✧
Lütfen başlamadan önce yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın...♡
⋆｡˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧･ﾟ
Yemeklerini yedikten sonra sofra yine köleler tarafından kaldırılmış, bulaşıklar yıkanmak üzere mutfağa girilmişti. İkisi de önlerine bir önlük bağlamış, ellerine sarı bulaşık eldivenlerini giymişti.
Ama aradan çok geçmedi ki, Jin yavaşça mutfak kapısına yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturdu. "Patron, bırak bulaşığı Jisung yıkasın."
Felix arkasını dönüp Jin'e baktıktan sonra, derin bir nefes verdi. Onun neyin beklediğini bilmiyordu ama ikizlerin bir planı vardı ve Felix kaybettiği iddia yüzünden onlara ayak uydurmak zorundaydı.
Eldivenlerini çıkartıp masaya bıraktıktan sonra beline uzandı, önlüğün fiyonkunu çözmeye koyuldu ancak o esnada Jin onu böldü. "O kalsın patron."
Felix gülerek başını iki yana salladı. Jisung'a kolay gelsin diyerek mutfaktan ayrıldı. Önde Jin, arkada Felix, yavaşça merdivenlerden çıktılar. Sam'in kaldığı yatak odasının önüne geldiklerinde Jin geçmesi için kapıyı açtı.
Felix içeri girdikten sonra arkasından girdi, kapıyı kapattı. Gece, şimdi başlıyordu.
✧
Jin kapının yanındaki ışığı açtığında, Felix bir anlığına gözlerine inanamadı. Bu orospu çocukları, cidden 24 saat boyunca yapabilecekleri her şeyi deneyeceklerdi.
Sam'e ait olan büyük yatağın üst demirlerine iki tane kelepçe takılıydı. Bilek kısımları kırmızı tüyden olsa da, can acıtacaklarına emindi. Odada başka hiçbir oyuncak görünmüyordu, ama bunun aldatmaca olduğuna emindi. Gözünü korkutmamak için sakladıklarını hissediyordu.
Yatağın üstünde bacak bacak üstüne atmış oturan adam, avucunun içiyle iki kere yatağa vurdu, oturmasını işaret etti. "Gel bakalım patron."
Hayır deme şansı vardı sanki. İddia kaybetmişti. Sırf idda yüzünden, başka bir şeyden değil.
Sam'in yanına oturduğunda, bu sefer Sam ayağa kalktı, saatini kontrol ettikten sonra işaret parmağıyla kelepçeleri işaret etti. "Patron, beş dakikan var. Tamamen soyun ve kendini bu kelepçelere bağla."
İkizler bir şey söylemeden odadan çıkarken, Felix arkalarından bakakaldı. Ah şu idda, hep onun yüzünden.
Yüzü kıpkırmızı olsa da aldırmayarak çırılçıplak kalana kadar soyundu. Ardından yatağa çıktı. Kedi gibi dört ayağının üzerinde sürüklenerek beyaz bedenini yatağın başına kadar götürdü. Kelepçenin birisini taktı, ama bir eli bağlıyken ikincisini takamadı, çaresizce beklemeye başladı.
İkizler tam beş dakika dolduğunda odaya girdi. Çıplak Felix önlerinde uzanırken, beyaz gömlek ve siyah kumaş pantolonu giymiş ikizler, yavaşça Felix'in yanına yaklaştılar.
Felix'i o halde gördüğünde Sam yanına oturdu, kalan kelepçeyi de takmasına yardımcı oldu.
Jin ise tuttuğu bardağındaki son yudumunu aldı.
Yn: bunların enerji şaka mı... Ben yandım.
Bardağını yatağın yanındaki sehpaya bıraktıktan sonra, yavaşça çekmeceyi açtı. Çıkarttığı iki çift siyah deri eldivenin birisini kardeşine uzattıktan sonra, ikisi aynı anda ellerine giydiler.
Felix başına gelecekleri çok net hissediyordu. Hatta, fazlasıyla...
İkizlerin hareketlerini sabırla izlerken çoktan sertleşmiş olduğunun farkında değildi. Farkettiğindeyse, önüne siper edebilecek hiçbir şeyi yoktu. Elleri bağlı, çoktan çırılçıplaktı.
