" dedim.Bu onun tekrardan gülümsemesine sebep oldu "benim için hava hoş,zaten sende sahip olmak istediğim bütün elementler var" dedi.

Şimdi gelde şunun ağzını yırtma.

Elimdeki kandan bıçağı indirip elimi Avcı'ya uzattım."Eğer onları rahat bırakırsan zorluk çıkarmadan teslim olurum" dedim.Elimi tutarak "kabül" dedi.

Daha önceden bir kere kaçtım.Yine kaçacağım oğlum.

Evin içinden Avcı'yla beraber dışarı çıktığımda herkesin yakalandığını gördüm.

Yenilmiştik,hemde büyük farkla.

"Hepsini hemen şimdi serbest bırak" dedim Avcı'ya bakarak.Dediğimi yaptı ve adamlarını geri çekti.Herkesin gözleri üzerimdeydi,özellikle Doruk'un.

Ağlamamak için kendimi zor tuttum,kader birlikte olmamızı istemiyordu.Avcı'dan birkaç adım uzaklaşıp bizimkileri doğru yürüdüm ve kafamın üzerindeki dalı elimle çektim.Bunu yaparken aynı zamanda gizlice üzerinden bir yaprak koparıp avucumun içine sakladım.

Alvina'nın tam önünde durup ona elimi uzattım "Arkadaşlarım sana emanet" dedim ve el sıkıştık.Bu sırada doğa elementini kullanarak üzerine maskenin yerini yazdığım yaprağı onun avucuna bıraktım.Doruk yerinden sinirle kalkarak "seni kimseye vermem" dedi.Doruk'un kucağına atlayıp ona sıkıca sarıldım.Sessizce "üzgünüm sevgilim ama söz veriyorum geri döneceğim" dedim ve Doruk'un boynuna daha yeni Alvina'dan gizlice aldığım iğneyi sapladım.Bunu yapmak zorundaydım,emin ol Doruk benim canım seninkinden daha çok yanıyor.

Herkes itiraz eden gözlerle bana bakıyordu ama aynı zamanda hepsi tek seçeneğimizin bu olduğunu biliyordu.Aynı zamanda hepsi şuanda beni takip edip kurtarmayı planıyordu ve ben bunun farkındaydım.

Dolan gözlerimi silerek yanlarından ayrıldım ve olabildiğince güçlü görünerek Avcı'nın yanına gittim.Onun yanında yürüyerek ilerledim.Korkuyordum,ağlamak istiyordum ama eğer bunu yaparsam geride bıraktıklarım canlarını hiçe sayıp beni kurtarmayı denerdi.

Bir süre arkama dahi bakmadan ilerledikten sonra bir arabaya bindik.Etrafta başka arabalar daha vardı.Camdan dışarı baktığım sırada yanıma oturan Avcı boynuma iğne sapladı.

Zafer kazanmış bir suratla bana bakan Avcı'ya "Allah belanı versin" dedikten birkaç saniye sonra başım dönmeye başladı,kısa bir süre sonra etraf tamamen karanlığa büründü.

★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★

Gözlerimi kocaman bir camdan odanın içinde açtım.Camı kırmak için yumruk attığımda camda çizik bile oluşmamıştı.Bizim evede bu camdan lazım.Elim acıdığı için cam odayı tekme atarak kırmaya çalıştım.Hiçbir işe yaramıyordu.Oni gücüm tutsak olduğum cam odadan çıkmama hiç yardımcı olmuyordu.Elementsel gücüm ise çevrim dışıydı.

"İstediğin kadar dene,oradan çıkman imkansız"

Arkamı döndüğümde Avcı'nın sandalyede oturmuş beni izlediğini gördüm.Yine neyin içine düşmüştüm ben.Avcı'lığı bırakıl dikizci olmayamı karar verdi.Eğer bu camdan tabutta mankenlik yapmamı bekliyorsa şimdiden geçmiş olsun.

Camdan alanın içinde olmasaydık gösterirdim ona gününü.Camı parçalama girişimlerim son bulduktan sonra bağdaç kurarak yere oturdum.Kolay pes eden birisi değildim ama şuanda gücümü boşa harcıyordum.Avcı'ya bakarak "ne planlıyorsun?" dedim.Acaba çizgifilmlerdeki kötüler gibi bana saatlerce planını anlatırmıydı?

