Bi ön açıklama
Osamu senpai yerine abi de diyeyim mi diyecekti aslında ama sonra bunu sunanın şeyi için kullanınca abi olmamasına karar verip değiştirdim umarım çok garip durmamıştır
3 gün sonra
Geçen üç günün ardından Suna şu an çok uzun zamandır hissetmediği bir sakinlikle koltukta uzanıyordu. İçmesinden dolayı gelen bir sakinlik değildi bu, evet içmişti ama içtiği hiçbir şeydi.
Osamu ve Atsumu gelecekti, onlara yemek hazırlamıştı. Atsumu playstation getirecekti, oynamak için neredeyse yalvarmıştı. Suna da kabul edince heyecanlı heyecanlı "Bu akşam sendeyiz o zaman." diyerek ayarlamıştı bir anda.
Kapı çaldığında gerinerek yerinden kalktı. Biraz sonra Atsumu bir çocuk gibi heyecanlı şekilde eve girerken Osamu Suna'nın yakınından hafif bir gülümsemeyle geçerek girmişti. Suna yere çakıldığını hissetti bu şeyle.
Geçen üç günde bir kez dışarıda Atsumu'yla bir kez de evde görüşmüşlerdi ve bu Suna'ya çok uzak bir zaman gibi hissettirmişti şu an. Karnının kasılmasını göz ardı ederek peşlerinden ilerledi kapıyı kapatıp.
"Çok güzel kokuyor burası." diye mırıldanan Osamu'ydu. Suna bakışlarını kaçırdığını bile fark etmemişti onu yanıtlarken. "Yemek hazırladım, çok bir şey değil ama. Sen bir de dersten çıkmışsın, acıkmışsındır."
"Evet, çok açım." derken dudağını yalamasıyla başını direkt başka yere çevirip "Geçin masaya o zaman." demişti zorla. Çocuk bunları bilerek mi yapıyordu yoksa Suna mı fazla yanlış anlıyordu?
Masaya geçtiklerinde Suna yemekleri servis edip oturdu. Osamu'nun karşısına oturmamak için başa oturmamıştı. Sürekli karnının kasılmasını istemiyorduysa çocuğa bakıp durmamalıydı.
Yemeklerinin ardından Atsumu ayarlamak için salona geçerken Suna da mutfağı toplamaya başlamıştı sonraya kalmasın diye. Osamu da kalçasını tezgaha yaslayarak durmuştu o kirlileri makineye dizerken.
"Ne bakıyorsun öyle durdun da?"
"Bakamaz mıyım?" Sesindeki flörtöz tınıyla başını kaldırıp baktı Suna. Ona karşı hiç baskın davranmadığı için böyle davranmasını şu an anlayabiliyordu ama şimdi izin vermek istemiyordu. Yüzüne bir sırıtış kondurdu. "Bakamazsın."
"Nedenmiş?"
"İzin vermiyorum, dön önüne." dediğinde Osamu'nun da dudağı kıvrılırken tek kaşını kaldırmıştı. "Ne zamandan beri sözünü dinliyormuşum?"
"Canım istese her zaman."
"Senpai de diyeyim mi?" demesiyle Suna'nın alaycı ifadesi büyüdü. "Demelisin belki de."
"Tüh, yatakta bu durumda olmasak çok farklı olabilirdi desene."
"Çok merak ediyorsan deneyelim, altımda güzel kıvranırsın." derken bu sefer büyük konuştuğunun kendisi de farkındaydı. Kişilik olarak baskın olsa bile yatakta olamazdı, olmazdı.
Osamu yanına yaklaşıp yüzüne doğru eğilince yutkundu. Çocuğun kulağına fısıldamasıyla elinin altındaki mermeri sıkmıştı.
"Güzel kıvranan birini görmek istiyorsan bir dahakine aynanın önünde sevişelim."
Bu cümlesi konuşmanın sonu olmuştu. Suna yüzündeki gülümsemeyi silmeden uzaklaşıp işine devam ettiğinde Osamu gülerek Atsumu'nun yanına ilerlemişti.
"Sikeyim seni." diye mırıldandı Suna. Şişkinliği belli oluyordu, uzun bir tişört giymeliydi gidip.
Hepsi salondaydı birkaç dakika sonra. Önce Atsumu'yla Suna başlayıp kazanan Osamu'yla oynayacaktı. Şu an Atsumu ikisinin çocuğu gibiydi, o istedi diye oturmuş oyun oynuyorlardı.
Suna oyuna odaklanmaya çalışsa da izlendiğinin farkında olduğu için zor oluyordu. Gerçi, o izlenmeye çok alışıktı. Etrafında sürekli onu izleyen insanlar olmuştu hayatının her döneminde. Şimdi de bunu Osamu yapıyor diye garip hissetmesi saçmaydı.
Atsumu'ya kaybettiğinde buna şaşırmamıştı, çocuğu tebrik edip kalkmıştı Osamu geçsin diye. Hazır kalkmışken hazırladığı kokteylden getirecekti atıştırmalık eşliğinde.
Masaya bardakları ve içeceği koyarken iki çocuk da bir saniyeliğine bakmıştı ona. "O ne?" diye sordu Atsumu gözünü ekrana geri çevirirken.
"Tarifini bir barmen arkadaşımdan aldığım kokteyl. İçmek istemezseniz başka bir şeyler de var, kalmayacaksınız nasılsa."