Jin, elini bir kere daha çekmeceye attı. Bu sefer, bir tasmayla ayrıldı çekmeceden.
Tasma Felix'in boynuna bağlanırken, Felix'in çıt sesi çıkmıyordu. Tüm vücudu kıpkırmızıydı ve çoktan sert olduğunu görmüşlerdi. Saklayacak bir şeyi yoktu artık.
Bu sefer çekmeceye uzanan Sam oldu. Kara delikti sanki amına koduğunun çekmecesi, içinden sürekli bir şeyler çıkıyordu.
Çıkan şeyse, bir anal plugtu. Ne olduğunu biliyordu, ama daha önce hiç deneyimlememişti. Jin Felix'in bacaklarını tutup kalçasını çıkartmak için yukarı kaldırdığında, Sam de Felix'i inleterek plugu içine yerleştirdi.
Felix bir yandan utançtan kasılırken, öbür yandan aslında gevşiyordu. Küçük top deliğinin kasılmasını engelliyordu. "Igghh~" diye ufak bir inleme koyverdi Felix.
"Deliğini bizim için açık tut patron." Dedi Jin. "Birazdan oraya döneceğiz."
Yatağın altından, siyah bir kırbaç çıkardılar. Yarım metreyi zar zor aşan, ince bir çubuktu aslında bu. Ucunda deri ile yuvarlak bir yapısı vardı. Kalın sapının ucundaysa bileğe geçirilecek deriden halka bir ipi vardı.
Felix deliğinden içeri girip onu gevşeten plugun etkisinden daha kurtulamamışken, kırbaçla gözleri açıldı. "Hayır..." Diye fısıldadı kendi kendine.
Jin kırbaçı tutarken, Sam yatağa çıktı, Felix'in üzerine ilerleyerek yüzüne yaklaşı. "Bir şey mi dedin patron?"
"Hayır..."
"Güzel." Sam sırıttı, geri çekildi.
Salak, hayır demişti. Ama Felix'in bir daha ses çıkartacak gücü yoktu. Zaten ağzına yerleştirdikleri gag ball, Felix'in tüm bedenini de, beynini de eritmişti. Artık konuşacak mecali de yoktu, bu orospu çocuklarının yanında çok savunmasızdı.
İkisi Felix'in birer yanına uzandığında, Felix kendini koyverdi. Birer göğsüne yaklaşan dillere baktıktan sonra, kafasını yavaşça aşağı bıraktı.
Jin bir göğsü, Sam de öbür göğsü ele geçirdi. Avuçladıkları göğsü sıkarka kendilerine doğru çekerken, dudaklarını göğüs uçlarına yaklaştırdılar. Sam hırıltılı bir şekilde sert davranır, dişler, sertçe emerken, Jin daha sakin öpücükler, ara ara dil darbeleriyle uyardı onu.
Felix'in beyni tamamen erimişti, sadece göğsünden uyarılarak boşalacak hale gelmişti. Bu yüzden durmalarını istiyordu. Ama ne ağzıyla söyleyebilirdi, ne eliyle gösterebilirdi. Çaresizce yapabildiği kadar inledi.
Sertleşmiş penisinin seğirdiğini fark eden Sam olmuştu. Sırıtarak kafasını göğüsten kaldırdı, elini Felix'in oenisine uzatarak tuttu, baş parmağını ucuna yasladı. "Sadece bununla gelmeyeceksin heralde patron?"
"Iığğğgh!"
Jin de kafasını kaldırdı, Felix'e bakarak sırıttı. "Göğüslerim ne kadar hassas patron. Beni çıldırtıyorsun~" oturduğu yerden kalktı, siktiğimin çekmecesine bir daha elini attı. Bu sefer, Felix gördüğünde çığlığı basacaktı. Durduğu yerde debelendi, ama kurtuluş denemesi başarısız oldu.
İkizler penis plugu yavaşça penisine geçirirken, ağlamamak için kendisini zor tutuyordu.
"Zevki sadece senin alman hoş değil patron." Dedi Jin tepesinde sırıtırken. "Bize de ayır."