Avcı gülümseyerek "birazdan odanın için bir gazla dolacak ve o gaz sayesinde bedenindeki bütün gücü alacağım sevgilim" dedi.

Cidden çizgifilmlerdeki kötüler gibi konuşmaya başlamıştı.Bir dakika sevgilim diyemi hitap etti bu gerizekalı bana?
"Ne!" dedim yüksek bir sesle,tepkim onu güldürmüştü.Fakat ben gülmüyorum.

Avcı'nın bir düğmeye basmasıyla beraber camdan odanın içi yavaş yavaş bir dumanla kaplanmaya başladı.Camı daha sert bir şekilde yumruklasamda etki etmedi.Kaçmak için elimden ne gelirse yapıyordum fakat hiçbir şey işe yaramıyordu.

Daha açıklayıcı olmak gerekirse,
boku yedim.

Yaklaşık birkaç dakika sonra kendimi halsiz hissetmeye başladım.Başım dönüyordu,ayakta dahi duramıyordum.Dizlerimin üstüne düştüğümde dahi camı yumruklamaya devam ettim.Çabalarım boşaydı,buradan çıkmak imkansızdı.Bu gaz neyin nesiydi bilmiyorum ama resmen ruhumu benden çekip alıyordu,öleceğim gibi hissediyordum.Yaklaşık yarım saat boyunca gazın etkisine dirensemde sonunda yere yığıldım.Hareket edemiyorum,gözlerimi dahi açamıyordum.Yolun sonuna gelmiştim.

Hayır,yolun sonuna gelmiştik.

-Neden kaçmadın Kızıl?

-Kızıl:Kaçmamı mı tercih ederdin?

-Soruma soruyla karşılık verme,o anda herkesi geride bırakıp kaçabilirdin.Fakat sen onun yerine kalmayı ve kararı bana bırakmayı seçtin.Bunu neden yaptın?

-Kızıl:Eğer o anda kaçsaydım kendini yada beni affedermiydin?

-Asla affetmezdim,fakat benim seni yada kendimi affetmemem sahidende senin umurunda olurmuydu?

-Kızıl:Eskiden oldaydı hayır,ne sen nede insan arladaşların umurumda dahi olmazdı.

-Peki şimdi düşüncelerini değiştiren nedir?

-Kızıl:Sensin,yaklaşık iki yıldır aynı bedende yaşıyoruz ve doğruyu söylemek gerekirse beni etkiledin insan.Her zaman kendinden önce karşındakini düşünüyor ve buna göre hareket ediyorsun.İşlerini riske atıyorsun ve şuanda olduğu gibi dostlarına güveniyorsun.Sana güvenmeyi seçtim insan, bir gün gelip beni tekrardan geri alacaksın.

Gözlerim dolu halde Kızıl'a baktım.Bu bir vedaydı.Ben Kızıl'ı kaybetmiştim.

-Sensiz yapamam Kızıl,sen yanımdayken bile başaramadım.Artık hiçbir şey yapamam.Ben kaybettim,biz kaybettik.

-Kızıl:Gitmek zorundayım İnsan

-Hani hep yanımda kalıp beni sinir edecektin gerizekalı.

Kızıl'a sarılmak için bir adım attığımda Kızıl yok oldu.Yıllardır başımdan salmaya çalıştığım,kurtulmak için ölmeye hazır olduğum canavar benim mutluluğum için kendini feda etmişti.
Kızıl gitmişti,ben artık tekrardan tek bir ruha sahiptim.

Peki neden mutlu değildim?

Gözlerimi bir odanın içinde yoğun bir baş ağrısıyla açtım.Kaç gündür uyuyordum?Gözüm elimdeki yanık izine kaydığında Kızıl dedim içimden.Cevap gelmedi,derin bir sessizlik sardı bedenimi.Gözlerimden yaş akmaya başladığında hemen göz yaşlarımı sildim.

Ağlamıyacaksın Açelya,Kızıl için güçlü kalacaksın.Bunu ona borçlusun.

Yataktan kalkmak için ayağa kalktığımda yere düştüm.Bedenim titriyordu,hareket edemiyordum.Kendimi aylarca komada kalmış bir hasta gibi hissediyordum.Yatağın demirinden destek alarak ayağa kalktım ve tekrardan yatağa uzandım.Yoğun baş dönmesi sebebiyle buradan kaçmam imkansızdı.Odadaki kameralara gözükmek istemediğim için battaniyeyi kafama kadar çektikten sonra ağlamaya başladım.Tekrardan "Kızıl" dedim içimden.İçimden defalarca kez tekrar ettim bu ismi.Yanıt gelmedi,yanıt asla gelmeyecekti.