"Biraz içeriz, sorun olmaz."
"Güzel o zaman."
.
Oyunla beraber ve sonrasında olarak iki bardak içmelerinin ardından kalkmışlardı, Suna onlar gittikten sonra tek başına içmeye devam etti fakat sarhoş olmayı planlamamasına rağmen kokteyl olduğu için hızlı içtiğini fark edememiş ve abartmıştı yine.
Çok sıcaklayınca tişörtünden ve eşofmanından kurtularak kendini yatağa atmıştı. Terlemişti çok, alnını elinin tersiyle sildikten sonra telefonunu eline aldı.
Osamu'ya mesaj atmak istemişti ama gözlerini sabit tutamayacağı için ses atacaktı. Boğazını temizleyip nefes aldı konuşabilmek için.
"Niye öyle yaptın bugün? Atsumu varken niye öyle davranıp zorladın beni?"
Osamu gelenü mesajı dinlediğinde çocuğun sarhoş olduğunu anlamış ama sesinden özellikle bir keyifsizlik hissi almadığı için ona bir şey dememişti.
Zorladım mı
Ne yapmışım ki
"Dalga geçme benimle. Yaptığın ayıp."
Sen de geri durmadın
"Bir de duracak mıydım? Sen küçüksün, sen saygılı ol. Senpai desene sen bana ya!"
Bunu söylerken bile sesinde beliren mızmızlığa gülmeden edemedi Osamu. Cidden çok sevimliydi, ilk karşılaştıklarında içinde böyle birinin olacağını hiç tahmin edemezdi.
Senpai mi diyeyim?
"Evet de!"
Senpai
Suna bunu sadece okumuş olsa bile Osamu'nun sesiyle düşündüğü için bir an ekrana bakakalmış, sonra sertçe yutkunup kendini zorlayarak mesaj yazmıştı.
Osamu
Sesli söyler misin
Osamu çocuğun isteği karşısında kalbinin hızlandığını hissederken boğazını temizledi ve kaydetme tuşuna bastı. İki saniye bekledikten sonra anca dökebilmişti kelimeyi dudakları arasından.
Suna bunu duyduğunda altında hissettiği sızlamayla gözlerini kapattı ve üst üste birkaç kez daha dinledi. Bu kelimeyi duymanın onu azdıracağını hiç düşünmemişti şimdiye kadar.
Suna
Uyudun mu
Hayır
Yazmayınca uyudun sandım
Beğendin mi bari
Neyi
İstediğin şeyi
Osamu
Gıcıklığına yapıyorsun değil mi
"Neden öyle diyorsunuz senpai? Sizi neden gıcık etmek isteyeyim ki?"
Attığı sesle Suna aklını yitireceğini hissederken artık telefonunu tek elinde tutuyordu. Aldığı derin nefesler yardımıyla sakin olmaya çalışıyordu ama düzgün düşünemiyordu şu an.
Amacın ne
Bir amacım yok
Sen istedin söylememi
Sarhoşum ben
Dediğim her şeyi yapacak mısın
"Sözünüzü dinliyormuşum ya senpai." cümlesiyle elini hızlandırırken inlemesini içinde tutamadı Suna. Sevişmek istiyordu ama bunu yapamayacağı için kendisiyle biraz uzun bir süre oynamalıydı.
Siktir git
Hoşuna gitmiyor sanki
İyi bir şeye sebep olmuyorsun
Ne gibi
Suna'nın cevap vermemesiyle sorusunu tekrarladı.
Ne gibi senpai?
Zorluyorsun
Bir kelimeyi kullandığım için zorluyorsam seni etkiliyor olmalı
Yok öyle bir şey
Yalan söyleme Suna
Şu an ne yapıyorsun
Hiçbir şey
Hiçbir şey hm?
Elinin meşgul olduğuna eminim
Uğraşıyorsun benimle
Ben de seninle uğraşırsam hoş olmaz ama
Öyle mi
Çok agresifsin
Beğenmedin herhalde
Beğendim
Uğraşsana benimle hadi
Yazdığı mesajdan sonra Suna'dan en fazla bir fotoğraf gelebileceğini düşündü ama öyle olmamıştı çünkü Suna o an ilk aklına gelen şeyi yaparak boşalana kadar sesini kaydetmiş ve bunu hiç düşünmeden çocuğa göndermişti.
Suna
Sabah gözünü açtığın anda sikilmeye başlamak ister misin
Hâlâ yapıyorsun
Dahasını da mı istiyorsun
Dahasına yarın kendim sebep olacağım
Şimdi uyuyorsun
Emir verme bana
Veriyorum
Uyumazsan birkaç gün kendi kendine idare edersin
Benimle sevişmezsen sevişecek birini bulurum
Cidden mi Suna
Bulur musun:)
Bunu yazarken aslında kendine güvendiği ya da bulmayacağından emin olduğu için değildi. Sadece blöf yapmıştı işe yarayacağını umarak. Suna'nın söylediği şey cidden gerilip üzülmesine neden olsa da bunu belli etmeyecekti. Cevabına göre belirlenecekti üzüntüsünün devam edip etmeyeceği zaten.
İyi geceler Osamu
İyi geceler Suna
Diğer bölüm de bi s*kiş dönecek buralarda ama bu sefer gerekli. Onunla bir yere varıcaz birlikte merak etmeyin yazarınız düşündüğü her şeyi koymaya çalışıcak