Felix'in bacak arasına çömeldi. Felix'in plug yerleştirilmiş seğiren penisini ve toplarını elleriyle yukarı ittirdi, dudaklarını Felix'in deliğindeki anal pluga yaklaştırdı. Dişlerinin arasına alıp yavaşça çekerken Felix yine kafasını geri attı, Sam ise izlediği manzara karşısında sesli bir nefes almadan edemedi. Nefesleri kesilecek gibiydi. Heyecanlı olan, sadece Felix değildi.
Jin pantolonunu çıkarmadan fermuarını indirdi, kendi taş gibi sertleşmiş seğiren penisini Felix'in deliğine dayadı. Zaten çoktan şişmiş ve oldukça gevşemiş deliğe tek seferde girdi.
"Iııığhh!" Felix can havliyle bağırmaya çalıştı. Kan ter içinde kalmış, nefes almakta bile zorlanıyordu artık. Bir şeyler söylemeye çalıştığını anladıklarında, Sam Felix'in boynuna bağlı tasmanın sapını tuttu, Felix'i yavaşça kendisine doğru çekti.
"Bir şey mi söyleyeceksin patron?"
Felix ağlayarak başını aşağı yukarı sallayınca, Sam gag ball'ı çıkarttı. Felix önce nefeslenmek için biraz duraksadı, ama Jin alttan sürekli vurduğu için hala odaklanamıyordu.
Duvarını yırtarcasına içine girip en derine vuran Jin'in büyük aleti, beynini tamamen eritmişti artık, hiç düşünemiyordu. Hiçbir şey söyleyemedi, yavaşça Sam'in dudaklarına yaklaştı. Ama Sam, geri çekildi.
O da aynı Jin gibi fermuarını indirdi, sert aletini Felix'in dudaklarının arasına yerleştirdi. "Dişin değmesin patron, yoksa ben de aşağıya geçerim."
Felix başını aşağı yukarı salladı, dudaklarının arasındaki penisi yavaşça yalamaya başladı. Ama Jin sürekli sert bir şekilde vurduğundan, dişleri deyip duruyordu.
"Pekala." Dedi Sam geri çekilirken. "Uyarmıştım."
"Dur!" Dedi Felix, ikizinin yanına geçen Sam'in arkasından bağırırken. "Jin yüzünden oldu!"
Jin, daha önce hiç olmadığı kadar sert bir şekilde vurup Felix'i yatağın içinde biraz zıplattığında, yüzünde bir sırıtış vardı. "Ayıp ediyorsun patron, yeterince derine inmemiştim bile~" ardından kardeşine bakıp sırıttı. "İkimize yetecek kadar yer var."
Sam da sırıtarak omzunu kardeşinin omzuna dayadı, Jin'in girip çıktığı deliğin başına aletini dayadı. İkisi bir anda girdiğinde, Felix artık yatakla bütünleşmişti. Bu, zevk değildi artık, başka bir şeydi.
Jin kırbacı da eline alıp Felix'in havadaki kalçasına sertçe patlattığında, Felix bir çığlık akabininde bağırdı. "Sikimdekini... Çıkartın! Patlayacak şimdi! Çok acıyor!"
"Biz daha hazır değiliz patron~"
"Ben hazırım orospu çoc-" Sam, Felix'in lafını bitirmesine izin vermeden eğildi, az önce çıkardığı gag ball'ı yeniden Felix'in ağzına yerleştirdi.
Felix ağlıyordu. Acıdan mı, zevkten mi, sinirden mi, şehvetten mi, seks düşkünlüğünden mi, arzudan mı... Neden ağladığını bile düşünemeyecek kadar uçmuştu kafası, ama ağlıyordu işte.
Sonunda ikizler yeterince doyduğunda, Felix'in içine boşaldılar. İkisi de aynı anda, sıcak ve kaygan sıvısıyla Felix'in içine boşalmışlardı.
"Iııhhh!" Felix'in sesiyle sırıtarak birbirlerine döndüler. Ardından yavaşça Felix'in penisindekini çıkartıp boşalmasına izin verdiler.
𓀐 𓂺
Bayırdomuzugibiazdımamk