Ne kadar süredir yatağın içinde uzandığımın farkında dahi değildim.Aşırı yorgun olduğum için günlerin çoğunu uyuyarak ve odama getirilen yemekleri yiyerek geçiriyordum.Midem bılandığı için kendimi yemek yemeye zorluyordum.Buradan kaçmak için enerjiye ihtiyacım vardı.Gelen yemekleri reddedip kendime daha fazla zarar veremezdim.

Aradan kaç gün geçtiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.Odada saat dahi yoktu.Cam vardı ama demirle kaplamışlardı.Kendimi olabildiğince hazır hissettiğim için bugün kaçacaktım.Odanın kapısı sadece yemek vakitleri açılıyordu.Buda bana kaçmak için fırsat veriyordu.Elementsel güçlerimi kullanamıyordum,muhtemelen bu bina Alvina'nın dediği gül taşıyla kaplıydı.Gül taşı Avcı'nın götüne girsin.

Güneşin hafif batmasıyla beraber hemen kapının arkasına geçtim ve elime saldalyeyi aldım.Umarım Avcı şuanda beni kameralardan izlemiyordur.Yaklaşık yarım saat sonra odanın kilidi açıldı ve elindeki yemek tepsisi olan maskeli bir adam odaya girdi.Odaya girdiği anda sertçe kafasına vurdum ve bilincini kaybetmesini sağladım.Yere düşen adamın cebinden bıçağı ve anahtarları aldıktan sonra adamın bedenini yatağın içine koyup battaniyeyle kapadım.Kameralara bakan kişiler benim uyuduğumu sanacaktı.Tabiki şuan izliyorlarsa birazdan burayı basarlardı.Anahtarla kapıyı açıp arkadan kilitledikten sonra boş koridorda koşmaya başladım.Bu koridor neden bu kadar boştuki,Avcı gibi birinin daha sıkı önlem almasını beklerdim.Merdivenlerden ineceğim sırada birilerinin yukarıya doğru gelen ayak seslerini duyup kenardaki duvarın arkasına sakladım.Lütfen saklandığım yere gelmesinler diyerek Allah'a yalvarmaya başladım.Şuan olabilecek en kötü durumdaydım,elementsel gücüm yoktu,Oni gücüm yoktu ve birde hala aşırı halsizdim.Tek bir kişiyle dahi baş edemezdim.

Ayak sesleri giderek uzaklaştığında tuttuğum nefesimi vererek merdivenlerden aşağıya indim.Bu çok kolay olmuştu,hatta fazlasıyla kolay olmuştu.En alt kata vardığımda dış kapıyı görebiliyordum,tabiki kapıdan çıkmayacaktım.İçinin boş olmasını umarak odalardan birisine girdim.Şans ilk defa yüzüme gülmüştü,oda boştu.Etrafa hiç bakınma gereği duymadan direk zorlayarak camı açtım.Burası en alt kattı ama buna rağmen yerden birkaç metre yukarıdaydı.Bacaklarımı camdan sarkıtıp kendimi aşağıya doğru serbest bıraktım ama birisi belimden tutarak beni sertçe içeriye çekti ve yere fırlattı.Altımda kalıp bükülen sol bileğimi sağ elimle tuttuktan sonra beni atan kişiye baktım.Şaşkın bir ses tonuyla "Kerim" dedim.Bu Kerim'di,hayır bu olamazdı.Alvina'nın bahsettiği ve benim sadece isim benzerliği olarak düşündüğüm Kerim Avcı olamazdı.

"Başından beri sendin" dedim ayağa kalkarak.Gülümseyerek "biraz geç anladın sevgilim" dedi.Bıçağı sağ elimle tutup Kerim'e uzatarak "bana bir daha asla sevgilim gibi tabirlerde bulunma" dedim.Bu çocuk fena halde kafayı yemişti,önce kaçırıp sonra sevgilim diyor.

Kerim elimdeki bıçağı görmezden gelerek bana doğru bir adım attı ve tekrardan gözlerimin içine bakarak gülümsedi.O eski gülümsemesi yoktu gözlerinde,gülümsüyordu ama gözleri nefret doluydu."Bu kelimelerime alışsan iyi olacak" dedi."Alışmak gibi bir niyetim yok ve aslada olmayacak.Ayrıca sevgilin varken bana sevgilim demen kaliteni çok belli ediyor,yoksa kalitesizliğinimi demeliyim" diyerek bende gülümsedim.

Yüzündeki gülümseme son bulduğunda "Aylin benim sevgilim değil,o sadece amaçlarım için kullandığım bir mal" dedi.Bu sözleri sinirlenmeme sebep olmuştu,Aylin'i sevmezdim hatta ondan nefret ederdim.Fakat Avcı onun duygularını kendi çıkarları için kullanıyordu ve bu ona acımamı sağlamıştı.

"Ne dememi bekliyorsun,Aylin'e karşı duygularının olmadığını öğrendiğim için kucağına atlamamı falanmı bekliyorsun?Sanırım senin Aylin'le takılmaktan beynin yanmış,ben senin için fazla iyiyim Kerim ve senin gibi alt seviye bir varlıkla sevgili olmaktansa ölmeyi tercih ederim" dedim.

Sözlerim onu sinirlendirmiş olacakki yüzündeki o alaycı tavrının yerini büyük bir nefret aldı ve bir eliyle elimdeki bıçağı tutup diğer eliyle boğazıma yapıştı.Sol elinden bıçak sapladığım için kanlar akıyordu ama bu onun umurunda dahi değildi,Nede olsa kısa bir süre sonra iyileşirdi.Beni tek eliyle boğazımdan havaya kaldırıp nefessiz kalmamı sağladı,ne yaparsam yapayım gücüne karşı gelmiyordum.Demek Oni gücüyle boğazlanmak böyle hissettiriyordu.Çevremdekilere az çektirmedim bu acıyı,bedduaları tuttu sanırım.Ettiğimi çekiyorum.

Bir süre daha boğazımı sıktıktan sonra etraf tamamen kararmaya başladı,sanırım ölüyordum.Bunu anlamış olacakki beni sert bir şekilde duvara fırlattı.Duvara çarptığımda ağzımdan kan gelmişti.Dizlerimin üzerine yığılmıştım.Kendimi zorlayarak ayağa kalktığım sırada Avcı yanıma gelip bir eliyle sertçe kolumu sıktı,sıkarken aynı zamanda Oni alevlerini kullandığı için çığlık atmıştım.Derimi yakıyordu psikopat.Sert bir şekilde erkekliğine vurduktan sonra yerdeki bıçağı hızla elime alıp koluna sapladım ve cama doğru koşup aşağıya atladım.

Erkekliği kopar inşallah.

Yine ormanlık bir alandaydık,Kerim'in yarasının iyileşmesi yarım saat sürerdi ama bu süre içinde çoktan peşime düşerdi.Ağaçların içinden rastgele yerlere doğru koşuyordum.Nereye gittiğime dair bir fikrim yoktu fakat burası dışında heryere razıydım.

Peşimden geliyormu diye arkama bakarken aniden birisine hızla çarpıp yere düştüm.Tam küfür edeceğim sırda Doruk'u gördüm.Bu oydu,tam karşımdaydı.Ayağa kalkarak kendimi onun kollarına attım,gözümden yaşlar akmaya başlamıştı.Ağlayarak Doruk'a "Kızıl'ı kaybettim" dedim.Eliyle saçlarımı okşayarak "geçti artık,ben buradayım" dedi.Doruk'tan ayrılıp gözyaşlarımı sildiğimde Doruk üzerinde el izi olan boynuma ve yanan koluma baktı.

"Bunu sana kim yaptı" dedi yüksek ve öfkeli bir sesle.Gözleri kırmızı olmuştu fakat elinde çakmak yoktu.Ruhunu Oni'ye satmış olması imkansızdı.Peki bir kaynak olmadan elementini nasıl kullanıyordu?

"Şuan bunun sırası değil,buradan kaçmak zorundayız" dedim.Doruk birkaç küfür ettikten sonra bir yönü işaret ederek "bizimkiler ormanın içinde,eğer bu yöne doğru gidersen onları bulursun" dedi."Peki ya sen nereye gideceksin" dedim korkuyla Doruk'a bakarak."Sana dokunan ellerini parçalıyacağım" dedi.Şaka yapıyor olmalıydı,hayır ciddiydi.

"Doruk onunla baş etmen imkansız,bunu yalnız yapamazsın.Lütfen gidelim buradan" dedim yalvararak.Avcı'yı yenmeye çalışan son kişi Kızıl'dı ve o artık yoktu.Bir kişiyi daha kaybedemezdim,bunu yapamazdım.Doruk Avcı'nın olduğu yöne doğru koştuğunda "bekle" diyerek bende arkasından koştum ama yere yapıştım.Bedenim son derece yorgundu ve hala elementsel güçlerimi kullanamıyordum.Sahi Doruk nasıl kullanabiliyordu?

Ayağa kalkarken yere bakındığımda Doruk'un ayak izlerinin toprağı yaktığını gördüm.Attığı adımların üzerinden duman çıkıyordu,Doruk'un gücüne tam olarak hiç şahit olmamıştım.Doruk şuanda ne kadar güçlüydü?

Doruk'un arkasından koşarak ilerlemeye başladım.Sanırım koşuya başlamam gerekiyor.En başta bulunduğum evin yakınına vardığımda etrafından alevlerle kaplanması üzerine kendimi geriye attım.Düştüğüm yerden kalkarak biraz daha ileriye gittiğimde Doruk ve Kerim'i gördüm.Ve yerde yatan beş yanmış cesedi.Doruk'un bedeni alevlerle kaplıydı,elinde çakmak veya başka bir yakıcı madde yoktu.Bir şekilde gücünü istediği gibi kullanıyordu.Etraftaki bütün ağaçlar aniden alev aldığında Doruk'un kahkaha sesini duydum.

Komikmi oğlum bu,altıma edecem korkudan ben.

Doruk alaycı bir sesle "sen ve adamlarının yapacakları bu kadarmı,sanırım seni gözümde fazla büyütmüşüm oyuncu bozması" dedi.Bu Kerim'in sinirlenmesine sebep olmuştu.Kerim Oni ateşiyle metrelerce alanı yaktığında aynısını Doruk'ta yaptı.Heryer dumanlarla kaplanmıştı,Oni alevleri normal alevlerden çok daha güçlüydü ama bir şekilde Doruk bu farkı kapatıyordu.Elementsel güçler duygulara göre çalışıyordu ve Doruk'un şuanda hissettiği tek duygu nefretti.

Kerim'in Doruk'un alevlerine karşı koyamaması zoruna gitmiş olacakki kendine alevden bir ok yapıp Doruk'a fırlattı,Doruk oktan kurtuldu fakat Kerim ok ile yer değiştirip Doruk'un sırtını hedef aldı,"Doruk!" diyerek çığlık attığımda Doruk metrelerce olan etrafı alevlerle kapladı ve bu Kerim'in geri çekilmesini sağladı.

Doruk bana bakarak "sana gelmemeni söylemiştim" dedi sinirle.Hayatını kutardım yine yaranamıyom.Avcı Doruk'un benimle konuşmasını fırsat bilerek Doruk'un kollarını toprakla kapladı ve Doruk'a sert bir tekme attı.Sanırım bu benim hatamdı.Yere eğilerek toprak elementini kullanmayı denedim, olmuyordu.Sadece bir elementi kullanmak dahi bana yeterdi.Herkes kullanıyordu ama ben kullanıyordum.

"İstediğin kadar dene,artık güçlerini kullanamazsın sevgilim" diyen Kerim'in sözleriyle donakaldım.Artık kullanamazsında ne demek oluyordu?

"Ne demek kullanamam,açıklama yap!" diyerek bağırdım.Avcı gülümseyerek "bu lanet güçlerden hep nefret ettiğini ve onlardan kurtulmak istediğini söyleyip duruyordun.Bende bu dileğini gerçekleştirdim sevgilim" dedi Kerim kahkaha atarak

Güçlerim artık yokmuydu,bu olmazdı,bu imkansızdı.Beni kandırıyor olmalıydı,kaybettiğim tek şey Kızıl'dı.Arkama doğru birkaç adım atıp Doruk'un yaktığı ağacın alevlerine elimi uzattım ve o anda ağlmaya başladı.

Alevler beni yakıyordu.

Dizlerimin üzerine düşerek ağlamaya başladım.Artık güçlü görünmek umurumda dahi değildi,ben her şeyimi kaybetmiştim.Şuan sadece sıradan bir insandım,böyleyken kimseyi koruyamazdım,Kızıl'ı geri getiremezdim.Ben artık bir hiçtim.

Doruk önce bana bakıp sonrada Kerim'e doğru bir adım attı.Doruk'un adımıyla beraber yerdeki toprak eridi ve Kerim içine gömüldü."Ne cüretle sevgilime zarar verirsin" diyerek bağırdı Doruk.İşte o anda Kerim'de sinirlendi "sevgilim mi?" dedi sessizce.Kerim'in Doruk ile sevgili olduğumdan haberi yoktu,zaten şuan ne sevgilisi arkadaşım.Ben ne diyorum bunlar ne diyor?

Kerim toprak elementini kullanarak battığı bataklıktan kurtulduktan sonra her tarafı alevlerle kapladı.Dumanların içinde kaybolan Kerim Doruk'un yanından belirip Doruk'a tekme atarak onu yanan bir ağaca fırlattı.Yanan ağaç Doruk'un üstüne devrilmişti.Koşarak Doruk'un yanına gidip ona doğru ilerleyen Avcı'nın karşısına geçtim.Gücüm yoktu,planım yoktu ve elimde keskin bir alet dahi yoktu.Fakat sonunda ölüm dahi olsa Doruk'u koruyacaktım.

Avcı sinirle bana bakarak "benim yerime tercih ettiğin kişinin zavallılığına bak" dedi ve tiksinerek Doruk'a baktı."Bütün dünyayı önünde diz çöktürürüm,sana büyük bir servet sunarım.Sana onun veremiyeceği her şeyi veririm Açelya" dediğinde sözünü keserek

"Veremezsin" dedim."Bana onun verdiği mutluluğu veremezsin,sen kendi çıkarların uğruna bana zarar vermekten çekinmezsin o ise benim tek saç telim için dünyayı yakar.Aranızda dünyalar kadar fark var Kerim,işte bu sebepten dolayı seni değil onu seçtim." dediğimde Kerim yüzüme sert bir tokat attı.Yere düştüğümde başımı o kadar sert vurmuştumki başım dönüyordu.

Kerim Doruk'a doğru ilerlediğinde gözlerimden yaş geldi, sanırım ikimizde burada ölecektik.

Gözlerimi kapattığımda tanıdık bir sesin bize seslenişiyle gözlerimi açtım.

Bu Asena'ydı.

Yanımıza doğru geldiğinde Avcı Doruk'a bakarak "belkide senden önce onu öldürmeliyim" dedi.Asena ise Avcı'nın daha fazla konuşmasına izin vermeden "abimi sen öldüremezsin çünkü onu ben öldüreceğim" dedi.Hepimiz şok içinde Asena'ya bakıyorduk.Özelliklede Avcı Asena'nın sözlerinden dolayı şok olmuştu.

"Neyin peşindesin küçük kız?" diyerek Asena'ya doğru ilerleyen Avcı tam Asena'nın karşısında durdu.Asena ise hiç korkmadan çenesini kaldırarak "gayet net konuştuğumu düşünüyorum" dedi.Hala hiç birimiz bir halt anlamamıştık.Asena derin bir nefes vererek "ailem bütün mirasını abime bırakmış,kısacası bunca zaman adamdan sayılmamışım.Abim ise bunu bilmesine rağmen bana asla bu paradan bahsetmedi ve bana berbat bir hata sundu" dedi Asena.

"Para için abinimi öldüreceksin" dedi Avcı alaycı bir ses tonuyla.Asena ise "güç için ruhunu satmış birisimi söylüyor bunu" dediğinde Avcı güldü.

Neler dönüyor burada?

Avcı Asena'ya Doruk'u işaret ederek "senindir,fakat en ufak ters bir hareketinde ölürsün" dedi.Asena elini Avcı'ya uzatarak anlaştık dedi.Avcı ise Asena'nın uzattığı elini tuttuğunda yapacağı en büyük hatayı yaptığını anladı.

Asena'ya güvenmemeliydi.

Avcı'nın kolu tamamen patlamıştı,Asena su elementiyle Avcı'nın kolunu patlatmış ve sağ kolunun tamamen yok olmasını sağlamıştı ve bu kalıcı bir hasardı,Oni gücü yaraları her ne kadar iyileştirsede kopmuş bir uzuvu tekrardan çıkaramazdı.Sağ kolu kopmuş olan Avcı acı içinde çığlık attığından etraftaki adamlardan birisi Asena'ya saldırdı,Asena adamın saldırısından kaçarak elini adamın kafasına koydu ve ona saldıran kişinin kafasının patlamasına sebep oldu.Vücüdu baştan sona kanla kaplanan Asena daha yeni öldürdüğü adamın kanından bir kırbaç yapı ona doğru gelen adamlardan birinin kafasını kırbaçla kopardı ve elindeki kırbacı bir kılıca çevirip ona yaklaşan son adamın kalbine kandan kılıcı sapladı.

Saniyeler içinde etraf kan göletine dönmüştü,etrafta daha bir sürü adam vardı ama hiç birisininde Asena'ya yaklaşma cesareti yoktu.Asena kanlı elleriyle saçını sıkıca atkuyruğu yaptıktan sonra yere yığılan Avcı'ya bakarak "kimse benim abime dokunamaz" dedi.Sesi son derece korkutucuydu.

Avcı son derece güçlüydü ama bir şeyi unutmuştu,Asena ve Doruk'un birer Oni olmasına gerek yoktu çünkü onlar başlı başına zaten birer canavardı.Doruk'un öfkesi ve Asena'nın Doruk'a olan bağlılığı bu abi kardeşi herkesten daha güçlü ve daha korkunç yapıyordu.

Zafer Doruk ve Asena'nındı,Avcı yenilmişti ve bunu asla beklemediği iki kişi gerçekleştirmişti.

Ayağa kalkarak ağacın altından çıkan Doruk'a sarıldım "öleceğini sandım gerizekalı" diyerek ağlamaya başladım.Doruk saçlarımı okşarken Asena ise gülerek bize bakıyordu,bembeyaz tenini boyayan kan sebebiyle şuanda ondan çok korkuyordum.

Doruk Avcı'ya bakarak "ne yapıyoruz" dedi? İç çekerek,"ölmesi en doğru karar" dedim.Artık merhamet etmek yoktu,artık kimseye acımayacaktım,özelliklede ona.Kerim sözlerimin üstüne öldürecekmiş gibi bana bakarken aniden etrafa gaz bombaları atıldı.Etraf tamamen dumanlarla kaplanmıştı.Doruk'un "sakın nefes almayın" sözlerine uyarak burnumu kıyafetimle kapattım.Yaklaşık beş dakika boyunca nefesimi tuttuktan sonra gaz tamamen dağıldı ve Avcı yerinde yoktu.Doruk sinirle ağaca yumruk attığında bende etrafıma bakındım.Birisi gelip Avcı'yı kurtarmıştı.

Asena tekrardan ağaca yumruk atacak olan Doruk'un yumruğunu yakalayarak "iyi yönünden bak,artık bir kolu yok ve ona dersini verdik.Evet belki kaçtı ama bu düellonun kazananı biziz.Doruk ve Asena yorgunluktan kendilerini yere atarak yumruklarını tokuşturdu.

Doruk ve Asena'yı bilemem ama ben kaybetmiştim.
Kızıl'ı kaybetmiştim,güçlerimi kaybetmiştim,duygularımı kaybetmiştim ve giderek aklımıda kaybediyordum.

Kazandığım tek bir şey vardı,oda takıntılı bir aşıktı.

Bir bölümün daha sonuna geldik canlarım.Umarım bölümü beğenmişsinizdir.

Asena ve Doruk'un güçleri konusundaki gelişmelerini nasıl buldunuz,abi kardeşin benim favori karakterim olduğunu söylemek isterim.

Neyse sizi daha fazla tutmamayım,

❤️Hepinize hayırlı ramazanlar❤️

















Continue Reading

You'll Also Like

285K 24.9K 45
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
28.1K 374 22
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...
1K 218 20
@polaristar: Neden Gözyaşı Ssarayı? @gozyasisarayi: Çünkü bu profilde sadece gözyaşına yer var. @polaristar: Sadece profilde mi? @polaristar: Bence b...
121K 14.8K 33
"Çok yakınımdasın kedicik. Dikkat et, ısırabilirim." "O halde sana yeni bir bilgi daha çıngıraklı." Öfkesi birden çekilmişti. "Bir Aslanın dişleri de...